Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Hah, bu gerçekten de ilginç. Bu ücra köşelerde böyle güçlü birinin olacağını düşünmezdim. Görünen o ki buradakileri gerçekten de hafife almışım." Bir süre olanları izleyen Tantai Xue birden güldü. Gülüşü garip bir gülüştü.

Gökteki dört dehşet şimşek canavardan korkmadığı anlaşılıyordu, bunların belirmesi onu daha çok şaşırtmıştı. Bunun gerçekleşmesine sebep olan kişi bu dehşet kadının o küçümseyici tavrını tersine çevirmişti. Bu kişiyi görmek istiyordu.

Bu olanlardan sorumlu kişi hâlâ buz katmanlarının altında saklanıyordu.

Ancak Chu Feng artık paniklemiyordu. Yüzünde bir sevinç vardı hatta.

Dört şimşek vücudundan çıkmış olmasına rağmen aralarındaki bağ hâlâ kopmamıştı. Olduğu yerden çıkmadan gökteki şeyleri de görebiliyordu. Hatta diğerlerinin göremediği bazı şeyleri de görebiliyordu.

Chu Feng gözlerini kapattığında dört şimşekle bakış açısı bir oluyordu, onlar ne görüyorsa o da onu görüyordu.

Çok yukarıda olduklarını görebiliyordu. Yerden ne kadar yüksekte olduklarını hesaplamak imkânsızdı, neredeyse yıldızlara değeceklerdi. Bir Dövüş Kralının çıkabileceği bir yükseklik değildi bu.

Dört şimşek canavar yıldızların etrafında koşuşturuyordu. Yüksek sesle kükrüyorlardı. Güçleriyle gösteriş yapıyorlardı. Herkese ne kadar güçlü olduklarını göstermekti amaçları.

Kudretlerini sergiliyorlardı!

*aoo*

Birden bir kez daha kükredikten sonra aşağı indiler. Gökten hızla Kış Ovalarına indiler.

Kış Ovalarındaki insanlar bunu görünce korkudan yüz ifadeleri değişti. Donakalanlar, hareket bile edemeyenler vardı.

Aklını kaçıranlar vardı. Korkudan bayılanlar vardı.

Gökten bu auranın ne kadar yıkıcı olduğunu hissedebiliyorlardı, buna karşı gelmeleri imkânsızdı.

*whoosh*

Dört şimşek canavar bulutları delip geçti; bunu görenler sonunda felaketin geldiğini hissediyordu.

Ancak canavarlar birden kayboldu. Gün gibi aydınlık gökyüzü tekrar karardı. Eski dinginliğine dönmüştü gök ve sanki canavarlar hiç belirmemişti.

"Ne oldu?  Nereye gitti şimşek?" Bu ani değişiklik karşısında insanlar önce birbirine sonra da etraflarına baktı. Neler olduğunu anlayamamışlardı.

Onların kafaları karışıkken bağdaş kurmuş oturan Chu Feng gözlerini birden açtı.

*bzz*

Gözlerini açtığında her yer parıldıyordu. Gözlerinde dört şimşek vardı; vücuduna geri dönmüştü şimşekler.

Dört şimşek o anda Chu Feng'in vücudunun içerisinde birtakım değişiklikler geçiriyordu. Onunla birleşiyorlardı, sadece kanıyla değil, kemikleriyle, organlarıyla... Gerçekten de Chu Feng'le bir oluyorlardı.

Birleşme sırasında Chu Feng'in yetiştirmesi tekrar yükseldi. Birinci seviye, ikinci seviye, üçüncü seviye, dördüncü seviye, beşinci seviye. Chu Feng'in yetişimi büyük bir hızla yükselmişti ve beşinci seviye bir Dövüş Lordu olmuştu.

Tırmanış beşinci seviyede durmuştu. Chu Feng'in gözündeki şimşekler de kaybolmuştu.

Chu Feng ise sevinçten havalara uçuyordu çünkü şimşekler kendisiyle gerçekten bir olmuştu. Yetiştirmesindeki ani dört seviyelik artış şimşekler sayesindeydi.

"Haha, sonunda seni onayladı ve gerçekten bir oldu senle ha?"

"Direkt beşinci seviyeye atladın! Ne beklenmedik bir şey." Eggy de heyecanlanmıştı. Dünya Ruh Uzayında sekip duruyordu, en az Chu Feng kadar sevinmişti o da; sanki bu muhteşem şey kendisinin başına gelmişti.

Chu Feng direkt beşinci seviye bir Dövüş Lordu olmuştu ve bu seferki diğerinden de farklıydı.

Chu Feng en başta yetiştirmesini Kutsal Şimşeğin gücüyle arttırabiliyordu. Ama şimdi durum farklıydı. Şimşek artık Chu Feng'le tamamen birleşmişti ve yetiştirmesi artık tamamıyla kendisine aitti.

"O kadarla sınırlı da değil. Bu şimşekler bana sadece yetişim gücü vermedi." Chu Feng birden ayağa kalktı. Sevinçten çıldırmak üzereydi.

"Chu Feng, ne demek istiyorsun? Başka bir şey de mi kazandın?" Diye sordu Eggy merakla.

"Heh, gel dışarı. Göstereyim." Chu Feng güldü ve Dünya Ruh Kapısını açtı. Eggy de dışarı çıktı.

"Hadi hadi hadi! Bakayım ne aldın!" dedi Eggy sabırsızca. Güzel gözlerinden ne kadar sabırsız olduğu anlaşılıyordu. Kraliçe hemen Chu Feng'in ne kadar güçlendiğini görmek istiyordu.

"Dört şimşek benimle tamamen birleşti ve yetişimim çok arttı. Ama aslında birleşmeseler bile kontrol edebilirdim onları ve yine de arttırırdım yetişimimi."

"Şimdiyle öncesi arasındaki tek fark şimşekler kanımda olmalarına rağmen yine de bir dış güçtü. Onları kullanarak yetiştirmemi arttırabiliyordum belki ancak bu benim yetiştirmem değildi."

"Ama şimdi benimle tamamen birleştirdiler. Güçleri de birleşti. Artık beşinci seviye Dövüş Lordu benim gerçek yetişim seviyem."

"Dışarıdan bakınca bir fark yok gibi durabilir ama özü çok farklı. Yine de bana olan yararı aynı."

"Dört şimşeğin benimle birleşip birleşmemesi çok da önemli değil. Benim içimde oldukları sürece beşinci seviye Dövüş Lordu gücüne sahip olurdum."

"Şu anda mutlu olmamın sebebi benimle birleştiklerinde tamamıyla yeni bir güç kazanmış olmam. VE bu gücü kendim kontrol edebiliyorum."

"Dokuz Kutsal Şimşek uzun süredir vücudumdaydı ama ilk defa gücünün birazını kavradım gibi hissediyorum," dedi Chu Feng gülümseyerek. Yüzündeki heyecan gittikçe güçleniyordu.

"Ahhh, seni! Bunu bilmiyor muyum sanıyorsun?"

"Ben ne aldığını öğrenmek istiyorum. Kutsal Şimşekten ne aldın? Çabuk göster hadi!" Eggy ayağını yere vurdu. Chu Feng sessiz kalmaya devam ederse zıplayıp ısıracaktı çocuğu.