Bölüm 757: Kana Susamış Şeytan

avatar
6280 6

Martial God Asura - Bölüm 757: Kana Susamış Şeytan


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

 

Etrafındaki şimşekler oraya buraya zıplıyor ve bzzz sesleri çıkarıyordu.

 

Uzun, kara saçları kaos içerisinde uçuşurken gözleri gözüküyordu. Bu ürkünç bakışlar üç şimşeğin birleşimiydi.

 

Kalpsizlik vardı bu bakışlarda, soğukluk vardı.

 

Chu Feng Qin Yu'nun kolunu alıp yavaş yavaş kaldırdı. Sonra da Qin Yu'yu afallatan bir şey yaptı.

 

Chu Feng ağzını açtı, dişlerini gösterdi ve birden ısırdı. Qin Yu'dan kopardığı kolundan büyük bir parça aldı ve çiğnemeye başladı.

 

Chu Feng'in ağzından kanlar akmaya başlamıştı; ama bu Chu Feng'in kanı değildi. Qin Yu'nun kanıydı bu. Chu Feng Qin Yu'nun et ve kanını yemekle kalmıyor bir de sırıtıyordu. Enfes bir yemek yiyen kana susamış bir canavara benziyordu.

 

"Seni şeytan!" Qin Yu'nun tüyleri diken dikendi. Kemiklerine kadar işleyen bir dehşet hissediyordu.

 

Hayatında ilk defa birinden bu kadar korkuyordu. Daha fazla düşünmeden arkasını döndü ve kaçmaya çalıştı.

 

"Peh!"

 

Ama o anda Chu Feng ağzını açtı ve kan kırmızısı bir kütle fışkırdı. Bu daha demin çiğnediği Qin Yu'nun etiydi.

 

Daha da önemlisi bu et topu Chu Feng'in ağzına girdikten sonra garip bir güç kazanmıştı. Yok edilmesi imkânsız bir ok gibi havada uçuyor, arkasında kırmızı izler bırakıyordu; bam diye Qin Yu'nun göğsünü deldi.

 

"Ahh!" Darbenin gücü Qin Yu'yu yere düşürmüştü. Göğsüne bakınca derin bir çukur olduğunu gördü, neredeyse korkudan ağlayacaktı.

 

Bir de bu çukuru kendi elinin yaptığını bilse kim bilir nasıl hissederdi.

 

*bam*

 

Tam da o anda Chu Feng elini sıktı ve bir patlama sesiyle birlikte Qin Yu'nun kolu paramparça oldu.

 

Bunun ardından Chu Feng hızlı adımlarla Qin Yu'nun yanına geldi, uzandı ve Qin Yu'nun diğer kolunu da koparttı.

 

“Ahh—” Qin Yu acı içerisinde uludu. Diğer kolunun kopmasını hissetmemişti ama bu sefer kolunun nasıl koptuğunu kendi gözleriyle görmüştü . Gözleriyle şahit olmuştu acıya ve yüreğinde hissetmişti bu acıyı.

 

Ama sürprizler bu kadarla sınırlı değildi. Chu Feng Qin Yu'nun kolunu salladı salladı ve suratına indirdi birden.

 

*bam bam bam bam*

 

Seslerin ardı arkası kesilmiyordu. Chu Feng Qin Yu'yu kendi eliyle tokatlıyordu.

 

Bir de ne şiddetli tokatlardı bunlar. Birkaç tokattan sonra Qin Yu'nun yüzünü kan bulamıştı bile. Birkaç tokat  sonra yüzünün derisi soyulmaya başlamıştı, kemikleri gözüküyordu.

 

"Lanet olsun sana! Devam et, yiyorsa devam et! Korkmuyorum senden!" Eski hâlinden eser kalmamış Qin Yu acı içerisinde ulumaya devam ediyordu.

 

Chu Feng birden ayağını yere indirdi. Qin Yu'nun vücudu tekrar titredi ve birden dondu.

 

Chu Feng'in ayağı Qin Yu'nun yaşam köküne, onlarca kadını rezil ettiği şeye gelmişti. Chu Feng bunu ezmişti.

 

“Ahh—” Kasıklarının aşağısındaki şeyin dümdüz olduğunu hisseden Qin Yu bir daha uludu.

 

Bu acıdan kaynaklı bir uluma değildi ama, kalbinin derinliklerinden gelen öfke dolu bir ulumaydı. Gerçekten de sinirlenmişti. Karşısında dehşet bir şeytan olduğunun farkındaydı ama o kadar gurur duyduğu şeyi ezilmişti, öfkesi birden tavana vurmuştu.

 

"Chu Feng, seni geberteceğim, geberteceğim, kesinlikle geberteceğim! Seninle alakası olan herkesi geberteceğim, yoksa kalbimdeki bu öfke sönmez!" Qin Yu'nun söyledikleri derinlerden geliyordu. Chu Feng'in her bir zerresinden nefret ediyordu gerçekten de ve Chu Feng'in tüm ailesini öldürmek istiyordu, tüm klanını yeryüzünden silmek istiyordu.

K.N: Onu yapmayı da denediler. Hatırladığım kadarıyla pek iyi bitmemişti :D

 

Ama Chu Feng için Qin Yu'nun tehditleri hiçbir şeydi. Dudaklarını bükmekle yetindi, küçümseyici bir şekilde.

 

Chu Feng'in yüzündeki soğuk gülümsemeyi gören Qin Yu'nun önceki küstahlığından eser yoktu artık, ne büyük bir aptallık yaptığını fark etmişti.

 

Chu Feng karşısında nasıl küstahlık yapabilirdi ki? Sadece kendi hayatını değil, ailesinin hayatını da düşünmesi lazımdı. Karşısındaki bu kişi gerçek bir şeytandı!

 

“Ahh—” Qin Yu'nun acınası feryadı tekrar duyuldu, bu feryatta ölme isteği vardı. Ama işkence daha yeni başlamıştı.

 

Qin Yu'nun çığlıkları ne kadar acınası olursa olsun onları kurtarabilecek kimse yoktu, çünkü kendisi bir Ruh Oluşumu döşeyerek dış dünyayla iletişimi kesmişti.

 

Ama yine de Taikou sarayın dışında bulutlarda duruyordu. Gözleri çok keskindi, bir kartalın gözlerinden bile keskindi. Aşağıdaki her şeyi gayet iyi görebiliyordu, Ruh Oluşumu onun için bir engel değildi; Chu Feng'in Qin Yu'ya yaptığı her şeyi gayet net izleyebiliyordu.

 

Bu gizemli gelişim uzmanının bile kaşları çatılmıştı. Gözlerinde biraz endişe bile vardı. Uzun bir süre sonra bir içini çekti. "Bu çocuğun vücudunda nasıl bir güç var? Ne kadar derin, ne kadar anlaması imkânsız bir şey."

 

"Doğasını bile etkiliyor. Gerçekten de bu çocuğun içinde bir şeytan mı var?"

 

"Eğer ahlaklı davranırsa sıkıntı olmaz ama iblisin yolunu seçerse korkarım dünyadaki her canlıyı bir bela bekliyor olacak."

 

Chu Feng Taikou'nun gizli gizli kendisini izlediğinden bihaberdi, çoktan kalbindeki öfke mantığını bastırmıştı . Qin Yu'da canlılıktan eser kalmamış olmasına rağmen durmamıştı.

 

"Chu Feng!" Acı dolu bir ses gelene kadar Chu Feng durmadı, sesi duyduktan sonra da eski hâline döndü.

 

"Minik Mei?" Chu Feng'i kendine getiren Su Mei'nin sesiydi. Chu Feng'in vücudundaki şimşek artık gözükmüyordu ve o dehşet aurası da yok olmuştu, ama hafızası hâlâ yerindeydi.

 

"Ne oldu öyle? Şimşeğin gücünü aldım sanki ama zihnim de etkilenmiş gibiydi." Chu Feng Qin Yu'ya baktı ve derin düşüncelere daldı.

 

"Chu Feng..." Tam da o sırada tekrar Su Mei'nin sesi geldi.

 

Ama bu sefer bu seste sadece acı yoktu. Bir baştan çıkarıcılık da vardı, çekici bir sesti bu. Hem de ne kadar çekici bir ses.

 

Kafasını çeviren Chu Feng derin bir nefes almadan duramadı. Gözleri hemen karşısındaki şeye odaklandı.

 

Su Mei bütün güzelliğiyle karşısında öylece duruyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43990 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr