Bölüm 933: İmperiyal Kapının Açılması

avatar
4570 9

Martial God Asura - Bölüm 933: İmperiyal Kapının Açılması


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

*aoo--*

 

Qiu Canfeng hamlesini yaptıktan sonra dört canavar paniğe kapıldı. Güçleri sınırlıydı, öncesinde sadece Chu Feng ve Taikou'yu bastırmaya odaklanmışlardı, yani Qiu Canfeng'i bastırmaya harcadıkları güç azalmıştı.

 

Bu da Qiu Canfeng'i bastırmaya harcadıkları gücün zayıflaması ve Qiu Canfeng'in aurasının serbest kalıp onun da savaşa katılması anlamına geliyordu.

 

Dört canavar tüm güçlerini kullanarak durumu tersine değiştirmeye çalışıyordu ama Qiu Canfeng'in gücü patlamıştı bir kere ve canavarların gücü sınırlıydı.

 

Qiu Canfeng'i bastırmak istiyorlarsa Qiu Canfeng ve Taikou'yu görmezden gelmeleri lazımdı. Taikou'yu bastırmak istiyorlarsa da Qiu Canfeng'i görmezden gelmeleri gerekiyordu. Hem önden hem arkadan saldırıya uğruyorlardı ve şimdi güçsüz bir durumdalardı. Kaybetmeye mahkumlardı.

 

*buuum--*

 

Sonunda bir patlama oldu. Tüm mezar sallanmaya başladı, katman katman şok dalgası hiddetli canavarlar gibi her yere yayılıyordu, her şeyi ve herkesi yutuyordu.

 

Şok dalgalarının merkezinde olan Chu Feng, Taikou ve Qiu Canfeng'in ise yüzleri gülüyordu. Sonunda rahat bir nefes almışlardı.

 

Dört büyük canavarın sonu gelmişti. Şok dalgalarının ne kadar şiddetli olduğunun bir önemi yoktu, Chu Feng ve diğerleri için bir tehdit unsuru değildi. Dört Sembollü Bağlanım Oluşumu sonunda kırılmıştı ve başladıklarından beri on altı saat bile geçmemişti.

 

"Ustam, tebrikler sonunda özgürlüğüne kavuştun." Chu Feng neşeyle ustasının önünde eğildi, mürit dediğinin böyle yapması gerekirdi de.

 

"Chu Feng, kalk ayağa, eğilme! Zaten utanıyorum. Seni müridim olarak aldım ve bir şey öğretmedim ama sen beni kurtardın. Asıl benim teşekkür etmem gerekir." Qiu Canfeng Chu Feng'i ayağa kaldırdı, yüzü minnet doluydu.

 

"Ustam demesene öyle! Bu zaten yapmam gereken " dedi Chu Feng.

 

"Haha, gerçekten de senin gibi bir müridim olduğu için ne şanslıyım!" Chu Feng'in yaptıkları Qiu Canfeng'i sevinç doldurmuştu.

 

Duygulu duygulu Taikou'ya baktı ve "Taikou kardeş teşekkürler."

 

"Artık ikimiz de aynı taraftayız. Böyle sözlere gerek yok." Taikou elini salladı ama karşı tarafın bu nazik tavrını görünce o da daha bir arkadaş canlısı olmuştu.

 

"Bu his?" Tam da o anda Chu Feng'in yüz ifadesi değişti.

 

"Chu Feng, ne oldu?" diye sordu Taikou ve Qiu Canfeng, onların da yüz ifadesi değişmişti. Chu Feng'in yüzünde bir korku görmüşlerdi.

 

*güm güm güm güm güm--*

 

Uzaklardan gök gürültüleri gibi sesler gelmeye başlamıştı. Bu seslerle birlikte mezar da şiddetle sarsılmaya başlamıştı.

 

Taikou ve Qiu Canfeg arkalarını dönüp bakışlarını İmperiyal Kapıya çevirdi. Qiu Canfeng kolunu salladı ve beşinci seviye Dövüş Kralı gücünü yayarak şok dalgalarını defetti.

 

Ancak şok dalgaları kaybolduktan sonra yüzlerindeki huzursuz ifade tekrar değişti.

 

Onları endişelendiren şey İmperiyal Kapıdan gelen sesti ve endişeleri de boşuna değildi. İmperiyal Kapı baş döndüren altın parlaklığı ve kutsal aurasıyla birlikte yavaşça açıldı.

 

İmperiyal Kapının diğer tarafında insanı şok eden bir manzara vardı, bu ucu bucağı olmayan, yıldızlarla dolu bir göktü.

 

Samanyolu gümüş beneklerle bezenmişti, yıldızlar kayıp duruyordu ve hepsi ne kadar da yakındı.

 

İmperiyal Kapı tamamen açıldığında yedi renkli gökkuşağından oluşan geniş bir yol belirdi. Bu geniş yolun iki tarafında da muazzam heykeller vardı.

 

Heykellerin üstünde altından zırhlar vardı ve hepsi parlıyordu. Hareket etmiyorlardı belki ama kim bilir belki de kendi akılları vardı. Güçlü varlıklardı hepsi ve muhtemelen her biri üçünü de bir anda öldürebilirdi.

 

Gökkuşağı yolunun sonunda büyük bir şehir vardı. Şehrin yapıları muazzam ve çok güzeldi. Şehir bir cennete benziyordu.

 

Ama şehrin kapıları kapalıydı, içi gözükmüyordu.

 

"İmperiyal Kapı açıldı.. Bu gerçek bir İmparator Mezar!" Qiu Canfeng heyecandan yerinde duramıyordu.

 

"Gerçek bir İmparator Mezar? Ustam ne demek istiyorsun?" Diye sordu Chu Feng merakla. İmperiyal Kapının içindeki bütün bu şeylerin basit şeyler olmadığını hissedebiliyordu.

 

"En baştan başlamam lazım. İmparator Mezarlar çok yüksek seviyede hazinelerdir. Bu mezarlara girebilmek için en azından Dövüş Sanatı Kralı olman gerekir."

 

"Doğu Deniz Bölgesinde birkaç İmparator Mezar var ama bulduklarımızın içine çoktan girilmiş. İçindeki her şey alınmış."

K.N: Ne varsa dokuz eyalette var :D

 

"Örneğin Doğu Deniz Bölgesindeki Kraliyet Silahların birçoğu İmparator Mezarlardan çıkmıştır. Aslında İmparator Mezarlar arasında bile seviye farkları vardır. İmperiyal Kapısı olan İmparator Mezarların gerçek İmparator Mezarlar olduğu söylenir."

 

"Duyduğum kadarıyla İmperiyal Kapılar Dövüş İmparatorları tarafından yapılır. Gerçek bir uzmanın eseri yani."

 

"İmperiyal Kapının dışında normal şeyler vardır, gerçek hazineler İmperiyal Kapının arkasında yatar. Böyle bir efsane uzun süredir Doğu Deniz Bölgesinde dönüp dolaşır ancak İmperiyal Kapısı olan bir İmparator Mezarı şu vakte kadar kimse görmemiştir."

 

"Ama ben işte burada gördüm. İmperiyal Kapıyı görmekle kalmadım, gerçek bir İmparator Mezar ne kadar güçlü oluyormuş gördüm. Burada iki senedir esir kalmam da bunun bir göstergesi," diye anlattı Qiu Canfeng.

 

"Yani bu İmparator Mezar Doğu Deniz Bölgesinin ve doğu ülkelerinin en güçlü İmparator Mezarı mı?"

 

Chu Feng daha da şok olmuştu. Uzun süre önce keşfettiği bu İmparator Mezarların Doğu Deniz Bölgesinde görülmemiş türden bir mezar olmasını hiç beklemezdi.

 

"En azından bilinen İmparator Mezarlar arasında İmperiyal Kapısı olan tek mezar bu. Dehşet bir gücü ve yıkıcı bir kudreti var."

 

"Derler ki İmperiyal Kapıyı zorla açamazsın, kendi kendine açılması gerekir. Böyle bir şeyi kendi gözlerimle göreceğim aklımın ucundan bile geçmezdi. İmperiyal Kapıyı görmekle kalmadım, açıldığını da görebildim. İmperiyal Kapının içindeki gizemli dünyayı gördüm," dedi Qiu Canfeng duygu dolu.

 

"Evet! İmparator Mezarlarda mahsur kaldığını duyduğumda nasıl bir mezarın senin gibi birini esir alabileceği aklımı kurcalayıp durmuştu. Gelip de İmperiyal Kapıyı görünce her şeyi anladım."

 

"Ama ben de açılmasını beklemiyordum doğrusu."

 

"Bu devasa yıldızlı dünya... Ne güzel bir şey. Çok güzel. Gerçekten de girip bakasım var," dedi Taikou da gülümseyerek. Yaşlı gözleri arzu doluydu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44246 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr