Bölüm 694: Kendinden Emin Bir Gülümseme

avatar
5809 10

Martial God Asura - Bölüm 694: Kendinden Emin Bir Gülümseme


 

 

Çeviri: Wolfcobain Düzenleme: Sajapyu

 

"Seni..."

 

Bunu duyan Dong Xue ve Xia Yu'nun mutlu ifadeleri hemen silindi. Chu Feng'in kendilerine böyle davranacağını düşünmezlerdi hiç.

 

Dong Xue ve Xia Yu gerçekten de öfkelenmişti. Bir şey demek istediler ancak gözlerini çevirip de Chu Feng'e bakınca hemen durdular. Alınlarından soğuk terler boşalmaya başladı.

 

Chu Feng'in bakışı öldürme isteği doluydu. Şakası yoktu durumun. Eğer kafalarına göre hareket ederlerse Chu Feng gerçekten de öldürebilirdi onları.

 

Chu Feng'in yorgun olduğunu gören Xia Yu ve Dong Xue Chu Feng'e karşı gelmek istemişti ancak Chu Feng'in önceden yaptıklarını düşününce bu fikirlerinden vazgeçtiler.

 

Sonunda Xia Yu ve Dong Xue -kendini beğenmiş, küstah ve kendi çıkarı dışında bir şey düşünmeyen Dong Xue- boş boş bakmaya başladı. Hareket bile etmiyorlardı ve gerçekten Dövüş İşaretlerine dokunmadılar.

 

"Bu..." Bunu gören Qiu Zhu bir sempati duydu. Bir şey demek istedi ancak Chun Wu tarafından susturuldu.

 

"Hak ettiklerini alıyorlar. Hatırla önceden Wuqing'e nasıl davrandılar ama şimdi hiçbir şey yapmadan ödüllere konmak istiyorlar. Anca rüyalarında." dedi Chun Wu gizliden gizliye Qiu Zhu'yu çekerek.

 

Chun Wu'nun dediklerini duyan ve Chu Feng'in beyaz suratına bakan Qiu Zhu da Chun Wu'nun haklı olduğuna karar verdi.

 

Chu Feng tek başına hayatını ortaya koyarak savaşmıştı. Önceden Dong Xue de Xia Yu da Chu Feng'e çok kötü davranmıştı ve bu yüzden de buradaki antikalar ve Dövüş İşaretleri üzerinde hakları yoktu. Bu yüzden söylemek istediklerini boş verdi ve Chu Feng'i ikna etmeye falan çalışmadı.

 

Sonra ikisi Dövüş İşaretlerini toplamaya başladı. Özeldi bu işaretler -o kadar özel ki asla yok edilemezlerdi- avuçta hafifçe ezince hemen kişinin vücuduna girerdi ve kolda bir iz hâlini alırdı.

 

Dövüş İşaretlerinin kendi akılları var gibiydi ve çok hızlılardı. Yakalaması kolay değildi.

 

Ama boşunaydı çabaları, çok fazla Dövüş İşareti vardı. Ne kadar hızlı ve ne kadar iyi kaçarlarsa kaçsınlar sarayın dışına çıkamıyorlardı. Bu yüzden Qiu Zhu ve Chun Wu için işaretleri yakalamak kolaydı.

 

Chun Wu ve Qiu Zhu'nun Dövüş İşaretlerini vücutlarına aldıklarını gören Dong Xue ve Xia Yu öfkeden kuduruyordu.

 

Ama ellerinden bir şey gelmezdi. Kim onlara bakar kör ol demişti ki? Chu Feng'i yanlış değerlendirmişlerdi. Küçücük bir şey için bencillik yapmışlar ve Chu Feng'i bir kenara itmişlerdi.

 

Şimdi böyle durup Chun Wu ve Qiu Zhu'nun Dövüş İşaretlerini yakalamalarını izlemelerinin suçluları kendilerdi.

 

İkisi de iyi biliyordu bunu. Bu yüzden hem Chun Wu ve Qiu Zhu'yu kıskanıyor hem de kendilerine kızıyor, pişmanlık duyuyorlardı. Daha önce yaptıklarından pişmanlık duyuyorlardı ve Chu Feng'e davranış biçimlerinden dolayı kızıyorlardı kendilerine. Her şey en baştan başlasa kesinlikle böyle bir şey yapmazlardı bir daha. Ancak son pişmanlık bir işe yaramıyordu. Yaşananları geri almak imkânsızdı.

 

İkisine kıyasla Zhan Feng, Ya Fei ve Murong Wan'ın yüzleri kıpkırmızıydı. Gözleri ateş saçıyordu.

 

Ellerinden alınıyordu her şey tek tek. Buna nasıl katlanabilirlerdi?

 

"Aiyayaya, günlerdir Dövüş İşareti Ölümsüz Alemindeyiz ama daha şimdi görüyoruz bu Dövüş İşaretlerini yakalamak ne kolay. Hepsini yakalayamıyorum bile! Hehehe..."

 

Sanki diğerlerinin öfkeli ve hayran bakışlarını hissetmiş gibi Chun Wu de kendini beğenmiş bir şekilde yakaladığı Dövüş İşaretlerini gösteriyordu.

 

Bunu gören Zhan Feng tepeden tırnağa öfkeyle titredi. Yeniden Üretim Tapınağının her yerinden Zhan Feng'in dişlerini gıcırdatma sesi duyulabiliyordu.

 

"Hazır?" Birden Ya Fei'nin bakışları değişti, sonra da Zhan Feng ve Murong Wan'a baktı.

 

"Mm. Diğerleri bizim alamadığımız şeyleri almayı düşünememeli bile." Murong Wan da Zhan Feng de işin içindeydi.

 

"Siktir!" Chu Feng bunları duyunca hemen gözlerini açtı ve hızlıca bakışlarını Zhan Feng, Ya Fei ve Murong Wan'a çevirdi.

 

Onlar da Chu Feng'in kendilerine baktığını görebiliyordu. Yüzlerinde alaycı bir gülümseme belirdi.

 

Hemen ardından üçü de muskalarını kırdı. Bir ışık olup parladılar ve sonra hemen kayboldular.

 

"Ne oluyor böyle? Vaz mı geçtiler yani istedikleri olmayınca?" Chun Wu'nun kafası karışmıştı.

 

"Bekle, bu neydi?" Birden Qiu Zhu'nun yüz ifadesi değişti çünkü Zhan Feng ve diğerlerinin içinde olduğu Ruh Oluşumunda yuvarlak bir disk kaldığını fark etti.

 

Diskin üzerinde sayısız sembol vardı. Semboller birbirine bağlanmıştı, karmakarışık bir örüntüydü. Diskten kör edici bir ışık yayılıyordu, her an daha da parlaklaşan bir ışık. Aynı anda dehşet bir aura da yayıyordu.

 

"Aman Allahım! Bu Patlayıcı Muska! Çok güçlü bir şey, muhtemelen yıkacak burayı başımıza!" Dong Xue ve Xia Yu aynı anda bağırdı ve biran bile durmadan muskalarını kırdılar. Onlar da bir ışık olup kayboldular ortadan.

 

"Chun Wu, Wuqing, çabuk gidin! Bu muska bizim dayanabileceğimiz bir şey değil. Hazineleri boşverin! Hemen gitmezsek öleceğiz!" Diye bağırdı Qiu Zhu. Hemen sonra o da kendi muskasını kırdı.

 

"Lanet olsun, aşağılık herifler!" Chun Wu da bir Dünya Spiritisti olduğundan doğal olarak disk üzerindeki sembollerin ne kadar korkutucu şeyler olduğunu biliyordu. Bu düşmanını kendinle dibe çekmek için kullanılan Patlayıcı Muskaydı ve muhtemelen güçlü bir Dünya Spiritisti tarafından yapılmıştı.

 

İçindeki güç sekizinci eviye bir Dövüş Lordunu bile ağır yaralayabilirdi. Sekizinci seviye altında olanların buna dayanma imkânı yoktu, bırak kendisi gibi altı üstü dördüncü seviye olan bir Dövüş Lordunu.

 

Bu yüzden Chun Wu da fazla düşünmedi. Chu Feng'e bağırdı, "Wuqing, çabuk Ölümsüz Muskanı kır! Daha fazla duramayız burada!" Konuşmasını bitiren Chun Wu da bir ışık oldu ve kaybolup gitti.

 

Yeniden Üretim Tapınağında sadece Chu Feng kalmıştı artık. Saniyeler içerisinde herkes kaçıp gitmişti.

 

Chu Feng elindeki Dövüş İşareti Ölümsüz Nilüfere baktı ve sonra da kafasını çevirip sarayın derinliklerine baktı, binlerce Dövüş İşaretine ve Doğal Antikalara, geliştirmesine yardımcı olacak onca şeylere baktı. Chu Feng gitmeyi tercih etmedi. Yüzünde hafif bir gülümsemeyle saygılı bir şekilde "Efendim, kim olduğunuzu bilmiyorum ancak Yeniden Üretim Tapınağınızın yok olmasına göz yummayacağınızı ve size kader yoluyla bağlı olan birinin ölmesine izin vermeyeceğinize inanıyorum."

 

Chu Feng gözlerini kapamış konuşuyordu ancak yüzünde kendinden emin bir gülümseme vardı. Ölmeyeceğinden emin gibiydi.

 

*buum*

 

Kısa bir süre sonra kulakları sağır eden bir patlama sesi duyuldu. Aynı anda bütün Yeniden Üretim Tapınağını bembeyaz bir ışık doldurdu ve çılgın enerji dalgaları her yeri sarstı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44225 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr