Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Öhö öhö" You Mingndeng sesli sesli öksürdü ve zihinsel bir mesajla "Siz üçünüz ne diye bekliyorsunuz? Bu kadar insan bekliyor farkında değil misiniz?"

"Bu..." Xuan Xiaochao ve You Tonghan diyecek bir şey bulamıyordu. You Mingdeng'in onları zorladığının farkındalardı.

"Aramızı çok açmayalım. Giriyorsak beraber girelim," dedi Fu Fengming gülümseyerek.

"Kötü bir fikir değil. Hadi kardeşlerim, birlikte girelim." Xuan Xiaochao ve You Tonghan da kafasını sallayarak bunu onayladı.

Sonrasında da omuz omuza birlikte yürüyerek oluşuma doğru gittiler.

Herkesin bakışları bu üçündeydi. Kalbi hızlananlar bile vardı.

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının liderinin bu üçünden biri olacağının hepsi farkındaydı .

*whoosh*

Xuan Xiaochao ve diğerleri büyük adımlarla onuncu katmana kolaylıkla girdi. Bu herkesi şaşırtmıştı, onların ne kadar hünerli olduğunu gösteriyordu.

Dokuzuncu katmana girdiklerinde hızlarında biraz azalma olmuştu ancak yüz ifadeleri aynıydı. Yine kolaylıkla dokuzuncu katmanı da geçip sekizinci katmana girdiler.

Sekizinci katmana girdiklerinde hem hızları düştü hem de yüz ifadeleri değişti. Ayakta durmak için büyük bir çaba gösterdikleri belliydi.

Buna rağmen üçü de sekizinci katmanı geçip yedinci katmana vardılar. Ancak bu katmanda attıkları her adım daha da zorlaşıyordu. Yedinci katmanda ilerledikçe alınlarındaki ter damlacıkları çoğalıyordu.

Nefesleri düzensizleşmeye başlamıştı. Yüzleri bembeyaz olmuştu. Öyle bir zorlukla yürüyorlardı ki sanki bacaklarına on binlerce iğne batıyordu.

Bir adım. İki adım. On adım. Yirmi adım. Sonunda altıncı katmanın sınırına geldiler.

Buraya gelince üçü de durdu. Biri bile bir adım ilerlemedi. Birbirlerine gülümseyerek bakıyorlardı.

İnsanlar ise nefeslerini tutmuş üçünü dikkatle izliyordu. Boğazlarındaki yumru yürek kadar olmuştu. Xuan Xiaochao ve diğerlerinin insanlar arasındaki ejderler olduğuna şüphe yoktu. Her biri tarikatın başına geçme potansiyeline sahipti.

Ancak sadece bir tarikat lideri olabilirdi. Yedinci katman zaten yeterince zordu, altıncı katman kazananın belirleneceği katman olacaktı.

"Hadi! Birlikte girelim! Kim tarikat lideri olursa olsun dostluğumuz baki!" Dedi Fu Fengming.

Xuan Xiaochao ve You Tonghan da kafasını sallayarak bunu onayladı. Gözlerinde bir azim ışığı parladı. Büyük bir adım atarak hep birlikte altıncı katmana girdiler.

"Ahh!" Altıncı katmana girdiklerinde Xuan Xiaochao'dan acı dolu bir feryat yükseldi ve oluşumdan dışarı fırladı.

*whoosh*

Xue Xiyue suratını astı. Uçarak Xuan Xiaochao'yu kollarına aldı ve eski yerine geri döndü.

"Ahh, seni velet, neden elinden gelenin en iyisini yapmadın?" Xuan Xiaochao'yu inceleyen Xue Xiyue hayal kırıklığıyla müridini azarladı.

"Özür dilerim usta, seni utandırdım," Xuan Xiaochao hatasını utanç dolu bir suratla kabul etmişti.

"Ahh, neyse ne. Dostluğa çok önem veriyorsun. İleride tarikat lideri olsan da kararlı biri olamayacaktın. Sendense o ikisinden biri Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının lideri olsun daha iyi, en azından tarikatı batırmazsın." Xue Xiyue elini salladı. Yüzünü buruşturmuştu belki ama müridi çok da suçlamıyordu.

Bu sözler birçok insanı şaşırtmış olsa da Chu Feng gerçeği görmüştü: Xuan Xiaochao kasıtlı olarak geri çekilmişti. Devam etse edebilirdi ama lider olmak istememişti.

Xuan Xiaochao'nun lider olmaya merakı yoktu belki ama Fu Fengming ve You Tonghan'ın farklı olduğu belliydi. O sırada dişlerini sıkmışlardı ve gözleri kan çanağına dönmüştü. Oluşumun ne kadar büyük bir baskı uyguladığını tahmin etmek zor bir şey değildi.

Ama bu ikisi de aslında çok da lider olmak istemiyordu. Sadece ustalarının emirlerine karşı gelmeleri çok zordu. Şu anda gösterdikleri çaba kendileri için değil de ustaları içindi.

Kendilerini bin bir çabayla büyüten ustaları söz konusu olduğunda kolay kolay pes etmezlerdi. Sonuna kadar devam edeceklerdi.

Ancak er ya da geç ikisinden biri düşecekti ve altıncı katman onların son durağıydı. Bu güçleriyle altıncı katmanı geçmeleri mümkün değildi.

"Lanet olsun!" Fu Fengming'in yüz ifadesi birden değişti. Sonra da kan öksürmeye başladı. Vücudu titredi ve ayağı kaydı. Yaydan çıkmış bir ok gibi fırlayıverdi oluşumdan.

*whoosh* Fu Liansheng hemen Fu Fengming'i yanına çekti.

"Ustam kusura bakmayın beceremedim. Lütfen cezalandırın beni." Fu Fengming yere iner inmez diz çöktü.

"Adil bir yarıştı, ne suçu işledin sanki? Elinden geleni yaptın, biliyorum." Fu Liansheng gülümseyerek Fu Fengming'i ayağa kaldırdı, Xue Xiyue'den daha nazikti.

You Mingdeng sevinç doluydu. Kendi müridi, You Tonghan, kazanmıştı. Artık müridinin ayakta durup duramadığının bir önemi kalmamıştı. "Han'er, kazandın. Devam etmene gerek yok, gel dışarı!" dedi.

You Tonghan tamamen baskıya dayanmaya odaklanmıştı. Fu Fengming'in kaybettiğini fark etmemişti bile, ancak You Mingdeng'i duyunca kendine geldi.

*whoosh*

Oluşumdan fırladıktan sonra alnındaki teri sildi ve birazcık şüpheyle sordu, "Kazandım mı usta?"

"Han'er, kazandın! Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının lideri olacaksın," dedi You Mingdeng kafasını sallayarak. Yaşlı ihtiyar gülümsemeden duramıyordu.

You Tonghan'ın da yüzünde heyecan dolu bir gülümseme vardı. Sonunda ustasını gururlandırdığını biliyordu.

"Koruyucu Efendi, liderlik pozisyonunun böyle belirlenebileceğini düşünmüyorum." Ama o sırada birinin itirazı duyuldu.

Konuşan kişi Altın-pelerinli On Kardeşin lideri, Yaşlı Liu'ydu.

"Ne demek istiyorsun?" You Mingdeng'in yüzü buruşmuştu.

"Koruyucu Efendim, madem tarikat lideri genç nesilden seçilecek, Chu Feng'i nasıl dışarıda bırakabiliriz?"

"Herkes Chu Feng'in Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bir üyesi olduğunu biliyor. Ayrıca Doğu Deniz Bölgesinde herkesin tanıdığı bir dâhi. Murong Xun bile onun karşısında duramıyor. Sorabilir miyim, Doğu Deniz Bölgesindeki hangi genç Chu Feng'i yenebilir?"

"Ayrıca Chu Feng gelip Şeytan Mühürleyen Kılıcına dokundu! Toprak Kralı buna şahitlik edebilir."

"Bence de lider genç nesilden seçilmeli ancak Chu Feng olmadan bu seçim yapılmamalı. Bunun adil olduğunu düşünmüyorum," dedi Yaşlı Liu. Yaptığı şey büyük bir cesaret istiyordu. Chu Feng için adalet talep ederek hayatını riske atıyordu.