“Su Hen neye bakıyorsun lan? Neden bu adamla ilgilenmeme yardım etmiyorsun?” O ailesinin teker teker öldürülmesine ve bir bir düşmesine baktı ama yine de bununla ilgili bir şey yapamadı.

Shangguan Yue biraz çıldırmıştı ve buna karşı bir şey yapamadığından sadece Su Hen ve şehir lordunun konutundaki diğer kişilere rica edici bakışlar atıyordu.

Su Hen neden yardım edecekti? Onun Shangguan ailesinin yok edilmesini gerçekten istemesi söyle dursun o ve Shangguan ailesi dost olsalar bile böyle bir durumda yardım etmezdi çünkü o bir Gri Cübbeli Dünya Ruhçusunu gücendirmek istemiyordu.

“Su Hen sana yalvarıyorum. Benim Shangguan aileme yardım et ve Shangguan ailesinin burada yok edilmesine izin verme.” Onun hareket etmediğini görünce Shangguan Yue’nin tek yapabileceği tavrını alçaltmak ve yalvaran bir ses tonuyla konuşmaktı ancak Su Hen hala hareket etmediği için bu beyhudeydi.

“Su Hen senin hayatın boyunca buna pişman olmanı sağlayacağım!” Shangguan Yue sonunda yalvarmaktan vazgeçti. Patlayıcı bir bağırmanın ardından Chu Feng’e doğru son derece güçlü bir saldırı kullandı.

Kuvvetli Bilge Gücü gökyüzüne ulaşan dev bir dalga oluşturdu ve kabaran sıçramalar onlarca adım uzunluğundaydı. Onlar birbirlerinin üzerine katmanlıydı ve aşağı doğru bastırıyorlardı. Onun içinde bulunan güç bir ormanı düzleştirmek için yeterliydi ve Shangguan Yue’nin gerçekten saldırdığı görülebiliyordu.

“Sonunda ciddileştin huh.” Onu gördüğünde Chu Feng hafife almaya cüret etmedi. Ruh gücü hızlıca etrafında döndü ve onun tüm gücünün içinde bulunduğu saldırısını engellemek için önüne gri renkli Ruh Oluşumları yerleştirmeyi sürdürdü.

*whoosh*

Ancak Büyük dalga Ruh Oluşumu ile çarpıştığında Shangguan Yue birden parlayarak Shangguan Tian ve Shangguan Ya’nın yanına geldi ve 2 tane Bilge Gücü tabakası aniden yükseldi.

Kuvvetli Bilge Gücü ikiye bölündü. İlki Shangguan Tian ve Shangguan Ya ikincisi ise Su Rou ve Su Mei’yi sardı. Sert bir kafes gibi onları içinde kilitledi.

“Sıçayım o kaçmak istiyor!” Chu Feng aniden onun ne planladığını anladı. Görünen o ki Shangguan Yue sahip olduğu her şeyi Chu Feng’e atmak değil kaçmak istiyordu.

*whoosh*

Tahmin edileceği gibi özel yöntemlerle Shangguan Tian, Shangguan Ya, Su Rou ve Su Mei’yi bağladıktan sonra Shangguan Yue’nin ayağını yere vurdu ve bir bora yayılmaya başladı.

Bora kaybolduktan sonra Shangguan Yue de kaybolmuştu. Ayrıca Shangguan Tian, Shangguan Ya, Su Rou ve Su Mei de kaybolmuştu.

“Lanet olsun!”

Bunu gördüğünde Su Hen’in yüzü büyük ölçüde değişti çünkü Shangguan Yue tek başına kaçmamıştı. O torunlarını da almış ve bununla kalmayıp Su Hen’in kızlarını da yakalamıştı.

Düşününce o sadece kenardan izlemişti ve Shangguan Ailesinin ölüm-kalım durumunu göz ardı etmişti bu yüzden Shangguan Yue kesinlikle ondan kemiklerine kadar nefret ediyor olmalıydı. Şuan kızları onun elindeydi bu yüzden onların sonunun nasıl olacağı hayal bile edilemezdi.

Bu noktaya kadar düşündüğünde Su Hen tamamen panikledi. 4.seviye Bilge Aleminin aurasını yaydı ve Shangguan Yue’yi takip etmek istedi. Ancak daha hareket etmeye şansı olmadan omzuna bir avuç indi ve aurasını bastırdı.

“Sen…” bakmak için kafasını çeviren Su Hen anında soğuk bir nefes aldı çünkü karşısındaki kişi gizemli Gri Cübbeli Ruh Dünyacısından başkası değildi.

“Burada kal. Seninle sonra borçları halledeceğiz.” Konuştuktan sonra Chu Feng sıçradı ve kayboldu.

Chu Feng ayrıldıktan sonra Su Hen’in yüzü korkudan soldu çünkü Chu Feng’in sözlerinden böyle büyük bir karakterin ondan hoşnutsuz olduğunu duymuştu. Ancak o böyle büyük bir kişiyi ne zaman gücendirdiğini bilmiyordu. Ama ne olursa olsun o büyük ihtimal bazı sorunları çektiğini biliyordu.

Özellikle bakışlarını arkasına süpürüp kan havuzlarının içinde yatan Shangguan Ailesinin elitlerinin cesetlerini gördüğünde kalbindeki korku aşırı yükseldi. O acımasız ve zalim denilen şeyleri gerçekten deneyimlemişti. O kişi gerçekten çok korkunçtu.

Aynı zamanda Vermillion Kuş Sıradağlarında Shangguan Yue şuanda ormanın içinde koşuyordu. Onun hızı garip bir şekilde süratliydi ve 4 kişiyi Bilge Gücüyle kafasının üzerinde bağlamasına rağmen bu hızını hiç etkilememişti.

“Shangguan Yue indir bizi. Kardeşim daha fazla dayanamıyor.”

Bilge gücü kafesinin içinde Su Rou sıkıca Su Mei’ye sarılmıştı. Belki yolun çok sarsıntılı olması yada belki de Shangguan Yue’nin deminki baskısının çok şiddetli olması yüzünden Su Mei’nin cildi ölü gibi solgundu ve dudakları kurumuştu. O çoktan bilincini kaybetmişti.

“Kapa çeneni! Daha fazla anlamsız söz söylersen ikinizi de şimdi öldüreceğim!”

Shangguan Yue öfke alevleriyle yanıyordu. Onun kendi hayatı için kaçmaya bile yeterli zamanı yokken nasıl onların hayatlarını umursayabilirdi? Shangguan Yue’nin onları yakalamasının sebebi muhtemelen hayatını kurtarabilecek bir pazarlık kozuna sahip olmak istemesiydi.

hmm Ama aniden önünde güçlü bir Ruh oluşumu serildi ve aynı anda birkaç tane ruh oluşumu her yerde ortaya çıkarak Shangguan Yue’yi çevreledi.

“Bu nasıl mümkün olabilir? Bu kadar çabuk yakaladı?”

Durumun iyi olmadığını gören Shangguan Yue hızlıca elini Su Rou ve Su Mei’ye doğru uzattı ve onları tehdit için kullanmak istedi.

*whoosh*

Ancak bir ışık ışını parlayıp geçtiğinde onları sınırlayan Bilge gücü kırılmıştı. Sadece Su Mei ve Su Rou kaybolmamıştı onun torunları Shangguan Tian ve Shangguan Ya da onun kontrol menzilinden kaçmıştı.

“Büyükbaba kurtar beni!”

Aniden sefil bir çığlık geldi. Oraya baktıktan sonra Shangguan Yue büyük ölçüde şok olmadan edemedi. İki torunu yakınlarda yatıyordu arkalarında da birisi duruyordu. O Gri Cübbeli Ruh Dünyacısıydı.

“Yardım dilemene gerek yok. Bu yerde kimse seni kurtaramaz. Her biriniz öleceksiniz.” Chu Feng sakince gülümsedi ardından bir patlama sesi ile birlikte Shangguan Ya’nın kafası ayağının altında sulu kana dönüştü. Onun kafası bir karpuz gibi basılmış ve parçalanmıştı.

“Seni Piç! Seni öldüreceğim!!” Torununun bu şekilde ölüşünü gördüğünde Shangguan Yue anında cinnet geçirdi. Deli gibi ulurken Chu Feng’e şiddetle saldırmaya başladı.

“Hmph!”

Shangguan Yue’nin saldırısının karşısında Chu Feng sadece soğukça homurdandı. Onu işaret etti ve parmağını fiskeledi. Soluk beyaz renkli bir gaz havada çizimlendi. O sadece Shangguan Yue’nın dövüş becerisini delmedi o Shangguan Yue’nin bedenini de deldi. Tek bir saldırı 6.seviye Bilge aleminde olan güçlü bir insanın kan kusmasına ve güçsüzce yerde yatmasına sebep olmuştu.

“Bu nasıl mümkün olabilir… bu nasıl mümkün olabilir…”

Shangguan Yue’nin yüzü kül gibiydi. Orijinalde o elinden gelen her şeyi kullanırsa kazanmak için biraz şansı olabileceğini hissediyordu ama beyaz renkli gaz bedenine geldiğinde kendisi ve rakibinin arasındaki farkın ne kadar büyük olduğunu anlamıştı. Başından beri yenilmesi kaçınılmazdı.

“Sıradaki sensin.” Shangguan Yue’yi Beyaz Kaplan Kesim Tekniği ile yendikten sonra doğrudan ona tekrar saldırmadı. Bakışlarını Shangguan Tian’a döndürdü.

Bakışları onu gökyüzüne yükselebileceği bir yol yada yeryüzüne alçalan bir kapının olmadığı bir noktaya zorlayan adamın üzerindeydi. Ancak bu gün oluşan durumla o günkü durum karşılaştırıldığında oldukça dramatik bir değişiklik vardı.

“Kimsin sen? Benim Shangguan Ailem sana karşı bir düşmanlığa yada soruna sahip değil. Neden benim Shangguan Ailemi tamamen ortadan kaldırman gerekiyor?” Shangguan Tian yüksek sesle uludu. O acılıydı. Bu şekilde öleceği için acılıydı. O gerçekten ailesini kimin yok ettiğini bilmek istiyordu.

Gerçekte sadece Shangguan Tian bunu merak etmiyordu yakınlardaki Su Rou da sıkı sıkı Chu Feng’e bakıyordu çünkü Shangguan Ailesini yok eden Gri Cübbeli Ruh Dünyacısının nasıl biri olduğunu merak ediyordu.

“Heh…” Bu sözleri duyduktan sonra Gri Cübbeli Ruh Dünyacısından alaycı bir kahkaha geldi. Ancak bu kahkaha geldiğinde Shangguan Tian ve Su Rou’nun ifadesi büyük oranda değişti.

Çünkü bu kahkaha artık yaşlı bir adamın yaşlı sesinden gelmiyordu. Daha ziyade genç bir adamın sesinden geliyordu. Ve en önemli nokta bu sesin oldukça tanıdık olmasıydı.

—-ÇEVİRMEN NOTU—

Bu 1 devamı diğer bölümde hadi bb