Bölüm 956: Deli

avatar
4302 8

Martial God Asura - Bölüm 956: Deli


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Jiang Qisha! Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen dâhi, Jiang Qisha!"

 

"Çok güçlü. Bu yaşta çoktan dördüncü seviye bir Dövüş Kralı. Gerçek bir dâhi! Murong Xun'u bırakın Chu Feng bile kıyaslanamaz onunla!"

 

Şölendeki insanlar coşku dolu tezahüratlara başlamıştı. Herkes bir şeyler konuşuyordu. Jiang Qisha'nın gücü herkesin dikkatini çekmişti. Bırakın dördüncü seviye olanı bu kadar genç bir Dövüş Kralı bile hiç görmemişlerdi.

 

Hepsi kuyunun dibindeki kurbağalar gibiydi. Jiang Qisha'ya bakınca yeni bir dünya görüyorlardı. Hepsi hayranlık içerisinde kalmıştı .

 

Birçok genç kadın kalbini bu genç adama kaptırmıştı bile . Hepsi toz pembe hayallere dalmıştı. Birçoğu o tahtta oturan kişi olmak istiyordu. Jiang Qisha gibi biriyle evlenmeyi düşlüyorlardı. Jiang Qisha onların yanından geçtiğinde kalpleri hızlanıyordu, kendilerine baktığını düşünüyorlardı.

 

Bırakın kadınları bazı erkekler bile Jiang Qisha'ya hayranlık dolu gözlerle bakıyordu. Jiang Qisha'nın gücünden etkilenmişlerdi.

 

Güç. Bu dünyada güç her şeydi. Geriye kalan hiçbir şeyin önemi yoktu. Güç dedin mi akan sular dururdu.

 

Doğu Deniz Bölgesi halkının tezahüratları ve hayranlık dolu bakışları altında Jiang Qisha gülümseyerek ilerliyordu. Ama nazik bir gülümseme değildi bu, küçümseyici bir gülümsemeydi. Jiang Qisha'nın yüzünde alaycı bir gülümseme vardı.

 

Onun gözlerinde buradaki herkes birer ahmaktı, fazlası değil. Hepsi birer çöptü ama yine de yetiştirme yapmaya çalışıyorlardı.

 

Bu yüzden de Jiang Qisha en yükseğe ulaştığında kalabalığa bir konuşma yapmadı. Bunun yerine küstah bir ses tonuyla bağırarak konuşmaya başladı, "Chu Feng'i tanır mısınız?"

 

"Tanırız!" diye hep bir ağızdan bağırdı kalabalık.

 

"O zaman Zi Ling'i de tanırsınız?" Diye sordu Jiang Qisha tekrar.

 

"Tanırız!" diye tekrar bağırdı kalabalık.

 

"O zaman Chu Feng ve Zi Ling'in birbirini sevdiğini de bilirsiniz?" Diye sordu Jiang Qisha gülümseyerek.

 

"Ne? Bu..."

 

Bunu duyan insanlar şok olmuştu. Ama Chu Feng ve Zi Ling arasındaki ilişkiyi duymuşlardı.

 

Ölümsüz İnfaz Takımadasının dağıttığı davetiyelerde Chu Feng ve Zi Ling'in birbirini sevdiği yazıyordu, yani herkes bu konuyla ilgili az çok bir şeyler biliyordu.

 

Ama Zi Ling Jiang Qisha'nın evlenmek üzere olduğu kişiydi! Neden birden bu konuyu açtığını kimse anlayamamıştı.

 

"Hah..." Kalabalığın şaşırmış bakışlarını gören Jiang Qisha hafiften güldü. Sonra da "Bu bilinen bir şey. Bana inanmıyorsanız Zi Ling'e soralım o anlatsın."

 

"Bunu söylememin sebebi de şudur, Chu Feng ve Zi Ling arasında nasıl bir ilişki olduğunun benim için bir önemi yok. Beni kimse durduramaz. Sevgilisini elinden alıyorum, onunla evleniyorum. Ne yapacakmış?" Jiang Qisha kahkaha atmaya başladı, aklını kaybetmiş gibi gülüyordu.

 

Evlilik gününün sevinç ve neşe dolu olması gerekirdi. Kötü şans getirmemesi için nahoş konular konuşulmazdı. Jiang Qisha gibi böyle yaptığı şeytani şeylerden bahseden bir damat görülmemişti.

 

Söyledikleri doğru olsa bile herkesi rahatsız etmişti. Söyledikleri hem kendini kötü gösteriyordu hem de uzaklardan buralara kadar gelen insanları işbirlikçi yapıyordu.

 

Ama Jiang Qisha kalabalığın ne düşündüğünü umursamıyor gibiydi, sözlerine devam etti. Kahkahası durduktan sonra, "Neden Zi Ling'le evleniyorum biliyor musunuz? Güzelliği yüzünden? Kabul etmek lazım çok güzel bir kız. Şu ana kadar gördüğüm en güzel kız desem yalan olmaz," dedi.

 

"Ama dünya büyük, güzellikten bol bir şey yok. Tabii ki bir kadınla sırf güzel olduğu için evlenmem. Kutsal gücü yüzünden onunla evleniyorum."

 

"Zi Ling'in vücudunda kutsal gücünü mühürleyen bir Cennet Tutan Hap var. Ama yirmi yaşına gelip de bir erkekle aşk yaşayınca kutsal gücü o kişiye geçecek. Benim istediğim de bu güç işte."

 

"Peki ben gücünü aldıktan sonra Zi Ling'e ne olacak diye sorabilirsiniz? Yetiştirme bile yapamayan bir çöp olacak, söyleyeyim."

 

"Peki yine sorabilirsiniz, güçlerini aldıktan sonra ona ne olacak? Onun gibi bir güzelliğe zarar vermeyi hiç istemem ama güzelse ne olmuş yani? Yetiştirme yapamayan biri ne işe yarar? Arzularımı yatıştırmaya yarayan bir şey olacak sadece! Hahahaha...." Sözlerini bitiren Jiang Qisha tekrar çılgınlar gibi kahkahalara boğuldu.

 

İnsanların yüzü buruşmuştu, ne diyeceklerini bilemiyorlardı. Jiang Qisha'nın söyledikleri neşeli havayı mahvetmişti.

 

Ne olursa olsun Zi Ling Doğu Deniz Bölgesinin bir numaralı güzelliği olarak bilinirdi, Jiang Qisha ise ondan "arzularımı yatıştıracak bir şey" diye bahsetmişti. İnsanlar bunu yediremiyordu.

 

"Atam, bu Jiang Qisha çıldırmış mı? Neden böyle bir günde böyle şeyler diyor? Sadece kendini değil bizi de kötü gösteriyor. Ne de olsa bu evliliğin ev sahipliğini bizler yapıyoruz," dedi Murong Mingtian'a Murong Niekong.

 

"Hep bir deliydi zaten bu çocuk, ama aptal değil. Ne isterse yapar, bize de sadece izlemek düşer. Nasıl bir numara oynuyor görmek istiyorum." Murong Niekong'a kıyasla Murong Mingtian çok daha sakindi.

 

"Neden kimse bir şey demiyor? Beni içinde bir zerre iyilik bile olmayan bir şeytan olarak görmüyor musunuz?" Diye sordu Jiang Qisha birden.

 

"Sen de anan da şeytansın! Zi Ling'le evlenmeyi bırak, yaşamaya bile layık değilsin! Doğu Deniz Bölgesinden defol git!" Yaşlı bir adam birden ayağa kalkmıştı. Jiang Qisha'ya sövüp saymaya başlamıştı.

 

Jiang Qisha'nın yüz ifadesi değişti. Avucunu açtı ve bir patlamayla yaşlı adam yok oldu, bir kan gölüne dönüştü.

 

"Başka var mı?" Yaşlı adamı bir hamlede öldüren Jiang Qisha'nın gözleri buz gibiydi.

 

Herkes kafasını eğdi, kimse bir şey diyemiyordu. Ne kadar acımasız olduğunu gördükten sonra kim bir şey diyebilirdi ki?

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr