Bölüm 744: Sonunuz Böyle Olacak

avatar
5802 7

Martial God Asura - Bölüm 744: Sonunuz Böyle Olacak


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Wang Long, ne var aklında senin?" Durumun kötüye gittiğini gören Lan Xi Chu Feng'in önüne zıpladı. Chu Feng'i korumak istiyordu.

 

"Ne mi var? Burada esir kaldık. Hayatta kalmak istiyorsan bazı fedakarlıklarda bulunmamız gerekiyor. Bu Chu Feng Dört Deniz Akademisinden değil. Biri ölecekse önce o ölür. Yanlış mıyım?" Diye bağırdı Wang Long. Konuşurken de sarayın köşesindekilere baktı.

 

"Evet! Wang Long haklı! Mecbur bazı fedakarlıklarda bulunacağız, kılıcı bir yabancıya çevirmek en mantıklısı. Birinin illa ölmesi gerekiyorsa önce Chu Feng ölmeli!" Doğal olarak Wang Yue, Liu Zhenbiao ve diğerleri de Wang Long'un tarafını tutuyordu. Çoktandır Wang Long'un Chu Feng'i öldürmesini bekliyorlardı. Wang Long'un yanına yaklaştılar, onu desteklediklerini açık açık gösteriyorlardı.

 

"Hepiniz..." Bunu görünce Su Rou ve diğerlerini bırakın Lan Xi'nin bile beti benzi atmıştı. Gözü olan herkes Wang Long ve yanındakilerin aynı şeyi düşündüğünü görebilirdi, hepsi de uzun süredir Chu Feng'i gebertmek istiyordu.

 

Böylesi bir durumda Lan Xi ne derse desin boşunaydı, kardeşi bile Wang Long'un yanındaydı. Kazanması imkânsız bir savaşın içinde gibi hissediyordu kendini. Öfkeliydi öfkeli olmasına ama bir o kadar da çaresizdi.

 

"Lan Xi, iyi niyetin için teşekkür ederim ama bırak bunu ben halledeyim." Lan Xi ne yapacağını kara kara düşünürken Chu Feng yavaş yavaş yürüyerek önünde duran Lan Xi'yi arkasına aldı.

 

"Chu Feng, sen..." Chu Feng'in korkmadığını, hatta gülümsediğini gören Lan Xi'nin kafası karışmıştı. Chu Feng'in eceline susadığından korkuyordu.

 

Chu Feng sanki Lan Xi'nin ne düşündüğünü biliyor gibi daha da bir gülümsemeye başladı. Bundan sonra da bakışlarını Wang Long ve diğerlerine çevirdi. Wang Long, Wang Yue, Liu Zhenbiao, Lan Yanzhi ve diğerlerine baktıktan sonra, "Beni öldürmek isteyenlerin sonu nasıl olur bilir misiniz?" dedi.

 

"Oh? Galiba bize bir şey yapmak istiyorsun, ses tonundan öyle anlaşılıyor?" dedi Wang Long alay eder gibi, gözlerinden küçümseme akıyordu.

 

"Hahaha, ne kadar da saf. Wang Long ağabeyimle mi dövüşmek istiyorsun? Seni küçümsediğimden değil yanlış anlama ama kendini aşıyorsun." Wang Long'un dediklerini duyan Wang Yue ve diğerlerini bir kahkaha tuttu, Chu Feng'in kendi gücünü abartmasına gülüyorlardı.

 

"Hmph. Taikou yok burada, kim olduğunu sanıyorsun sen? Aşağılık bir tenekeden başka bir şey değilsin. Dört Deniz Akademisine bile girememişsin gelmiş bir de bize meydan mı okuyorsun?" Diye Chu Feng'le alay ediyordu Liu Zhenbiao. Arkasında Wang Long varken kendine olan güveni tavan yapmıştı.

 

*whoosh*

 

Ama Liu Zhenbiao konuşmasını bitirir bitirmez bir şeyler parladı ve Chu Feng birden kayboldu.

 

“Ah—” Daha insanlar tepki bile veremeden arkalarından bir feryat koptu. Sese doğru kafalarını çeviren herkes afalladı kaldı. Dehşet ve korku dolu gözlerle istemeye istemeye birkaç adım gerilediler.

 

Wang Yue ve diğerlerini bırakın Lan Xi bile bu olanlar karşısında şok olmuştu. Geniş gözleri olanları anlamaya çalışıyordu.

 

Chu Feng Liu Zhenbiao'nun önünde duruyordu. Ama Chu Feng'in elinde kanlı bir kafa vardı. Dikkatle bakınca bu kafanın Liu Zhenbiao'dan başkasına ait olmadığı anlaşılıyordu.

 

Liu Zhenbio'nun vücudu hâlâ olduğu yerdeydi ama kafası eksikti. Boynundan kanlar fışkırıyordu.

 

Ne olduğunu anlamak için çok düşünmeye gerek yoktu. Chu Feng'le dalga geçerlerken Chu Feng birden saldırıya geçmiş ve Liu Zhenbiao'nun kellesini almıştı.

 

Liu Zhenbiao zayıftı zayıf olmasına ama yine de Gök alemindeydi. Aslında hiçbirinin yetişimi zayıf değildi, özellikle de Wang Long'unki; o dördüncü seviye bir Dövüş Lorduydu. Chu Feng dördüncü seviye bir Dövüş Lordunun gözleri önünde Liu Zhenbiao'yu katletmişti. Bu çocuk biraz fazla mı güçlüydü ne?

 

Hangi alemdeydi ki? Herkesin kafasında bu soru vardı.

 

Kalabalığın hayret ve korku dolu bakışları Chu Feng'in yüzünü değiştirmemişti. Kafasını hafifçe kaldırdı ve "Hepinizin sonu böyle olacak." dedi.

 

"Ne? Seni!"

 

Chu Feng'in sözleri Wang Yue ve diğerlerini dehşete düşürmüştü. Hepsi aceleyle kaçmaya başladı, Chu Feng'le aralarına mesafe koymak istiyorlardı.

 

Chu Feng'in sadece Liu Zhenbiao'yu öldürmekle yetinmeyeceğini anlamışlardı. Hepsini öldürmek istiyordu!

 

"Lanet Chu Feng. Dört Deniz Akademisinin bir müridini öldürmeye cüret edersin ha? Belli ki yaşamaktan bıkmışsın." Diğerlerine kıyasla Lan Yanzhi çok daha küstahtı. Chu Feng'e küfürler yağdırmaya başlamıştı.

 

"Haha, şakaya gel!" Lan Yanzhi'nin küfürlerini duyan Chu Feng beklenmedik şekilde kahkahalara boğuldu. Sonra da hiddetli gözlerle Yanzhi'ye baktı ve "Hepiniz beni, Chu Feng'i öldürmek istediniz. Sizi öldürdüğüm için beni suçlayamazsınız. Dört Deniz Akademisi mi? Bana zarar vermeye cesaret edeni Tanrı'nın oğlu olsa bile öldürürüm lan!"

 

"Seni.." Chu Feng'in hiddetli bakışlarını ve buz gibi sesini duyan Lan Yanzhi'nin küstah tavırları hemen tuzla buz oldu; o da karşısındakinin ne yerdeki ne göktekilerden korkan biri olmadığını anlamıştı. Sanki gerçekten de hepsini öldürebilecek yeteneğe sahip gibiydi.

 

"Wang Long ağabey, çabuk öldür onu! Liu Zhenbiao'nun intikamını al!" Panikleyen Lan Yanzhi'nin elinden gelen tek şey yardım için Wang Long'a dönmekti.

 

"Hmph. İşe yaramazlar sürüsü sizi. Şu veledin bir iki lafından mı korktunuz?"

 

"Bunun gibi bir teneke için ellerimi bile kullanmam gerekmez. Bir düşüncemle tuzla buz ederim onu." Wang Long konuşurken bir yandan da sınırsız baskısını yaydı ve bu baskıyı Chu Feng'e doğru yolladı.

 

Lan Yanzhi ve diğerlerinin paniği birden yine neşeye dönmüştü. O kadar uzaktan bile Wang Long'un baskısının ne kadar güçlü olduğunu hissedebiliyorlardı. Dördüncü seviye bir Dövüş Lordunun gücü hafife alınacak bir şey değildi. Öyle şakaya falan da gelmezdi. Sadece baskı bile Chu Feng'i toz etmeye yeterdi.

 

Durumu yakından izleyen sadece Lan Yanzhi ve arkadaşları değildi. Lan Xi'nin bile yüz ifadesi değişmişti, o da baskının ne kadar güçlü olduğunu hissetmişti. O da baskısını yaymıştı, amacı Chu Feng'in hayatını kurtarmaktı.

 

Ama artık çok geçti, boşunaydı bu çaba. Wang Long Chu Feng'e çok yakındı ve Lan Xi'nin harekete geçeceğini de tahmin etmişti. Bu yüzden hamlesini rakibini öldürmek üzere yapmıştı. Lan Xi baskısını yayarken Wang Long'un baskısı çoktan Chu Feng'in vücuduyla çarpışmıştı bile.

 

Ama herkes Chu Feng'in artık öldüğünü düşünürken yüzünde bir gülümseme gördüler. Birden hareket etti. Geri kaçmadı, hatta baskıya doğru ilerliyordu.

 

Herkesi şaşırtan şey ise direkt baskıya dalması oldu; ne ufacık bir zarar görmüştü ne de yüzünde bir değişme vardı. Baskı hızını bile azaltmamıştı.

 

Kalabalığın bakışları altında Chu Feng Wang Long'un önüne geldi. Sonra da avucunu uzatarak aşağıya doğru salladı. Güçlü bir fırtınayla birlikte avucu Wang Long'un yüzüne doğru uçuyordu.

 

Chu Feng'in saldırısı Wang Long'un boş bir anına denk gelmişti. Dördüncü seviye Dövüş Lordu olan uzman Chu Feng'den iyi bir tokat yemişti. Havaya fırlayıp yere düşmüştü.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr