Bölüm 288: Sembolizmle Dolu Bir Sahne

avatar
1658 26

Lord Of Mysteries - Bölüm 288: Sembolizmle Dolu Bir Sahne


Çevirmen: Dnightshade

Karanlık kanalizasyondaki Klein, boynunu temizledikten sonra Lanevus'un çatlamış başına, hala gözlerinde duran tarot kartlarına doğru baktı.

Aslında ona attığı her şeyi geri almak ve ipuçlarını yok etmek için olay yerini temizlemek istiyordu. Ancak ortada oldukça gerçek ve son derece ciddi bir sorun olduğunu fark etmişti.

Zifiri karanlıkta etrafı yeterince görebileceği bir yeteneği yoktu.

Lanevus'un peşinden koşup ona saldırırken yalnızca Ruh Görüsünü kullanmıştı!

Lanevus'un aura renklerini, maneviyat ışıltısını görebildiğinden bu şekilde yolu ayırt edebilmişti.

Ne yazık ki, şu anda kullandığı tarot karları, Gece Kuşları'ndan gelen tarot kartlarından değildi. Maneviyat içermiyorlardı ve üstlerinde gümüş desenler de yoktu, oldukça sıradan kartlardı.

Bu ortamda Klein'ın yapabileceği tek şey, etrafındaki şeyleri ayırt edebilmek için kendi aurasının rengini ve maneviyat parıltısını kullanarak ufak bir yarıçap oluşturmaktı. Ancak bu şekilde, duvarlara saplanmış ya da zemine saçılmış olan kartları göremezdi. Lanevus'la olan yoğun mücadelede her şey bir yerlere dağılmıştı.

Tabii Klein, yeterli vakti olursa tüm kartları bulmasının zor olmayacağına inanıyordu, ancak asıl sorun, Gece Kuşlarının ve ordunun her an burayı bulabilecek oluşuydu!

Bu konuya dikkat etmeliyim... Başından beri eldivenlerimi çıkarmadım... Bu desteyi Backlund'a gelmeden almıştım ve bu kartlar ülkenin her yerinde bulunabilecek türden... Zaten nadiren kullanıyorum... Çoğunlukla, yanımda bulundursam bile Bay Azik'in bakır düdüğüyle aynı yerde tutuyorum... Kullanılan yöntemler ne olursa olsun, bu kartlar aracılığıyla beni bulmaları çok zor olurdu. En fazla olay yerinin bir kısmını görebilirler; maske takıyorum, ayakkabılarım da oldukça yüksek tabanlı... Klein durumu dikkatle gözden geçirip kararını verdi.

 

 

 

 

Böylece daha fazla vakit kaybetmeden başsız cesedin yanına dönüp çömeldi. Siyah eldivenli sağ elini uzatarak hızlıca Lanevus'un üstünü aradı.

Medyumluk ritüeli düzenlemek gibi bir niyeti yoktu. Birincisi, şeytani tanrının verdiği his üzerinde derin bir etki bırakmıştı, bu nedenle Lanevus'un ruhuyla ancak gri sisin üstündeki dünyada iletişim kurmaya cüret edebilirdi. İkincisi, Gece Kuşları ve ordu her an burayı bulabilirdi, bu nedenle kendisine çağrıda bulunup çağrısına cevap vererek ritüeli gerçekleştirecek vakti olduğunu düşünmüyordu.

İnsan ne zaman geri adım atacağını bilmeli... Bu sırada Klein Lanevus'un üstünü aramayı bitirmişti.

Bu çılgın dolandırıcı, aceleyle kaçmış olmalıydı. Üzerinde ne nakit, ne materyal ne de tılsım vardı. Yalnızca, hafif bir maneviyat ışıltısı yayan göz büyüklüğünde bir rozet taşıyordu.

Klein bu nesne aracılığıyla kendisine ulaşılabileceğinden endişelenmiyordu, zaten eve döner dönmez nesneyi gri sisin üstündeki dünyaya götürüp orada rahatça incelemeyi düşünüyordu. Bu nedenle rozeti cebine atıp ayağa kalktı.

Lanevus'un cesedine son bir bakış daha atıp Beyonder özelliklerinin ortaya çıkmasını beklemeksizin sol eliyle kalan tarot kartlarını da çıkardı.

Sonra da kolunu gerip avucunu Lanevus'un cesedinin üstüne hizaladı.

Aniden elini açtığında tarot kartları ağaçtan dökülen yapraklar gibi başsız cesedin üstüne düştü. Kartların bazıları açıktı, resimlerin ve numaraların olduğu kısım yukarı bakıyordu, bazıları ise kapalıydı, koyu kırmızı desenleri görünüyordu.

Klein, bu sahneyi kısaca inceledikten sonra Azik'in bakır düdüğünü çıkarıp birkaç kez havaya attı. Sonra da arkasına bile bakmadan kanalizasyonun derinliklerine doğru ilerlemeye başladı.

Neredeyse iki dakika sonra, başka birileri olay yerine ulaşmıştı. Bazılarının üstünde kalın, siyah rüzgarlıklar, diğerlerinin üstünde ise ordu üniformaları vardı.

Grubun lideri, elinde saf kemik kılıcı olan Crestet Cesimir'di. Kırmızı eldivenleri tozlanmıştı, kararlı yüzünde yorgunluk ve kırılganlık belirtileri vardı.

Grup, cesetten birkaç metre uzakta durdu, gece görüşleri sayesinde Lanevus'un bedenini ve duvara yapışmış başını görebiliyorlardı.

Bu kopuk başa iki tarot kartı saplanmıştı. Kartlardan biri İmparator, diğeri de Çarkıfelek'ti.

Başsız bedenin üstünde daha da fazla kart vardı, At Arabası, Keşiş ve Ölüm bu kartlardan bazılarıydı.

Cesedin etrafındaki duvarlarda ve zeminde de Şeytan, Güneş ve Yargı gibi tarot kartları vardı.

Bu görüntü, tuhaf bir ritüel sahnesine benziyordu, Lanevus ise kurban sunağı gibiydi.

Crestet Cesimir'in kaşları çatılmış, nefesi kesilmişti. Yanındaki Beyonderlar da karanlığın ortasındaki bu korkunç, gizemli sahne karşısında en az onun kadar şaşkındı.

….

Lanevus'un cesedinin bulunduğu yerden yeterince uzaklaşmış olan Klein, hemen bir çıkış bulup kanalizasyondan ayrıldı. Palyaço maskesini çıkarıp, gaz lambalarından kaçınmaya çalışarak hızlı adımlarla Doğu Bölgesi'ne doğru yöneldi.

Yürümeye başlamadan önce ayakkabılarının tabanlarındaki lekeleri çıkarmayı da ihmal etmemişti.

Doğu Bölgesi'nin Kara Palmiye Sokağı'na ulaştığında, yavaşlayıp rahat bir oh çekti. Burada kiraladığı tek odalı evine girdiğinde hemen çağrı ritüelini gerçekleştirip kendi çağrısına cevap verdi.

Ruh beden durumuna geldiğinde, bu gece üzerinde olan tüm kıyafetleri, tılsım ve bitki gibi malzemeleri ve Lanevus'tan aldığı rozeti gri sisin üstündeki dünyaya taşıdı. Sonra da ipuçlarını yakmak için maneviyatıyla bir ateş yaktı.

Oh... Tüm işlerini halletmiş olmanın rahatlığıyla arkasına yaslanıp nefes alış verişini düzenledi, işte şimdi Lanevus'tan aldığı rozeti inceleme vakti gelmişti.

Rozet yalnızca göz bebeği büyüklüğündeydi. Önünde, kaderi ve gizliliği tasvir eden bir sembol, arkasında da eski Hermes dilinde küçük ve kompakt kelimelerden oluşan bir daire vardı.

"Bu nesneye sahipsen katılabilirsin."

Bu da ne demek? Lanevus da mı gizli bir kuruluşa üyeymiş? Klein yavaşça şakaklarını ovuşturdu. Fiziksel ve zihinsel olarak tükenmiş durumda olduğundan ve zamanın doğru olmadığını düşündüğünden araştırmayı en azından Tarot Kulübü toplantısından sonrasına bırakmaya karar verdi.

Böylece hemen gri sisin üstündeki dünyadan ayrılıp üzerine temiz kıyafetler giydi.

Ancak Minsk Sokağı'na dönmek için acelesi yoktu. Geceyi burada geçirip biraz uyumayı planlıyordu. Çünkü gece yarısından sonra, özellikle de böyle büyük bir olay yaşanmışken sokakta denetimler daha sıkı oluyordu.

Bu nedenle yatağına uzanıp pencereden dışarıyı izlemeye başladı, ay ışığının karanlıktaki ışıltısına bakarken yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştı.

İntikamının ilk kısmını tamamladığından, omuzundaki büyük bir yükten kurtulmuş gibi hissediyordu. Mental anlamda artık çok daha iyiydi.

Bu halimle Ince Zangwill ya da Mühürlü Eser 0-08'le baş edemem. Ayrıca, o adamla aramızda çok büyük bir uçurum var. Ancak Yüksek Dizi bir Beyonder, bir yarı tanrı olduğumda bu konuyla ilgilenebilecek duruma geleceğim... Dizi 4'e geçene kadar bu konuyu hiç düşünmemem gerekiyor.

Evet, öngörülebilir gelecekteki tek amacım kendimi geliştirmek için sıkı çalışmak. Palyaço iksirimi de sindirdiğime göre, gerekli Beyonder malzemelerini topladığımda Sihirbaz'a geçebilirim.

Daha Meçhul, Çevikyazı Ustası ve adını bilmediğim Dizi 4 var...

Bu konular dışında, yalnızca sıradan bir dedektif olacağım.

Klein'ın zihni sakin ve huzurluydu, geleceği düşünmeye dalmış, düşüncelerinin doğal şeklinde akmasına izin vermişti. Artık huysuz ya da depresif hissetmiyordu.

Düşünceleri akmaya devam ederken dudaklarının kenarı hafifçe yukarı doğru kıvrıldı, kendi kendine mırıldanmaya başlamıştı...

Kaptan, Benson, Melissa, hepinizin beni böyle görmeyi tercih edeceğinize inanıyorum.

….

Şafak vakti, cerrahi başlıklar ve beyaz maskeler takan bir grup insan Rıhtım Birliği'nin yurduna girdi. Hepsi doktor kılığındaydı.

Oldukça deneyimli görünen lider, şaşkın yurt sakinlerinin toplandığı yerde durup yüksek sesle şöyle dedi, "Bu binada bulaşıcı bir hastalık keşfettik. Kevin isimli biri bu hastalık sebebiyle yaşamını yitirdi.

Ücretsiz tedavi vereceğiz. Bu bulaşıcı hastalığın özel bir ilacı var ve bunu zamanında alırsanız hiçbir şeyiniz kalmayacak."

"Kevin mi?" Yurdun sakinleri şaşkın şaşkın birbirlerine bakıyorlardı. Kevin'i hepsi tanıyordu.

Lanevus'un bu şehirde kullandığı isim Kevin'di.

Sağlık yardım ekibine polis memurlarının yardım ettiğini gören yurt sakinlerinin artık bir şüphesi kalmamıştı, gergin bir şekilde, ilaçlarını alabilmek için hızla sıraya girdiler.

İlk sırada orta yaşlı, gür sakallı bir adam vardı. Endişeli bir şekilde sorular soruyordu, tek şişe ilacın bulaşıcı hastalıkla savaşacak kadar güçlü olmayacağından korkuyordu.

Ancak sonunda doktorların sabrı taşmaya başladığında mavi şişeyi tepesine dikti.

Sonra da görevliler eşliğinde, üzerinde ağız büyüklüğünde bir delik olan direğe doğru çekildi.

Ahh! Ahh! Ahh!

Adam aniden şiddetle öğürmeye, kanlı, çürük bir şeyler kusmaya başlamıştı.

Ancak tam o kendisini elleriyle destekleyip ne kustuğuna bakacakken, iki güçlü hemşire onu kollarından tutup başka yöne çekti.

Ağız büyüklüğündeki delik, siyah, metal bir varilin üzerindeydi. Varilin altı karanlık ve derindi, içinden neredeyse hiç ışık gelmiyordu.

Ve tam orada, dipte sarımsı, yeşil bir sıvı havuzu vardı. Havuzun ortasında ise, ufak, kan renkli bir et parçası duruyordu.

Ahh! Ahh! Ahh!

İlacı alan tüm yurt sakinleri, farklı varillerin başına koşup kusuyordu.

….

Kont Hall'ın İmparatoriçe Bölgesi'ndeki lüks evinde.

"Bu erken vakitte, ani ziyaretini neye borçluyum?" Audrey bakışlarını gökyüzünden alıp arkadaşı Vikont Glaint'e döndü.

Glaint etrafına şüpheci birkaç bakış attı, yanlarında yalnızca golden retriever vardı. Bu nedenle fısıldayarak cevap verdi, "Kulübe gitmeyi planlıyordum, ancak yolda Kance ile karşılaştım. Bana çok tuhaf bir şey anlattı. Gerçekten çok tuhaf. Burası da yolumun üstünde olduğundan gelip sana anlatmak istedim."

 

 

 

 

"Neymiş?" Diye sordu Audrey merakla.

Glaint hemen konuya girdi, "Aurora Düzeni'ni duymuşsundur, değil mi? Intis büyükelçisini öldüren Aurora Düzeni'ymiş. Yakalanmışlar, birkaç önemli üye öldürülmüş ve sonunda da çok büyük bir entrikanın önüne geçilmiş."

Ben o olayın Gerçek Yaratıcı'yla alakalı olduğunu sanıyordum. Zaten dün, Xio ve Fors polise durumu bildirmesi için birini göndermişti ve operasyon da dün gece düzenlendi... Bir dakika, Aurora Düzeni Gerçek Yaratıcı'ya tapıyor olmalı! Aniden Audrey'nin gözleri parladı. Sesinin kontrollü çıkması için elinden geleni yaparak cevap verdi, "Ne entrikası?"

"Bilmiyorum, Kance söylemedi. Yalnızca, bu entrikadan sorumlu olan kişinin bir zamanlar aranan bir dolandırıcı olduğunu söyledi, dolandırıcı Lanevus." Dedi Glaint önemli bir sır verir gibi bir tavırla.

Tam da beklediğim gibi... Audrey belli belirsiz başını salladı. Sonra da merakını gizlemeden sordu, "Yakalanmış mı?"

"Ölmüş, ancak bizim insanlarımız tarafından öldürülmemiş." Glaint bir an durakladıktan sonra devam etti. "İlginç derken bundan bahsediyordum. Cesedi bulunduğunda, üstüne bir sürü tarot kartı saçılmış haldeymiş. Olay yeri de aynı şekilde. Hayal etsene..."

Tarot kartları mı? Ceset tarot kartlarıyla mı kaplıymış? Audrey donup kalmıştı.

Bunu yapan bizdik, Tarot Kulübü!

Bay Aptal'ın hayranı!

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44254 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr