Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Peki ya yapmazsam?" Diye kayıtsızca cevapladı Tantai Xue, ses tonu küçümseme doluydu.

"Yapmazsan sana ölümü arzulamak nasıl bir şeymiş gösteririm." Kuang Bainian'ın yüz ifadesi buz gibiydi. Avucunu açtı ve sol elinde yüzlerce muska belirdi.

Muskaları attıktan sonra muskaların üstündeki semboller hareket etmeye, değişmeye başladı. Muskaların hepsi parlayarak yüzlerce iskelet hâlini aldı.

İskeletlerin iki elinde iki kılıç vardı ve hepsinin alnında bir muska vardı. Her birinin aurası Kuang Bainian'ın kendi aurasından güçlüydü, bunlar ikinci seviye Dövüş Kralıydı.

"Allahım, bu..." Bunu gören Zhan Jiuxiao iç çekmekten kendini alamadı.

Kuang Bainian birinci seviye bir Dövüş Kralı olmasına rağmen hemencecik ikinci seviye Dövüş Kralı iskeleti çağırabilmişti. Bu tekniğe hayran olmamak mümkün değildi.

"Tıpkı düşündüğüm gibi, hepsi çok güçlü. Hiçbiri benden zayıf değil. Bildikleri teknikler de Doğu Deniz Bölgesinde kimsenin bilmediği teknikler."

"Görünen o ki You Mingdeng'in bu ikisine bulaşmama kararı doğruymuş." Chu Feng'in aklına Rüzgârlı Ovalardaki sahne gelmişti.

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının büyük Koruyucusu, dördüncü seviye Dövüş Kralı You Mingdeng Lanetli Toprak Tarikatından gelen birinci seviye ve ikinci seviye Dövüş Krallarından korkmuştu.

You Tonghan ve diğerlerinin kafası karışmıştı ama belli ki You Mingdeng durumu anlamış ve savaşmamayı tercih etmişti.

Doğru da yapmıştı. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının Lanetli Toprak Tarikatından gelen bu insanlar gençti belki ama kavradıkları teknikler çok güçlüydü. Her biri Doğu Deniz Bölgesinin en iyi uzmanlarını utandırırdı.

Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları gerçekten de dâhilerle dolu topraklardı.

"Şimdi bakalım bunla nasıl başa çıkacaksın." Şok içerisinde olan Chu Feng bakışlarını istifini hâlâ bozmamış olan Tantai Xue'ye çevirmişti.

Bu kız Kuang Bainian'dan çok daha alt seviyelerdeydi. Bainian birinci seviye bir Dövüş Kralı olmasına rağmen o hâlâ bir Dövüş Lorduydu.

Ama Chu Feng bu kızın ne kadar güçlü olduğunu görmüştü. Diğerlerinin bilmediği teknikleri biliyordu, Chu Feng bu kızın da Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelmiş olabileceğini düşünmüştü.

Konuşmalarından sonra bu gizemli ama güçlü kadının kesinlikle Doğu Deniz Bölgesinden olmadığını anlamıştı.

Yani bu iki dâhi arasında gerçekleşen sıradan bir savaş değildi. Bu Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen iki canavarın çarpışmasıydı.

*aoo--**

O sırada Kuang Bainian'ın yaratıkları birden kulakları sağır eden bir şekilde kükremeye başladı.

Hemen sonrasında iskeletlerin hepsi ileri sıçradı ve ellerindeki kılıçları sallayarak Tantai Xue'ye doğru ilerlemeye başladı.

"Kim ustama dokunmaya cüret ediyormuş?!" Üçüncü seviye Dövüş Kralı olan Dünya Ruhu da hemen oraya koştu.

Işık gibi iskelet ordusuna doğru ilerliyordu. Elindeki çift dişli mızrakla bir generalden farkı yoktu.

Çift dişli mızrağın dokunduğu her iskelet paramparça oluyordu. Dünya Ruhu tek başına tüm iskeletleri yok etmişti.

"Ruh Yıkıcı Muska!" Kuang Bainian suratını astı, tekniği defedilmişti. Kolunu hafifçe salladı ve bir muska daha attı. Bu garip ve çok hızlı bir muskaydı. Havada uçarken birden kayboldu.

*whoosh*

Bunu gören Dünya Ruhunun gözleri parladı ve hemen yana kaçtı. Gerçekten de yana kaçtıktan sonra muska eski durduğu yerde belirdi ve patladı.

*hmm*

Muskanın patlamasıyla birlikte bir şok dalgası daha yayıldı. Garip bir şok dalgasıydı bu gerçekten de. İnsanlara zarar vermiyordu ama Dünya Ruhları üstündeki etkisi çok büyüktü.

Ama Dünya Ruhu muskadan kaçmıştı, şok dalgası onu etkilemedi.

"Ne rezil ne aşağılık teknikler! Hak ettiğin cezayı alacaksın!"

Dünya Ruhu bu saldırıyı daha önce tatmıştı, zaten öfkeliydi. Kuang Bainian'ın bu tekniği tekrar kullanmasını beklemiyordu! Bu onu daha da sinirlendirmişti. Çift dişli mızrağıyla Kuang Bainian'a saldırdı.

"Hmph. Hünerlisin tamam ama biz bunları çok gördük. Bu kadar küstah olmanın tek sebebi böylesine bir Dünya Ruhun olması! Altı üstü Peri Ruh Dünyasından üçüncü seviye Dövüş Kralı bir ruh. Benimle bunla yüzleşebileceğini mi sandın?"

Dünya Ruhunun saldırısını gören Kuang Bainian kahkahalar atmaya başlamıştı. Sonra da önünde on tane Dünya Ruh Kapısı belirdi.

On kapıdan on ruh çıktı, hepsi de Canavar Ruh Dünyasındandı. Hepsi de üçüncü seviye Dövüş Kralıydı.

Ama Dünya Ruhlarının güçleri farklıydı. Canavar Ruh Dünyasından gelen ruhlar güçlüydü belki ama yine de Peri Ruh Dünyasının ruhlarından daha az sertti bu ruhlar. On tane üçüncü seviye Dövüş Kralı ruh olmasına rağmen yine de Peri Dünya Ruhuna kıyasla zayıf kalıyorlardı.

*whoosh whoosh whoosh*

Ama Kuang Bainian bunu düşünmüş gibiydi. Avucunu açtı ve on muska belirdi, on muskayı Dünya Ruhlarına doğru fırlattı.

*hmm*

Muskalar ruhlara yapıştıktan sonra bir parlama oldu ve garip bir güç ruhlarla birleşti. Etraflarında garip bir ışık dönen Dünya Ruhlarının aurası birden yükselmeye başladı. Artık hiçbiri Peri Dünya Ruhundan zayıf değildi.

*aoo*

Dünya Ruhlarının artık kendine olan güvenleri artmıştı. Kükreyerek Peri Dünya Ruhuyla dövüşmeye başladılar. İyi bir uyumları vardı ve kusursuz saldırı ve savunma yapıyorlardı. Peri Dünya Ruhunu bastırmayı başarmışlardı.

"Hmph. Benimle Dünya Ruh teknikleri kapıştırarak intihar ediyorsun bildiğin." Kuang Bainian önce dudaklarını büktü sonra da çılgınlar gibi gülmeye başladı. Kahkahası yüksek sesliydi, küstahçaydı.

"Güçlü. Gerçekten de güçlü. Dostum Kuang Bainian, ufkumu genişlettin." Bunu gören Zhan Jiuxiao hayranlığını belirtmekten kendini alamadı. Kuang Bainian'ın tekniklerini gerçekten de takdir etmişti.

Birinci seviye bir Dövüş Kralı olduğu için Zhan Jiuxiao normalde onu küçümserdi ancak Kuang Bainian'ın çağırdığı Dünya Ruhlarından herhangi biri kendisini kolaylıkla öldürebilirdi. Zhang Jiuxiao Kuang Bainian'ın gerçek gücünü görmüştü.

"Hmph. Tabii ki. Mevzu Dünya Ruhlarının kontrolü olunca Lanetli Toprak Tarikatımın karşısında kim durabilir?" Zhan Jiuxiao'nun övgülerini duyan Kuang Bainian daha da kendini beğenmiş bir şekilde gülümsemeye başladı.

Tantai Xue ise sessizdi. Sonra birden Kuang Bainian ve Zhan Jiuxiao'nun etrafındaki uzay kıpırdamaya başladı.

Etraflarında yüz tane Dünya Ruh Kapısı belirdi, etraflarını sardı.

Dünya Ruh Kapıları belirginleştikten sonra içlerinden yüz ruh çıktı.

Bunların hepsi de Peri Dünya Ruhuydu. Erkek ruhlar da vardı dişi ruhlar da. Hepsinin üstünde altın zırhlar vardı ve hepsinin elinde altın çift dişli mızraklar vardı. Her biri üç metreden uzundu, yaydıkları aura bu dünyadan değildi.

En önemlisi de hepsinin de yetiştirmesi önceki ruhla aynıydı, hepsi üçüncü seviye Dövüş Kralıydı.

"Ne diyordun Kuang Bainian? Duyamadım da," dedi Tantai Xue kayıtsızca.