Bölüm 857: Hiddetli Kadın

avatar
5085 7

Martial God Asura - Bölüm 857: Hiddetli Kadın


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Chu Feng daha dikkatli baktığında gözleri parladı. Gelen kişinin uzun, kardan bile beyaz bir elbise giyen biri olduğunu fark etti.

 

Kendisi gibi elbisesi de uzundu ve tüm vücudunu sarıyordu. Ellerini ve ayaklarını bile sarıyordu elbise. Cildinin hiçbir yerini göstermiyordu elbise.

 

Ancak Chu Feng göğüs kısmından bu kişinin bir kadın olduğunu anlamıştı.

 

Ancak bu kadın bir de beyaz bir konik şapka giyiyordu ve bu şapkanın bir de yüzünü kapatan duvağı vardı.

 

Chu Feng ne Cennetin Gözlerini ne de Ruh Gücünü kullanmaya cüret edebildi. Yani karşısındakinin ne gücünü ne gerçek yaşını ne de görünüşünü biliyordu.

 

Ancak doğuştan gelen aurası kıyafetlerinin gizleyebileceği bir şey değildi. Chu Feng bu kişinin basit biri olmadığını anlamıştı.

 

Çünkü o da aurasını gizlemişti ve Chu Feng gibi Üçüncü Ölümsüzün acımasız köklerle savaşını izliyordu. Chu Feng bu kişinin nazik biri olmadığını hissetmişti. Muhtemelen buraya zirvedeki bitkiler için gelmişti.

 

*buum buum buum*

 

Zirvedeki savaş daha da hararetlenmişti.

 

Alevlenmiş kökler ateşler püsküren ejderhalar gibiydi. Çok şiddetlilerdi.

 

"Yanan Cennet Kilisesinin eşsiz alevleri... Tıpkı düşündüğüm gibi, bu Yanan Cennet Kilisesinden kalma bir şey. Peki madem. Bakalım ne kadar güçlüsünüz!"

 

Her şeye rağmen Üçüncü Ölümsüz korkmamıştı. Avucunu açtı ve elinde üç metre uzunluğunda bir sırık belirdi.

 

Sırık yemyeşildi ve üstüne semboller kazınmıştı. Bu bir Noksan Kraliyet Silahıydı.

 

Sırık belirdiğinde Üçüncü Ölümsüzün etrafındaki aura tamamıyla değişti. Çok yükselmişti.

 

*swish*

 

Sonra aniden elindeki Noksan Kraliyet Silahını salladı ve kulakları sağır eden bir ses duyuldu.

 

Noksan Kraliyet Silah sallandıktan sonra yarım ay şeklinde bir ışık fırladı ve köklerden birine doğru uçmaya başladı. Bunu da bir patlama takip etti.

 

*bam*

 

Yeşil ışık dalgası çok güçlüydü. Tek bir darbesiyle köklerden birini yarıya böldü.

 

*bam bam bam*

 

Üçüncü Ölümsüz elindeki Noksan Kraliyet Silahını sallamaya devam etti. Korkunç alevli kökler sanki saldırı yeteneğini kaybetmişti. Ardı ardına düşüyordu hepsi.

 

"Ne kadar da güçlü. Kraliyet Silahlarının Dövüş Kralları için yapıldığı söylenir. Doğru diyorlar gibi duruyor."

 

Bunu gören Chu Feng kafasını salladı. Üçüncü Ölümsüzün dövüş gücünün ne kadar kuvvetli olduğuna tanık oluyordu. Onun da bir Noksan Kraliyet Silahı vardı ancak Üçüncü Ölümsüze kıyasla onun ellerinde bir hiçti bu silah.

 

Dövüş Kralının vücudu kendisinden katbekat üstün olsa da Üçüncü Ölümsüzün elinde Noksan Kraliyet Silahı çok daha güçlüydü, bunu kabul etmesi gerekirdi. Noksan Kraliyet Silahının gücünü ne güzel de gösteriyordu.

 

Bu sahneyi gören Chu Feng düşünmekten kendini alamadı, Dövüş Sanatı Kralının elinde Noksan Kraliyet Silahı bile bu kadar güçlüyse eline bir Kraliyet Silahı geçse nasıl bir şey olurdu acaba?

 

*bam bam bam...*

 

Birkaç patlama daha gerçekleşti. Patlamalardan sonra gök kubbenin altı sakinleşti.

 

Her yeri yutan alevler sönmüş gibiydi. Geriye sadece kömür karası topraklar ve toz kalmıştı.

 

Gardiyan Oluşumunun yolladığı kökler yarıya bölünmüştü. Eski gücünden geriye bir şey kalmamıştı.

 

Dalları altın ışık huzmeleri hâline gelmişti. Işık huzmeleri dağılarak sayısız altın noktalar hâline geliyordu. Yer altına geri çekilirken ateş böceklerini andırıyorlardı.

 

Bu kökler Gardiyan Oluşumunun bir saldırısıydı sadece. Belki bu saldırı yok olmuştu ama Gardiyan Oluşumu bir zarar görmemişti.

 

Tabii ki saldırısı olmayan Gardiyan Oluşumu dişi olmayan bir kaplan gibi kalmıştı. Artık bir tehdit unsuru değildi.

 

Üçüncü Ölümsüz birazcık güç kullanarak Gardiyan Oluşumunu kolayca geçebilirdi. Sonra da gizli Kutsal Varlık ortaya çıkar ve Chu Feng hazineye konardı.

K.N: Demin noveli özetlediler :D

 

"Hahaha, Yanan Cennet Kilisesinin öldürme oluşumu beni hayal kırıklığına uğrattın!"

 

"Görünen o ki Yanan Cennet Kilisesi hâlâ Doğu Deniz Bölgesinde olsaymış bile Ölümsüz İnfaz Takımadasına rakip olamazmış!"

 

Üçüncü Ölümsüz çılgınlar gibi gülmeye başlamıştı. Mutlu ve heyecanlı bir kahkahaydı bu.

 

Belli ki Yanan Cennet Kilisesinin Gardiyan Oluşumunu bir öldürme oluşumu sanmıştı. Bir Gardiyan Oluşumu olduğunun farkında değildi. Yani oluşumu geçince sevinmişti.

 

Ne de olsa Yanan Cennet Kilisesi Doğu Deniz Bölgesinin en güçlülerinden sayılırdı. Zamanında Ölümsüz İnfaz Takımadası onların karşısında durmayı düşünemezdi bile.

 

Ölümsüz İnfaz Takımadası belki güçlenmişti artık ama Yanan Cennet Kilisesi diye bir şey kalmamıştı. Kendilerini Yanan Cennet Kilisesiyle kıyaslayamazlardı. Ancak bu öldürme oluşumu Üçüncü Ölümsüzün gururunu tatmin etmeye yetmişti.

 

"Küçük şey, bu öldürme oluşumunun koruması olmadan nereye kaçacaksın şimdi bakalım?" Gülmesini bitiren Üçüncü Ölümsüz birden elleriyle aşağı doğru uzandı. Amacı yeraltındaki Gardiyan Oluşumunu geçerek Kral İlacı almaktı.

 

Bunu gören Chu Feng'in göz bebekleri küçüldü. Boğazına bir yumru oturdu ve bir endişe hissetti.

 

Karşısında Çok kritik bir durum vardı. Üçüncü Ölümsüz Gardiyan Oluşumunu tamamen açarsa binlerce yıldır büyümekte olan Kutsal Varlık karşısına çıkardı. Nasıl durursa dursun bu Chu Feng'in kaçıramayacağı bir yetişim hazinesiydi. Bunu alması lazımdı.

 

*whoosh*

 

Bu kritik anda bulutların arkasında saklanan beyaz elbiseli kadın da tüm gücüyle ileri atıldı. Işık hızıyla dağ zirvesine doğru uçmaya başladı.

 

"Bu aura!" Beyaz elbiseli kadının harekete geçtiğini gören Chu Feng'in yüz ifadesi değişti çünkü yetişiminin nasıl bir şey olduğunu hissedebilmişti.

 

Dokuzuncu seviye bir Dövüş Lordu. Dokuzuncu seviye bir Dövüş Lorduydu ama aurası diğerlerinden farklıydı. Chu Feng'in aurasına benzer bir şeydi; çok kuvveti bir dövüş gücü değişimi vardı.

 

Buradan da dokuzuncu seviye bir Dövüş Lordu olmasına rağmen çok güçlü olduğu, hatta belki Chu Feng'den de güçlü olduğu anlaşılıyordu.

 

"Kimsin sen?" Üçüncü Ölümsüz de onu fark etmişti. Oluşumu açmayı bıraktı ve hiddetli bakışlarını ve baskısını göğe doğru çevirdi; amacı onu tamamıyla şok etmekti.

 

Ancak kadın Üçüncü Ölümsüzün sorusunu görmezden geldi. Üstelik Üçüncü Ölümsüzün, ikinci seviye bir Dövüş Sanatı Kralının, baskısı onu hiç etkilememişe benziyordu.

 

*buum*

 

Üçüncü Ölümsüzü üç kilometreden yakın bir mesafedeyken elini sallayarak ilk hamleyi kendisi yaptı. Üçüncü Ölümsüze saldırmıştı.

 

Bunu görünce bırakın Chu Feng'i, Üçüncü Ölümsüzün bile yüz ifadesi değişmişti.

 

Çünkü saldırısı Üçüncü Ölümsüzün baskısını tuzla buz etmişti. Çok güçlü bir saldırıydı; Üçüncü Ölümsüzü bile hayretler içerisinde bırakmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44297 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr