Çevirmen|Calosa(Translate)|Düzenleyici|Meloonia

*boom*

Chu Feng ölmekten kurtulamayacağını düşündüğü gibi gökyüzünden bir ışık sertçe Canavar'ın vücuduna çarptı.

Işık son derece hızlı ve güçlüydü. Canavarın vücuduna çarptığında canavar anında yere düştü ve bir avuç dolusu kan püskürdü.Canavarın nefesi kesildi ve oracıkta öldü!

Bu ani değişim Chu Feng'in şok olmasına neden oldu! Başını kaldırdı ve şaşırmadan duramadı.

Şaşırma nedeni canavarın ezilerek ölmesinin sebebi bir ışık değil yaşlı bir adamdı!

Yaşlı adam 1.5 metre boyunda oldukça sıska bir adamdı.

Yaşlı adam özel bir görünüşe sahip olmasa da gözleri oldukça canlıydı. Ama en önemlisi ise Chu Feng'in Prestijli Villa'nın başkanı gibi onun hangi seviyede olduğunu anlayamamasıydı!

"Hey, evlat! Evlilik Buluşması için buradasın, değil mi?"

Yaşlı adam beline güç vererek zıpladı ve dönerek Chu Feng'in yanına indi. Başını kaldırdı ve dikkatli bir şekilde Chu Feng'i değerlendirmeye başladı!

"Kıdemli, kim olduğunuzu sorabilir miyim?" Chu Feng temkinli bir şekilde sordu.

"Ben Prestijli Villa'nın konuk yöneticisi, Zi Xuanyuan." yaşlı adam göğsüne vurarak söyledi.

"Zi Xuanyuan'mı? Soyadı Zi Ling'inki gibi acaba akrabası mı?"

Chu Feng'in kalbinde şüphe yükseldi, sonuçta 'Zi' soyadına sahip insan sayısı oldukça azdı. Bu soyada sahip sadece iki kişi görmüştü, birisi Zi Ling diğeri de bu yaşlı adamdı.

"Evlat, benim torunum Evlilik Buluşmasına katıldı, kendisi de Bin Canavar dağında olması gerekiyor. Torunumu tanıyor musun? Nerede olduğunu biliyor musun?" Zi Xuanyuan aniden sordu.

"Yaşlı Xuanyuan, torunun kim acaba?"

"Ah, ona Zi Ling deniliyor. Kim olduğunu biliyor olman gerekiyor."

"Bu.." Chu Feng'in tahminleri doğru çıkmıştı ancak burada Zi Ling'in dedesiyle karşılaşması hiç iyi değildi!

En önemli şey Zi Ling'in dedesi oldukça güçlü bir uzmandı. Eğer Zi Ling Gizli beceriyi kendine almak istese ve bunu dedesine söylese Chu Feng ne yapabilirdi ki?

"Demek Leydi Zi Ling'in dedesiniz. Elbette onun kim olduğunu biliyorum. Sonuçta ben de Evlilik Buluşmasına katılmak için buradayım."

"Ancak bir kaza oldu ve ben bir gündür onlardan ayrıyım. Şu an da Zi Ling ve diğerlerinin nerede olduğunu bilmiyorum."

Chu Feng az önce oradan kaçmıştı nasıl kendini örümcek ağına tekrar atabilirdi ki? Hele böyle güçlü bir yaşlı adam varken.

"Ohh demek öyleydi, evlat sen gerçekten aptalsın."

"Ama önemi yok, benimle tanıştığın için şanslısın. Seni oraya geri götüreceğim."

ÇN: Ahdqhufauhdauhfquhdahufahdahufauhad

DN:Cafer Sıçtı bez getiirr :D

Zi Xuanyuan konuştuktan sonra bir harita çıkardı. Bu harita güvenli bölgelerin işaretlendiği alandı.

"Yaşlı Xuanyuan, sizi rahatsız etmeye hiç gerek yok. Geri dönmek için kendi gücüme güvenmeliyim."

"Sonuçta bu da bir tecrübedir. Yeterince yetenekli olmadığım için kayboldum, yeteneğimi tekrar kanıtlamam için kendi başıma dönmem lazım." Chu Feng başını sallayarak Zi Xuanyuan'ı reddetti.

"Ahh, buraların ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyorsun evlat. Burada bu kadar güçle dolaşırsan, sadece ölümünü arıyor olursun."

"Kıdemli, ben gerçekten iyiyim."

"Gereksiz kelimeler söyleme, seni geri götüreceğim."

ÇN: Xd xd xd

Zi Xuanyuan Chu Feng'in saçmalıklarını dinlemedi elini uzattı ve Chu Feng'in elbisesinin ön tarafını tuttu. Chu Feng bir anda gözlerinde bulanıklık hissetti ve şiddetli rüzgarın gürültülü sesi kulaklarında yankılanmaya başladı. Zi Xuanyuan tarafında zaten uçurulmaya başlamıştı. Bu hız Chu Feng'in Ejderha'nın Dokuz Gökte Seyahatin'deki hızından bir kaç kat daha hızlıydı!

ÇN: Tabii lan o adam kim sanıyorsun sen kos koca Zi Ling'in dedesi.

Ayrıca Zi Xuanyuan'ın yön duygusu mükemmeli. Bin Canavar Dağı'nda yolunu hiç şaşmadan hızlı bir şekilde güvenli bölgeye ilerledi.

Güvenli bölgenin üzerinde bir süre dolaştıktan sonra Zi Xuanyuan'ın yüz ifadesi değişti ve Chu Feng'le beraber ormana indiler.

Ormana inen Chu Feng bu ormanın Liu Zhizun ve diğerlerinin kamp yeri olduğunu biliyordu.

"Bu..."

Chu Feng önündeki şeyi net bir şekilde gördükten sonra yüz ifadesi değişti.

Çünkü burası tam bir kaos içerisindeydi, ruh formasyonu yok edilmiş ve kurulan çadırların hepsi param parça olmuştu. Yerlerde düzinelerce ceset vardı bunların hepsi Evlilik Buluşmasına katılan insanlardı ölümleri çok acımasız bir şekilde yapılmıştı.

"Lanet olsun." O Sahneyi gören Zi Xuanyuan ne olduğunu anladı ve yüzünde tedirginlik oluştu.

"Burada neler oldu böyle?" Chu Feng şaşkın bir şekilde konuştu. Gittiğinden beri sadece kısa bir süre geçmişti ve onlar bu sürede böyle bir durumla karşılaşmıştı.

Chu Feng böyle acımasız saldırı yöntemlerine bakınca kimin yaptığını anlaması zor sürmedi. Bunları açıkça Canavarlar yapmıştı ve bu canavarlar son derece güçlüydü yoksa Zi Ling ve Liu Zhizun gibi diğerlerini yenemezdi.

Chu Feng için başkalarının hayatı pekte önemsenecek bir şey değildi. Ama Zi Ling farklıydı çünkü onun İlahi bedeni vardı ve daha onla erkek ve bir kadın arasında yapılacak şeyi yapmamıştı. Doğal olarak onun başına bir şey gelmesini istemiyordu.

Chu Feng bazı ipuçları bulmak için ruh gücünü yaydı.

Beklemediği bir şey oldu yerdeki insanlardan birisi hala ölmemişti!

"Elder Xuanyuan, bu tarafta!"

Chu Feng aceleyle o tarafa koştu yaşayan kişi bir erkekti.  Birisi bacaklarını zorla koparmıştı ama yinede o yaşıyordu!

"Hey! Burada neler oldu!" Yerde yüz üstü yatan kişiyi Chu Feng geri çevirdi.

"Beni öldürme, beni öldürme!" Chu Feng ona dokunur dokunmaz yüksek sesle korku içerisinde bağırmaya başladı.

"Arkadaşım korkma, ben Prestijli Villa'nın yaşlılarındanım." O anda Zi Xuanyuan ona yaklaştı ve avucunda bir güç belirdi ve avucunu o kişinin başına koydu.

Zi Xuanyuan'ın gücü o erkeğin korkmuş yüzünü yavaş yavaş sakinleştirmeye başladı.