Bölüm 911: Nehri Geçtikten Sonra Köprüyü Yıkmak

avatar
4454 7

Martial God Asura - Bölüm 911: Nehri Geçtikten Sonra Köprüyü Yıkmak


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

*buum buum buum buum*

 

Murong Mingtian gökte Piaomiao Hanım'la savaşıyordu.

 

İki altıncı seviye Kraliyet Silahı, ikisinin de elinde Dövüş Kralı, birbirine darbeler vurup duruyordu. Kullandıkları güçlü becerilerin ve şiddetli saldırıların ardı arkası yoktu. Kudretleri çok fazlaydı, ittifak orduları bile geri çekilme durumunda kalmıştı, şok dalgalarına kapılıp da ölmekten korkuyorlardı.

 

Ölümsüz İnfaz Takımadasının ordusu Murong Mingtian sayesinde Piaomiao Hanım'ın katliamından kurtulmuştu belki ama yine de kaşları çatıktı.

 

İki altıncı seviye Dövüş Kralları arasındaki savaş korkunçtu. İster hızları olsun ister güçlü, sıradan biri onlarla kıyaslanamazdı bile. İzleyenlerin birçoğu saldırıları doğru düzgün göremiyordu. Tek görebildikleri patlayan şok dalgalarının gökte bıraktığı izlerdi.

 

Ama aptal değillerdi. Birkaç darbeden sonra tıpkı Jiang Qusha'nın dediği gibi Murong Mingtian'ın Piaomiao Hanım'a rakip olamayacağını fark ettiler.

 

Dövüşmeye başladıkları andan itibaren önde olan hep Piaomiao Hanım'dı ve Murong Mingtian'ı bastırıp duruyordu. Baskınlığı gittikçe belirginleşiyordu. Murong Mingtian her an yenilecekmiş gibi duruyordu.

 

Bunu görenleri bir telaş aldı. Onların gözünde Murong Mingtian Piaomiao Hanım'a karşı gelebilecek tek kişiydi. Eğer ona bir şey olursa kendilerini bekleyen durumu iyi biliyorlardı, Piaomiao Hanım'ın kuşlarını unutmamışlardı.

 

Piaomiao Hanım gibi güçlü birisini sayı üstünlüğüyle yenmek mümkün değildi. Kaç kişi olduklarının bir önemi yoktu. Piaomiao Hanım karşısında karıncadan farkları yoktu. Eğer onları öldürmek isterse bunun için tek parmağını kımıldatması yeterdi.

K.N: Kendini bilmek erdemdir aferin :D

 

Hepsinin yüreğinde korku vardı. Yüzlerinden huzursuzluk okunuyordu. Piaomiao Hanım'ın gücü beklediklerinden de fazlaydı.

 

Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı hâlâ Doğu Deniz Bölgesini yönetirken Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının başını yenebilecek kimse yoktu.

 

Ancak o zamanlarda biri Piaomiao Hanım'ın tarikat başıyla neredeyse aynı seviyede olan tek kişi olduğunu söylemişti. Birçok kişi o zaman ona inanmamıştı ama şimdi doğruyu söylediğini anlamışlardı.

 

*buum*

 

*buum*

 

*buum*

 

Tam da o anda patlamalar oldu. Aynı anda etrafa vahşi şok dalgaları yayıldı. Mesafeden dolayı şok dalgaları zararsız olsa da şok dalgalarının sebebiyet verdiği fırtınalar için aynısı söylenemezdi.

 

Gittikçe artan kudretiyle orduya  doğru kuvvetli rüzgârlar ilerliyordu .

 

"Hiç iyi değil bu." Murong Niekong ve Üç Muhteşem Canavar Klanının şeflerinin yüz ifadeleri değişmişti. İşlerin ne kadar sarpa sardığının hepsi farkındaydı. Hemen bir Ruh Oluşumu döşediler ve savunma becerileriyle fırtınayı durdurmaya çalıştılar.

 

"Ahhhh--" Ama fırtına çok hızlıydı. Daha onlar savunmalarını tamamlayamadan fırtına oraya ulaşmıştı.

 

Dövüş Sanatı Kralları hariç kimse fırtınanın şiddetine dayanamamıştı. On milyonlardan oluşan ordu dev bir dalga tarafından vurulan bir balık sürüsü hâline gelmişti. Rüzgâr dağıtmıştı hepsini her bir kenara.

 

Bir anda Ölümsüz İnfaz Takımadasının ve Üç Muhteşem Canavar Klanının uzmanları birbirine girmişti, her şey karman çormandı.

 

"Aman Allahım, bu..."

 

Murong Niekong ve diğerleri bakışlarını Murong Mingtian ve Piaomiao Hanım'a çevirdiğinde huzursuz yüzlerinde panik belirdi.

 

Şok dalgaları durmuştu ve uzaktaki göklerde iki kişinin dövüştüğünü görebiliyorlardı.

 

Piaomiao Hanım'ın elindeki beyaz ipek gökyüzünü kaplamıştı. İpek aynı anda hem bir bulut okyanusuna hem de gökte uçan beyaz bir ejderhaya benziyordu. Hem hiddetli hem de korkunçtu.

 

Diğer bir yandan, Murong Mingtian'ın elindeki bir metrelik yeşil kılıcın kudreti küçülmüştü ve altın cüppesinde kırmızı izler vardı. Yaşlı yüzünde bile yaralar vardı. Gerçekten de yaralanmıştı.

 

"Jiang Qisha Efendi lütfen atama yardım et!" Murong Niekong yalvaran gözlerle Jiang Qisha'ya bakıyordu.

 

Murong Niekong'un sözleri Üç Muhteşem Canavar Klanının şeflerinin kafasını karıştırmıştı ama planını az çok anlamışlardı.

 

Doğu Deniz Bölgesinde Chu Feng'in gücü zaten tüm kuralları yıkıp geçmişti. Bir dâhiydi o, kendisinden üç seviye üsttekileri bile yenebiliyordu.

 

Doğu Deniz Bölgesinde böyle bir canavar varsa Dövüş Sanatı Kutsal Toprakları gibi gizemli bir yerde de Chu Feng'e benzer insanların olması muhtemeldi. Belki de Jiang Qisha da onun gibi bir dâhiydi.

 

Önceden döşediği oluşum da bu ihtimali destekliyordu. Oradaki Dövüş Krallarına ihtiyaç bile duymamıştı. Sadece Dövüş Lordlarının gücüyle o savunma oluşumunu alaşağı etmişti. Bunu hatırladıklarında bu Jiang Qisha denen delikanlının da sıra dışı biri olduğuna karar verdiler.

 

Belki de onları kurtarabilirdi.

 

"Atanızı kurtarmak benim ne işime yarayacak?" Murong Niekong'un sözlerini duyan Jiang Qisha hiçbir şey yapmamıştı. Sadece gülümsemekle ve bu soruyu sormakla yetinmişti. Gülümsemesinin altında bir anlam vardı, gerçekten de bir şeyler istiyordu; bir kazanç.

 

"Ne diyorsun? İttifaktayız! Yardım etmen gerekir zaten bir de bir şeyler mi istiyorsun? Yoksa... Gücümüzü alıp da oluşumu yok ettikten sonra işe yaramayacağımız için bizden kurtulmak mı istiyorsun?!" Ölümsüz İnfaz Takımadasının Beşinci Ölümsüzü artık dayanamamıştı. Jiang Qisha'nın bu küstah tavrını daha fazla görmezden gelemezdi.

 

"Kes sesini." Diye hemen bağırdı Murong Niekong Beşinci Ölümsüze. Jiang Qisha'nın sinirlenmesinden çekiniyordu.

 

"Önemli değil. Haklı. Şu anda benim gözümde bir değeriniz yok artık. Sizden kurtulmak istesem ne yapabilirsiniz ki?" Ama kimse Jiang Qisha'nın Beşinci Ölümsüzün dediklerini kabul etmesini beklemezdi.

 

Bir de konuşurken gözlerini kısıp kalabalığa bakmıştı. Bakışları buz gibiydi.

 

Kimse artık sakin kalamıyordu. Gerileyerek Jiang Qisha'yla aralarına mesafe koydular. Gizlice Dövüş güçlerini kullanarak savaş pozisyonuna bile girmişlerdi.

 

Sadece Murong Niekong'un değil, Üç Muhteşem Canavar Klanının şeflerinin de yüzleri düşmüştü. Gözleri parlıyordu hepsinin. Bu gözlerde hem öfke hem de korku vardı.

 

Qisha'nın dedikleri oldukça netti. Kimse kendine hâkim olamıyordu, Jiang Qisha buralara çok özel ve güçlü bir yerden gelmişti. Başlarına büyük bir bela açmışlar gibi duruyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr