Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Gerçekten de zekisiniz Efendim. Ancak biraz geç kaldınız gibi." Murong Mingtian'ın yüzünden kendini beğenmişlik akıyordu.

"Hah, Ölümsüz İnfaz Takımadası ilk ortaya çıktığında şüpheleniyordum. Ama öldüğünden emin olduğum için hiç araştırmadım. Bu kadar uzun süre yaşadığını düşünmemiştim," dedi Piaomiao Hanım.

"Haha, becerilerim sayesinde hayatta kaldım. Hem şüphelenmişsen ne olmuş ki? Elinde kanıt olmadan yeni bir güce saldıracak biri değilsin."

"Planlarımı ince ince işledim. Kimse benim Ölümsüz İnfaz Takımadasıyla olan ilişkimi bulamazdı. Ayrıca keşfetsen ne olacaktı ki? En fazla Ölümsüz İnfaz Takımadasını yok edip varislerimi öldürürdün."

"Ama beni bulamadığın sürece görünüşümü değiştirip güneş gibi tekrar doğabilirdim. Bir güç yaratmak istesem kim durdurabilirdi ki beni?" Murong Mingtian'ın kendiyle gurur duyduğu belliydi.

"Haha, varis mi? Usta orayı çoktan mühürlemişti. O varis nereden gelecekmiş?" ‘Varis’ kelimesini duyan Piaomiao Hanım alaycı bir şekilde gülmeye başlamıştı.

Gülerken Murong Niekong'a döndü ve "Murong Niekong, ah Murong Niekong... Gerçekten de bu Murong Mingtian'ın ailenin atası olduğunu düşünmüyorsun değil mi?"

"Bu adam üreyemeyen işe yaramazın teki! Nasıl senin atan olabilir?"

"Kes sesini! Atama hakaret etme!" Piaomiao Hanım'ın dediklerini duyan Murong Niekong, Murong Xun ve diğer Ölümsüz İnfaz Takımadalılar öfkelenmişti.

"Haklı. Gerçekten de ustam mühürledi beni, ürememe engel oldu. Şu anda öyle bir şey yapma kabiliyetim yok. Bu kabul etmeyeceğim bir şey değil. Oldu bitti. Utanmıyorum."

Ama beklenmedik bir şekilde Piaomiao Hanım'ın dedikleri Murong Mingtian'ı utandırmamıştı. Hatta bunu kabul etmişti.

"Atam..." Murong Niekong ve diğerleri şok içerisindeydi. Bunu kabul edemedikleri belliydi.

"Benim dölüm olmasanız bile sizi ben yetiştirdim. Yüreğimde siz benim oğullarımsınız. Ölümsüz İnfaz Takımadasındaki herkes benim varisimdir. Hepiniz benim oğullarım, kızlarımsınız!" Dedi Murong Mingtian.

"Atam! Atam! Atam! Atam! Atam!!" Ölümsüz İnfaz Takımadalıların hepsi tezahürata başlamıştı. Hatta bazıları öyle duygulanmıştı ki gözyaşları dökülüyordu.

"Efendi, beni böyle aşağılamaktan utanmıyor musun hiç? Bunun sebebinin sen olduğunu unuttun mu yoksa?" Murong Mingtian birden Piaomiao Hanım'a öfkeyle baktı.

Murong Mingitan'ın söylediklerinin öfkesi Ölümsüz İnfaz Takımadalılara yayılmıştı. Yüksek bir sesle bağırdılar:

"Piaomiao Hanım'ı öldüreceğiz, Sisli Tepeyi dümdüz edeceğiz, atamızın öcünü alacağız!"

"Piaomiao Hanım'ı öldüreceğiz, Sisli Tepeyi dümdüz edeceğiz, atamızın öcünü alacağız!"

K.N: Siyasi mitinge çevirdiler ortamı :D

"İntikam" kelimesi yankılanıp duruyordu. Ölümsüz İnfaz Takımadasının gerçek amacı şimdi ortaya çıkmıştı.

Piaomiao Hanım ve Murong Mingtian çok konuşmamıştı belki ama herkes aralarında geçen konuşmalardan bir şeyler anlamıştı.

Anlaşılan Murong Mingtian denen bu adam gerçekten de bir zamanlar Piaomiao Hanım'ın kuluydu. Mingitan da tıpkı Piaomaio Hanım gibi Sisli Tepenin eski muhafızının müridiydi. Ve nedendir bilinmez "yaşam kökü" eski muhafız tarafından kesilmişti ve artık üreme yeteneğini kaybetmişti.

Bu yüzden de kalbi öfke doluydu ve Sisli Tepeden ayrıldıktan sonra Ölümsüz İnfaz Takımadasını kurmuştu. Herkes Ölümsüz İnfaz Takımadasının kurucusu olarak Murong Longcheng'i bilirdi ama aslında gerçek kurucusu Murong Mingtian'dı.

Ölümsüz İnfaz Takımadasının eski ustaları sadece birer kuklaydı. Hep Mingtian'ın sözlerini dinlemişlerdi ve muhtemelen adı tüm Doğu Deniz Bölgesine yayılmış olan Murong Niekong da bir kukladan fazlası değildi.

Murong Mingitan uzun yıllar boyunca perde arkasından Ölümsüz İnfaz Takımadasını kontrol etmişti ve bu küçük gücü Doğu Deniz Bölgesinin sahibi ve koruyucusu hâline getirmişti. Asırlardır herkes onun varlığından bihaberdi. Ne kadar etkileyici olduğu da buradan anlaşılabilirdi.

Önceden söyledikleri de bunu açıkça ortaya koyuyordu, erkeklik organını kaybettiğini reddetmemişti, bunu dürüstçe kabul etmişti.

Dışarıdan bakıldığında bu aptalca bir şey gibi dursa da aslında Ölümsüz İnfaz Takımadalıların öfkesini daha da alevlendirmeye yaramıştı. Bu gerçekten de etkileyici bir şeydi.

Kalabalığın doğrulayamadığı birkaç bir şey vardı hâlâ, hikâyenin bilinmeyen kısımları vardı ama işin özünü anlamışlardı.

Ölümsüz İnfaz Takımadası bu kadar uzmanını buraya sırf Chu Feng'i öldürmek için getirmemişti. Asıl amaçları Sisli Tepeden intikam almaktı.

"Tıpkı düşündüğüm gibi, o işte. Ustama zarar veren o. Bu ihtiyarın hâlâ hayatta olduğunu düşünmezdim." Chun Wu da bir şeyin farkına vardı. Öfkeyle dişlerini sıktı.

"Chun Wu, kim o? Söyler misin bana?" Diye zihinsel bir mesajla sordu Chu Feng.

"Chu Feng, bu adam kadar insanlıktan nasibini almamış bir şerefsiz daha yoktur. Zamanında Ustayla birlikte Sisli Tepeye gelmişlerdi. Hep Sisli Tepe'nin muhafızı olmak istemişti ve hatta bu unvana layık tek kişi olduğunu düşünüyordu."

"Atam hayatı sonlanırken birden Sisli Tepe muhafızlığını ancak bir kadının yapabileceğini açıkladı. Bu da Murong Mingtian'ı öfkelendirdi, hayvan tarafı ortaya çıktı."

"Atamın ve diğer yaşlıların eşyalarına zehir karıştırdı. Atamın yetişimi kuvvetliydi, bu yüzden de zehirlenince sadece kısa bir süreliğine bayıldı. Ama diğerlerinin yetişimi onun kadar güçlü olmadığı için onlar öldü."

"Neyse ki benim ustam zehirlenen eşyasını kullanmamış o gün, ona bir şey olmadı."

"Murong Mingtian başarıya ulaştığını düşünmüş. Atamın Ruh Oluşumu anahtarını almış ve Sisli Tepenin yasaklı topraklarına girip Yasaklı Gizemli Tekniği almış. Atamın yetiştirme yapmayı yasakladığı tekniği."

"Çıldıran Murong Mingtian mühürlü şeytanı serbest bırakmaya hazırlanıyormuş. Neyse ki ustam onu durdurmayı başarmış."

"Ama vücudunda hâlâ zehir olduğu için Murong Mingtian'ı yenememiş. Bu yüzden de, o..." Chun Wu bunları anlatırken ağlamaklı olmuştu. Yanaklarından aşağı gözyaşları süzülüyordu.

"Chun Wu, ne yapmış?" Diye sordu Chun Wu'nun gözyaşlarını silen Chu Feng. Murong Mingtian'ın Piaomiao Hanım'a zalimce bir şey yaptığını anlamıştı.