Bölüm 887: Tekniklerin Kıyaslanması

avatar
4911 7

Martial God Asura - Bölüm 887: Tekniklerin Kıyaslanması


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Şimdi anladım. Chu Feng denen çocuk iki tane dokuzuncu seviye beceriyi birleştirmekle kalmamış araya bir de üçüncüyü sokmuş, bir çeşit ses dalgasını. Bu yüzden teknik o kadar yüksek sesliydi. Dengesiz gibi duruyordu ama aslında bunun sebebi bir beceriydi," Dedi Cehennem Kutsal Kuş klanının Koruyucularından biri. Olanları anlamış gibi duruyordu.

 

"Ne kadar da becerikli. Çaktırmadan iki beceri arasına bir beceri sokmuş, haberimiz bile yok. Görünen bu Chu Feng denen çocuk hiçte basit biri değil. Ancak düşmanımız, bugün buradan ayrılmamalı kesinlikle." Cehennem Kutsal Kuş klanının diğer Koruyucusu da kafasını salladı. Gözünde güçlü bir öldürme niyeti vardı.

 

İkisi arasındaki konuşmayı duyanlar Chu Feng ve Murong Xun da aynı beceriyi kullanmış olmasına rağmen Murong Xun'un neden bu kadar kötü bir durumda olduğunu anlamıştı. Çünkü Chu Feng iki tane dokuzuncu seviye beceriyle birlikte bir de başka bir teknik kullanmıştı, bir tür ses dalgası.

 

Ses dalgaları Murong Xun'a belki çok zarar vermemişti ama üstünü başını dağıtmıştı. Chu Feng'in tekniklerinin gerçekten de beceriklice olduğunu kabul etmek lazımdı. En azından Murong Xun'a verdiği karşılık çok güzeldi.

 

"Chu Feng seni alçak şerefsiz! Böyle aşağılık yöntemleri kullanmaya nasıl cüret edersin! Sakatlayacağım seni!" Murong Xun öfkeden kudurmuştu. Avucunu açtı ve elinde Noksan Kraliyet Silahı belirdi. Silah belirdikten sonra Murong Xun'un aurası yükselmeye başladı.

 

"Sanki sana bir şey yapmasam beni bırakacaktın. Bilmiyor muyum ben senin nasıl biri olduğunu?" Chu Feng de avucunu açtı. Ancak Kraliyet Silahını çıkarmamıştı, o da Noksan Kraliyet Silahını, Ejderha İzi Kılıcını çıkarmıştı. Sonra da bir şey demeden Murong Xun'la çarpışmaya başladı.

 

*dang dang dang dang*

 

*bam bam bam bam*

 

İkisi de Noksan Kraliyet Silahlarıyla çarpışıyor, beceri falan kullanmıyordu. Güçlerin çarpışması gerçekleşiyordu.

 

Büyük altın bir hançer ve altın bir uzun kılıç. İki silah çarpıştıkça kulakları sağır eden sesler ve kıvılcımlar çıkarıyordu. Her bir çarpışmaları korkunç enerji dalgalarının yayılmasına sebep oluyordu.

 

Ancak iki kaplan kapıştığında elbet yaralanan bir taraf olurdu. Güçleri ne kadar birbirine yakın olursa olsun her zaman biri daha güçlü biri de daha zayıf olurdu.

 

En başta herkes Noksan Kraliyet Silahlarıyla yapılan yakın dövüşte Murong Xun'un avantajlı olacağını düşünüyordu.

 

Ne de olsa bu alanda yetiştirme hünerinden daha çok deneyim önemliydi. Hataya yer yoktu. Bir hata bile ölümcül sonuçlar doğurabilirdi.

 

Murong Xun da uzun süredir yetiştirme yapıyordu ve kim bilir kaç savaşta bulunmuştu. Bırakın genç nesli yaşlı nesilden bile kim bilir kaç kişiyi yenmişti. Bu yüzden deneyimden bol bir şeyi yoktu, yakın dövüşte avantajlı olması gerekirdi.

 

Ancak insanlar kısa bir süre içerisinde bu düşüncelerinin doğru olmadığını gördü. Chu Feng Ejderha İzi Kılıcını oldukça hünerli ve oldukça hiddetli bir şekilde kullanıyordu. Etkileyici kılıç darbeleri, beklenmedik saldırılar, tahmini imkânsız hamleler... Birçok alanda Murong Xun'dan daha iyiydi.

 

Aralarında üç seviye olan iki dâhinin yakın dövüşünde kimin üstün olduğu hızla belirlenmişti. Ve güçlü olan üç seviye aşağıda olan Chu Feng'di.

 

"Böyle bir şeyi düşünmeye bile cesaret edemezdim! Gözlerimle görmesem Doğu Deniz Bölgesinde böyle bir dâhinin belirdiğine inanmazdım!" Su Kralının gözleri parıldıyordu. Chu Feng'in performansı oldukça ilgisini çekmişti. Gücüne ikna olmuştu.

 

"Toprak Kralı ve Altın-pelerinli On Kardeş Chu Feng'i öve öve bitiremiyordu. Sözlerine şüpheyle yaklaşıyordum ancak haklılarmış. Beklediğimden de güçlü bu çocuk. Nasıl bir hüner bu böyle! Gerçekten de nadir görülen bir dâhi."

 

"Bir de ne kötü durumdayken bizi kurtarmaya geldi. Kendi güvenliğini görmezden gelip kendini bu tehlikeli cehenneme attı. Sadık biri olduğu belli. Böylesine bir delikanlıyı aramıza almış olmamız ne büyük bir şans." Ateş Kralı da Chu Feng'e övgüler yağdırıyordu.

 

"Bu çocuğu korumalıyız. Elimizdeki her şeyi kullanmamız gerekse bile onun ölmesine izin veremeyiz," diye gizlice zihinsel bir mesaj yolladı Su Kralı.

 

Ateş Kralı da kafasını salladı ve "Aynen öyle. Böylesine bir genç Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatını çok yükseklere taşıyacaktır. Cehennem Kutsal Kuş klanından bu iki kuş ya da Altıncı Ölümsüz araya girmeye cüret ederse Yasaklı Alev Gizemli Tekniğini kullanarak elimdeki her şeyi ortaya koyacağım, Chu Feng, Xuan Xiaochao ve diğerleri kaçsın diye." dedi.

 

*buum buum buum*

 

Chu Feng'in bu övgülerden haberi yoktu, Ejderha İzi Kılıcı Tekniğiyle Murong Xun'u bastırmakla meşguldü. Bunu yaparken rakibiyle dalga geçmeyi de ihmal etmiyordu. "Murong Xun, biraz güçsüz müsün yoksa? Neden sadece geri çekilip duruyorsun, başka bir şey bilmiyor musun? Saldırmayı bilmiyor musun? Sıkıcı olmaya başladı bu iş. Biraz baskı uygulasan bana?"

 

"Demek bir numaralı dâhi böyle bir çöp ha. Kendinden zayıflarla uğraşmaktan başka bir şey bilmiyor musun yoksa?"

 

"Seni..." Murong Xun'un morali izleyenlerin konuşmalarını duyduğu andan itibaren bozulmaya başlamıştı zaten. Bir de şimdi Chu Feng kendisini kışkırtıp duruyordu. O kadar sinirlenmişti ki kalbi ve akciğerleri sanki sinirden patlayacaktı. Chu Feng'i öldürmek, vücudunu paramparça etmek isteğiyle yanıp tutuşuyordu.

 

Ama Murong Xun sıradan biri değildi. Şu an belki geri çekiliyordu ama bunun tek sebebi kafa kafaya çarpışmada saldırılarının gerçekten de Chu Feng'den kötü olmasıydı. Ama Chu Feng'in yaptığının aynısını yapıyordu o da. Gizliden gizliye bir teknik uyguluyordu.

 

Bu yüzden ne Chu Feng'e karşı geldi ne de öfkesini gizledi. Duygularını ve öfkesini herkese sergiliyordu.

 

Murong Xun dışarıdan öfkeli görünüyordu ama içten içe sırıtıyordu. Kendi kendine "Sen aynen böyle devam et. Sana göstereceğim ben gününü, kandırmak nasıl olurmuş göstereceğim. Savaşta önemli olan güç değil zekadır," diye düşünüyordu.

 

Zaman geçtikçe Chu Feng'in saldırıları daha da şiddetleniyordu. Altın kılıç ışıkları yılana benziyordu; ardı arkası gelmeyen, zarif ve tehditkâr.

 

Bazıları Chu Feng'in bu saldırılardan zevk aldığını bile düşünüyordu çünkü saldırılar sadece güçlü değildi; garip bir güzellikleri de vardı.

 

"Ölümlü Tabu--Aldatıcı Kılıç Hücumu!"

 

Diye bağırdı birden Murong Xun, durduk yere.

 

Aynı anda elindeki altın hançer de parlamaya başladı. Kudreti katlandı ve korkunç bir aura patlaması gerçekleşti. Chu Feng'e doğru uçmaya başladı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr