Bölüm 688: Temizlik

Yoğun savaşın ardından Qiu Zhu, Dong Xue ve Xia Yu bazı yaralanmalar yaşadı. Her şey belirlenmişti, Zhan Feng ve diğerlerine karşı daha fazla savaşamazlardı.

Sanki kasıtlı olarak onları aşağılamış gibi, Zhan Feng, Ya Fei ve Murong Wan ne başka kötü bir şey yaptılar, ne de Ölümsüz Tılsımlarını kullanarak onları bölgeyi terk etmeye zorladılar.

Güçlü Ruh Formasyonu teknikleri kullanarak onların yetişimini geçici olarak mühürle kısıtladılar. Ayrıca, o üçünü Ruh Formasyonu kafesine kilitlediler. Ya Fei ve diğerleri, onlar hiçbir şey yapamayacak güçsüzken, kendileri Savaş Nişanları ve gizemli eşyaları toplarken, karşılarındakilerin izlemesini istediler.

“Zhan Feng acı çekerek öleceksin!” Aynı zamanda Dong Xue gerçekten öfkeliydi. Öyle ki,kalbi ve akciğeri öfkeden patlayabilirdi. Böyle bir durumda; eğer seçim şansı olsa Ölümsüz Tılsımını parçalayıp bu yerden ayrılırdı, böyle bir küçümsemeyi istemiyordu.

Ama zaten Zhan Feng ve diğerleri tarafından sıkıca bağlandığından hiçbir şey yapamazdı. O anda Ölümsüz Tılsımını parçalamaktan bile âcizdi. Zhan Feng ve diğerlerine baktığında hiçbir çekinceleri olmadan Savaş Nişanları’nı yakalayıp gizemli eşyaları topladklarını gördü.

“Bayan Dong Xue, gerçekten vahşisiniz. Nasıl olur da birini yenemeyecek güce sahip olduğunuz halde, o kişiye lanet edebilirsiniz?"

“Bize ilk saldıranın siz olduğunuzu unutmayın. Biz sadece sizin saldırılarınızın karşılığını verdik."

“Siz üç açgözlüye kıyasla, Bayan Chun Wu çok daha ilginç. Gerçekten ondan  öğrenmeniz gerekenler var,” Zhan Feng alay etti. Konuştuğunda, Chun Wu’ya doğru baktı.

O anda Chun Wu hâla sarayın girişinde duruyordu. Önceden savaşın bir parçası olmamıştı; şimdiyse sadece yaralanmamakla kalmayıp, Zhan Feng veya diğerleri tarafından bağlanmamıştı. Sanki bir gözetmenmiş gibi sadece her şeyi izliyordu.

“Küçük Chun Wu, ne yapıyorsun? Neden hâla bizimle savaşa katılmadın? Biz dördümüzün beraber yaşayıp, öleceği yeminini unuttun mu?”

Yoğun savaşın içinde sadece Xia Yu ve Dong Xue,kenarda durup izlemekten başka hiçbir şey yapmayan Chun Wu’yu fark etmişti.

Özellikle normalde dördü arasındaki en patlayıcı öfkeye sahip olanın Chun Wu olduğunu hatırlayıp, Zhan Feng ve diğerlerinin utanmaz hareketlerine henüz ses bile çıkarmadığını gördüklerinde, bu durum Xia Yu ve Dong Xue’yi sinirlendirdi. Hatta Chun Wu’nun korkaklığından dolayı geri çekildiğini düşündüler.

Ancak Chun Wu,onlar bağırırken sadece bir bakış atıp ,daha fazla aldırış etmedi. Zhan Feng ve diğerlerinde döndü, ardından nazikçe söyledi, “Size karşı savaşmak istemiyorum,savaşmayacağım da. Fakat burada almam gereken bir şey var."

“Koşullarını sunabilirsin, ne olduğu fark etmez. O eşyayı bana verebildiğiniz sürece, şartlarına aldırmadan kabul edeceğim.”

Chun Wu’nun davranışları oldukça kibardı, biraz mütevazıydı bile. Bu onun doğasına hiç uymuyordu ama Chu Feng’in Dövüş İşaretlerinin Ölümsüz Nilüferi’ni elde etmesi için kalbindeki öfkeyi güçlükle bastırdı ve en nefret ettiği insanların karşısında boyun eğdi.

“Bayan Chun Wu, neler diyorsunuz? Mantıklı konuşun; bu Sisli Zirve sizin bölgeniz! Tek istediğin Yeniden Üretme Tapınağı’ndaki şeyleri almak değil mi?” Zhan Feng önce kahkaha attı, ardından ses tonu keskin bir şekilde değişti ve kötücül bir şekilde söyledi, “Ama ne yazık ki, bu yerde biz ne söylersek o olur. Oldukça istekli olduğunu gördüğümüzden, şimdilik işleri senin için zorlaştırmayacağız. Sadece kenarda dur ve izle. Bu yerdeki şeyleri nasıl topladığımızı izle. Lakin bu yerden bir şey dahi alabileceğini düşünme.”

“Gerçekten çok ileri gidiyorsun!” Bu kelimeleri duyunca, Chun Wu’nun tutumu büyük ölçüde değişti. Fakat onları lanetlemedi, bunun yerine bedensel dövüş becerisini kullanıp sarayın derinliklerine, Savaş Nişanı Ölümsüz Nilüferi’ne doğru rüzgar gibi uçtu.

“Haha, Bayan Chun Wu zorla almayı düşünüyor olamazsınız, değil mi? Hem de dördüncü derece Dövüş Lordu yetişiminle? Hahaha...”

Chun Wu’nun gizemli eşyayı zorla almayı hedeflediğini görünce, Ölümsüz İnfaz Takımadaları’ndan bir kişi bile onu durdurmadı. Bunun yerine oldukları yerde durup, sesli bir şekilde kahkaha attılar.

Sadece Chun Wu onları geçip, sarayın derinliklerine doğru uçunca ve Dövüş İşaretlerinin Ölümsüz Nilüferi’ne yaklaşınca Zhan Feng sonunda bağırdı, “Görünüşe göre neyin iyi olup, neyin kötü olduğunu da bilmiyorsun. Eğer sana bir ders vermezsem, kurallara uymayacaksın gibi görünüyor.”

Konuşmasının ardından, Zhan Feng ileri sıçradı ve yıldırım gibi uçtu. Gerçekten de, bir göz kırpma süresinde Chun Wu’nun tepesine ulaştı ve büyük elini Chun Wu’nun saçını yakalamak için kaldırdı.

“Kahretsin!” O anda Chun Wu dehşete düştü. Sonunda o da, kendisiyle Zhan Feng’in arasındaki güç farkını anladı. Kendisine zarar verebilmesi için, onun bir fiskesi yeterliydi.

O anda Chun Wu zaten gözlerini kapamıştı, Zhan Feng’in saldırısıyla karşılaşınca oluşacak acıyı bekliyordu.

Diğer taraftan, Zhan Feng durmadan kahkaha atıyordu. Karşılaştırılamayacak derecede kibirliydi ve asi gülüşü gücünü ilan ediyordu. Bununla birlikte, bir kadına baktığına dair en ufak bir iz yoktu.

Dolayısıyla Ya Fei, Murong Wan, ve diğerleri Zhan Feng’in tavırlarını fazla sevmeseler de—aslında Zhan Feng’in kendisini de sevmiyorlardı—o anda sonuç olarak aynı tarafta yer alıyorlardı. Bu yerde diğerleriyle, buradaki şeyler için savaşmak istemiyorlardı, bu yüzden karışmadılar. İfadesiz bir yüzle olanları izlediler.

“O ne öyle?”

Ama aniden Ya Fei ile Murong Wan’ın göz bebekleri küçüldü ve gözleri yuvarlak bir şekilde genişledi. Zhan Feng’in Chun Wu’ya bir hamle yapacağını fark ettiklerinde hayrete düşmüşlerdi. Sarayın başka bir yerinde biri duvardan hızlıca dışarıya uçtu. Gelen kişi gerçekten hızlıydı, anında Zhan Feng’in önüne geçmişti.

“Kim?” Zhan Feng böyle ani bir değişimden dolayı, oldukça şaşırdı. Karşısındaki kişiyi görmek için aceleyle başını kaldırdı.

“Çek git.” Lakin tam o sırada, görkemli atmosfere sahip olan birisi geldi. Güçlü bir rüzgar ile bol miktarda güce sahip bir demir yumruk atıldı. Zhan Feng kafasını kaldırdığında yumruk yüzüne çarptı.

*bang*

Yumruk yerine ulaştığında, Zhan Feng’in yüzüne sağlam bir şekilde çarptı. Bu şiddetli güç onu sadece uçurmakla kalmadı, havada kendi bedenini durdurana kadar birkaç kez takla attırdı.

O anda, herkes aniden ortaya çıkan ve Zhan Feng’e karşı saldırıyı yapan kişiyi açıkça görebiliyordu.

Fakat bu şahsı gördüklerinde, şaşkın yüzlerinde bir afallama yükseldi. Aynı anda haykırdılar, “Bu sensin?!”

“Genç Wuqing?” Başının üzerindeki tehlikeyi hissedince, Chun Wu da başını hayretle kaldırdı ve ancak o vakit üzerinde duran adamı gördü. O kişi Chu Feng’di.

ÇN: Çok güzel bir girişti, ben de aşık oldum.

“Ne? Şaşırdın mı?"

Ben, Wuqing’i burada gördüğün için mi şaşırdın? Chu Feng alaylı bir bakışla kalabalığı taradı. Özellikle, Ruh Oluşumu içinde hapsedilen Xia Yu ve Dong Xue'ye anlamlı bir şekilde baktıktan sonra aşağıya inip Chun Wu’ya çok minnettar bir şekilde ''Kıdemli Chun Wu, ben Wuqing için yaptığın her şey için teşekkürler. ancak şu an senden biraz geri çekilmeni istiyorum. Burası güvenli değil.''

Chu Feng konuştuğunda, yerleştirmek için mor renkli bir Ruh formasyonu çağırdı. Chun Wu’nun etrafını sardı, ardından elini sallamasıyla Ruh Formasyonu içindeki Chun Wu ile beraber sarayın bir köşesine kaydı.

O anda Chun Wu’nun güzel yüzü tekrar değişti, çünkü Chu Feng'in yerleştirdiği Ruh Formasyonu ile ilgili şaşırtıcı bir şey keşfetti; yetişimi kendisininkinin altında olsa bile, o bile bunu kıramıyordu. Bu tamamen kıyaslanamayacak şekilde sağlamdı.

“Wuqing, ne yaptığını sanıyorsun?” Sonunda Ya Fei ve diğerleri cesurca konuştu.

Hepsi Chu Feng’in değişimini hissedebiliyordu, özellikle de altın aura bedenini sardığında. Bu şey sanki Yeniden Üretme Tapınağı’nın kendisinden geldiğinden, onları içi boş ve rahatsız hissettirdi.

Ve Ya Fei’nin sorusuyla karşılaşınca, Chu Feng hafifçe gülümsedi, sonrasında bakışları ölçülemeyecek şekilde şiddetlendi, ardından kayıtsızca söyledi, “Temizlik!”

ÇN: Yardımları ve motivasyon desteği için ShiinaMashirom’a teşekkür ederim.