Bölüm 728: Antik Kentin Açılışı

avatar
6383 7

Martial God Asura - Bölüm 728: Antik Kentin Açılışı


 

Bölüm 728: Antik Kentin Açılışı

 

Taikou kalabalığın tepkilerine sadece küçümseyici bir gülümsemeyle karşılık verdi.

 

Sonra da avucunu açarak Qin Yu'nun elindeki rozeti kendine çekti. Cübbesinin büyük kollarını salladı ve rozeti tekrar Chu Feng'e fırlattı.

 

Bunları yaptıktan sonra Taikou arkasını dönerek kalabalığa bağırdı, "Hepiniz beni dinleyin! Bu rozeti Chu Feng'e hediye ediyorum. Bu andan itibaren onu gördüğünüzde beni görmüş gibi davranacaksınız. Her bir mürit Chu Feng'e hürmetlerini sunmak zorundadır. Eğer ona karşı saygısızlık yapmaya cesaret eden olursa... Hmph... Tanrı'nın oğlu bile olsa o kişi, vallahi sakat bırakana kadar dövmekten çekinmem."

 

*hua~~~*

 

Bu sözleri duyan kalabalık tekrar birbirine girdi. Taikou'nun önceden yaptıklarını neden yaptığı tam kesin değildi belki de sadece kendi onurunu korumak için yapmıştı ancak artık hepsini Chu Feng'in arkasında olduğunu göstermek için yaptığına bir şüphe yoktu.

 

Kalabalıktaki herkes bakışlarını gizli gizli Chu Feng'e çevirdi, ona farklı bir gözle bakıyordu artık hepsi de. Nasıl kutsal biri bu böyle, diye düşünüyorlardı. Şu tuhaf Cehennemin Yaşayan Kralını böyle etkileyebilmiş.

 

Onu nasıl görürlerse görsünler, kafalarında bir şey çok netti: Chu Feng'i gücendiremezlerdi. Ne de olsa Qin Yu böyle bir şeyin sonucunun canlı örneğiydi.

 

"Milenyum Antik Kenti açmaktan kim sorumlu?" Diye sordu Taikou birden.

 

"Ben- Yaşlı Taikou, buradan ben sorumluyum," diye cevapladı Taikou'dan dayak yiyen Ceza Veren Yaşlı saygıyla. Sonra da hemen ayağa kalktı.

 

"Sen kime 'Yaşlı' diyorsun lan? Benden yaşlısın bir de gelmiş bana mı yaşlı diyorsun?!" Ama yine de Taikou'nun aksiliğiyle karşı karşıya kalmıştı.

 

"Benim suçum, benim suçum!" Ceza Veren Yaşlı gerçekten de Taikou'dan çok korkuyordu. Hemen düzeltti kendini, "Taikou Hoca, Milenyum Antik Kenti açmaktan ben sorumluyum."

 

"Bu Chu Feng de Milenyum Antik Kente girecek herkesle birlikte. Bir itirazın var mı?" Diye sordu Taikou.

 

"Y-yok." Ceza Veren Yaşlı kafasını salladı. Tek kelime itiraz edecek cesareti yoktu.

 

"Chu Feng, hadi gir içeri. Rozet de kalsın sende. Bana vermene gerek yok."

 

"Dört Deniz Akademisi artık senin evindir. Girmek istersen gir. Çıkmak istersen çık. İstediğin yere girebilirsin. Seni durdurmaya cesaret eden olursa, bana söyle. Kim bana, Taikou'ya, saygı duymazsa ağzını yüzünü dağıtırım." dedi Taikou Chu Feng'e.

 

"Teşekkür ederim efendim." Chu Feng Taikou'nun önünde eğildi. Chu Feng gerçekten de Taikou'nun buralara kadar gelip böyle bir şey yapmasını beklemezdi. Taikou'nun yaptığı her şeyin Chu Feng'e Dört Deniz Akademisinde istediği gibi dolaşma hakkı verdiği gerçeği inkâr edilemezdi.

 

Taikou ile arasında hiçbir bağ yoktu, eskiden Chu Feng'i müridi olarak almak istemişti ama Chu Feng reddetmişti. Şimdi Taikou hem ona rozetini vermişti hem de ona yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Taikou'nun yaptığı bu iyilikler Chu Feng'in kafasını karıştırıyordu. Taikou'nun yaptıkları için gerçekten de minnettardı.

 

İnsan kalbi dediğin etten yapılmaydı, taş değil. İçinde az biraz iyilik olan kişi kendisi için yapılanların karşılığını vermeye çalışırdı. Chu Feng de böyle biriydi. Bu yüzden de içten içe gelecekte yapabilirse Taikou'ya olan borcunu ödemeye karar verdi.

 

"Bu Qin Yu veledi kendini herkesten üstün sanar. Hem saçma saçma konuşur durur hem de utanmaz arlanmazın önde gidenidir. Diğerlerinin işini bitirebilmek için ne yapabilirse yapar. Şimdi onu alıp götüreceğim, bu saygısız müride iyi bir ders vereceğim. Ben gidiyorum. Milenyum Antik Kenti açması gerekenler, gidin de Milenyum Antik Kenti açın. Kente girmesi gerekenler, gidin de girin."

 

Konuşmasını bitiren Taikou yüzü artık tanınmaz bir hale gelmiş olan Qin Yu'yu bir tavuk gibi kollarına aldı ve uçtu gitti.

 

“Huu~~~”

 

Taikou'nun kaybolduğunu gören yaşlılar ve bazı müritler rahat bir nefes aldılar, sanki omuzlarından büyük bir yük kalkmıştı, özellikle de Ceza Veren Yaşlı böyle hissediyordu. Sanki tekrar canlanmış gibiydi. Hemen ağzının kenarındaki kanları ve alnındaki terleri sildi.

 

İster yaşlılar olsun ister müritler, kimse Chu Feng'e bir şey demeye cesaret edemiyordu. Kimse Chu Feng'e bakamıyordu bile. Baksalar bile kaçamak bakışlar oluyordu bunlar ve sonrasında hemen gözlerini çekiyorlardı. Chu Feng yaşlıların korktuğunu biliyordu. Chu Feng'den değil de Chu Feng'in arkasında olan, kendisine destek olan Taikou'dan korkuyorlardı.

 

Başlarında Ceza Veren Yaşlı, bir grup yaşlı tüm güçleriyle Milenyum Antik Kenti açmaya başladı.

 

Çok düz bir işlemdi bu. Özel tekniklerle özel oluşumu açıyor, güçlü Ruh Oluşumunda bir boşluk oluşturuyorlardı. Böylelikle Chu Feng ve diğerleri içeri girebilecekti.

 

hmm

 

Sonunda yüze yakın yaşlının gücüyle birlikte görünmez ormanın dışında su dalgalarına benzeyen dalgalar oluşmaya başladı. Dalgalar gittikçe büyüyordu ve sonunda altın bir parlaklık belirdi.

 

Chu Feng bunun gizli Ruh Oluşumu olduğunu ve bu oluşum çok güçlü bir oluşum olduğunu biliyordu. Yüze yakın yaşlı özel teknikler kullanarak sonunda açmıştı bu oluşumu.

 

Gerçekten de Ruh Oluşumunun altın dalgaları genişleyerek altın çerçeveleri olan muhteşem bir kapı şeklini aldı ve ormanın önünde belirdi.

 

"Milenyum Antik Kent bilinmeyen bir bölgedir. Eminim hepiniz hakkındaki efsaneleri duymuşsunuzdur."

 

"Burası deneyimleyerek öğreneceğiniz bir yer olsa da size söylemem gereken birkaç bir şey var ki içeride ne yapıp ne yapmayacağınızı bilin. Olurda bir tehlikeyle karşı karşıya kalırsanız ne yapacağınızı bilin."

 

"Bilinmez bir bölge olmasının sebebi ise Milenyum Antik Kentteki birçok şeyin bu zamana kadar hâlâ gizemini korumasındandır."

 

"Herkes Milenyum Antik Kentin ne kadar devasa bir yer olduğunu bilir. Binlerce yıl önce Doğu Deniz Bölgesinde büyük bir Azman Canavar grubu varmış. Bu Azman Canavarlar biz insanlarındakinden aşağı kalmayan bir medeniyet oluşturmuş, Milenyum Antik Kent'i."

 

"Ancak Milenyum Antik Kentin şanı ve şöhreti sönüp gitmiş ve içindeki çekirdek bölgesi de kaybolmuş, sanki hiç var olmamış gibi ve sanki hiç orada olmamış gibi. Hiçbir izi yok artık desek yeridir."

 

"Ancak birkaç bin yıl önce Milenyum Antik Kenti çizenler olmuş. Çizimlerdeki bölge şu ankinin en azından iki katı var. Şüphesiz bunlar çekirdekler olsa gerek. Bu yüzden Milenyum Antik Kentin çekirdeğinin kaybolduğu ya da biri tarafından gizlendiği kesin denebilir."

 

"Ama Milenyum Antik Kentin en ilginç yanı bu değil. En ilginç kısmı ormanın etrafındaki özel baskı. Bu çok garip ve özel bir baskı ve aynı zamanda çok da güçlü."

 

"İçeri girince uçamayacaksınız. Biz yetişimciler için yürümek bile zor olabiliyor."

 

"Baskının nereden geldiğini Dört Deniz Akademisinden yaşlıları incelemiş olsa da bu sorunun cevabını bulamadı. Milenyum Antik Kent çok özel bir yerdir, bundan emin olabilirsiniz."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr