Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

"Sen şu Sisli Tepede birçok dahiyi yenen ve çok fazla Dövüş İşareti toplayan Wuqing misin?" dedi yaşlı adam.

"Evet efendim o benim." Chu Feng kafasını salladı.

"Şaşırmamak lazım. Ruh Oluşumu tekniklerinin çok iyi olduğunu ve Piaomiao Hanımın Tahmin Edilemez Haritasını bile okuyabildiğini duymuştum. Gerçekten de söylenenler kadar varmışsın."

"Ama neden Ölümsüz İnfaz Takımadalılar seni kovalıyordu? Sisli Tepede başarılarına engel olduğundan senden nefret mi ediyorlar?" diye sordu yaşlı adam.

"Hayır. Beni Ahlaksız Vadinin ortasında Zhan Feng'i sakatladığım için kovalıyorlardı, Ölümsüz İnfaz Takımadasının İkinci Ölümsüzünün oğlunu. Bu yüzden yani," dedi Chu Feng.

"Ne? Zhan Feng'i mi sakatladın?" Bunu duyan uzmanların hepsinin soluğu bir anlığına kesilmişti. Chu Feng'e hayranlık dolu gözlerle baktılar.

Zhan Feng'in kim olduğunu doğal olarak biliyorlardı. Kendi gücü çok bir şey değildi ama babası Ölümsüz İnfaz Takımadasının en iyi uzmanlarından biriydi.

Ama Chu Feng buna rağmen Zhan Feng'i sakatlamaya cüret etmişti. Chu Feng'in cesaretini takdir etmek lazımdı.

"Bunlar sadece sözdür; inanmıyorum."

"Sekizinci, dokuzuncu ve onuncu kardeş gidin de araştırın. Bir bakın bakalım bu çocuğun dedikleri doğru muymuş? Bir de şu Xuan Xiaochao'yu da araştırın, iyi mi değil mi öğrenin," dedi yaşlı adam.

"Tabii efendim." Üç Dövüş Sanatı Tanrısı aleminin zirvesindeki uzman çoktan oluşumu açıp havalanmıştı bile, Ahlaksız Vadiye doğru yola koyulmuşlardı.

Kısa bir süre sonra geri geldiler, yaşlı adamın yanına gidip onu bilgilendirdiler.

Chu Feng araştırmalarının sonuçlarını paylaştıklarını anlamıştı. Chu Feng'in söylediklerinin doğru olduğu, gerçekten de Ölümsüz İnfaz Takımadasının dâhisi Zhan Feng'i sakatladığı ve Murong Xun'un da gerçekten Xuan Xiaochao'yla dövüştüğü ama şu an nerede oldukları bilinmediği gibi şeyler.

Bir şeyi bilmiyorlardı ama; onlar gittikten kısa bir süre sonra daha önceden gizlendikleri dağa büyük bir Ölümsüz İnfaz Takımadası uzmanı grubu gelmişti.

Murong Xun ve Ölümsüz İnfaz Takımadasının Dokuzuncu Ölümsüzü bile gelmişti. Uzmanlarının öldüğünü biliyor gibilerdi.

Ama Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları bu işi çok iyi yaptığı için Ölümsüz İnfaz Takımadası hiçbir şey bulamamıştı. En azından Ölümsüz İnfaz Takımadasının adamlarını kimin öldürdüğünü bulamamışlardı.

"Haha, gerçekten de bu kadar korkusuz olduğunu düşünmüyordum." Söylenenleri duyan yaşlı adam güldü. Chu Feng'e daha onaylayıcı gözlerle bakıyordu, sonra da "Ama, Wuqing arkadaşım Ölümsüz İnfaz Takımadasının düşmanı olsan bile Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının bir parçası değilsin. Bu yüzden sana tamamıyla güvenemem."

"Sevdim ama seni. Birkaç sırrımızı bilsen de seni öldürmeyeceğim. Ama seni hemen de bırakamam. Birkaç gün bizimle takılacaksın. Ahlaksız Vadideki iş bittikten sonra seni bırakırız."

Konuşmasını bitiren yaşlı adam kolunu salladı ve diğer Dövüş Lordu uzmanlarla birlikte ayrıldı oradan. Halletmesi gereken işler var gibiydi.

Chu Feng Ruh Oluşumunda istediği gibi gezebilmekte özgürdü ama Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları kendisine bakıp duruyordu.

Ama Chu Feng bunu çok umursamıyordu. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatlıların bir şey hazırladığını iyi biliyordu, bu yüzden de Ahlaksız Vadiye gelen tek uzmanların onlar olmadığını çıkartmıştı. Yakında izlemeye değer bir şov olacağını tahmin ediyordu; Ölümsüz İnfaz Takımadası ve Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı arasında bir savaş.

Chu Feng birkaç gün orada takıldı. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı ona kötü davranmıyordu da, ona güzel yemekler veriyorlardı. Chu Feng'i takip edip ona sorular soranlar bile vardı.

Örneğin Dövüş İşareti Ölümsüz Aleminde neler yaptığı gibi ve ustası kim olduğu gibi sorular. Bazıları sıkılmıştı ve sanki kardeşlermiş gibi sadece Chu Feng'le muhabbet etmek istiyordu,

Tabii ki her şeyin olduğu gibi bu durumun da iki yüzü vardı. İnsanların büyük bir kısmı Chu Feng'i sevmiş olsa da kendisine iyi bakmayan birkaç kişi de vardı, Chu Feng'e sanki ondan tiksiniyormuş gibi bakıyorlardı.

Biraz vakit geçirdikten sonra konuşmalara kulak misafiri ola ola Chu Feng bu kişilerin kim olduklarını öğrenmişti.

Tıpkı Chu Feng'in tahmin ettiği gibi Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı gerçekten de Ahlaksız Vadiye birçok uzman yollamıştı. İki Dövüş Kralı bile yollamışlardı.

Bu insanların Chu Feng'le alakası var sayılırdı hatta, bunlar Qiu Canfeng'in, Dört Koruyucunun başının, eski adamlarıydı.

Hepsi de Dünya Spiritisti uzmanıydı. En çok Ruh Oluşumu tekniklerinde hünerlilerdi. Dövüş Lordu aleminin zirvesinde olan on kişi yeminli kardeşlerdi, Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatında onlara Altın-cüppeli On Kardeş denirdi.

Dövüş Lordu aleminin zirvesinde olsalar da uzun seneler önce Altın-cüppeli Dünya Spiritisti olmuşlardı. On kardeşin başının ismi Yaşlı Liu'ydu. Onlarca senedir Dövüş Lordu aleminin zirvesindeydi ve şu anda Dövüş Sanatı Kralı olması muhtemel gibi duruyordu.

Buraya çok önemli bir görevle gelmişlerdi. Chu Feng detayları bilmiyordu. Ama yine de Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatı buraya Ölümsüz İnfaz Takımadasının küstahlığına bir darbe indirmek için toplanmış gibi duruyordu. Ölümsüz İnfaz Takımadası içeri gizlice gireceğim derken Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının tuzağına düşmüş gibi duruyordu.

Bunu duyan Chu Feng bu insanları daha da çok sevmişti. Onlara "Qiu Canfeng'in müridiyim ben!" diyebilmeyi isterdi Chu Feng.

Ama bunu söylerse onu Qiu Canfeng'le ilgili sorguya çekerler, nerede olduğunu sorarlardı.

Ama Qiu Canfeng'in emirleri açıktı; Chu Feng, Fu Liansheng'den başka kimseye Canfeng'in nerede olduğunu söylemeyecekti

.

Bu yüzden Chu Feng biraz düşündükten sonra bu konuyu da saldı  Ona güvenmemeleri bir kenara, Chu Feng de onlara gerçekten güvenmiyordu.

Sonunda Üç Müridin dövüş günü geldi. Sakatlayan Gece Şeytanı Tarikatının adamları da harekete geçmeye başlamıştı. Chu Feng'i de orada bırakmayıp yanlarına aldılar.

Bunu gören Chu Feng sevinmişti, gösteriyi izleyebilecekti.

Altın-cüppeli On Kardeşin öncülüğünde önce gölün derin bir kısmına geldiler. Burada gizli bir geçit vardı, bu geçitten geçerek Ahlaksız Vadinin merkezine geldiler.

Yer altında gizlenmişlerdi ama dışarıyı çok iyi görüyorlardı. Ruh Oluşumunun gücü böyle bir şeydi işte.

Ahlaksız Vadide bayağı bir kişi toplanmıştı. İnsanlar sular seller olmuştu, ortalık hareketliydi. Gökte yerde her yerde insanlar vardı. On binlerce insan vardı.

Bir de arada engel olarak Taş Ölüm Ormanı vardı. O olmasa buraya kim bilir kaç kişi gelirdi.

"Başlayalım." Birden Altın-cüppeli On Kardeşin başı, Yaşlı Liu, konuştu.

Herkes geriledi. Altın-pelerinli On Kardeş Ahlaksız Vadinin çekirdeğini mühürleyen Ruh Oluşumuna doğru yürüdü.

Ruh Oluşumu dış dünyaya kapalıydı. Ahlaksız Vadinin çekirdeğini göklerin tepelerinden yerlerin diplerine kadar iyice bir mühürlemişti.

Ama on Dövüş Lordu o anda oluşumun mührünü kaldırmayı planlıyor gibiydi.

Chu Feng böyle düşünüyordu çünkü onların hem gizemli ve derin bir Açma Oluşumu döşediğini görmüştü hem de bir sürü değerli Ruh Oluşumu Taşı çıkardıklarını görmüştü.

Ruh Oluşumu Taşlarındaki güç sınırlıydı ama kısa süre içerisinde Ruh Oluşumu gücünü katbekat arttırabilirlerdi.

Ama yine de Chu Feng'in içinde şüpheler vardı: "Sadece bunlarla bu Ruh Oluşumunu açabilirler mi? Ne yapıyorlar tam olarak? Ve planları ne?"