Bölüm 434: Tanrıça

avatar
8380 9

Martial God Asura - Bölüm 434: Tanrıça


 

Çevirmen: Calosa | Düzenleyici: Meloonia

 

   

"Abi onları ver, Erya onları çok seviyor." Zi Ling'in yanındaki sümüklü kız olan Erya elini açtı ve onları yakalamaya çalıştı.

 

"Abi onları bunlarla takas et!" Gousheng elindeki mermeri zorla Chu Feng'e vermeye çalıştı.

 

"Bunları bir şartla size veririm, aileniz bize yemek yapmalı. Hanginizin ailesi daha lezzetli yemek yapıyor? Hangisi daha lezzetli yapıyorsa ve bizi doyurursa bunları ona vereceğim" Chu Feng konuştu.

 

Bunu duyan çocuklar sustu ve hepsi bakışlarını Erya'ya çevirdi.

 

"Haha, bu boncuklar benimdir! Yaşasın!" Erya sevinçle havaya atladı.  Daha sonra gülümseyerek, "Benim annemin yemekleri köydeki en meşhur olanıdır."

 

"Abla ve abi, peşimden gelin anneme en lezzetli yemekleri yapmasını söyleyeceğim." Chu Feng ve Zi Ling, Erya'yı takip ederek onun evine gittiler.

 

Erya'nın ailesi küçük bir köye göre gerçekten iyi durumdaydı ve gerçekten cömerttiler. Erya'nın annesi Zi Ling ve Chu Feng'in yemek yemediğini duyunca hızlıca yemek hazırlamaya başladı.

 

Erya'nın annesinin hazırladığı yemeklerin hepsi köy yapımı olsa da Chu Feng'in vahşi hayvanlarından çok daha lezzetliydi.

 

Zi Ling ve Chu Feng günlerce yemek yememiş gibi yemekleri yemeye başladı. Özellikle Zi Ling  çok fazla yedi. Zi Ling avuçlarının tamamına yemeği koyup ağzına sokuyordu.

 

Fakat Zi Ling yemekleri nasıl yerse yesin güzelliğini ve soyluluğunu korumayı başarıyordu.

 

"Abla, sen bir tanrıça mısın? Gerçekten çok güzelsin." Erya eve döndükten sonra giysilerini değiştirdi ve yüzünü yıkadı. Az önceki çirkin kız yerine çok tatlı bir kız gelmişti. Ve Zi Ling'e bakarken konuşmuştu.

 

Chu Feng yavaş bir şekilde Erya'ya bakarken konuştu. Sıradan insanların tanrı ve tanrıça diye adlandırdığı kişiler sadece seviyesi yüksek kişilerdi.

 

Daha önce dövüş uzmanı görmeyen insanlar ilk görüşte onları Tanrı sanıyordu.

 

Örneğin Chu Feng ve Zi Ling gücünü sergilese Erya onları tanrı olduğuna kesin olarak inanacaktı.

 

"Elbette var! Uçabilenler tanrıdır!" Erya saf bir şekilde Chu Feng'e bakarken konuştu.

 

"Ah o zaman Zi Ling bir tanrıça." Chu Feng gülümsedi. Zi Ling gerçekten uçabiliyordu ve Erya'nın sözlerine göre Zi Ling gerçek bir tanrıçaydı.

 

"Aslında benim ablam da bir tanrıça ama çok uzakta, kendisi dünyayı seyahat ediyor." Erya konuştuktan sonra bakışlarını annesine çevirdi, "Anne ablam ne zaman dönüyor? Onu özledim.."

 

"Ablan daha yeni ayrıldı dönmesine daha çok var." Erya'nın annesi onun kafasını ovuşturdu, Zi Ling ve Chu Feng'e bakarken, "Hala ocakta bir yemek var gidip bakayım olmuş mu." diyip mutfağa yürüdü.

 

Erya fark etmesede Chu Feng ve Zi Ling, annesindeki duygu değişimini görmüştü. Kalbindeki acıyı ve hüznü gizleyememişti.

 

Ablası kesinlikle dünyayı seyahat etmiyordu, bu köyde garip şeyler vardı yoksa kadınlar ağlamaz yaşlı insanlarda hüzünlü olmazdı.

 

Zi Ling'in işareti ile Chu Feng  mutfağa doğru gitti ancak mutfağa girmeden önce ağlama hıçkırıklarını duydu.

 

Chu Feng anında mutfağa girdi, "Teyze, Erya'nın ablasına ne oldu?" diye sordu.

 

"Eh? Sen?" Erya'nın annesi bir anda Chu Feng'i görünce panikledi.

 

"Endişelenme, ben bir dövüş uzmanıyım. Her hangi bir sorunun varsa söylemekten çekinme." Chu Feng konuştu.

 

"Gerçekten mi?" Erya'nın annesi bunu söylemiş olsa da yüreğinde inanmamıştı. Sonuçta Chu Feng gerçekten çok genç bir insandı ve genç olan birisi ne kadar da güçlü olabilirdi.

 

Bu yüzden kafasını salladı, "Seninle bir ilgisi yok bu yüzden boş ver."

 

*whoosh* Chu Feng elini salladı ve güçlü bir ruh oluşumu Erya'nın annesini sarmaladı. Daha sonra Chu Feng, İmparatorun Gökyüzü Tekniği ile havaya yükseldi ve Erya'nın annesini bulutların üstüne getirdi.

 

ÇN: Evin tavanı yok mu olum?

 

"Ahh!!" Chu Feng gerçekten çok hızlıydı Erya'nın annesi gözünü kırpana kadar köyden on bin metre havaya yükselmişti.

 

"Şimdi bana gerçekleri söyle." Chu Feng konuştu.

 

Chu Feng'in ani hareketiyle Erya'nın annesi ona inanmıştı.

 

Bu yüzden Chu Feng'e bakarken bakışları değişmişti, bakışlarında hayranlık vardı.

 

Erya'nın annesi dövüş yolunu  pek bilen birisi değildi bildiği tek şey uçan insanlar bir tanrıydı.

 

Erya'nın annesi havada diz çöktü ve Chu Feng'in ellerinden tutarak, "Lord tanrı, lütfen kızımı kurtarın, lütfen köyümdeki insanları kurtarın."

 

"Teyze sana yardım edeceğimi söyledim zaten, neler olduğunu söyle." Chu Feng hızlıca Erya'nın annesini ayağa kaldırdı.

 

Hemen ardından Erya'nın annesi neler olduğunu açıklamaya başladı.

 

Köyden üç yüz mil uzakta bir dağ varmış ve o dağa bir okul kurmak isteyen bir dövüş uzmanı varmış.

 

Büyük bir inşaat projesi için dağlık araziyi inşaat için uygun hale getirmeleri gerekiyordu. İşçiler olmadığı için her yönden güçlü erkekler toplamaya başladılar.

 

Köydeki güçlü adamlar götürdü ve geriye yaşlı insanlar, kadınlar ve çocuklar kaldı. Erya'nın ablası da çok güzel olduğu için oda götürüldü.

 

Uzmanların içerisinde havada yürüyebilen ve havayı istediği gibi yönlendiren bir uzman varmış. Köydekiler onun ilahi bir varlık olduğunu düşündüğü için ona en ufak bir şekilde itiraz edememiş.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44316 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr