Bölüm 878: Korkunç Kesik

avatar
5168 9

Martial God Asura - Bölüm 878: Korkunç Kesik


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

O anda, denizin üstünde şiddetli rüzgârlar esiyordu ve patlamaların ardı arkası kesilmiyordu.

 

Keskin hançerleri andıran vahşi enerji dalgaları uzayı bile kesiyor denizi yarıyordu. Su üstünde patlamalar oluyordu ve kontrolü imkânsız şok dalgaları ortalığı birbirine katıyordu; yakından geçen Dövüş Lordu deniz canavarları anında paramparça oluyordu. Bu dehşet bir güçtü.

 

Bunun hepsi Chu Feng'den kaynaklanıyordu.

 

Chu Feng o anda Şimşek Zırhını giymişti ve elinde Gümüş Ejderha Mızrağı vardı. Bir de arkasında kara alevlerden yapılma iki kara kanat da vardı.

 

Bütün bunlarla Chu Feng'in seviyesi altıncı seviye Dövüş Lorduna çıkmıştı. Dövüş gücü daha da dehşetti; yaydığı aurayı gören dokuzuncu seviye Dövüş Lordları bile ondan kaçardı. Açıkçası onu yenebilecek Dövüş Lordu yoktu. Orada öyle dururken bir insandan çok bir tanrıya benziyordu.

 

Chu Feng elindeki Gümüş Ejderha Mızrağını sallayarak saldırı ardına saldırı yolluyordu. Gümüş Ejderha Mızrağı sallandıkça beyaz ışıktan ejderhalar çıkıp duruyordu. Dişleri keskindi, pençeleri tehditkârdı; denizin yüzeyinde uçarken sis ve bulutlar etrafa yayıyorlardı.

 

Denizde uçan şey rüzgârlara ve dalgalara sebep oluyordu. Dehşet verici bir şeydi. Kükremesi kulakları sağır ediyordu ve görünüşü de çok dikkat çekiciydi; bu, ada büyüklüğünde olan bir kaplumbağaydı. Hem görünüşü dehşet vericiydi hem de gücü sıra dışıydı; birinci seviye Dövüş Kralı.

 

Yani Chu Feng altıncı seviye Dövüş Sanatı Lordu hâliyle bu devasa kaplumbağayla, birinci seviye Dövüş Kralıyla kapışıyordu.

 

"Chu Feng çıldırmış mı? O dev kaplumbağaya kafa mı tutuyor?! Bu denizin efendisi o! Biz burada yetiştirme yaparken hep ondan kaçardık, yanına yaklaşmaya bile cüret edemezdik!" Bunu gören Dong Xue hayretler içerisinde kalmıştı.

 

"Endişeye gerek yok. Kaplumbağanın ne kadar güçlü olduğunun bir önemi yok. Oluşumun kısıtlamaları yüzünden sadece Chu Feng'in saldırılarını engelleyebilir. Chu Feng'e saldıramaz," diye açıkladı Chun Wu ama o bile Chu Feng'in yaptıkları karşısında dehşete düşmüştü.

 

Güçlü şeyleri gören insanların kalplerinde her zaman bir korku oluşurdu. Bu dev kaplumbağanın kısıtlanmış olduğunu ve onlara saldırmayacağını bilmelerine rağmen yine de uzakta duruyorlardı. Bunun tek sebebiyse bu yaratığın çok güçlü olmasıydı. Kontrolünü kaybederse hepsi ölürdü. Ancak Chu Feng tam da onların cesaret edemediği şeyi yapıyordu.

 

"Haha benim Chu Feng'imden de böylesi beklenirdi zaten! Gerçekten de çok güçlü. Altıncı seviye bir Dövüş Lordu olmasına rağmen dövüş gücü sayesinde bir Dövüş Kralına kafa tutabiliyor! Gerçekten de hayran olunacak bir şey." Zhang Tianyi heyecanlanmıştı. Chu Feng gibi bir kardeşi olduğu için gururlanmıştı.

 

"Ne kadar güçlü olursa olsun bir Dövüş Kralını yenemez. Bunu şimdi yapabilmeye cesaret edebiliyor çünkü kaplumbağa ona saldırmaz. Saldırabilse çoktan ölüydü. Dövüş Lordları ne kadar güçlü olursa olsunlar yine de Dövüş  Lordudur. Dövüş Sanatı Kralına nasıl karşı koyacaklar? Onu bırak Dövüş Lordu aleminin zirvesinde olanlar bile yapamaz bunu." Ama tam da o anda Dong Xue dudaklarını bükerek Zhang Tianyi'ye karşı geldi.

 

Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminden çıktıklarından beri o ve Xia Yu Chu Feng'e defalarca yakınlaşmaya çalışmışlardı ama boşunaydı. Hiçbir şeyin işe yaramayacağını anladıklarında da vazgeçmişlerdi.

 

Ancak tabii ki karakterlerinden dolayı Chu Feng'e sinir olacaklardı. Hatta buraya Chu Feng'i kontrol etmeye değil de onun ölüp ölmediğine bakmaya gelmişlerdi. İçten içe Chu Feng'in ölmüş olmasını diliyorlardı.

 

Ancak bu sahneyi görünce hem hayal kırıklığına uğramışlardı hem de şok olmuşlardı. Chu Feng gittikçe güçleniyordu. Çoktan onları geride bırakmıştı ve onların gözünde bu hiç de iyi bir şey değildi.

 

"Chu Feng'in Dövüş Sanatı Lordu aleminin zirvesinde olan birinden aşağıda olduğunu mu söylüyorsun yani?" Dong Xue'nun söyledikleri doğal olarak kalabalığın hoşuna gitmemişti. İlk cevap Zi Ling'den gelmişti.

 

"Hmph. Chu Feng güçlü evet ama sırf özel teknikler kullandığı için öyle. Kraliyet Silahı ve o özel teknik olmasa kendinden üstün olanları yenebilir mi?" Dong Xue dudaklarını büktü. Zi Ling bir Kutsal Vücut olmasına rağmen şu anda yetiştirmesi çok zayıftı. Bu yüzden de Dong Xue ondan korkmuyordu.

 

"Kesin sesinizi!" Diye bağırdı Qiushui Fuyan birden öfkeyle. Sözleri herkese yönelik olsa da bakışları Dong Xue'ye dönüktü.

 

Bunu gören Dong Xue'nin kalbi titredi. Yüzündeki gurur bir anda korkuya dönmüştü. Kafasını eğip sustu.

 

Birden Chu Feng dehşet saldırılarını durdurdu. Havada durdu ve gözlerini kapattı.

 

Aynı anda Chu Feng'in etrafındaki uzayın dokusu hafiften titremeye başladı. Havadaki zayıf güç kuvvetlendi ve uzay daha da titremeye başladı. Çatlaklar bile oluşmuştu.

 

Bu değişikliklerle birlikte sınırsız bir Dövüş gücü fırtına gibi Chu Feng'e doğru uçmaya başladı. Bu yoğun Dövüş gücünü gören Qiushui Fuyan'ın gözleri parladı. Altın-pelerinli bir Dünya Spiritisti ve bir Dövüş Kralı olduğundan bu dövüş gücünün Kraliyet Dövüş gücü olduğunu anlamıştı.

 

Böylesine bir beceriyi kullanabilmek onun, bir Dövüş Kralının, bile yapabileceği bir şey değildi. Ama işte Chu Feng yapıyordu.

 

Qiushui Fuyan gözlerini hiç kıpırdatmadı. Dikkatle Chu Feng'i seyrediyordu; aklında bir soru vardı. Chu Feng gerçekten de Toprak Tabu becerisinde yetiştirme yapmayı başarmış mıydı?

 

Bu soru aklına girdiğinden beri düşünemiyordu. Toprak Tabu becerisinin yetiştirme zorluğu bir yana bunu iki ayda yapmak bildiğin imkânsızdı.

 

*buum*

 

O anda Chu Feng birden gözlerini açtı. Bakışlarında şiddetli bir aura belirdi ve birden kaplumbağaya saldırdı.

 

*vuuuuaaaoooo*

 

Chu Feng'in şiddetli bakışlarını gören kaplumbağanın kan kırmızısı gözleri parıldadı ve korkmuş gibi bir ağzından gurultu çıktı. Vücudundan yayılan aura da harekete geçmişti. Kaplumbağa kaçmaya karar vermişti.

 

*ji ji ji ji...*

 

Ama artık çok geçti. Kaplumbağa kaçamadan Chu Feng'in vücudundan dışarı kan rengi bir gaz kütlesi fırladı.

 

Bu çok garip bir gaz kütlesiydi. Keskin bir hançer gibiydi ama bir deniz yılanına da benziyordu. Sayısızlardı ve kulakları sağır eden bir çığlıkları vardı. Dehşet bir hızları vardı; göz açıp kapayıncaya kadar kaplumbağanın etrafını sarmışlardı.

 

Sonra Chu Feng dudaklarını hafifçe oynatıp o dört muhteşem kelimeyi bağırdı, "TOPRAK -- TABU -- GÖKKUBBE -- KESİĞİ!"

 

*buum*

 

Bağırışından sonra sanki lordundan emir almış olan askerler gibi gaz kütleleri Chu Feng'in baktığı yönde toplandı.

 

Sonunda dev bir patlamadan sonra yukarıda kör eden bir kesik belirdi.

 

Kesikle birlikte yıkıcı bir aura patlaması da oldu; denizin büyük bir kısmını yuttu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44310 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr