Bölüm 290: Dolaylı Yoldan Değişime Sebep Olmak

avatar
2072 27

Lord Of Mysteries - Bölüm 290: Dolaylı Yoldan Değişime Sebep Olmak


Çevirmen: Dnightshade

Bay Aptal'ın o basit görevi yalnızca adayları inceleme amacıyla verdiğini hatırlıyorum. Genel fikir portredeki kişiyi bulmaktı... Alger Wilson, son toplantıda olanları tek tek gözden geçiriyor, ancak bir türlü bu meselenin şeytani tanrıyla ne ilgisi olduğunu anlayamıyordu.

Yalnızca birini aramıyorlar mıydı?

Dahası, görevin tehdit içermeyen basit bir görev olduğu söylenmişti...

Bay Aptal'ın basit görevinin ardında daha derin bir amaç mı vardı? Bu, tanrılar arasındaki sessiz bir mücadele miydi?

Asılan Adam'ın kafasında pek çok soru işareti oluşmuştu, neler olduğunu anlamak için sorularını dile getirmek istiyor, sabırsızlanıyordu.

Ancak antik bir hayalet gemiyi yöneten usta bir resmi Beyonder olarak, yeterince deneyimli ve kurnazdı. Dürtülerini bastırdı, araştırmalarını Fırtınalar Lordu Kilisesi'nin iç kanalları aracılığıyla yapması çok daha akıllıca olacaktı.

Audrey'e gelince, o Bay Aptal'ın iç çekişinin ne anlama geldiğini zaten biliyordu. Lanevus meselesini o anda tamamen kavramıştı.

Demek Lanevus'un sahip olduğu tanrısallık parçası, Gerçek Yaratıcı'nın bu dünyaya inişinin temeliymiş... Doğu Bölgesi rıhtım ve fabrika alanlarının sert koşulları da onun beslenmesine ve güçlenmesine yarıyordu haliyle... Ancak Bay Aptal, basit bir görevle Gerçek Yaratıcı'nın komplosunu durdurdu ve Backlund'u kurtardı! Audrey'nin uzun bronz masanın başındaki onur koltuğuna bakan gözleri parıl parıldı. Bu bakışlarda, gizlenemez bir hayranlık vardı.

O anda, kasvetli ve gizemli bir görünüme saip olan Dünya hafifçe güldü, "Evet, ne zaman çocuk işçilerin genç yaşlarında öldüğünü, çoğu işçinin korkunç koşullar sebebiyle 30 yaşını bile göremediğini, geçebilenlerin de yaşlılıktan ya da hastalıktan işlerini kaybedip sokaklara düştüğünü, açlık ve soğukla mücadele etmeye çalıştığını görsem ya da duysam şeytani bir tanrının varlığına olan inancım daha da kuvvetleniyor. Bu tanrılar yeryüzünde, Doğu Bölgesi'nde, rıhtım ve fabrika alanlarında.

 

 

 

 

Bazı fabrika işçilerinin çalışma koşullarına ancak beş yıl dayanabildiğine, sonrasında da bir sürü sağlık sorunuyla uğraştığına dair rapor bile var.

Backlund'un Doğu Bölgesi'nde bir söz var; dede olabilen herkes muhakkak kırsal kesimdendir denir.

Yani, orada yaşayan insanların torunlarını görecek yaşa ulaşmadığı söylenmek isteniyor.

Yoksulluk ve açlık sebebiyle tüm çocuklar çelimsiz. İşlere adapte olmak zor olduğundan, bırakın evlenip çocuk yapmayı, kendilerine bile bakamaz hale geliyorlar.

Audrey, Bay Dünya'nın bu kadar konuştuğuna ilk kez şahit oluyordu. Aniden derin düşüncelere dalmış, hatta şok olmuştu.

Neden ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum... Okuduğum gazete ve dergiler yalnızca Doğu Bölgesi sakinlerinin sıkıntılar çektiğinden bahsediyor... Ancak bu sıkıntıdan çok daha fazlası... Audrey'nin bakışları odağını kaybetmişti. Bugüne kadar krallığı çok farklı algılamış, algısı şu anda tamamen alt üst olmuş gibi hissediyordu.

Bay Aptal'ın neden o şekilde iç çektiğini, o bölgelerin neden şeytani tanrılar için sıcak bir yuva olduğunu söylediğini asıl şimdi anlamıştı.

Bu şekilde devam edemeyiz! Aksi halde, bir gün bunlar yüzünden Backlund'un sonu gelecek! Audrey bir an önce gerçekliğe dönüp bu konuda daha fazla şey öğrenmek ve babasıyla konuşmak istiyordu. Seyirci ve Telepatist güçlerini kullanarak gizlice, Doğu Bölgesi, rıhtım ve fabrika alanlarındaki zavallı insanların hayatlarını iyileştirecek hükümet politikalarına önayak olmak istiyordu.

Bronz masanın başındaki Klein ise bu sırada dikkatle Bayan Adalet'in tepkilerini inceliyordu.

Zaten Dünya'nın ağzından bu detaylı açıklamaları yapmasının sebebi Audrey'i harekete geçirebilmekti. Hala durumun ciddiyetini fark edecek saflıkta olan bu soyluyu, krallığı değişime zorlaması için harekete geçirmek istiyordu.

Meçhul seviyesine gelmeden kesinlikle bu meselelere bizzat karışmamalıyım... 

"Teşekkürler Bay Aptal. Backlund'u kurtardığınız için teşekkürler. Az önceki iç çekişinizin sorunun köklerini anlamamı sağladı. Teşekkürler Bay Dünya. Sizin sayenizde artık geçmişte bilmediğim birçok şeyi biliyorum." Audrey duygularını kontrol altında tutmaya çalışarak iki beyefendiye içtenlikle teşekkür etti.

"Backlund'u kurtarmak mı?" Alger Doğu Bölgesi, fabrika ve rıhtım alanındaki koşullara yabancı değildi. Onu asıl şaşırtan, Bayan Adalet'in kullandığı kelime olmuştu.

Bu mesele tam olarak ne kadar büyüktü ki? Şaşkınlığını gizleyemez hale gelmiş, kaşları çatılmıştı.

Güneş ise, tamamını anlamamasına rağmen dikkatle konuşulanları dinliyor, Bay Asılan Adam, Bayan Adalet ve Bay Dünya'nın bulunduğu bölgeler hakkında daha fazla bilgi edinmeye çalışıyordu.

Klein, Bayan Adalet'in sözlerine yalnızca gülümseyerek cevap verdi. Sonra da başını Asılan Adam'a çevirdi.

Alger bu bakışların ne anlama geldiğini biliyordu, bu nedenle hemen söz verdiği gibi Roselle'in son günlük sayfasını ona gönderdi.

Klein parşömeni alıp hemen okumaya başladı.

"14 Ocak. Bir sorun keşfettim. Bilinçsiz Yüksek Dizi Beyonder nesneleri mühürlenmemişse, aynı yolu takip eden yakınlardaki Düşük Dizi Beyonderları kendilerine çekiyorlar. Orijinal Dizi ne kadar yüksekse bu çekim kuvveti de o kadar güçlü oluyor.

Ancak bu durum daimi gibi görünmüyor. Daha çok aralıklı gibi."

Bu içerik anında Klein'ın ilgisini çekmişti, çünkü daha önce kendisi de benzer tahminlerde bulunmuştu.

Backlund'a geldikten kısa süre sonra kendisini Gizli Düzen ile, Kahin yolundan bir Beyonder ile iç içe bulmuş ve bu nedenle son derece pasif ve tehlikeli bir durumun içine girmişti. Ancak aynı zamanda Dizi 7, 6 ve 5 iksir formüllerini de elde etmişti.

O zamanlar Klein, ruh göçünün ona dirilme gücü veren sırlar içerdiğini ve sık sık, Antigonus ailesinin defteri ya da Gizli Düzen'in o üyesi gibi Kahin yoluyla bağlantılı insanları ve nesneleri kendisine çektiğinden şüphelenmişti.

Ancak İmparator Roselle'in bu yazıları aklına yeni bir fikir getirmişti.

Göz kenarıyla kendisinden alt seviyede duran kalın gri sis tabakasını ve koyu kırmızı yıldızları inceledi. Sessizce düşünüyordu...

Bu çekim kuvvetinin sebebi ben değil de bu gri sis, bu gizemli alan olabilir mi?

Ruh göçümün ardındaki sır da bu olabilir...

Bu tahminini doğrulayacak yeterli ipucu olmadığından hemen düşüncelerini toparlayıp günlüğü okumaya devam etti.

"16 Ocak, bir Şeytaniçe'nin tadına baktım, pek de fena değilmiş."

... Klein'ın dudaklarının kenarı seğirdi, ne tepki vereceğini bilemiyordu.

İmparator, seni hafife almışım... Gerçekten de seni durdurabilecek hiçbir şey yok... Karşındaki kişinin eski cinsiyetini hiç umursamadın mı? Kadının 'zevk' sürecindeki deneyimlerini umursamadın mı?

Klein iç çekme dürtüsünü bastırıp okumaya devam etti.

"20 Ocak. İkinci Kutsala Hakaret Kartı'nı bitirdim.

Dur bir düşüneyim, bakalım... nereye saklamalıyım?

Evet, kitap ayracı gibi görünmesini sağlayacak, değerli bir kitabın arasına koyacağım. Onu gören kişi doğru kişi değilse, onun aslında çok değerli bir şey olduğunu anlayamayacaktır!

Fena değil, bu aslında iyi bir fikir!"

... İmparator, daha açık anlatsan olmaz mı? 'Kitap ayracını' hangi kitabın içine koydun? Bunu okumadan önce, ipuçlarını takip ederek tanrıların derin sırlarını içeren bir Kutsala Hakaret Kartı elde edebileceğimi sanıyordum, ne kadar naifmişim... Hayal kırıklığına uğramış olan Klein bakışlarını parşömenden ayırmadan düşünmeye devam etti.

Umarım İmparator Roselle'in diğer günlük sayfalarında daha detaylı açıklamalar vardır...Böylece artık düşüncelerini dizginleyip gülümseyerek arkasına yaslandı. "Şimdi özgürce sohbet etmeye başlayabilirsiniz."

O anda Güneş elini kaldırdı, "Bay Dünya, bana verdiğiniz Beyonder silahı beklentilerimi fazlasıyla aştı. Şimdiden Dizi 8 malzemelerini elde edebilecek kadar katkı puanı topladım. Kalan katkı puanlarımı yardımcılar tutmak için kullanacağım, böylece Sis Ağacının gerçek kökünü ve suyunu elde etme şansım yükselecek. Anlaşmanın üstüme düşen kısmını kısa sürede tamamlayacağım."

Verdiği sözü tutamayacağından şüphe edilmemesi için oldukça detaylı bir açıklama yapmıştı.

 

 

 

 

Tabii söyledikleri doğruydu. Balta beklentilerinin bazılarını karşılamamış olabilirdi, ancak gücü onu şok etmişti.

O balta yalnızca iki-üç hamlede güçlü bir şimşek yaratabiliyor, Ozan güçlerimin de gelişmesiyle, Dizi 7 seviyesinde bir canavarla kolayca baş edebilirim. Özellikle de yıldırımdan korkan bir canavarla karşılaştığımda her şey lehime olacak... Şu anda Işık Dileyen seviyesindeyim ve belli seviyede büyüler yapabiliyorum. Gücüm niteliksel anlamda gelişti, daha güçlü canavarlara karşı da savaşabilirim... Derrick Berg gerçekten de o baltaya aşık olmuştu.

Baltanın Gümüş Şehir'deki gücü gerçekten de inanılır gibi değildi! ...

"Pekala." Gizemli Dünya Klein'ın kontrolü altında hafifçe başını salladı.

Sonra da etrafına bakıp şöyle dedi, "Hanımefendi, beyler, Kara Desenli Siyah Panter'in omurilik sıvısına ya da Elflerin kaynak kristallerine dair bir ipucu bulabildiniz mi?"

Audrey keskin bir şekilde başını iki yana salladı. Alger ise birkaç saniye bekledikten sonra şöyle cevap verdi, "Yakında Sonia Denizi'nde büyük bir etkinlik düzenlenecek. Dört Korsan Kralın ve altı Korsan Amiralin gemileri de katılacak. Heh, aslında yedi Korsan Amiral demeliyim. Şimdi aralarına yeni biri katıldı.

Bu etkinlikte bolca Beyonder malzemesi olacağından eminim. İstediğiniz iki şeyi de orada bulabileceğime inanıyorum.

Bu etkinliğe katılma fırsatım var, ancak asıl soru, bunun karşılığında bana ne sunabileceğiniz...

Rüzgarla Kutsanan iksir formülüne sahip olmadığınızdan ve yakın zamanda bulmanızın zor olacağından eminim."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44261 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr