Bölüm 913: Güçlü Jiang Qisha

avatar
4514 8

Martial God Asura - Bölüm 913: Güçlü Jiang Qisha


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

"Hmph. Küstah. Kendine dikkat etsen iyi edersin." Piaomiao Hanım dudaklarını büktü ve kolunu salladı. Kulakları sağır eden feryatlarla birlikte sayısız kuş çıktı kolundan ve Jiang Qisha'nın etrafını sarıp ona saldırdılar.

 

Bu Piaomiao Hanım'ın Ölümsüz İnfaz Takımadasının ordusunu katletmek için kullandığı Ölümlü Tabu becerisiydi. Ancak bu sefer kuşların tek bir hedefi vardı; tek kişinin etrafında toplanmışlardı.

 

Yaydıkları kudret gerçekten de dehşet vericiydi. Etraftakiler olanları sadece izlemelerine rağmen iliklerine kadar ürpermişlerdi.

 

Piaomiao Hanım güçlü Ölümlü Tabu becerisini kullandıktan sonra saldırmaya devam etmedi. Bunun yerine arkasını döndü ve hızlı bir bedensel beceri kullandı. Bir ışık huzmesi oldu ve uzaklara doğru uçtu. Amacı buraları terk etmekti.

 

"Merak etme, gitmene izin vereceğim ki intikam alma şansın olsun. Ama madem hamlemi yaptım hepinizin gitmesine izin veremem. Arkanda birkaç bir şey bırak."

 

Jiang Qisha kuşları görünce sadece gülümsemişti. Avucunu açtı ve elinde bir muska belirdi. Kolunu salladı ve muskayı fırlattı.

 

Muska elinden ayrıldıktan sonra hızla dönmeye ve değişmeye başladı. Sonunda havada dik duran büyük bir kara delik oldu. Kara delik garip duruyordu ve daha da garip bir hissiyat veriyordu insana. Gerçekten de sonsuza kadar uzayan bir delik gibiydi.

 

*wu ya ya ya ya*

 

Kuşlar ne kadar olurlarsa olsun deliğin çekim gücüne karşı gelemiyorlardı. Feryatlarla birlikte hepsi kara deliğin içinde kayboldu.

 

"Bu velet..."

 

Piaomiao Hanım'ın yüz ifadesi değişmişti. Hayretler içerisinde kara delik belirdikten sonra hızının yavaşladığını fark etti. Kullandığı beceri güçlü bir beceri olmasa şimdiye çoktan o da kendisini kara deliğin içinde bulmuştu.

 

"Efendi böyle hemen gitme, az daha muhabbet edelim!" Murong Mingtian da yüzünde garip bir gülümsemeyle oraya gelmişti. Bu fırsattan istifade onun işini halletmeyi düşünüyordu.

 

"Beni durdurmak mı istiyorsun? O kadar kolay değil ama o iş." Piaomiao Hanım'ın gözleri parladı, sonra da kolunu salladı. Kraliyet Silahı elinden uçtu ve beyaz bir ejderha oldu.

 

Ejderhanın boynuzları ve pençeleri, hatta parlak beyaz pulları vardı. Devasa vücudu ve güçlü aurasıyla havada uçarken gerçek bir ejderhadan farkı yoktu.

 

*aoo--*

 

İpekten ejderha çok hiddetliydi. Ağzını açtığında bulutları bile yutabiliyordu. Pençeleri bizzat uzayı yırtabiliyordu ve sanki kendi aklı varmış gibi Murong Mingtian'la dövüşerek onu durdurdu.

 

*aooo--*

 

Piaomiao Hanım kolunu tekrar salladı ve bir ipek daha fırladı. O da beyaz bir ejderha oldu ve Jiang Qisha'ya saldırdı.

 

"Heh, ilginç. Böylesi bir yerde bir çift Kraliyet Silahı yapabilecek birinin olduğunu düşünmezdim."

 

"Ama ne yazık ki bu beni durdurmaya yetmez." Jiang Qisha'nın yüz ifadesinde bir değişiklik yoktu. Bileğini çevirdi ve birkaç muska belirdi.

 

*whoosh whoosh whoosh*

 

Kolunu çevirdi ve muskalar ok gibi her yöne fırladı. Aynı anda altın Ruh Oluşumu gücü de vücudundan yayılarak muskalarla bağ kurdu.

 

"Oluşum!" Diye bağırdı Jiang Qisha. Gözleri kör eden bir ışık parladı ve muskalar arasındaki bağlar büyük bir ağ hâlini alarak beyaz ejderhanın etrafını sardı.

 

Sonrasında da ağ hızla küçüldü. Muskalar eski boyutlarına döndü ve Jiang Qisha'nın eline geri geldiler.

 

Ağ sağa sola sallanıyordu ama Kraliyet Silahından oluşan ejderhanın yenildiği belliydi. Ele geçirilmişti.

 

İki birbirinin aynısı Kraliyet Silahından biri Murong Mingtian'ı kolayca durdurmuştu, diğeri ise Jiang Qisha'nın karşısında yenilmişti. İkisi arasındaki güç farkı çok büyüktü ve bu olay Jiang Qisha'nın ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu.

 

"Lanet olsun. Bu velet nasıl oluyor da böyle teknikler biliyor?" Kraliyet Silahının bastırıldığını gören Piaomiao Hanım'ın yüzü daha da düşmüştü. Ama arkasını dönmedi, kaçmaya devam etti.

 

Ancak Jiang Qisha'nın Piaomiao Hanım'ı bırakmak gibi bir niyeti yoktu. İki muska daha çıkardı ve ayakkabısının altına yapıştırdı. Bir adımda onlarca kilometre alıyordu, inanılmaz bir hızla Piaomiao Hanım'a yetişmeye başladı.

 

"Lanetli Toprak Tarikatı... Yani Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen biri böyle oluyor ha?"

 

Pes etmeden daha önce hiç görülmemiş teknikleri kullanıp duran Jiang Qisha'yı gören Chu Feng hayretler içerisindeydi. Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen birinin kullandığı teknikleri ilk defa görüyordu. Jiang Qisha'nın teknikleri bırakın onu hayal kırıklığına uğratmayı, şaşırtmıştı bile.

 

Chu Feng, Jiang Qisha'nın kullandığı teknikleri özel muskalarla gerçekleştirdiğini anlamıştı. Bu muskalarla ister saldırı ister savunma ve hatta ister hız olsun her şeyini güçlendirebiliyordu.

 

Chu Feng, dövüş gücü konusunda bile Jiang Qisha'nın kendisinden güçlü olduğunu düşünüyordu. Bir de Jiang Qisha Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından gelen sadece bir kişiydi. Bu onun oranın en güçlü dâhisi olduğu anlamına gelmiyordu.

 

Ve eğer ki durum böyleyse, yani Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarının en güçlü dâhisi o değilse, acaba en güçlüsü nasıl biriydi? Bu toprakların uzmanları ne kadar güçlüydü?

 

Belki de... Doğu Deniz Bölgesinde efsanevi sayılan Dövüş İmparatorları orada bol bol vardı?

 

Chu Feng'in aklına Jiang Qisha'nın Piaomiao Hanım'a söyledikleri geldi. Belki de haklıydı: Piaomiao Hanım on binlerce sene boyunca yetiştirme yapsa bile tarikatının kapısından içeri bile giremezdi belki de. Bu tıpkı Dokuz Eyaletin en güçlüsünün Doğu Deniz Bölgesinde bir şey yapamamasına benziyordu.

 

Jiang Qisha'nın gücü Chu Feng'in moralini bozmuştu, onları belki de öldürecekti.

 

Ama aynı zamanda Jiang Qisha'nın gücü Chu Feng'i heyecanlandırmıştı. Artık Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarına gitmeyi daha da bir heyecanla bekliyordu . Tıpkı dedikleri gibi, insan güçlendikçe daha güçlülerle karşılaşırmış. Uzmanların bol olduğu bu topraklar büyük değişimler geçirmesi için tam da gereken yerdi.

 

"Nene! Seni bırakacağım. Ama sen de onları bırakmalısın."

 

Chu Feng hayretler içerisindeyken birden bir ses duydu. Kafasını kaldırdığında Jiang Qisha'nın çoktan kendilerine yetiştiğini gördü. Bir de sol elinde bir muska vardı. Muska bir şimşek gibi Piaomiao Hanım'ın Evren Kesesine çarptı.

 

*buum*

 

Muska hedefini vurduğunda Evren Kesesi patlayıverdi. Evren Kesesinin içindekiler her yere saçılmıştı ve Chu Feng ve diğerlerinin içinde olduğu oluşum da paramparça olmuştu.

 

Chu Feng ve diğerleri bir anda kendilerini havada buldu. Piaomiao Hanım'ın korumasında değillerdi artık, Jiang Qisha'nın önünde duruyorlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44344 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr