Bölüm 868: Derisini Yüzüp Kaslarını Kopartmak

avatar
5254 10

Martial God Asura - Bölüm 868: Derisini Yüzüp Kaslarını Kopartmak


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

"Koskoca Taş Kılıç Tarikatının başı bu kadar mı güçlüymüş sadece?" Dedi Chu Feng yüzünde alaycı bir gülümsemeyle.

 

"Seni…" Bunu duyan tarikat başının ağzı seğirdi. Yüzü düşmüştü, bakışlarını sarayın tepesindekilere çevirmekten kendini alamadı.

 

Onların da kendisine kuşku dolu gözlerle baktığını görünce daha da suratını astı.

 

Gerçekten de zor bir durumdaydı. Bir yandan Chu Feng'in fazla dehşet verici olduğunu keşfetmişti. Önceki çarpışmalarına göre çok daha güçlenmiş gibi duruyordu. Gerçekten de dövüşe devam etmek istemiyordu; Chu Feng ayrı bir şeydi.

 

Diğer bir yandan herkes Chu Feng'in onun rakibi bile olamayacağını düşünüyordu. Chu Feng'in ölümünü bekliyorlardı; tarikat başının tüm kudretini görmek istiyorlardı.

 

Elini gerçekten de kaldıramayacağı bir kayanın altına sokmuştu. Ne kadar huzursuz olursa olsun geri çekilemezdi. Bu yüzden elinden gelen tek şey Chu Feng'le dövüşmeye devam etmekti.

 

*whoosh*

 

Başka bir fırsatı olmadığından Taş Kılıç Tarikatının başı tekrar hamlesini yaptı. Avucunu açtı ve elinde Taş Kılıç Tarikatının özel silahı olan bir taş kılıç belirdi.

 

Kılıç belirdikten sonra etrafında bir ışık dönmeye başlamıştı. Taş Kılıç Tarikatının başı tüm gücünü taş kılıca yönlendiriyordu.

 

Sadece kendi Dövüş Sanatı gücünü de yönlendirmiyordu. Etrafındaki tüm Dövüş Sanatı gücü taş kılıca doğru gidiyordu.

 

Bu yüzden de kılıcın üstündeki semboller sadece parlamakla kalmamıştı, ileri geri gitmeye başlamışlardı. Zincirlerinden kurtulmak isteyen azgın bir canavara benziyorlardı.

 

"Bu güç... Yoksa bu Taş Kılıç Tarikatının en güçlü tekniği Taş Kılıç İdamı mı?"

 

"Evet! Bu Taş Kılıç İdamı! Bu teknikte ustalaşıldığında tekniğin dokuzuncu seviye bir beceriden daha üstün olduğunu duymuştum!"

 

"Sonunda Shi Efendi'nin bu tekniği kullanışını izleyeceğiz! Çok şiddetli bir şey, bakalım Chu Feng nasıl durduracak bunu!"

 

Bunu gören kalabalık şaşkınlık içerisinde tezahüratlara başlamıştı. Taş kılıcın yaydığı güç hepsini afallatmıştı.

 

İnsanların konuşmalarını duyan Taş Kılıç Tarikatının başı daha da bir kendisiyle gururlandı. Bağırmaya başladı, "Chu Feng sen çok oldun! Önce yaşlılarımı öldürdün bir de gelmiş tarikatımda bana meydan okuyorsun! Bu taş kılıçla burada o rezil hayatını sonlandıracağım!"

 

Sözlerini bitiren Taş Kılıç Tarikatının başı elini serbest bıraktı. Parlayan taş kılıç aşağı indi ve dehşet aurasıyla Chu Feng'e doğru yol almaya başladı.

 

Taş kılıçta adamın tüm Dövüş gücü vardı. Gücü gerçekten de dehşet bir şeydi. Daha Chu Feng'e yaklaşmadan üstünden geçtiği yerleri çatlatmaya başlamıştı. Zaten delik deşik olan toplanma alanı büyük bir baskı altındaydı. Çökmeye başlamıştı.

 

Ama yine de Chu Feng hareket etmiyordu. Elleri arkasında bağlanmıştı ve gülümseyerek gökyüzüne bakıyordu. Saldırıdan kaçacakmış gibi bir hâli yoktu.

 

Ancak taş kılıç dibine geldiğinde Chu Feng yavaşça elini kaldırdı ve beş parmağını taş kılıca doğru yöneltti.

 

"Ne yapıyor bu?"

 

Chu Feng'in yaptıkları önce kalabalığı şaşırtmıştı ancak taş kılıç Chu Feng'e ulaştığında öyle bir dehşete düştüler ki beyinleri uyuştu. Omurgalarında bir ürperti hissettiler. Herkesin yüz ifadesi değişti.

 

Chu Feng tek eliyle kılıcı durdurmakla kalmamış bir de kılıcı kavradığında oluşan patlamayla kılıcı yok etmişti.

 

Tarikat başının en dehşet tekniği olarak bilinen tekniği tuzla buz etmişti Chu Feng, hem de sadece bir eliyle. Bu akıl almaz bir güçtü. Hiçbiri kabullenemiyordu .

 

Ama bu daha hiçbir şeydi. Taş kılıcı kıran Chu Feng, gökteki Taş Kılıç Tarikatının başına baktı ve bağırdı, "İhtiyar öldün sen. İn ulan aşağı!"

 

Chu Feng sözlerini bitirince avucundan çıkan bir güç gökteki Taş Kılıç Tarikatının başını çekmeye başladı.

 

“Ahh—”

 

Bu çekim gücü karşısında Taş Kılıç Tarikatının başı panik içerisinde bağırmaya başladı. Uçma yeteneğini kaybetmişti; ipi kesilen bir uçurtma gibiydi, dengesini sağlayamıyor sağa sola devrilerek Chu Feng'e doğru gidiyordu.

 

"Aman Allahım! Aralarındaki güç farkı bu kadar büyük mü?"

 

"Shi Efendi nasıl Chu Feng'i kaçmaya zorlamış ve dövmüştü? Chu Feng karşısında duramıyor bile!"

 

"İnanılmaz bir şey. Gerçekten de inanılmaz bir şey. Bu Chu Feng söylentilerdekinden bile güçlüymüş." Olanları gören herkesin dili tutulmuştu, şaşkına dönmüştü. Herkes şaşkınlık içerisinde tartışmalara başlamıştı.

 

Chu Feng'in güçlü olduğunu zaten biliyorlardı ancak bu kadarını da beklemiyorlardı. Shi Jingtian'ın Chu Feng'i kovaladığını gördükten sonra Chu Feng'in ona bir rakip olmadığını düşünmüşlerdi.

 

Ancak gözleri önünde gerçekleşenler hayret vericiydi. Chu Feng'e farklı bir gözle bakmaya başlamışlardı, tarikat başı nasıl kovalayabilirdi ki Chu Feng'i? Chu Feng'in karşısında duracak gücü bile yoktu!

 

"Yan Efendi kurtar beni!" Taş Kılıç Tarikatının başı durumun kötüye doğru gittiğini anlamıştı. Hemen Yan Efendi'den yardım istedi.

 

*whoosh*

 

Yan Efendi çoktan harekete geçmişti. Kolunu salladı ve birden sekizinci seviye Dövüş Lordu aurası patladı. Kolundan güçlü bir çekim gücü çıktı ve tarikat başını içine aldı. Adamı kurtarmak istiyordu.

 

"Bu velet..." Ama çabası boşunaydı. Çekim gücü Taş Kılıç Tarikatının başını içine almış olmasına rağmen onu kurtaramıyordu.

 

Tarikat başının Chu Feng'in ellerine düşmesini izlemek zorunda kalmıştı.

 

"İhtiyar sen fazla oldun! Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamlarına saldırmaya cüret edersin ha?! Senin derini yüzüp kaslarını koparmalıyım!"

 

Tarikat başını Chu Feng boynundan yakalamıştı . Shi Jingtian Dokuz-parmaklı İhtiyarın ailesini öldürmüştü ve Chu Feng'i de öldürmeyi amaçlamıştı. Eggy'yi yaralamasının öfkesini tekrar hissetti.

 

Kalbinde büyük bir öfkeyle harekete geçen Chu Feng'in sonrasında yaptıkları acımasızcaydı. Adamı boynundan tuttu ve bir kum torbası gibi sallamaya başladı. Havada birkaç kez salladıktan sonra birden yere çaktı adamı. Adam bam diye yerdeki çukura fırlamıştı.

 

“Ahh—”

 

Chu Feng adamı gerçekten de büyük bir kuvvetle çukura atmıştı; çukur bu güce dayanamadı. Taş Kılıç Tarikatının başı keskin bir ok gibi yeri delip geçti; kalpleri dağlayan çığlığı duyuldu.

 

"Gel lan buraya." Ama Chu Feng onu böyle kolay bırakır mıydı hiç? Çukurdan adamı çekti, Taş Kılıç Tarikatının başını tekrar boynundan tutmuştu.

 

Her yeri kan içerisindeydi adamın ve vücudundan gıcırtılar gelip duruyordu, tüm kemikleri kırılmıştı. Chu Feng'in darbesi tarikat başının vücudunu neredeyse yok etmişti. Hem kemikleri hem organları mahvolmuştu.

 

Ama Chu Feng'in daha işi bitmemişti. Avucunu uzattı ve bir hançer gibi tarikat başının koluna doğru salladı. Elini geri çektiğinde elinde kanlı bir şeyler vardı; bu Shi Jintian'ın kol kaslarıydı. Chu Feng bu kasları çekip çıkarmıştı.

 

"AHHH" dayanılmaz bir acı içerisindeydi adam. Shi Jingtian'ın çığlıkları daha da kötüleşmişti.

 

Ama bu daha hiçbir şeydi. Chu Feng kasları çıkarttıktan sonra elini uzattı ve geri çekti. Chu Feng Shi Jingtian'ın yüzünün derisini çekip koparmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr