Bölüm 726: Rozet Gerçek mi Sahte mi?

Qin Yu'nun dediklerini duyan Ceza Veren Yaşlı olanların birçoğunu anlamıştı. Bakışlarını hemen Chu Feng'e çevirdi ve sert bir tonla "Dört Deniz Akademisinden değilsen ne diye buraya geldin, bir de yasaklı bölgelerine girmişsin Dört Deniz Akademisinin? Amacın nedir?"

"Yaşlı Xu, bu benim müridimin arkadaşı. Dört Deniz Akademisine onu ziyaret etmeye gelmiş."

O sırada bir Kutsal Eğitmen lafa girdi. Bu Su Rou'nun hocasıydı ve görünen o ki Su Rou hocasıyla bir şeyler paylaşmıştı. Kadın öne çıkarmıştı kendini, Chu Feng'i korumaya hazırdı.

"Evet. İsmi Chu Feng, benim de müridimin arkadaşıdır. Onu buraya getiren de odur." Su Mei'nin hocası da konuştu. Bundan sonra Zhang Tianyi'nin ve Jiang Wushang'ın hocaları da bir şeyler söyledi, hepsi Chu Feng'i bu zor durumdan çıkarmaya çalışıyordu.

"Öyle olsa da burada olmamalı. Müritleriniz Milenyum Antik Kentin yasaklı bir yer olduğunu bilmiyor mu? Buraya bir yabancı getirmişler! Dört Deniz Akademisinin kurallarını ciddiye almıyorlar mı yoksa?"

Ceza Veren Yaşlı gerçekten de Qin Yu'nun tarafını tutuyordu. Kutsal Eğitmenleri takmamıştı bile ve Chu Feng'i affetmeyecek gibi duruyordu, Qin Yu yerine ona bir ders verecek gibiydi.

Chu Feng'i düşünen ve umursayanların hepsi içten içe küfürler ediyordu. Su Rou ve diğerlerini bırakın hocaların bile yüz ifadeleri hafiften değişmişti, artık ne diyeceklerini bilemiyorlardı.

Burası gerçekten de yasaklı bölgeydi. Kurallara göre yabancıları bırakın müritlerin bile gelmemesi lazımdı buraya. Ceza Departmanındakiler kuralları arkasına alarak kişinin ölümüne kalımına karar verebilirdi. bu yüzden bu soruya cevapları yoktu.

"Hocalar, müritleriniz madem kuralları bilmiyor iyi bir ders verin onlara. Ne de olsa Dört Deniz Akademisinin dâhileri bunlar ve sizin de iftihar kaynaklarınız. Bu seferlik onlara ceza vermeyeceğim."

Ceza Veren Yaşlı tehditkâr bakışlarını önce Su Rou ve diğerleri ile hocalarına çevirdi sonra da Chu Feng'e dönerek buz gibi bir tonla, "Ama bu çocuk... İyi bir ceza vereceğim ona. Yoksa Dört Deniz Akademisine her kafasına esen gelip istediğini yaparsa ne olur hâlimiz?"

"Efendim Chu Feng kuralları çiğnemek istediğinden değil, ama gerçekten de..."

"Kes sesini!"

"Sen de mi onla cezalandırılmak istiyorsun?"

Su Mei Chu Feng'e yardım etmek istiyordu, açıklama yapmaya çalıştı ancak daha sözlerini bitiremeden Ceza Veren Yaşlı tarafından susturuldu.

Ceza Veren Yaşlının ciddi olduğunu gören hocalar müritlerini korumak için hemen Su Mei ve diğerlerini kontrol altına alarak konuşmalarına engel oldular, Chu Feng'le birlikte cezalandırılmalarını istemiyorlardı.

"Bu çocuğu hücreye alın!" diye bağırdı Ceza Veren Yaşlı.

"Nasıl emrederseniz!" Bu sözlerin ardından yaşlılar grubundan bir düzineye yakın insan öne çıktı. Chu Feng'e doğru ilerlerken her biri de çok hiddetli duruyordu.

Herkes Chu Feng'in işinin bittiğini düşünüyordu. En başından beri sakin kalmayı becerebilen tek kişi Chu Feng'di. Avucunu açtı, bir rozet gözüktü. Kalabalığa gösterdi rozeti ve bağırdı, "Bu Taikou Hoca'nın rozeti.  Kim bana dokunmaya cesaret edebilir?!"

"Ne? Taikou mu?!"

Chu Feng'in dediklerinin etkisi bir şimşek gibiydi. Herkes şok olmuştu, Chu Feng'in yanına gelen yaşlılar da birden durdu, düşüncesiz davranmaya cesaret edemezlerdi.

Ceza Veren Yaşlı ise hafifçe kaşlarını çattı. Hiddetli gözlerle Chu Feng'in elindeki rozete baktı, durum bir çıkmaza girmiş gibi duruyordu.

Taikou Dört Deniz Akademisinde bir istisnaydı. Ceza Veren Yaşlıyı bırakın akademi başkanı bile onu sinirlendirmeyi göze alamazdı öyle kolay kolay. Bu basit biri gibi görünen o nasıl olmuştu da Taikou'nun rozetini alabilmişti? Bu soru aklından çıkmıyordu.

"Lord Taikou'nun rozeti mi? Şaka yapıyorsun herhalde. Lord Taikou'nun rozeti ne diye sende olsun?" Qin Yu birden sessizliği bozdu ve elleriyle Ceza Veren Yaşlıyı selamlayarak, "Efendim, ben rozetin sahte olduğundan şüpheleniyorum. İncelenebilir mi acaba?" dedi.

"Tabii ki." Ceza Veren Yaşlı kafasını salladı. Gerçekten de daha önce Taikou'nun kimlik rozetini hiç görmemişti çünkü hiç göstermesine gerek kalmamıştı. Onu gören herkes korkardı zaten, bu yüzden Ceza Veren Yaşlı da Chu Feng'in elindeki rozetin sahte mi gerçek mi olduğunu bilmiyordu.

Qin Yu'nun dediklerini düşününce mantıklı geldi, Chu Feng gayet de sahte bir rozet yapmış olabilirdi. Hem Taikou'yu düşününce hiç de rozetini kolay kolay verecek biri değildi öyle. Hatta belki de vermesi imkansız bile denebilirdi.

Ceza Veren Yaşlı Chu Feng'e baktı ve soğuk bir sesle bağırdı, "Rozetini ver."

*whoosh*

Bunu duyan Chu Feng hiç düşünmedi bile, rozetinin hakiki olduğunu biliyordu. İncelemelerinden korkmuyordu, daha karşındakinin lafı bitmeden rozetini atmıştı Ceza Veren Yaşlıya doğru.

*bam*

Ama kim Qin Yu'nun rozeti daha havadayken Ceza Veren Yaşlıdan önce davranıp kapacağını? Şöyle bir baktıktan sonra Ceza Veren Yaşlıya döndü Qin Yu ve "Efendim bu Taikou'nun rozeti değil. Sahte bu." dedi.

"Saçmalıyorsun!" Bunu duyan Chu Feng öfkelenmişti. Qin Yu'yu işaret ederek küfürler yağdırmaya başladı çünkü rozeti kesinlikle gerçekti. Qin Yu Chu Feng'i deli gibi göstermeye çalışıyordu.

"Küstah hödük seni! Hem sahte rozet yapıp Taikou Hocayla bir alakan varmış gibi davranıyorsun hem de Dört Deniz Akademisinin müridine küfür ediyorsun!"

"Önce şunun yetişimini yok edin sonra dokuz yüz falaka sonra da hapse atın! Ceza Departmanının başı böyle emreder!" Rozetin sahte olduğunu öğrenen Ceza Veren Yaşlı eski hâline dönmüştü.

"Nasıl emrederseniz!" Chu Feng'in etrafındaki yaşlılar zaten üstüne atlamaya hazırdı, hiç beklemeden Dövüş Lordu auralarını yaymaya başladılar. Amaçları Chu Feng'in yetişimini yok etmekti.

"Görmek isterim kim tırnağına zarar vermeye cesaret edebilir." Ama tam da o sırada bir kükreme duyuldu. Kulakları sağır eden bu ses yeri salladı, sanki deprem olmuştu.

Aynı anda Chu Feng'in önünde tek bacaklı bir adam belirdi. Yere iner inmez sınırsız bir aura yaymaya başlamıştı.

Durdurması imkânsız, çok güçlü bir auraydı bu. Göz açıp kapayıncaya kadar Chu Feng'in etrafındaki yaşlıları onlarca kilometre geri itmişti.

"Taikou Hoca?!"

Aniden gelişen bu olaylar herkesi şok etmişti. Chu Feng'in önünde birden beliren bu adamı gören herkes onu hemen tanımıştı, bu On Kutsal Eğitmenin başı Taikou'dan başkası değildi.

"Taikou! Neden gelmiş ki buraya? Gerçekten de şu Chu Feng denen çocukla bir alakası olabilir mi?"

"İmkansız, gerçekten imkansız! Taikou nasıl biri çok iyi bilirim. Dört Deniz Akademisindeki müritleri bile umursamaz, ne diye bir yabancıyı umursasın?"

Taikou'yu gören herkesin beti benzi atmıştı. İyi bir gösteri izlemeye hazır olan insanların hepsinin yüzünde şok vardı artık. Taikou'nun gerçekten de Chu Feng'e yardım ettiğine inanamıyorlardı.

Su Rou ve diğerlerinin ise yüzü gülmüştü, Taikou'nun Dört Deniz Akademisinde nasıl bir gücü olduğunu biliyorlardı. Buraya gelmişse artık kimse Chu Feng'i zora sokamazdı.