Bölüm 687: Aşağılık ve Utanmaz

Sisli Zirve’ye ulaştıktan sonra keşfettiği çeşitli şeyleri düşününce ,Chu Feng bu yer hakkındaki dipsizliğin giderek arttığını düşündü. Burası kesinlikle yüzeyde göründüğü gibi basit değildi. Kesinlikle içinde saklanmış sırlar vardı, hiçbir şeyin ya da henüz kimsenin bilmediği bir mevzu. Ancak tam olarak ne olduğu onun şu anki yetişimiyle dokunmaya bile yeltenemeyeceği bir konuydu.

*hmm*

Bir anda sarayda bir ışık hüzmesi ortaya çıktı. Hızlıca takip edince sarayın ortasında, havada dimdik duran bir Ruh Formasyonu geçidi gördü.

*swish*

Bunu görünce Chu Feng aceleyle havaya yükseldi, yaklaştı ve dikkatlice inceledi.

Chu Feng Ruh Formasyonu geçidinin içinde başka bir devasa saray gördü. Fakat bu saray altın ile yeşimden oluşuyordu, gizem ve özel hazinelerle doluydu.

Bu yerin içinde büyük miktarda Savaş Nişanları sürükleniyordu ve bu yerde epey tuhaflıklar vardı. Onlardan biri Chu Feng’in gözlerini parlattı, çünkü bu Chu Feng’in uzun zamandır arayıp bulamadığı bir eşyaydı—Dövüş İşaretleri’nin Ölümsüz Nilüferi.

O anda Chu Feng mutluydu, çünkü Ruh Formasyonu geçidinin diğer tarafı asıl Yeniden Üretme Tapınağı’ydı. İçeride istediği bazı şeyler vardı.

Fakat Chu Feng tam gireceği sırada durdu, bakışları ciddi bir hal aldı. Ruh Formasyonu geçidinin içinde, sarayın diğer girişinde bir grup insan vardı. Bunlar Sisli Zirve’nin dört güzeli ile yanlarındaki Ölümsüz İnfaz Takımadaları’ndan altı kişiydi.

Chu Feng içeri girmek için acele etmedi, çünkü fark etti ki sarayın diğer girişinde durunca onların her hareketini gözlemleyebiliyordu, onlarsa aynısını yapabiliyor gibi görünmüyordu.

Bu yüzden Chu Feng Ruh Formasyonu girişinin gizli olduğunu anladı. Aniden kendini gösterip onlarla hazineler için savaşmak yerine; neden sessiz kalarak ve değişiklikleri gözlemleyerek onların gerçek niyetlerini anlamayacaktı ki?

“Yeniden Üretme Tapınağı gerçekten efsanelerde söylendiği gibi. Burada çok fazla Savaş Nişanı var ve onlarla eşit olarak paylaşılsa bile Yasaklı Teknik almak basit bir iş olabilir!” O anda Dong Xue açan bir çiçek gibi gülümsüyordu ,gerçekten son derece güzeldi.

Yeniden Üretme Tapınağı’nda hakikaten aşırı fazla Savaş Nişanı vardı—birkaç binden fazlaydı. On kişi de eşit olarak paylaşsa bile yine de  kişi başına yüzlerce Savaş Nişanı düşerdi. Birkaç yüz…  Bu, Murong Xun’un arkasında bıraktığı rekoru fazlasıyla aşıyordu.

Murong Xun tarafından belirlenen rekoru kırmayı düşünmeleri, onları gerçekten kendinden geçmiş hale getirdi. Ne de olsa o, şu anda Doğu Denizi Bölgesindeki bir numaralı dâhiydi!

Ve bu yer Savaş Nişanları’ndan başka daha önce hiç görmedikleri nadir hazineleri de içeriyordu. Fakat bazı hazineler için tek bakışta tuhaf olduklarını anlatabilirdiniz. Söylenmeliydi ki burada kocaman bir hazine defini vardı.

“Eşit paylaşmak mı? Bayan Dong Xue söylemeliyim ki biraz fazla düşünüyorsunuz, değil mi?” Fakat Dong Xue acıların gittiğini düşünüp, harika geleceğin hayalini kurarken, Zhan Feng kötücül bir şekilde güldü. Ayrıca gözleri sevgisizlikle doluydu.

“Zhan Feng, nehri geçince köprüyü yok etmeyi planlamıyorsun, değil mi?” Xia Yu, Zhan Feng’in sözlerinin ardındaki niyeti anlayınca ürpertici bir şekilde sordu.

“Nehri geçince köprüyü yok etmek mi? Bayan Xia Yu lütfen yanlış anlamayın. Ben, Zhan Feng öyle bir insan mıyım?"

“Ancak daha önce de söylediğiniz gibi. Yetişimcilerin dünyasında kazanç üstündür,güce sahip olan yücedir. Doğruluk ve erdem, başkalarının yüce olmasına izin veremez."

“Şu anda Yeniden Üretme Tapınağı’nda,gözlerimizin önünde çok fazla hazine var, gerçekten onları sizinle eşit olarak paylaşmamız gerektiğini mi düşünüyorsunuz?” Zhan Feng konuşurken Ya Fei ve Murong Wan’a bir bakış attı.

Bu kelimeleri duyduklarında cevap vermemelerine rağmen, yüzlerine hafif gülümsemeler takındılar. Zhan Feng’le yürüdüler ve dört güzelliğin saraya giden yollarını mühürlediler.

Ölümsüz İnfaz Takımadaları’ndan gelen diğer üç kişi de aynısını yaptı. O anda altısı aynı hizada durup yolu engellediler. Planları epey açıktı: Hazır olmadıkları bir anda, Sisli Zirve’nin dört güzelini Yeniden Üretme Tapınağı’nda ayıracaklardı

“Kahretsin. Senin Ölümsüz İnfaz Takımadaların ‘şeytanları kovup, ışığı savunan dürüst savaşçıların olduğu yer’ diye yanlış ünvanlandırılmış. Senin böyle düşük sınıf ve utanmazca şeyler yapacağını düşünememiştim. Bu yere dördümüzü davet eden sendin, şimdi ise bizi yoldan itip hazinelerin keyfine kendiniz bakmak istiyorsunuz. Eğer bu problem dış dünyada öğrenilirse, herkesin size gülmesinden ve aşağılık hareketleriniz yüzünden yüzünüze tükürülmesinden korkmuyor musunuz?” Qiu Zhu öfkeli ve sesli bir şekilde azarladı.

“Haha! Bayan Qiu Zhu, gerçekten safsınız. Ya da aptalsınız?

“Bugün olanları sadece onumuz biliyor. Bunların tamamını söylersen sana inanacaklarını mı düşünüyorsun? Gördüğüm kadarıyla, sözlerinizi iftira olarak kabul etmemek, terbiyeli insanlar için iyi olabilirdi.” Zhan Feng, utanmazlığın sınırına ulaşarak seslice güldü.

“Lanet olsun, zaten planlarını önceden yapmıştın. Başından beri,bizimle Yeniden Üretme Tapınağı’ndaki Savaş Nişanları’nı paylaşmaya niyetli değildin zaten. Size inanmamız ve bariyerleri çözmenize yardım etmemiz ne büyük rezillikmiş.” Dong Xue şiddetle azarladı, öfkeden dişlerini gıcırdatıyordu.

“Zhan Feng, aşırıya kaçmaman senin için daha iyi olur. Hâlâ Sisli Zirve’nin sınırları içinde yer aldığını unutma. Yeniden Üretme Tapınağı da Sisli Zirve’nin bir parçası.”

“Sisli Zirve buraya sizi iyi niyetlerle davet etti, Sisli Zirve’nin hazinelerini elde etmenize izin verdi. Şimdi ise hepsini kendiniz almak mı istiyorsunuz? Bu yerden ayrıldıktan sonra Leydi Piamio tarafından cezalandırılmaktan korkmuyor musunuz?” Xia Yu en akıllılarıydı. Aniden Leydi Piamio’nun adını Zhan Feng ile diğerlerini denemek ve korkutmak için kullandı.

“Xia Yu, korkutucu olduğunu mu sanıyorsun? Kim senin Sisli Zirve’nin bir oturumcusu olduğunu ve üzerinde kontrolün olmadığını bilmiyor ki? Eğer gerçekten yapacak olsaydın, bizimle bu yer için savaşman gerekmez miydi? Neden sadece gidip dövüş becerilerini almakla yetinmiyorsun?"

“Üstelik Leydi Piamio’nun bizi tehdit edebileceğini düşünme bile. Bizim Ölümsüz İnfaz Takımadaları’mız sizin Sisli Zirve’nizden hiç korkmuyor. Eğer Leydi Piamio bize dokunmaya bile cüret ederse, emin ol sizin Sisli Zirve’niz bir aydan kısa bir sürede yaşayan hiç kimse kalmayacak şekilde dümdüz edilir.” Murong Wan da konuştu, gözleri kibir doluydu.

“Tamam tamam. Neden nefesini boşuna onlar için harcıyorsun ki? Kendileri geri dönmek istemeyeceklerinden, hadi onlara yardımcı olalım.” Ya Fei cezbedici bir şekilde gülümsedi, fakat bakışları kötülük doluydu. Fazla kelime kullanmadan, en doğrudan yoldan söyledi.

“Eğer bizi zorlamak istiyorsanız; bu, yeterli güce sahip olup olmamanıza bağlı olacak." Qiu Zhu da sinirlendi. O, beşinci seviye bir Dövüş Lordu olarak Zhan Feng ve diğerlerinden korkmuyordu.

“Haha, bayan Qiu Zhu, ben Ya Fei ile işbirliği yapmaktan bahsetmedim, ben tek başıma seni yenebilirim. Fakat, yumuşak ve zayıf bir cildin olduğunu görüyorum, bu yüzden sana zarar vermek istemem. Tılsımınızı parçalayıp kendiniz geri dönmeniz daha iyi olur.” Zhan Feng soğukça güldü, Qiu Zhu’yu gözüne koymuyordu.

“Hadi dene ve gör,” Xia Yu yüksek sesle bağırdı, ardından saldırdı. Kendi gücüyle Zhan Feng ile diğerlerini yenemeyebilecek olsa da ve saldırırken Qiu Zhu’ya güvenmek zorunda olsa da, Savaş Nişanları ve gizemler karşısında böyle pes etmek istemiyordu.

O yüzden; Qiu Zhu, Xia Yu ve Dong Xue girişimde bulunup aynı anda harekete geçtiler, Zhan Feng ve diğerlerine saldırılarını fırlattılar, riskin içindeki zaferi bulmayı arzuluyorlardı.

Ama düşüncenin iyi olması işe yaramazdı, gerçeklik acı vericiydi. İki taraf arasındaki güç farkı fazlasıyla büyüktü. Qiu Zhu’nun ne kadar güçlü olduğu önemsizdi, Ya Fei, Zhan Feng ve Murong Wan’ın birleşimlerinden aşağı kalıyordu. Ölümsüz İnfaz Takımadaları’ndaki diğer üç kişiye gelince, onlar da Dong Xue ve Xia Yu’dan düşük değillerdi.

Dolayısıyla, bir göz kırpma süresinde savaşın sonucu belirlendi. Qiu Zhu, Xia Yu ve Dong Xue yenildiler.