Bölüm 723: Lan Yanzhi

avatar
6937 8

Martial God Asura - Bölüm 723: Lan Yanzhi


 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

Dışarıdan bakınca rozet çok basit duruyordu, hatta biraz kaba. Kara bir ahşaptan yapılmıştı, çerçevesinde de çok bir süs yoktu. Arkasına üç kelime kazılmıştı; Dört Deniz Akademisi ve önünde ise sadece bir şey yazıyordu; Taikou.

 

İlk bakışta rozet ahşaptan yapılmış gibi duruyordu. Ama Chu Feng hemen bu rozetin dışarıdan görüldüğü kadar basit olmadığını anlamıştı; içine bir oluşum döşenmişti. Eşsiz bir oluşumdu bu. Bu oluşumdan rozetin hakiki olduğunu anlayabilirdiniz.

 

Bu bir statünün sembolüydü, Taikou'nun statüsü. Bu yüzden Chu Feng rozeti olduğu sürece Milenyum Antik Kente girmekte sıkıntı yaşamayacağını düşünüyordu.

 

Dahası Taikou'yla sadece bir kere karşılaşmış olmasına rağmen hiçbir soru sormadan hemen yardımcı olmuştu kendisine. Bunu düşünen Chu Feng yürekten bir minnet duymuştu. Saygıyla Taikou'nun önünde eğildi ve "Efendim bana yardım ettiğiniz için teşekkür ederim. Bugün bana yaptığınız iyiliği hiçbir zaman unutmayacağım." dedi.

 

"Haha! Yardım için bir karşılık falan beklemiyorum senden. Sözlerin yeter de artar. Hadi git, arkadaşların endişelenmişe benziyor."Taikou güldü ve el salladı. Gözlerini kapatarak büyük piposunu içmeye devam etti.

 

"O zaman ben gideyim." Chu Feng de daha fazla oyalanmadı. Tekrar adamın önünde eğildikten sonra arkasını döndü ve kulübeden çıktı.

 

"Chu Feng ağabey, ne oldu?" Gerçekten de tıpkı Taikou'nun dediği gibi Chu Feng kulübeden çıkar çıkmaz Su Mei ve diğerleri hemen etrafında toplanmıştı. Çok uzaklaşmamışlardı, etrafta volta atıp durmuşlardı. Chu Feng için endişelendikleri belliydi.

 

"Düşündüğümden de iyi gitti." Chu Feng yüzünde hafif bir gülümsemeyle rozeti çıkardı ve gösterdi.

 

"Allahım… Gerçekten de yardım mı etti sana yani? Bu sadece Taikou'da olan bir rozet! Bununla Dört Deniz Akademisinde istediğin yere girebilirsin, kimse de bir şey demez!" Diye bağırdı birden Chu Feng'in elindeki rozeti gören JiangWushang.

 

"Chu Feng kardeş, vallahi her gün sana olan saygım artıyor. Taiko işini ne de kolay hallettin! Görünen o ki iyi bir etki bırakmışsın adamın üzerinde."Zhang Tianyi'nin de yüzü hayranlık doluydu. Taikou'yu etkilemek öyle kolay bir şey değildi.

 

"Haha, ne güzel! Milenyum Antik Kente Chu Feng'le girebileceğiz! Vuhuuu!" Yaramaz Su Mei her zamanki gibi oradan buraya sekiyordu. "Küçük hanım" yaşlarını neredeyse bitirmek üzere olsa da hâlâ her zamanki gibi canlı, tatlı ve saftı.

 

Tek mutlu olan Su Mei değildi zaten. Su Rou ve Zhang Tianyi de mutluydu.

 

Ama en mutluları kesinlikle Jiang Wushang'dı. Chu Feng'in ona verdiği birkaç yüz Dövüş Sanatı İlacıyla iki seviye atladıktan sonra Chu Feng'in çok güçlü olduğunu düşünmeye başlamıştı.

 

Bu yüzden de Milenyum Antik Kentle ilgili zaten umutlu olan JiangWushang'ın umutları Chu Feng'in de geleceğini öğrendikten sonra katbekat artmıştı.

 

Sonraki gün Chu Feng Jiang Wushang ve diğerleriyle Milenyum Antik Kente doğru yola çıktı.

 

Bir Antik Dönem ormanının içine yapılmıştı bu kent. Normal zamanlarda bu orman mühürlenirdi. Bu yüzden Chu Feng ve diğerlerinin yaşlıların ormanın üstündeki mührü kaldırmasını beklemesi gerekiyordu dışarıda.

 

Ormanın oraya geldiklerinde dört kişinin çoktan geldiğini gördüler, üç adam ve bir kadın. Adamların hepsi Gök aleminin beşinci alemindeydi, kadın ise Gök aleminin dördüncü seviyesinde. Dördü de On Kutsal Eğitmenin müritleriydi.

 

Su Rou ve diğerleri de güçlerini saklamadı, Milenyum Antik Kente girdikten sonra zaten göstermek zorunda kalacaklardı. En baştan düşmanı biraz korkutmak zarar vermezdi.

 

"Ne oluyor? Nasıl bu kadar güçlenmişler?"

 

"Su Mei ve Su Rou Gök alemi'nin yedinci seviyesinde! Lan Yanzhi kadar güçlü geliştirmeleri!"

 

"Zhang Tianyi de Gök aleminin sekizinci seviyesinde! Lan Yanzhi'yi bile geçmiş, Wang Yue'ye yetişmiş! İnanılmaz bir şey!"

 

"Evet! Jiang Wushang bile Gök aleminin altıncı seviyesinde! Ne oluyor böyle ya? Acaba önceden yetişim seviyelerini mi saklıyorlardı?"

 

Gerçekten de üç adam ve kadının hepsi Su Rou ve diğerlerinin yatişimini görünce şok olmuştu. Hep şaşırmış hem de korkmuşlardı, gözlerinde endişe ve şüphe vardı.

 

Onlar da On Kutsal Eğitmenin müritleri olduğundan Su Rou ve diğerlerinin yetişimindeki bu hızlı yükseliş onlar için iyi bir şey değildi.

 

Ancak kadın ve diğer iki adama kıyasla sıradan görünen ancak soylu gibi giyinmiş olan adamın yüzünde oldukça karmaşık bir ifade vardı. Endişe ve korkudan patlayacak gibi duruyordu.

 

"Chu Feng kardeş, bu Liu Zhenbiao'nun küçük kardeş, Liu Zhenwei. Önceden ne küstahtı bir bilsen, bizi ciddiye bile almazdı. Ancak birkaç gün önce onu güzel bir dövdüm."

 

"Duyduğum kadarıyla benden dayak yemeye çok içerlemiş ve canını dişine takıp yetişimi üzerinde çalışmış durmuş. Hemen beni geçmek istiyormuş, intikam almak için."

 

"Ama tabii öyle bir şey artık söz konusu değil!" Dedi Zhang Tianyi yüzünde karmaşık bir ifade olan adamı göstererek. Gösterdiği güç sayesinde Liu Zhenwei'nin intikam hayallerinin suya düştüğünü biliyordu.

 

"Bakın! Lan Yanzhi geldi!"

 

"Yanındaki kim öyle? O Dört Deniz Akademisinin üç dâhisinden biri olan Lan Xi değil mi?"

 

"Gerçekten de Lan Xi bu! Neden onun gibi biri Lan Yanzhi'yle dolaşıyor ki? Acaba aralarında bir ilişki falan mı var?" Birden üç adam ve kadın yakınlarda bir yeri göstererek kendi aralarında şok içerisinde tartışmaya koyuldu.

 

Oraya bakan Chu Feng havada süzülerek kendilerine doğru gelen iki kadın gördü. İkisi de oldukça zarifti.

 

Biri çok kuvvetliydi, dördüncü seviye bir Dövüş Lorduydu. Chu Feng bu kadını tanıyordu. Dört Deniz Akademisinin en iyi üç dahisinden biri olan, daha önce Sisli Tepede kendisini karşılayan Lan Xi'ydi.

 

Diğeri ise Lan Yanzhi'den çok daha küçüktü, muhtemelen daha yirmilerinin başlarındaydı. Ancak onun da yetişimi zayıf değildi, Gök aleminin yedinci seviyesindeydi. Tabii ki bu konuştukları kişiydi, Lan Yanzhi yani.

 

"Chu Feng kardeş, işte Lan Yanzhi! On Kutsal Eğitmenin dokuz müridinin en güçlüsü oydu."

 

"Ama artık yetiştik ona. Yetişimimizi gördüğünde kesin şok olacak."

 

"Çok baskın bir karakterdir. Kendi neslinde sınır tanımaz. Wang Yue'yle bir olduklarında yeni müritlere cehennemi yaşatıyorlar."

 

"Hep arkasında biri var diye düşünürdük. Görünen o ki tahminlerimiz doğruymuş." dedi Zhang Tianyi Chu Feng'e. O konuşurken iki kadın da gelmişti.

 

"Lan Xi'ye saygılar!" İki kadın yere indikten sonra Liu Zhenbiao ve diğerleri hemen Lan Xi'ye doğru giderek onu selamladılar.

 

Dört Deniz Akademisinde statü hiyerarşisi yoktu, her şey güce bağlıydı.

 

Lan Xi Dört Deniz Akademisinin en iyi üç dâhisinden biriydi ve bu yüzden diğer müritlerden üstündü. Onu gören her müridin kendisine saygılarını sunması gerekirdi. Bu onun ayrıcalığıydı.

 

Su Rou ve diğerleri de bundan muaf değildi. Hepsi gidip Lan Xi önünde eğildi. Sadece Chu Feng olduğu yerde durdu, hiç de böyle bir şey yapacak gibi durmuyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr