Bölüm 752: Kutsal Şimşeğin Uyanışı

avatar
6128 8

Martial God Asura - Bölüm 752: Kutsal Şimşeğin Uyanışı


 

Bölüm 752: Kutsal Şimşeğin Uyanışı

 

Sanki İmperiyal Soyun aklı var gibiydi. Sanki cidden de Chu Feng'in kendisine karşı geldiğini anlamıştı.

 

İmperiyal Soyun gaz kütlesi köpürmeye başlamıştı. Korkunç kudretiyle Chu Feng'e doğru yol alıyordu. Antik bir Azılı Canavara benziyordu ve Chu Feng'i paramparça etmek istiyor gibi duruyordu.

 

Bu vahşi güç karşısında açıkçası Chu Feng'in korkmadığını söylemek saçmalık olurdu.

 

Ne de olsa bir Dünya Spiritisti olduğundan karşısındaki şeyin gücünün ne kadar yoğun olduğunu hissedebiliyordu. Chu Feng'i bırakın Dövüş lordu aleminin zirvesinde olan biri bile İmperiyal Soyun saldırısını engelleyemeyebilirdi.

 

Ama Chu Feng'in kaçacak yeri yoktu. Jiang Wushang ve diğerlerinin önünde durmak zorundaydı, hareket ederse hepsi ölürdü.

 

Ayrıca Chu Feng'in kendine biraz güveni de vardı. Vücudundaki Kutsal Şimşeğin İrsi Soy olsun olmasın, İmperiyal Soydan daha güçlü olduğunu hissediyordu.

 

İmperiyal Soyun ustası hâlâ orada olsa çok yapacak bir şeyi yoktu. Ne de olsa ustası kendi aklını kullanarak da Chu Feng'in işini bitirebilirdi.

 

Ama o anda İmperiyal Soyun arkasında bir zihin yoktu. Saldırıları için tamamen kendisine güvenmek zorundaydı . Bu yüzden de Chu Feng vücudundaki Kutsal Şimşeğin İmperiyal Soyu bastırabileceğine inanıyordu.

 

*aooo*

 

Gerçekten de tam İmperiyal Soy Chu Feng'e çarpacakken vücudundaki Dokuz Şimşek Canavarı birden uyandı.

 

Chu Feng'in vücudundan dünya dışı bir aura yayılmaya başladı. Bu olurken içinde de kulakları sağır eden bir kükreme patladı.

 

*buum*

 

Kükremeden sonra neredeyse kendine çarpmak üzere olan İmperiyal Soy her bir yana dağıldı. Bunu yaparken de sanki korkmuş gibi bir ses çıkardı.

 

"Bu ne?" Jiang Wushang ve diğerleri ne Chu Feng'in içindeki kükremeyi duyabilmişti ne de Chu Feng'in vücudundan yayılan kaotik aurayı hissedebilmişti. Ama dehşet İmperiyal Soyun korktuğunu görmüşlerdi.

 

Kimden korkmuştu peki? Chu Feng'ten tabii ki! En başta onlar da korkmuştu, şimdi ise ağızları açık kalmışlardı; gözlerine inanamıyorlardı.

 

Hepsi kafası karışık olanları anlamaya çalışırken İmperiyal Soy yoğunlaşarak bir figür hâlini aldı.

 

Orta yaşlı bir adam olmuştu. Uzun saçları omuzlarına kadar uzanıyordu ve ortada rüzgâr olmamasına rağmen dalgalanıyorlardı. Sıra dışı bir zırh vardı üstünde.

 

Bu zırh kemiklerin üstündeki zırhın aynısıydı. Ama bu zırh altın bir ışıkla parıldıyordu. Şüphesiz bu İmperiyal Soy tarafından oluşturulan bir görüntüydü; ama bu görüntünün bir zekâya sahip olduğu da su götürmez bir gerçekti.

 

O anda havada duruyor, kartal gibi gözleriyle Chu Feng'e bakıyordu. Hayranlık vardı bu gözlerde ama dikkatle incelendiğinde bu hayranlığın altında korku da olduğu görülebilirdi. Güçlü bir korku.

 

"Adın ne?" Diye konuştu birden orta yaşlı adam.

 

"Chu Feng'dir. Buranın efendisi siz misiniz, sorabilir miyim?" Chu Feng saygıyla ellerini birleştirerek sordu.

 

"Soy adın Chu mu?" Chu Feng'in dediklerini duyan adam kaşlarını çatarak derin düşüncelere daldı.

 

"Efendim, Chu ailesini tanır mısınız?" diye hemen sordu adamın tepkisini gören Chu Feng. Adamda İmperiyal Soy vardı yani muhtemelen Dövüş Sanatı Kutsal Topraklarından geliyordu ve geçmişini bilme ihtimali de vardı.

 

Ancak Chu Feng yine hüsrana uğramıştı; soruyu duyan adam kafasını salladı ve sordu, "Döşediğim bu oluşumu sen mi açtın?"

 

"Evet efendim döşediğiniz oluşumu ben açtım," dedi Chu Feng dürüstçe.

 

"Etkileyici. Ama ne yazık ki her şeyimi vererek arkamda bıraktığım İmperiyal Soy senin bir işine yaramaz. Sanıyorum ki İmperiyal Soyumu bu ikisine vermek istiyorsun, değil mi?" Orta yaşlı adam bakışlarını Jiang Wushang ve Lan Xi'ye çevirdi. Onların kim olduğunu bildiği belliydi.

 

"Bu..." Chu Feng bir durdu düşündü, nasıl cevap vereceğini bilemiyordu.

 

Bu adamın muhtemelen bütün Azman Canavarları öldüren adam olduğunu biliyordu. Ayrıca çoktan göçüp gitmişti bu dünyadan. Arkasında bıraktığı bu görüntü ruhunun küçük bir parçasıydı sadece. Bu yüzden Chu Feng için bir tehdit oluşturmuyordu. Ve bu parçacık da kısa bir süre sonra tamamen ortadan kaybolacaktı.

 

Bu da Chu Feng ve diğerleri bir şey yapmasa bile adam çoktan öldüğünden gerisinde bıraktığı bilincinin de kaybolup gideceği anlamına geliyordu. Geriye sadece İmperiyal Soyu kalacaktı.

 

Zaten İmperiyal Soyu da başkaları alsın diye bırakmıştı. Ama o sırada adamın ruhu hâlâ oradaydı. Sırf soyu için geldiklerini söylemek hoş olmazdı.

 

"Utanmaya gerek yok. Soyumu bırakmak için bu kadar uğraşmamın tek sebebi bunu alan kişinin Doğu Deniz Bölgesinden olmasını istememdi." Adam sanki Chu Feng'in düşüncelerini okumuş gibi gülümsedi birden.

 

"O zaman efendim İmperiyal Soyunuzu arkadaşıma bahşeder misiniz? Soyunuz onun için çok önemli," dedi Chu Feng hemen.

 

"Açıkçası soyumu geride bırakmamın sebebi mirasımın devam etmesini istememdi. Bu gücü alan kişinin de bu gücü sonraki nesillere aktaracağını umuyordum ki onca sene yaptığım geliştirmeler boşa gitmesin."

 

"Ama uzun süre düşündükten sonra soyumu öyle rastgele birine vermek istemedim, soyu alan için çok kolay olacaktı bu."

 

"Bu oluşumu döşememin sebebi de budur. İmperiyal Soyu almaya layık kişi bulmak. Ne kadar bekleyeceksem bekleyeyim, bunun bir önemi olmayacaktı çünkü soyu alan kişi buna layık olacaktı."

 

"Ama ne yazık ki İmperiyal Soyuma layık olan kişide soyumdan da güçlü bir şey var."

 

"Benim İmperiyal Soyum senin işine yaramaz ve zaten vücudundaki şey soyumun içine girmesine bile izin vermez."

 

"Ama İmperiyal Soyumu isteyen bu ikisi soyuma layık değil." Adamın yüzünde acı bir gülümseme belirmişti, bir iç çekerek konuşmasına devam etti, "Ne kadar uğraşarak bu oluşumu döşedim, ruhumdan bir parçayı geride bıraktım ve acı acı binlerce yıl bekledim. Sonunda biri geldi de oluşumumu açabildi."

 

"Ama bunun onun için bir önemi yok çünkü İmperiyal Soyum onun vücuduna göre değil."

 

"Ne yazık, ne trajik!"

 

"Neyse, neyse. Oluşumu sen açtığına göre ve başkalarını mutlu etmek istediğine göre sana yardım etmek benim borcumdur."

 

"Bilincimin son parçalarını kullanarak İmperiyal Soyu arkadaşının vücuduna aktaracağım. Ama İmperiyal Soyum sadece bir kişiye bahşedilebilir. İkisinden biri, sen seçeceksin. Kararı sen vermek zorundasın."

 

"Wushang." Zor bir karar değildi bu Chu Feng için.

 

"Jiang Wushang kardeş, efendiye saygılarını sun." Jiang Wushang hemen kalktı, diz çöktü ve saygıyla görüntünün önünde eğildi.

 

"Jiang Wushang ha? O zaman garip bir şekilde bağımız var seninle..." Jiang Wushang'ın ismini duyan adamın yüzündeki kederde büyük bir azalma olmuştu. Chu Feng'e anlamlı anlamlı baktıktan sonra Jiang Wushang'a dönerek, "Çocuk çok iyi bir kardeşin var." dedi.

 

Konuştuktan sonra adam birden parladı ve altın bir ışık huzmesine dönerek Jiang Wushang'ın göğsünden içine girdi.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr