Bölüm 826: Seni Bekleyen Biri Var

avatar
5556 7

Martial God Asura - Bölüm 826: Seni Bekleyen Biri Var


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

Chu Feng işlerin kötüye gittiğini anlamıştı. Bu yüzden de Su Rou ve diğerlerini görmezden gelemezdi. Görünüşünü değiştirdi ve Dört Deniz Akademisine girdi.

 

Ama Chu Feng içeri girdikten sonra garip hissetti çünkü içeriye bir tane bile kendi posteri asılmamıştı. Kimseyi de görememişti.

 

Chu Feng ancak akademinin girişine geldiğinde buranın mühürlenmiş olduğunu gördü. Kimse ziyaret edemezdi ve Dört Deniz Akademisi müritlerinden hiçbiri dışarı adımını atamazdı.

 

"Ne oluyor? Ölümsüz İnfaz Takımadası çoktan Dört Deniz Akademisiyle ittifak mı oldu?" Bunu gören Chu Feng endişelenmişti. Ölümsüz İnfaz Takımadası Doğu Deniz Bölgesindeki neredeyse tüm güçlere ittifak daveti yollamıştı. Dört Deniz Akademisinin gücünü ve pozisyonunu düşününce onların da bu daveti almış olması gayet doğaldı.

 

"Chu Feng arkadaşım, seni uzun süredir bekliyorum!" Chu Feng endişelenmişken birden tanıdık bir ses duydu, bu Taikou'ydu .

 

Bu sesi duyan Chu Feng sevinmekten kendini alamadı. Hemen etrafında bakındı ve tıpkı beklediği gibi güney doğu yönünde Taikou'nun izlerini gördü. Tek bacaklı yaşlı adam rüzgârla birlikte kendisine doğru geliyordu.

 

"Taikou Efendi beni bu hâldeyken nasıl tanıdın?" Chu Feng şaşırmıştı çünkü yüzünü değiştirmişti. Ama Taikou ona yine de ismiyle seslenmişti, bu kılık değiştirme belli ki onda işe yaramamıştı.

 

"Hah, o küçük oyuncağıyla belki başkalarını kandırabilirsin ama benim gözlerim sağlamdır," dedi Taikou gülümseyerek. Yaşlı yüzünde gurur vardı.

 

Bunu duyan Chu Feng şaşırmaktan kendini alamadı. Taikou'nun gücünün akıl almaz bir şey olduğunu zaten biliyordu ama bugün daha da bir güçlü duruyordu. Chu Feng bu adamın en azından bir Dövüş Sanatı Kralı olduğundan neredeyse emindi .

 

Chu Feng'e hiç baskı falan uygulamıyordu, dostane bir havası vardı. Ama birçok güçlü uzmanla vakit geçiren Chu Feng Taikou'yu tekrar inceledikten sonra onun Qiushui Fuyan, Toprak Kralı gibi birinci seviye Dövüş Sanatı Krallarından daha güçlü olduğunu fark etti.

 

"Taikou Efendi, durumumu biliyor musun?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Wuqing olarak Ahlaksız Vadi'de yaptıklarını ve Zi ailesine yaptıklarını mı diyorsun?" Dedi Taikou gülümseyerek. Sanki dalga geçiyordu bu sözleriyle.

 

Chu Feng kafasını kaşıdı ve utanarak gülümsedi. Taikou'nun her şeyi bildiğini anlamıştı. Bu yüzden Chu Feng direkt konuya girdi, "Taikou Efendi, arkadaşlarım iyi mi?"

 

"Merak etme, iyi olsalar gerek. Senin haberlerin daha yayılmadan Doğu Deniz Bölgesinden gittiler," dedi Taikou.

 

"Doğu Deniz Bölgesinden gittiler mi? Nereye gittiler?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Giderken gelip beni buldular. Doğu tarafındaki ıssız ve devasa toprakların birçok ülkeye bölündüğünü ve buraların eski, yıkık hanedanlar tarafından yönetildiğinden bahsediyorlardı."

 

"Bu hanedanlar Doğu Deniz Bölgesine gelecek kadar güçlü olmadığından böyle ücra köşelerde kralcılık oynuyorlarmış. Çok vakitleri olduğundan da her sene Bin Klan Toplantısı düzenliyorlarmış ve bu senenin toplantısı senin memleketinde, Dokuz Eyalet'de, olacakmış. Hepsi Jiang Wushang'ı desteklemeye gitti," dedi Taikou.

 

"Ne kadardır yoklar?" Diye sordu Chu Feng.

 

"Sen gittikten birkaç gün sonra onlar da gitti," dedi Taikou.

 

"Yani şimdiye Dokuz Eyalet'e varmışlardır. İyidirler." Bunu duyunca Chu Feng'in içi rahatladı.

 

"Merak etme. Doğu Deniz Bölgesini terk etmemiş olsalar bile ben varken onlara bir şey olmazdı," dedi Taikou kendinden emin.

 

Bunu duyan Chu Feng'in hissettiği minnettarlık daha da arttı. Ölümsüz İnfaz Takımadası'yla arasında büyük bir düşmanlık vardı, bunu bilmeyen yoktu.

 

Buna rağmen Taikou bunları diyebiliyordu. Bu da hangi tarafta olduğunu belli etmesi demekti. Chu Feng'le tesadüf eseri tanışan bu yaşlı adam onu sonuna kadar desteklemeye hazırdı.

 

"Efendim, Dört Deniz Akademisi neden mühürlü?" Diye merakla sordu Chu Feng.

 

"Akademi başıyla konuşarak aldığımız bir karar," dedi Taikou gülümseyerek.

 

"Sebebi tam olarak nedir peki? Söyleyebilir misiniz bana?" Diye sordu Chu Feng tekrar.

 

"Tabii ki söyleyebilirim çünkü Dört Deniz Akademisini mühürlememiz seninle alakalı." Taikou güldü ve sonra da "Senin çizimlerin daha Doğu Deniz Bölgesinde belirmeden bunların olacağını tahmin etmiştim."

 

"Dört Deniz Akademisiyle olan ilişkinin de hemen yayılacağını ve bunun arkadaşlarına zarar vereceğini düşündüm. Bu yüzden de akademi başıyla konuşarak Dört Deniz Akademisini mühürlemeye karar verdik. Sonra da seni görmüş olan müritlerin hepsiyle görüşerek sorunları ortadan kaldırdık."

 

"Taikou Efendi... Bütün bunları benim için yapmışsınız... Sizin borcunuzu ödeyemem." Chu Feng Dört Deniz Akademisinin kendisi yüzünden mühürleneceğini hiç düşünmezdi.

 

"Ah, teşekküre gerek yok. Dört Deniz Akademisindeki bilgiyi mühürleyebilirim ama dışarıdakini mühürleyemem. Dedikleri gibi, yerin kulağı vardır. Bazı şeyleri sonsuza kadar saklayamayız."

 

"Ama en azından bu sana vakit kazandırır. Dokuz Eyalet'e dön ve Jiang Wushang'la diğerlerini bul. Dört Deniz Akademisine dönmemelerini, Doğu Deniz Bölgesi'ne dönmemelerini söyle," dedi Taikou.

 

"Taikou Efendi Dört Deniz Akademisi'nin başına bir şey gelmesin?" Diye endişeyle sordu Chu Feng.

 

"Bir şey olmaz. Eğer Dört Deniz Akademisine geldiğini söyleyen olursa reddederiz. Kanıt falan yok ellerinde zaten, Ölümsüz İnfaz Takımadası da istediği gibi gelip her yeri arayabilir. Ne de olsa hiçbiriniz burada olmayacaksınız. Kimseyi bulamazlarsa ne yapabilirler?"

 

"Ayrıca biz de dünkü çocuk değiliz. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı'yla düşman oldular bir kere, daha fazla düşman edinmek istemezler. Bence Dört Deniz Akademisini başlarına sarmak istemezler."

 

"Tıpkı Piaomiao Hanım'ın seni koruduğunu bilmelerine rağmen Sisli Tepe'ye bir şey yapamamaları gibi. Dört Deniz Akademisi belki Sisli Tepe kadar güçlü değil ama bizim de bir gücümüz var." Taikou çok sakin duruyordu. Ölümsüz İnfaz Takımadasından korkmadığı belliydi. Bütün bunları sırf Chu Feng'in başı belaya girmesin diye yapmıştı.

 

"Efendim, size çok büyük borçlandım ama kesinlikle bu böyle kalmayacak. İleride bütün bu yaptıklarınızın karşılığını ödeyeceğim."

 

Chu Feng Taikou'nun önünde saygıyla başını eğdi. Bu adama karşı samimi bir minnet hissediyordu; Taikou her seferinde karşılığında hiçbir şey istemeden kendisine yardım ediyordu. Bu yaptığı ise çok büyük bir şeydi.

 

"Tamam, tamam. Sana yardım ettim çünkü seni severim. Başka bir amacım yok, senden bir şey istiyormuşum gibi yapma böyle." Taikou gülümsedi. Sonra da bakışlarını ufka çevirdi ve "Git hadi, seni bekleyen biri var."

 

Chu Feng kafasını çevirip de baktığında afallayıp kaldı.

 

Arkasında, devasa beyaz bulutlar dışında hiçbir şey ya da kimse yoktu.

K.N: Dört bölüm daha gelecek.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44252 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr