Bölüm 742: Korkunç Azman Canavar

avatar
5886 9

Martial God Asura - Bölüm 742: Korkunç Azman Canavar


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Wang Long'un çoktan girdiğini gören Wang Yue ve diğerleri de onu Milenyum Antik Kentin içine takip etti.

 

Özellikle de Lan Yanzhi yakından takip ediyordu. Kardeşini görmezden geldi, yoksa böyle bir şey yapmaya cesaret edemezdi. Lan Xi'ye bakmaya bile cesaret edemiyordu, vicdanı azap içerisindeydi. Ablasının gözlerine bakamıyordu, Lan Xi'nin içini görmesinden korkuyordu.

 

Wang Long'un kaplan gibi hiddetli gözlerini gören Su Mei ve Su Rou doğal olarak onu durdurmaya cesaret edemedi. Hemen yoldan çekildiler, Wang Long'un yapabileceklerinden korkmuşlardı.

 

Ama tam da Wang Long girişe geldiğinde birden bakışlarını arkasına çevirdi ve Jiang Wushang ve Zhang Tianyi'ye, "Bunu o Chu Feng veledine söyleyin, beni takip etmese iyi eder. Girerse çıkamaz yoksa." dedi.

 

Küstah küstah bunu dedikten sonra Wang Long bir kahkaha patlattı, sanki Chu Feng ve diğerlerinin ne kadar güçsüz oluşuna gülüyordu. Ama sanki sinirinin bozuk oluşunun acısını çıkarıyor gibiydi.

 

Kahkahalarla birlikte Wang Long ve diğerleri antik kentin gizli kısmının derinliklerine doğru ilerlediler, aralarındaki mesafe gittikçe açılıyordu.

 

"Wang Long'un nasıl biri olduğunu gördün. Şimdi öldürmeye de hazır. İçeri girmeyi bırakın sizi antik kentte görürse bile saldırır. Lafımı dinleyin, ardından gitmeyin. Chu Feng'in içeri girmesine hiç izin vermeyin. Yoksa ben bile koruyamam sizi."

 

Lan Xi kapının Jiang Wushang ve diğerleri tarafından açıldığını bilmiyordu ama Milenyum Antik Kentin çekirdeğinin ne anlama geldiğini biliyordu. O yüzden o da durmadı. Jiang Wushang ve diğerlerini uyardıktan sonra o da Wang Long ve diğerlerinin izinden giderek içeri girdi. Böylesine bir fırsatı kaçırmak istemiyordu.

 

İnsanlar kapıdan geçer geçmez birden ışık gibi bir figür toplanma alanında belirdi.

 

Bu kişiyi görünce Jiang Wushang, Zhang Tianyi, Su Rou, Su Mei hepsi birden sevindi. Yüzlerindeki keder uçtu gitti bunun yerini neşe aldı, gelen kişi Chu Feng'di.

 

"Chu Feng! Bir şeyin yok! Ne güzel!" Chu Feng'i gören Su Mei ve Su Rou hemen kollarına atladı. Chu Feng için ne kadar endişelendikleri belliydi. Yoksa Chu Feng'in iyi olduğunu gördüklerinde böyle tepki vermezlerdi.

 

Zhang Tianyi ve Jiang Wushang da aynı durumdaydı. Aptal değillerdi, hatta çok zekilerdi. Bu yüzden de Chu Feng'in sekizinci Oluşum Açığını kırarak büyük bir risk aldığını biliyorlardı, kendisi bunu söylemese bile. Bu sebeple onlar da endişelenmişti.

 

"Zhang kardeş, Wushang kardeş, kim yaraladı sizi?"

 

Kollarındaki iki güzelliği okşayan Chu Feng kardeşlerine, Jiang Wushang ve Zhang Tianyi'ye baktı. Birkaç yaraları olduğunu ve ağızlarının kenarında kan olduğunu görünce hemen kaşlarını çattı. Bakışları buz gibi oldu, öfkeyle doldu.

 

"Wang Long. Bize saldırmakla kalmadı bir de içeri gelmeyin yoksa dönemezsiniz dedi," dedi Zhang Tianyi.

 

Jiang Wushang ise sessizliğini koruyordu. Onu endişelendiren şuydu: İmperiyal Soyla ilgili meseleyi sonunda çözmüşlerdi ama bunu ilk gören kendisinden önce başkaları olacaktı. Daha da önemlisi bu kişilerle savaşacak gücü yoktu.

 

Zhang Tianyi'nin dediklerini duyan Chu Feng çok bir şey demedi, yüz ifadesinde de çok bir değişiklik olmadı. Sanki her şey beklediği gibi olmuştu, "Hadi içeri girelim." dedi.

 

"Chu Feng ağabey, yapma!" Ama o sırada Jiang Wushang yanına geldi Chu Feng'in. Chu Feng'in önünde durdu ve "Chu Feng ağabey, beni düşündüğünü biliyorum ve bütün bunları benim için yaptığını."

 

"Ama içeri girmene izin veremem. Wang Long'un gözlerindeki öldürme niyetini gördüm, içeri girersek kesin bizi öldürür. Sırf kendi çıkarlarım için size zarar gelsin istemem. İmperiyal Soyu istemediğime karar verdim çoktan."

 

Bunları söyleyen Jiang Wushang'ın yüzü acı doluydu, İmperiyal Soy onun için çok önemliydi. Ama Milenyum Antik Kentin çekirdeğindeki tehlikelerin de çok iyi farkındaydı. Chu Feng ve diğerlerini sırf kendi çıkarları için tehlikeye sokamazdı, pes etmekten başka bir şansı yoktu. Bu ona çok acı veriyordu ama yapabileceği başka bir şey yoktu.

 

"Wushang kardeş sen Chu Feng ağabeyinin o Wang Long'dan korktuğunu düşünmüyorsun, değil mi?" Diye sordu Chu Feng gülümseyerek.

 

"Chu Feng ağabey, ne demek istiyorsun?" Bunu duyan Jiang Wushang ve diğerleri önce bir afalladı ve aynı anda hepsi şok içerisinde Chu Feng'e baktı; dediklerinden hepsi birkaç bir şey anlamıştı.

 

"Hah." Grubun bakışlarını gören Chu Feng, "Hepiniz benim yetişimimin hangi seviyede olduğunu görmek istemiyor muydunuz? Wang Long'u yakaladığımda öğrenirsiniz." dedi.

 

Bunları söyleyen Chu Feng klas bir dönüş yaptı ve direkt Ruh Oluşumu kapısından içeri girdi.

 

Bunu gören Su Rou ve diğerleri birbirine baktı, hepsinin yüzünde hafif bir gülümseme belirmişti. Chu Feng çok açık konuşmamıştı belki ama kazanacağından emin olduğu kesindi.

 

Dokuz Eyaleti bırakıp gelen bu delikanlı yarım seneden az bir sürede dehşet bir gelişim göstermişti gerçekten de.

 

Bu yüzden de Su Rou ve diğerleri daha fazla soru sormadı. Chu Feng'i takip ederek Ruh Oluşumu kapıdan geçtiler ve Milenyum Antik Kentin çekirdeğine girdiler.

 

Çekirdek çok büyüktü ama Chu Feng ve diğerleri de hızlıydı. Ruh Oluşumu kapısından geçtikten sonra karşılarına devasa bir yol çıktı. Yolun kenarında ise kudretli ve etkileyici devasa bir saray vardı.

 

Bu hafife alınacak bir saray değildi. Milenyum Antik Kentin en muazzam binası olduğu bile söylenebilirdi. Onlar da aptal değildi, buranın önemli bir yer olduğunu anlamak zor değildi.

 

Sarayın kapıları çoktan açılmıştı, Wang Long, Lan Xi ve diğerlerinin buraya girdiği belliydi. Doğal olarak Chu Feng ve diğerleri de daha fazla oyalanmadı yoksa Wang Long ve diğerleri saraya ilk girenler olarak onlara çok bir şey bırakmayabilirdi.

 

“Ahh~~~”

 

*güm güm güm*

 

Ama daha saraya girmeden içeriden canavar kükremeleri ve kulakları sağır eden patlama sesleri geldi.

 

Aynı anda saraydan yoğun bir duman ve güçlü şok dalgaları da gelmeye başladı.

 

"Dağılın." Bunu gören Chu Feng elini sallayarak gelen dalgaları dağıttı. Girdikten sonra içeriye bir göz attılar. Su Rou ve diğerlerini bırakın Chu Feng'in bile bakışları dondu, hepsi şok olmuştu.

 

Sarayın içi devasaydı. Wang Long ve Lan Xi içerideydi ama Wang Yue, Lan Yanzhi ve diğerleri korku dolu suratlarla Chu Feng'e doğru koşuyordu.

 

Chu Feng'i gördüklerinde korkularına korku eklendi. Koştukları yönü değiştirmek zorunda kaldılar ve sarayın köşesine doğru koşmaya başladılar.

 

Böyle davranmalarının sebebi ise sarayın sonunda büyük ve güçlü bir Azman Canavar olmasıydı.

 

Bu Azman Canavar on metreden uzundu. Onun yanında insanların karıncadan farkı kalmıyordu. Gözleri de kan kırmızısıydı. Vücudundan dumanlar çıkıyordu, çok vahşiydi; her yere saldırıyordu.

 

Saldırıları yeri göğü sallıyordu; tek bir kükremesi sarayı titretmeye yetiyordu. Bu Azman Canavar çok güçlüydü, çok vahşiydi. Chu Feng'in daha önce hiç görmediği bir şeydi, kesinlikle şu ana kadar gördüğü en hiddetli, en korkutucu canavardı.

 

Wang Long ve Lan Xi el ele verip güçlerini birleştirmiş bu canavarla savaşıyordu. İki tane dördüncü seviye Dövüş Lordu el ele vermiş olmasına rağmen bu Azman Canavarın baskısını hissedebiliyorlardı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr