Bölüm 804: Samimi Bir Davet

avatar
5757 7

Martial God Asura - Bölüm 804: Samimi Bir Davet


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Savaşın sonucunu açıklayıp tüm dünyaya Ölümsüz İnfaz Takımadasının nasıl yenildiğini anlatıp Chu Feng'in hünerini herkese sergiledikten sonra Toprak Kralı seyircileri Ahlaksız Vadiden dışarı çıkardı.

 

Ahlaksız Vadinin Mühür Ruh Oluşumunu da tekrar etkinleştirdi. Etkinleştirme yönetimini bildiği için bunu yapmak onun için hiç de zor değildi.

 

Şeytan Mühürleyen Kılıç olduğu yerde duruyordu; zaten onun yanına kimse yaklaşamazdı bile. Bu yüzden Toprak Kralı ve diğerleri onun hakkında endişelenmiyordu, hepsi kılıcın nasıl bir gücü olduğunu biliyordu.

 

"Wuqing, Ölümsüz İnfaz Takımadası çok fena kaybetti yani karşılık vermek isteyeceklerdir kesin. Eminim birazdan ordularını yollarlar, hemen buradan gitmeliyiz," dedi Toprak Kralı Chu Feng'e oluşumun eksiksiz gediksiz etkinleştiğinden emin olduktan sonra.

 

"Hı hı." Chu Feng kafasını salladı ve Toprak Kralı, Altın-pelerinli On Kardeş, Xuan Xiaochao ve diğerleriyle oradan ayrıldı. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının diğer adamları ise yine kimliklerini gizledi ve on binlerce seyircinin arasına karışıp onlarla birlikte oradan ayrıldı.

 

Herkes gittiğinde Ahlaksız Vadi o kadar sessiz bir hâl almıştı ki insanı huzursuz ediyordu. Rüzgârın uğultuları dışında bir ses yoktu, bu sessizlik korkutucu bir hâl bile almıştı.

 

Ama o sırada, Ruh Oluşumunun dışında, havada bir kıvranma vardı. Hemen sonrasında da iki kişi belirdi.

 

Bunların ikisi de kadındı. Biri orta yaşlıydı, diğeri ise genç güzel bir kadındı.

 

İkisi de Sisli Tepeden gelmişti. Genç olan Chun Wu'ydu ve orta yaşlı olan ise Sisli Tepenin muhafızı, Doğu Deniz Bölgesinin en nüfuzlu insanlarından biri Piaomiao Hanım'dı.

 

Piaomiao Hanım havada duruyordu. Elinde kırık bir çömlek vardı ve Chu Feng ve diğerlerine doğru öfkeli gözlerle bakıyordu. Uzun bir süre sonra "Chu Feng'in hünerleri beklentilerimi de aşmış. Şaşmamak lazım..."

 

"Efendim, Chu Feng ve Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı adamlarının öylece gitmesine izin mi vereceğiz? Takip etmeyelim mi?" dedi Chun Wu endişe içerisinde. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının iyi olduğunu bilmiyordu, bu yüzden rahat olamıyordu.

 

"Gerek yok. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları bazen amaçlarına ulaşmak için sakıncalı yöntemler kullanıyor olabilirler ama hep adalet ve hakkaniyetin altını çizerler. Chu Feng'in Kraliyet Silahını almazlar, Chu Feng'e zarar vermezler."

 

"Ne de olsa Chu Feng'in onlara büyük yardımı dokundu bu sefer. Canlarını kurtardığı bile söylenebilir. Ona ne kadar teşekkür etseler az, niye kötülük yapsınlar?" Dedi Piaomiao Hanım.

 

"Ama Efendim, yer altındaki saraydalarken siz dememiş miydiniz Chu Feng Şeytan Mühürleyen Kılıcı oradan çıkarırsa şüphesiz Toprak Kralı onu öldürür diye?" Dedi Chun Wu.

 

"Hah..." Piaomiao Hanım sakince gülümsedi ve sonra da "Şeytan Mühürleyen Kılıç Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı için çok önemli bir şey. Bir keresinde Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının başı öldükten sonra Şeytan Mühürleyen Kılıcı kim yerinden çıkarırsa onun tarafından yönetileceğini söylediğini duymuştum."

 

"Ama bırak Şeytan Mühürleyen Kılıcı yerinden çekmeyi, daha Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatında yanına yaklaşabilen bile olmamış. Eğer Chu Feng gerçekten de çekseydi kılıcı bu Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının hiç kimsenin tanımadığı bir velet tarafından yönetileceği anlamına gelmez miydi?"

 

"Dört Koruyucunun bunu kabul etmemesini bırak Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının dört bir yana dağılmış müritleri bile böyle bir şeyi kabul etmezdi. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının üst kademelerinde olan Toprak Kralı bunu kesinlikle biliyordur."

 

"Yani Chu Feng kılıcı gerçekten de yerinden çekseydi Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının iyiliği ve istikrarı için Toprak Kralı Chu Feng'i öldürürdü, çünkü Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bir yabancının emri altına girmesine izin veremez. Ne de olsa Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından olanlar için sadece Dört Koruyucu onları yönetmeye layık," diye açıkladı durumu Piaomiao Hanım.

 

"Ama Chu Feng yine de Şeytan Mühürleyen Kılıcının korumasını almıştı, yani hiçbirinin yapamadığı bir şeyi zaten yaptı. Sırf bu yüzden bile Chu Feng'i niye öldürmediler, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının gelecekte yaşayabileceği problemleri ortadan kaldırmak için?" Chun Wu hâlâ endişeliydi.

 

"Dediğim gibi, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı adaleti önemser. Yasaklı olan şeylere el sürmezse Chu Feng'in başına bir şey gelmez."

 

"Chu Feng çok zeki, çizgiyi aşmadı. Yani Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı onu öldürmeyecek. Hatta onu tarikatlarına çekmeye bile çalışırlar kesin. Ne de olsa aptal değil hiçbiri. Kim olursa olsun Chu Feng gibi bir dâhiyle yakınlaşmak ister," dedi Piaomiao Hanım.

 

"Anlıyorum." Ancak bunları duyunca rahatlayabilmişti Chun Wu. Ama elindeki kırık çömleğe bakınca suratını astı ve kafası karıştı, "Hâlâ anlamadığım bir şey var aslında. Efendim, ne diye gizlice onu kurtardınız?" diye sordu.

 

"Belki de onu tutmak işimize yarayabilir." Piaomiao Hanım'ın yüzünde bir gülümseme belirdi, konuşurken gözlerini kırık çömleğe çevirmişti.

 

Dışarıdan bakınca sıradan bir çömleğe benziyordu bu çömlek. Hatta çok fena kırılmıştı. Ama içinde sayız semboller parıldıyordu. Işıkları birbirine yansıyor ve bir sürü güçlü oluşumlar oluşturuyordu.

 

Oluşumların merkezinde ise kusursuz, hasar görmemiş bir bilinç vardı.

 

Chu Feng'i bırakın Toprak Kralı bile Piaomiao Hanım ve Chun Wu'yu hiç fark etmemişti. Bu yüzden Ahlaksız Vadiyi mühürledikten sonra endişesiz oradan ayrıldılar.

 

Taş Ölüm Ormanını geçtikten sonra on binlerce kilometre yol aldılar ve sonra da bir dağda kamp kurdular. Aslında dinlenmelerine gerek yoktu ama Toprak Kralı Chu Feng'le bir şey konuşmak istiyordu.

 

Kamp kurduktan sonra Yaşlı Liu sekizinci ve dokuzuncu kardeşe yemek bulmalarını söyledi. Ama onlar yemeği bulana kadar saat çok geç olmuştu.

 

Ama sekizinci ve dokuzuncu kardeş aramalarının sonucundan gayet memnundu. Sadece et ve sebze değil, şarap bile bulmuşlardı.

 

Gece geç olmasına rağmen dağın zirvesine oturup gecenin güzelliğini izlediler ve etlerini yiyip şaraplarını içtiler, öylesine hararetli bir savaştan sonra bu ne iyi gelmişti. Böylesine bir hayat ne de güzeldi, nasıl bir lükstü bu onlar için.

 

"Wuqing, senden bir şey isteyeceğim. Bilmem kabul eder misin?" Toprak Kralı birden gülümsedi ve Chu Feng'e baktı. Herkes şaraplarını bıraktı ve bakışlarını Chu Feng'e çevirdi.

 

"Efendim ne varsa aklınızda buyurun söyleyin. Yapabiliyorsam yaparım," diye cevapladı Chu Feng de gülümseyerek.

 

"Wuqing, hünerin sıra dışı bir şey. Doğu Deniz Bölgesinde çok nadir görülen dâhilerdensin. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatını temsilen, seni bize katılmaya davet ediyorum. Acaba... kabul eder misin?" diye sordu Toprak Kralı samimiyetle.

 

Bunları söylerken gözlerinde hem umut vardı hem de endişe. Korkuyordu, Chu Feng'in bu teklifi reddetmesinden korkuyordu. Ne de olsa çok nadir görünen bir dâhiydi. Herkes Chu Feng'in geleceğinin çok parlak olduğunu biliyordu. Kabul etmese bile bu anlaşılır bir şey olurdu.

 

Aslında endişeli olan tek kişi Toprak Kralı değildi. Yaşlı Liu, Xuan Xiaochao, Fu Fengming, You Tonghan ve Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatından neredeyse herkes de endişeliydi.

 

Hepsi Chu Feng'in Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatına katılmasını umuyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr