Çevirmen: Melo | Düzenleyici: Meloonia

Elindeki dövüş becerisine baktığında, Chu Feng biraz tereddüt etti, çünkü dövüş becerilerinin Zi Ling'e ait olduğuna ve bilge tıbbi ilaçların da kendisine ait olduğuna çoktan karar vermişti. Ne olursa olsun, Zi Ling'e dövüş becerisi verilmelidir.

Ne var ki, neticede 9 numaralı dövüş becerisine sahipti.9 numaralı dövüş becerisi, dokuz ilin kıtasında daha önce hiç kimsenin yetiştirmediği dövüş becerisiydi. Böyle bir dövüş becerisini başka birine vermek Chu Feng'I üzerdi.

"Chu Feng, ona 9.seviye dövüş becerisi ver.”

"Eğer dövüş becerisini ona verirsen, belki de böylece onun kalbini çalabilirsin ve belki de bu kız sizi bu nedenle sever."

“9 numaralı dövüş becerisi sadecede önemsiz bir dönüş becerisi.Bunu ilahi birinin sana yaptığı yardımlarla nasıl kıyaslayabilirsin? Tereddüt etmeye gerek var mı ?” Fakat Chu Feng tereddüt ettiğinden, Eggy'nin hatırlatıcı sesi kulağının yanından çaldı.

Eggy'nin hatırlatmasıyla Chu Feng dişlerini gıcırdattı ve  Zi Ling hazırsız yakalandığında elini yıldırım gibi hızlı salladı/ kaldırdı ve 9 numaralı dövüş becerisiyle elini Zi Ling'in kafasına vurdu.

-hmm-

Anında 9. seviye dövüş becerisi Zi Ling’in kafasına dokundu, bir ışık demeti haline geldi ve Zi Ling'in beynine sokuldu ve kayboldu.

"Chu Feng, sen .."

Chu Feng'in eylemlerine bakan Zi Ling'in yüzünde  şok ifadesi vardı. Gözleri büyüdü ve küçük ağzı da biraz açıldı.

Çünkü, ne olursa olsun, Chu Feng'in ona 9 dövüş becerisi kazandıracağını hiç düşünmezdi.Bunun normal bir dövüş becerisi olmadığını, ancak 9 numaralı dövüş becerisine sahip olduğunu bilmek!

“Çoktan bir söz verdim, ve 9. Seviye dönüş becerisinin senin olduğunu söyledim. Bu nedenle bu beceri senindir.” Dedi ve gülümsedi kayıtsız bir surat ifadesiyle.

Çok sakin olan Chu Feng'i görünce Zi Ling'in kalbi hızla değişti ve anlatılamaz bir his vardı. Düşük bir sesle "Chu Feng, teşekkür ederim" dedi.

“Teşekkür edilecek ne var ki ? Doğru, bu dövüş becerisi gerçekten 9. seviye dövüş becerisi mi? "Chu Feng kaygısızca elini salladı, ancak bundan sonra, yine merakla yakından sordu.

“Hmm, bu 9. sınıf dövüş becerisi ve son derece etkileyici. Sanırım buradaki usta son derece üst düzey bir uzman. "Zi Ling başını salladı.

"Evet. Geride bıraktığı bilinç o kadar güçlü olursa o zaman kendisi daha da üstün olmaz mıydı? "

"Ancak, burada kalan kalıntılar açıkça biraz eski. Altın Pelerin World Spirit gerçekten burada efendiyse, o zaman uzun yıllar yaşamamış mıdır ? Onun şuan alanı ne olurdu ?” dedi Chu Feng.

"Burası bin yıldır var olmasa , kesinlikle bir kaç yüz yıldır var. Zirve düzeyine çıkan bir Dövüş Lorduysa, birkaç yüz yıldır yaşıyor  olması muhtemel. Eğer dövüş Kralı alanında olsaydı, bu konuda konuşmaya hiç gerek yok. Ayrıca, o bir World Spirit, bu yüzden onun hayatı normal insanlarınkinden daha uzun olurdu."diye açıkladı Zi Ling.

“Mm.” Bu sözleri dinledikten sonra Chu Feng de başını salladı, onayladı, fakat Zi Ling, bildiklerinden daha az görünmediğini biliyordu, ve hatta ondan daha fazla şey bildiğini keşfetti. En azından, dövüş kültürü alanı  açısından, onları Chu Feng'den daha ayrıntılı olarak biliyordu.

Gürültü, gürültü, gürültü –

Fakat o zamanlar, sahnenin ortasındaki kaya sahne aniden gürledi ve sarayın üst kısmından çıkarılan yedi renkli ışık da hızla solup gitti. Sonunda 9. Seviye savaş becerisini saklayan saray ortadan kayboldu ve kayalarla yapılmış tavan geri döndü.

Bununla birlikte, kayalıklardaki gürültü bu şekilde kaybolmadı hatta gürültü giderek arttı. Gürleyen sesleri takiben kaya sahnesi yavaş yavaş battı.

Kaya sahnesi battıktan sonra, Chu Feng ve Zi Ling şaşkınlıkla bunun bir geçiş yolu olduğunu keşfetti. Geçit çok küçük olmasına rağmen, gerçekten bir geçitti.

"Gizli bir geçit?"

Chu Feng çok sevindi. İlk olarak, Ruh gücünü bir süre onu keşfetmek için kullandı; Sonra hiçbir tehlikenin olmadığını keşfettikten sonra, önde yürüdü arkasından onu Zi Ling takip etti.

Geçit boyunca yaklaşık bin metre ilerledikler, önlerinde beliren şeffaf bir kapı vardı.  Bu kapı Ruh  Oluşumu kapısıydı ve şeffaf kapının diğer tarafındaki her şeyi görebiliyorlardı.

"Bu ... Bu?"    Chu Feng ve Zi Ling Ruh Oluşumu kapısının diğer tarafındaki her şeyi gördükten sonra, ikisi de şok oldu.

Bu bir saraydı ve bu saray  Chu Feng ve Zi Ling'in daha önce bulunduğu sarayın tıpkısıydı.

Bununla birlikte, sarayın ortasında, dairesel bir taş sahne vardı. Bu taş sahne çok büyüktü ve çapı yüz metreydi.

Mini bir plaza benziyordu ve büyük sarayın üzerinde aşağı yukarı yer değiştiriyordu; anormal ve büyülü gözüküyordu.

Ancak bu önemli değildi. O önemli kısmı kaya sahnesinde o anda, aşağıya doğru  bir ışık demeti saçıyordu.

Bu ışık altında, seksen sekiz kişi  bağdaş kurmuş yerde oturuyordu. Bu seksen sekiz kişi, sekiz taraflı güçler tarafından gönderilen apikal uzmanlardı.

Bununla birlikte, şu an için  onların iyi yüzleri yoktu. Avuçlarla, titreyen vücutlar ve şu anda gök güçlerini bir şeye direnmek için kullanıyorlardı.

"Ahh!"

Birdenbire, Gök bölgesinin 1. düzeyinde yaşlı bir kişi şiddetle titredi ve bir avuç dolusu kan püskürttü. Güçsüz bir şekilde yere düştükten sonra acı çekmeye başladı ve sefil bir şekilde bağırmaya başladı.

Mücadele ederken vücudu bükülmeye başlamıştı ve vücudundan çatırdayan sesler geliyordu  sanki vücudundaki tüm kemikler kırılıyordu. Aynı zamanda fiziksel bedeni değişmeye başladı ve sonunda her yer kan oldu.

O sahneyi görünce, Chu Feng ve Zi Ling gözlerini ölen adamdan alamadı; ona yardım edememişlerdi,soğuk havayla irkilmeye çalıştılar. Gök bölgesinin 1. düzeyinde yaşlı birini kanlar içinde bırakmak, nasıl korkunç bir güçtür bu ?

"Lanet olsun! Tuzağa düştük. Burada hazine yok, bu sadece İllüzyon Oluşum. Kandırıldık !”

O sahneye baktığımızda, kırmızı-renkli uzun bir kıyafet giyen orta yaşlı kızgın bir adam öfkeyle kükredi. Ateş Tanrısı Vadisi'nin başı olan Gök alemi 5. seviyesinin uzmanıydı.

"Ateş Tanrı Vadisi başkanı, Hazineyi gördükten sonra sabırsızlanıp hızla uçtuğunuz kişi sizin için değilse sizi takip etmemiş oluruz ve aynı zamanda bu İllüzyon Oluşumuna adım atmış olmazdık ve şu an bu oluşumda sıkışıp kalırdık ve kaçamazdık.”

Saçları gibi saçları da kara olan adam soğuk bir şekilde hırladı. Bu kişi de Gök bölgesinin 5. katının gücüne  sahip. O Kılıç Tanrısı Vadisi'nin lideri.

"Çöp. Hepiniz madem bencil değilsiniz peki o zaman beni neden  takip ediyorsunuz ve neden buraya izinsiz giriyorsunuz ?” diye bağırdı Ateş Tanrı Vadisi'nin başkanı.

“Hepiniz, kapayın şu çenenizi!  Bu oluşumun gücü çok güçlüdür ve hala hiçbiriniz buna karşı direnmeye konsantre değil.Hepiniz burada ölmek mi istiyorsunuz ? Boşa kaybedecek vaktiniz yok, ağzınızı yoracağınıza bileğinizi yorun!” diye aniden bağırdı tapınaklarının her iki yanındaki gri saçlı yaşlı adam.

Yaşlı adam mavi bir World Spirit pelerini giyiyordu. Gök  bölgesinin Bu World Spirit Toplumu’nun rozetiydi. O World Spirit Toplumu’nun başkan yardımcısıydı.

“Haha, bir World Spiritristin’den beklendiği gibi! Aslında hâlâ, oluşumun baskısına karşı savaşmak için gücünü korumayı biliyorsun. "

"Ancak ne yazık ki, bu oluşum herhangi birinizin karşı koyabileceği bir şey değildir. Sizden bahsetmiyorum bile, Jiang Hanedanlığının eski atası gelse dahi bu oluşumdan çıkmakta sorun yaşayacaktır ve sonu kanlar içinde yere serilmek olacaktır.”

(Bu çevirmeniniz bağış geldiği taktirde çeviriye devam edecektir :))