Bölüm 746: Kadınların Yumuşak Kalpliliği

avatar
6285 7

Martial God Asura - Bölüm 746: Kadınların Yumuşak Kalpliliği


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Doğu Deniz Bölgesinde ismi bilinen Piaomiao Hanım'ı bir kenara bırakın, gizemli ismi bilinmeyen ustasını da bir kenara koyun; Aşıklar Terasının Qiushui Hanım'ı bile Wang ailesinin sinirlendirmeyi göze alabileceği biri değildi.

 

Wuqing'den güçsüzdü de. Bu yüzden korkmalıydı.

 

Arkasındakiler açısından Wuqing'den çok çok daha aşağıdaydı. Bu yüzden korkmaktan başka bir şansı yoktu.

 

Klanıyla Chu Feng'i önceden tehdit ediyordu ama şimdi klanının kendi aptallığından etkilenmesinden korkuyordu.

 

Wang Long pişmanlıklar denizi içinde boğuluyordu,sonunun geldiğini hissedebiliyordu. Bu kadar küçümsediği birinin o kadar korktuğu kişiyle aynı olacağını hiç düşünmemişti, hatta sadece kendinin de korktuğu biri değildi bu kişi, Doğu Deniz Bölgesindeki gençlerin hepsi ondan, Wuqing'den korkuyordu.

 

Pişmanlık içerisindeydi. Ne pişmanlık hem de. Öyle bir pişmanlıktı ki bağırsakları pişmanlıktan yemyeşil olmuştu. Chu Feng'in Wuqing olduğunu bilse hayatta öyle davranmazdı ona, düşman etmezdi kendine. Tek bir kelime diyecek cesareti yoktu.

 

"Chu Feng, se-sen Wuqing misin?!" Chu Feng sadece Wang Long'u şok etmemişti. Lan Xi bile aynı durumdaydı, hemen Chu Feng'in yeni görünüşünün ne anlama geldiğini anlamıştı.

 

Lan Xi'nin hayret dolu bakışlarını gören Chu Feng gülümsedi ve "Evet, Lan Xi, benim. Sisli Tepede tanışmıştık."

 

"Aman Allahım! Tüm Doğu Deniz Bölgesini sallayan, Ölümsüz İnfaz Takımadasının en iyi üç dâhisini yenen ve adı Murong Xun'un adını geçen Wuqing mi?!"

 

"Bu... Bu nasıl olabilir?!"

 

Chu Feng de kimliğini doğruladıktan sonra herkes afallayıp kalmıştı, hepsi de Wuqing'in başarılarını duymuştu. Bu şahsın genç nesilin zirvesinde olduğunu ve çok etkileyici biri olduğunu biliyorlardı.

 

Bir de bu çocukla dalga geçmişlerdi. Hatta onu öldürmek istemişlerdi. İşte ancak o anda ne kadar ahmakça davrandıklarını anlamışlardı. Bir insan ne kadar ahmak olabilirse o kadar ahmaklardı.

 

Pişmanlık içerisinde olan sadece Wang Long değildi. Wang Yu, Lan Yanzhi ve diğerleri de aynı durumdaydı.

 

Bu kadar küçümsedikleri kişinin sırf arkasında Taikou var diye böyle küstah davrandığını düşünüyorlardı, ancak bu çocuğun aslında Doğu Deniz Bölgesinde ismini herkesin duyduğu Wuqing olduğunu hiç düşünmezlerdi. Bulaşılmaması gereken birine bulaşmışlardı.

 

Onların korku ve şaşkınlığına kıyasla Su Rou ve diğerleri ise hem şaşkındı hem de sevinçten havalara uçuyordu. Onlar da Wuqing'in yaptıklarını duymuştu, hatta Chu Feng'in önünde bile Wuqing'e övgüler yağdırmışlardı. Bunu düşününce gülmekten alamadılar kendilerini.

 

Bu kadar hayran oldukları bu şahsın, Wuqing'in, kendilerine bu kadar yakın olan Chu Feng olduğunu onlar da düşünmezdi.

 

"Wuqing kardeş, yanlış anladın, yanlış anladın! Hepsi bir yanlış anlaşılma!"

 

"Sisli Tepede tanışmıştık, benim nasıl biri olduğumu bilirsin."

 

"Kimliğini gizlememeliydin! Eğer sen olduğunu bilsem hiç böyle yapar mıydım sana?" Wang Long'un eski küstahlığından ve cesaretinden eser yoktu artık, hiç utanmadan Chu Feng'e yalakalık yapıyordu.

 

Ama Chu Feng çoktan Wang Long'un gerçek yüzünü görmüştü, bu söyledikleri boşaydı. "Tabii ki nasıl biri olduğunu biliyorum. Lan Xi'ye ormanda neler neler yapacaktın, onu altından kim aldı unutma."

 

"Wang Long, sen miydin o?!" Chu Feng'in dediğini duyan Lan Xi'nin yüz ifadesi hemen değişmişti. Birden kontrolsüz bir öfke bütün vücudunu sardı. Yüzünden tek bir şey okunuyordu: öfke.

 

Lan Xi'nin o günle ilgili hafızası bulanıktı belki ama uyuşturulduğunu biliyordu. Ne olduğunu tam bilmiyordu ama uyandığında kıyafetleri paramparçaydı. Neyse ki biri gelip onu kurtarmıştı. O kişi sayesinde büyük bir felaketten kurtulmuştu.

 

Hayal meyal kendisini kurtaran kişiden kendisiyle sevişmesi için neredeyse ona yalvardığını bile hatırlıyordu.

 

Ama o kişi onun bu isteğini kabul etmemişti. O sırada ölen birini kurtarmadığı için ondan nefret etmişti ama şimdi o kişiye karşı büyük bir minnet duyuyordu. Ne kadar ahlaklı biriydi, kendi vücudunu kendisinden korumuştu.

 

Kendisini kullanmaya çalışan kişinin Wang Long, kendisini kurtaranın da Chu Feng olduğunu hiç düşünmezdi.

 

Aslında Wang Long'a karşı hâlâ biraz sevgisi vardı. Ne de olsa kaç yıldır birlikte müritlik yapmışlardı. Ama artık Wang Long'u gebertmek istiyordu, cesedini milyon parçaya bölmek istiyordu.

 

Lan Xi'nin dedikleri karşısında Wang Long donakalmıştı, nasıl açıklayacaktı ki ona olanları? Onu görmezden geldi ve utanmaz utanmaz Chu Feng'e dönüp gülümseyerek, "Hehe, Wuqing kardeş dürüst olacağım: Gerçekten de Lan Xi'yi uyuşturmuştum. Ama o ilaç çok güçlü bir şeydi! Onu kurtardığına göre ve tek parça burada durduğuna göre herhalde aranızda bir şeyler oldu, değil mi?"

 

"Wuqing kardeş sen de anlarsın beni artık yaptığına göre, bu Lan Xi ne fena! Vücudunu tarif edecek kelime yok vallahi, bir de ona dokununca hissettiklerin! Sen de soylu bir statüye sahipsin tamam ama Lan Xi Lan klanının lekesiz Büyük Hanımı!"

 

"Onunla böyle bir şey yapmış olman büyük şans. Durumu da ben ayarladığımdan sana yardım etmiş oldum. Bana teşekkür etmelisin! Bu yüzden beni bırakmalısın."

 

"Wang Long, ne utanmaz bir herifsin!" Wang Long'un söylediklerini duyan Lan Xi öfkeyle dişlerini sıktı. Wang Long'dan kendisini haklı çıkarmaya çalışmasını bekliyordu ama sırf hayatını kurtarmak için yaptığını kabul etmesini beklememişti. Hem kabul etmişti hem de gururla söylüyordu yaptığını.

 

Chu Feng bile ne diyeceğini bilememişti. Wang Long bildiğin dalga geçmeye başlamıştı. Chu Feng Wang Long'un ne kadar rezil ne kadar aşağılık biri olduğunu tekrar anlamıştı.

 

*whoosh*

 

Chu Feng birden Wang Long'un yakasına yapıştı, havaya kaldırdı ve bir kum torbası gibi Lan Xi'ye doğru fırlattı onu. "Lan Xi, bu rezil herifi sana bırakıyorum." dedi.

 

"Lan Xi merhamet et, Lan Xi merhamet et! Seni ne kadar sevdiğimi düşün, senin için yaptığım onca şeyi düşün. Lütfen bağışla beni! Bir şans daha ver bana lütfen! Yalvarıyorum sana!"

 

Wang Long yere düştükten sonra yaralarını görmezden gelerek hemen ayağa kalkıp Lan Xi'ye yalvarmaya başlamıştı. O andaHayatta kalabilmek için elinden geleni yapıyordu .

 

"Seni..."

 

Wang Long'un bu hâlini gören Lan Xi'nin içine ne kadar öfkeli olursa olsun yine de bir şüphe düşmüştü. Çünkü Dört Deniz Akademisinde Wang Long gerçekten de kendisine çok iyi davranmıştı, kendisine büyük yardımı dokunmuştu.

 

*whoosh*

 

Ama Lan Xi durup düşünürken Chu Feng birden havadan indi ve Wang Long'un sırtına bir tekme atarak onu yere yapıştırdı. Aynı anda da bir el Wang Long'un saçına yapıştı, Chu Feng Lan Xi'ye, "Sen yapmıyorsan yardım edeyim." dedi.

 

"Hayııır—” Chu Feng'in kana susamışlığını hisseden Lan Xi birden elini uzattı. Wang Long'u kurtarmak istiyordu.

 

Lan Xi'nin bu yaptığını gören Chu Feng önce bir şaşırdı ve sonra da çaresizce kafasını salladı ve bir iç çekti. "Bu kadınların yumuşak kalplilikleri."

 

Chu Feng bir eliyle Lan Xi'nin ellerini itti ve diğer elini de birden aşağı indirdi. Havaya kanlar fışkırdı, Chu Feng Wang Long'un kellesini uçurmuştu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr