Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

Gök aleminin beşinci seviyesinde olan bu adam hem sırada bekleyenleri korkutmuştu hem de kapıdaki muhafız da bu adamın sıradan biri olmadığını anlamıştı. "Kimsin sen? Neden kurallara uymuyorsun ve neden sırada beklemiyorsun?" diye sordu.

"Kardeş benim adım Liu Zhenbiao. Kardeşim, Liu Zhenwei, Dört Deniz Akademisinde yetişim yapıyor. Ona acilen ulaşmam lazım, o yüzden böyle yaptım. Acaba ona ulaşmama yardımcı olur musun?" diye sordu kendini Liu Zhenbiao olarak tanıtan adam gülümseyerek.

"Liu Zhenwei'nin abisi misin sen?" Bunu duyan muhafızın gözleri bir anda parlamıştı. Liu Zhenwei'nin ismi yabancı değildi.

Liu Zhenwei Dört Deniz Akademisine daha bu sene girmiş olan yeni bir mürit olsa da genç yaşına rağmen Cennet aleminin beşinci seviyesindeydi. Bir de On Kutsal Eğitmenin müridi olmuştu ve iyi bir statüye, pozisyona ve potansiyele sahipti.

Kıdem açısından muhafız Liu Zhenwei'den üstün olsa da pozisyon açısından onun çok aşağısındaydı. Karşısındaki kişinin Liu Zhenwei'nin abisi olduğunu öğrenince ona saygısızlık etmeye cesaret edemedi.

"Buyurun bu da kimliğimin kanıtıdır."  Liu Zhenbiao kafasını salladı ve konuşurken bir rozet çıkardı. Rozetin tepesinde "Liu ailesi" yazılıydı.

Rozeti gören muhafız müridin tavrı birden tamamıyla değişti. Hemen "Liu'nun abisiyseniz bizden birisiniz demektir. Doğal olarak kendi adamlarımıza özel davranırız."

"Daha demin haber vermeden sorumlu mürit geldi. Küçük Jiu'ya haber vermesini söyleyeceğim."  Muhafız mürit İletişim Muskasını kırdı.

"Zahmet oldu kusura bakmayın." dedi Liu Zhenbiao gülümseyerek. Arkasında, hâlâ sırada bekleyenlere bir bakış attı ve sonra da muhafıza "Acaba haber vermekle görevli kişi ne zaman gelir? Bu insanlar da beklemekten çok yorulmuş gibi duruyor, daha beklemesinler!" dedi.

Kinaye. Kesinlikle kinaye. Hem utanmadan kaynak yaparak başka bir adamın sırasını almıştı hem de böyle konuşmaya cüret ediyordu. Çaresizlikleriyle alay ediyordu.

Muhafız da aptal değildi, Liu Zhenbiao'nun asıl niyetini anlamıştı. "Geçenlerde akademide halledilmesi gereken şeyler oldu, bu yüzden de buradaki birçok müridi aldılar. Bu sıralar çok adam eksiğimiz var yoksa böyle bir durum olmazdı."

"Dört Deniz Akademisinin her yerinde Işınlanma Alanları olsa da akademi çok büyük bir yer. Üstelik Işınlanma Alanları sınırlı sayıda. Bir de buna ek olarak birçok mürit uzak yerlerde yaşıyor ve onlara haber vermek istesek bile bayağı bir yol almamız gerekiyor. Korkarım diğer müridin gelmesi ancak yarından sonra olur."

"Ne? Yarından sonra mı?!"

"Nasıl olabilir bu? Genç efendimizle acil işlerim var!"

"Kimin yok? Benim de hanımefendimle acil işlerim var!"

Bunu duyan sıradakiler paniklemişti. Belki öndekiler için durum daha umutluydu ancak arkada olanlar ne yapacaktı, bir haber vermek için bir ay belki de bir yıl mı bekleyeceklerdi? Böyle devam ederse hiç giremeyeceklerdi belki de içeri!

"Ahh, sessiz, sessiz!" Liu Zhenbiao denen adam kolunu salladı ve sessiz olmalarını işaret etti, sonra da "Duydunuz adamın dediğini. Dört Deniz Akademisinde halledilmesi gereken şeyler varmış. Adam eksikleri varmış yoksa bu olmazmış."

"Anlayışlı olun biraz! Onların da işi zor! Bekleyemiyorsanız gidebilirsiniz, değil mi? Kimse sizi zorlamıyor burada kalmaya."

"Seni..."

Liu Zhenbiao'nun dediklerini duyan kalabalığın sinirden dişleri gıcırdamaya başlamıştı. Gerçekten de utanmazın önde gideniydi. Hem insanların hakkına girmişti hem de onlarla alay ediyor, sinirlerini bozuyordu.

Ama sıradakilerin hiçbiri aptal değildi. Bu adamın basit biri olmadığını anlamışlardı. Muhafız bile saygıyla davranıyordu ona, onların elinden ne gelirdi? Yapabilecekleri tek şey dayanmaktı.

"Wang Efendi, ne oldu? Ana kurumdan geldim. Biraz daha dinlensem olmaz mıydı?" O sırada gökten bir gökkuşağı inmişti. Dört Deniz Akademisinden bir mürit esneyerek muhafızın yanına geldi, daha uyanamamış gibi duruyordu.

"Ahh, Küçük Li. Mümkün olsa daha fazla dinlenmene izin vermez miydim hiç? Ama gerçekten de acil bir haber var göndermen gereken." dedi muhafız.

"Ne acil haberi? Buradan sorumlu tüm müritler Yaşlı Xu tarafından iş yapmak için konaklara çağırıldı. Burada sadece ikimiz kaldık. Kaç gündür bir gidip bir geliyorum, öleceğim yorgunluktan. Sonunda uyuyacak vakit buldum ama uyandırdın beni." dedi Li isimli mürit sinirli sinirli.

"Bu Liu Zhenwei'nin abisi. Dört Deniz Akademisine uzak yerlerden gelmiş, bekletemeyiz onu, tamam mı?" Muhafız Liu Zhenbiao'ya işaret etti.

"Zahmet ettiniz kusura bakmayın." Lio Zhenbiao Li'ye gülümsedi ve eliyle selam verdi.

Normal şartlar altında  basit bir müride karşı böyle saygılı olmazdı.

Ancak Dört Deniz Akademisinin kapılarında sadece ikisinin kaldığını öğrenmişti. Haber yollamanın bu kadar zahmetli olmasına şaşmamak lazımdı.

Kendi işi gecikmesin istiyorsa kibar olması gerekiyordu. Pozisyonları düşük olsa da haberi ulaştırmayı geciktirebilirlerdi ve elinden hiçbir şey gelmezdi.

Onlara bir ders verebilirdi sonra evet ama haberi geç ulaşmış olurdu yine de. Eksileri ve artıları düşündü ve kendini alçaltmanın mantıklı olan olduğuna karar verdi.

"Oh! Yani bu Liu'nun abisi. Ne kadar da kibarsınız. Liu genelde bize iyi davranır, kime çekmiş belli! Bu o zaman bizim meselemizdir, zahmetin lafı bile olmaz."

"Kardeş bekle burada lütfen. Hemen gidip Liu'ya haberi veriyorum. Hava kararmadan getiririm onu buraya." Gerçekten de Liu Zhenbiao'nun Liu Zhenwei'nin abisi olduğunu öğrenen Li'de eski hoşnutsuzluğundan eser kalmamıştı.

Kaç gündür sırada bekleyenlerin yüzündeki çaresizlik daha da artmıştı bu sahneyi görünce. Ama ellerinden bir şey gelmezdi. Liu Zhenbiao'nun yetişimi yüksekti ve muhteşem bir kardeşi vardı, ne yapabilirlerdi ki?

"Bekle." Ancak Li tam da gitmeye hazırlanırken birden yüksek ve net bir ses duyuldu. Hemen ardından da sıranın sonundan biri uçtu ve Liu Zhenbiao'nun önünde belirdi. Bu Chu Feng'den başkası değildi.

Chu Feng söylenen her şeyi duymuştu, o da Dört Deniz Akademisindeki mürit eksikliğinden haberdardı yani.

Sırada ne kadar beklemesi gerekeceğini düşündü, direkt Liu Zhenbiao'nun arkasında olsa bile yine de yarına kadar beklemesi gerekecekti haber yollamak için.

Chu Feng gerçekten de en başta kaynak yapmak falan istemiyordu. Ne de olsa sırada bekleyenler de onun gibi insanlardı ve onlar da uzun süredir bekliyordu.

Ama Liu Zhenbiao arsızca kaynak yapmıştı böylesine birindense neden kendisi bu fırsattan yararlanmasındı? Chu Feng'in öne çıkmasının sebebi buydu.