48.Bölüm ........... vs ............

avatar
671 1

Lord Of The Skies - 48.Bölüm ........... vs ............


Not: Puanlama karışık olduğu için  kafanız karışmasın diye buraya da puanlamayı yazıyorum ;

Kahverengi çekirdek 1 puan, Beyaz çekirdek 10, Sarı çekirdek 100 puan, Turuncu 1000 puan, Mavi 10.000

Adada ilk gün; 

Aynı zamanda kardeş olup, aynı klanda doğan ChangYuan ve ChangJian birbirleri ile şans eseri karşılaşmış ve güçlerini birleştirip canavarlarla savaşıyordu. 

"Kaya Parçalayan!" ChangYuan büyük vücudunun avantajını kullanarak 3 metrelik canavara karşı yumruğunu vurmayı başarmıştı.

100 kiloluk bu yumruk, canavarın biranlık sersemlemesine neden olmuştu. Bu fırsattan yararlanmak isteyen ChangYuan bitirici darbeyi vurmak için balyozunu son bir çabayla salladı.

Zaten sersemlemiş olan canavar balyoz darbesinin hepsinide karşılayınca daha fazla dayanamadı ve yere yığıldı.

"Harika iş kardeşim! İlk altın seviye canavarı avladık." ChangYuan canavarın sarı çekirdeğini çıkarırken övgüyle konuştu.

"Böylelikle; 10 kahverengi, 5 beyaz ve 1 sarı çekirdeğimiz oldu. Buda 160 puan yapar. İlk günde bu kadar puan belki de 3.tura geçeriz ne dersin?" 

ChangJian da kardeşi gibi heyecanlanmıştı. "O halde neden biraz daha avlamıyoruz? Havanın kararmasına biraz daha vakit var." 

"Hayır, olmaz. Bir kamp kurmalıyız. Sürekli canavar avlarsak enerjimizi ve manamızı kolayca tüketiriz. Dinlenmemiz gerek." 

"Evet, haklısın. Ne yapmamız gerek?" ChangJian’ın bu sözüne karşı abisi gülerek cevap verdi.

"Ne yapman gerektiğini biliyorsun." 

"Neden odunları hep ben topluyorum ki?" ChangJian naz yapmaya çalıştı. 

"Çünkü su küçüğün, söz büyüğün. Hadi daha fazla oyalanma." ChangYuan, her zaman ki gibi aynı sözü söyledi.

"O söz öyle değil bir kere!" ChangJian söylene söylene kamp için biraz odun bulmaya çıktı ki bu en sevmediği işti. 'İkimizden biri alev sanatları biliyor olsaydı. Ateş yakmak için bu kadar zahmete girmezdik.' 

Aradan biraz zaman geçmişti ve ChangJian topladığı odunları abisinin yanına getirmeye başladı.

Hızlıca kamp alanına geri döndüğünde ayaklarının bağı çözüldü odunlar elinden düştü. O, şaşkınlıkla yerde yatan abisinin yanına koştu.

ChangYuan gözleri kocaman bir şekilde açılmış ağzından siyah duman çıkarıyordu. Sanki şok geçirmişti.

"Abi, abi! Ne oldu sana böyle!? Cevap ver!" ChangJian ne kadar çağırırsa çağırsın,ChangYuan uyanmıyordu.

"Onun konuşacağını sanmıyorum." ChangJian’ın arkasından bir ses geldi.

ChangJian, arkasını döner dönmez tanıdığı bir simayla karşılaştı.

"Sen, sen bunu neden yaptın?" ChanJian bu figürü görünce korkmuştu. Çünkü Jin klanının kaptanına yaptığı dehşet şeyi kendi gözleriyle görmüştü.

"Heh! Ona nazikçe elindeki çekirdekleri vermesini istedim. Fakat o bunun sizin hakkınız olduğunu, ölse bile bunu bana vermeyeceğini söyledi. Sözünün eriymiş." 

"Ne gerek vardı? Zaten istediğini kolayca elde edebilirsin. Bunu neden yaptın? Ayrıca bu büyü de ne? Hiç böyle bir şey görmemiştim." ChangJian acılı bir şekilde konuştu.

"Çok soru sordun ama madem merak ediyorsun. Sana göstereyim." XieHuo, kınından büyük bir kılıç çıkardı.

"İşte bu gördüğün kılıçla 3 aydır tanışıyorum ve beni başlangıç aleminden buraya kadar taşıdı. İnanabiliyor musun? İstediğim herkesi öldürebilirim. Sadece bir 3 ay daha beklersem karşımda kimse duramaz! Hahahaha!" XieHuo tuhaf bir kahkaha attı.

ChangJian onun bu halini görünce kaçmak istedi.

"Oh! Bir yere mi gidiyorsun? Benim minik sırrımı öğrendiğine göre seni bırakamam üzgünüm." 

ChangJian’ın yüzü bir anda bembeyaz oldu.XieHuo kılıcını umursamaz bir şekilde salladı ve kara sis ChanJian’ı yuttu.

..........

"Yıldırım Tanrısının Şimşeği İlk Hareket; Yıldırım Topunun Patlaması!" Bir avuç büyüklüğündeki top Feng Wei’nin elinden çıktı ve büyüyerek 3 metreden daha uzun canavara çarptı.

Canavar büyük şimşek çarpmasına dayanamadı ve binlerce volt vücudunu kızarttı.

'Çok iyi bu teknik çok korkutucu! İlk hareket olmasına rağmen gücü belirli bir mesafe sayesinde katlayarak büyüyor! ( ilk hareket 5 metre )' 

Feng Wei, hızlıca avcı bıçağıyla canavarın çekirdeğini çıkardı. 'Bir sarı daha! Böylelikle 5 sarı çekirdeğim oldu.'

Feng Wei, düşük puanlı canavarların yüzüne bile bakmıyordu. Ne kadar çok düşük seviyeli canavar avlarsanız avlayın, bir büyük canavar avlamak hem daha az enerji hemde daha çok verim veriyordu.

Feng Wei,anka kılıcını kınına tekrar koymadan önce onun tekrar parlayıp söndüğünü farketti.

'Bugün bunu üçüncü yapışı… Bana bir işaret mi vermeye çalışıyor?' Feng Wei ilk başta bunu fazla umursamamıştı. Fakat tekrar ve tekrar aynı şey olunca merak etmişti.

Feng Wei havaya baktı. Kararmaya başlamıştı. Artık bu civarda avlayacak canavar da kalmamıştı. Bir kamp bulmak zorundaydı.

Feng Wei gözüne bir ağaç kestirdi. Hızlıca ona tırmandı. Seçtiği ağaç büyüktü. En tepesine kadar hızla çıktı ve etrafı izlemeye başladı.

Her tarafta ağaç olduğu için hiçbir şey gözükmüyordu. Hemen kınından kılıcını çıkardı ve ileriye doğru tuttu.

Fakat anka kılıcında bir parlama yada başka bir şey olmamıştı. Bu sefer sağa doğru tuttu. Fakat kılıçta yine bir hareketlenme olmadı. Bu sefer bir umutla sola doğru tuttu. Bir bekledi. Hatta kılıcını çalışıyormu diye biraz salladı. Nii! 

'Sanırım yanılıyorum.' Feng Wei tekrar sırtındaki kına kılıcı koymak üzereyken şans eseri onun biraz parladığını farketti.

'Huh! Arkamda mı? Fakat ben oradan geldim. Hiçbir şey yoktu.' Feng Wei hızlıca arkasına döndü ve kılıcını uzattı.

Anka kılıcı biraz parladı. Feng Wei kılıcı biraz daha sağa doğru götürdü. Bu sefer kılıç biraz daha parladı.

'Buldum seni!' Feng Wei yavaş yavaş sağa götürdü. Kılıç parladıkça parladı. Feng Wei dikkatle en fazla parladığı yerde kılcını sabit tuttu.

Hızlıca ağaçtan indi. Akşam veya gece bu canavarlarla dolu adada avlanmak koşmak hatta yürümek bile çok tehlikeliydi. Üstelik Feng Wei altı tane altın seviye canavar avlamıştı.

Fakat Feng Wei bunları düşünmedi bile. Hızlıca ağaçtan atladı ve kılıcını önünde tutarak koşmaya başladı. Ne olursa olsun ne olduğunu bulacaktı!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44675 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr