Bölüm 281: İpucu

avatar
2014 25

Lord Of Mysteries - Bölüm 281: İpucu


Çevirmen: Dnightshade

 

Kuzey Bölgesi'nin banliyölerinde, yakında terk edilecek olan üç katlı bir evde.

Bu bina aslında Backlund Tıp Fakültesi'ne aitti, ancak artık ana kampüs daha düzgün bir yere taşındığından, buraya 'göz kulak olmak' için kalmış olan yalnızca birkaç öğretim elemanı ve öğrenci vardı.

Audrey'nin üzerinde beyaz bir önlük ve beyaz bir maske vardı. Pürüzsüz sarı saçlarını toplamış, cerrahi bonesinin içine düzgünce yerleştirmişti.

Başını hafifçe çevirip kendisiyle aynı şekilde giyinmiş olan Fors Wall'a baktı. Onu tanıdığından beri, Fors'un onu bu tür kıyafetlere kendisinden daha uygun hale getiren özel bir mizaca sahip olduğunu hissetmişti.

Eh... Her an neşteri alıp hastanın karnını açabilecek gibi duruyor... Audrey düşüncelerinin akmasına izin verirken sessizliğini korudu. Hızlı adımlarla koridorda ilerleyen ikili kısa süre içinde bir sınıfa girdi.

Audrey, Fors'tan gelen haberden dolayı endişeye kapılmıştı, çünkü Bay Aptal bu görevin son derece basit olduğunu söylemişti.

Böylece, görevin yalnızca Bay Aptal'ın bakış açısına göre basit olabileceğini göz önünde bulundurarak yalnız kaldığı ilk fırsatta ona dua ederek olan biteni bildirmişti.

Ancak henüz Bay Aptal'dan bir cevap almamıştı.

 

 

 

 

Kapıdan geçip odaya girdiklerinde Audrey etrafını incelemeye başladı, sıradan bir sınıfta değillerdi. Odada dört iskelet örneği ve camdan yapılmış dört tabut vardı. Tabutların içinde solgun renkli, çıplak cesetler duruyordu.

Sınıfın en üst köşesinde, sıvıyla dolu cam bir sütun vardı. İçinde süzülen erkek cesedine siyah bir cübbe giydirilmişti.

Cesetin üstündeki kıyafet bedenine sıkıca yapıştığından, son derece ağırmış gibi hissettiriyordu. Beden sıvının ortasında öylece süzülüyordu.

Sanki öldükten sonra oraya konulmamış da gerçekten orada boğularak ölmüş gibi... Audrey, Seyirci kimliğine uygun bir şekilde odadaki şeyleri bir bir zihnine not ediyordu.

Ayrıca odada, uzun masaların etrafında oturan beyaz önlüklü, beyaz maskeli, cerrahi boneli birkaç adam da görmüştü. Adamların hiçbiri konuşmuyordu, etraflarındaki cesetlerden ve kemiklerden bir farkları yok gibiydi.

Sonunda kasvetli karanlığın arasından kendini göstermiş olan kızıl aya bakan Audrey biraz gerilmişti. Aniden başını çevirip korkuyla ürperdi.

Ancak aynı zamanda heyecanlı da hissediyordu.

İşte, bir Beyonderın hayatı tam da böyle olmalı...  Audrey, Fors'un peşinden köşeye geçip sessizce oturdu.

Bir süre sonra, cam sütunun içindeki süzülen erkek cesedi aniden gözlerini açtı. Sesi çok uzaklardan geliyormuş gibiydi.

"Hadi başlayalım."

….

Doğu Bölgesi, Dharavi Sokağı.

Klein, tozlu işçi üniformasının içinde, yalnızca birkaç çalışan lambası kalmış loş sokaklarda yürüyordu.

Sokağın iki tarafındaki çeşitli dairelerden mum ışığı yayılıyordu. Bu aydınlık, bulutların arasından gelen kızıl ay ışığıyla birleştiğinde bile yayaların silüetleri zar zor seçiliyordu.

Klein bu yolda, üzerinde eski püskü kıyafetler olan, çaresiz gözlerle bakan insanlarla karşılaşıyordu. Bu insanlar polis tarafından kovalanan evsizlerdi.

Uyuyacak bir yerleri olmadığından amaçsızca sokakta dolaşıyorlardı. Zaman zaman bir süre dinlenebilecekleri sakin bir köşe ya da bank bulsalar da kısa süre içinde oradan da kovalanıyorlardı.

Klein, onların bu soğuk, karanlık gecede, Maric'in yanında gördüğü zombilerden daha çok zombiye benzediğini düşünüyordu, Doğu Bölgesi'nin tamamı ise efsanevi cehennemden daha da cehennem gibiydi.

Düşüncelere dalmış bir şekilde yürürken aniden nefes alınca boğazını acıtıp öksürmeye başladı. Böylece düşüncelerinden sıyrılmıştı, başını hafifçe kaldırıp göz kenarıyla sokağın köşesindeki binaya baktı. Binadaki patlama izleri hala oldukça barizdi, henüz tamir edilmemişti.

Olay yerini en iyi görecek yer, sokağın karşısındaki daire. Üçüncü ya da dördüncü kat veya çatı tüm gereklilikleri karşılıyor... Klein, bir Gece Kuşu olarak öğrendiklerinden faydalanarak durumu hızla analiz etti.

Bu süreç boyunca, şüphe çekmemek için adımlarını hiç yavaşlatmamıştı.

Sokağın sonnunda, gayet sakin bir şekilde 1 numaralı binanın hizasından sokağın karşısına geçip olay yerinin tam karşısındaki binaya girdi.

Doğu Bölgesi'ndeki tek odalı evi de bu eve oldukça benziyordu, zaten Tingen Şehri'ndeyken kardeşleriyle uzun bir süre yaşadığı evde buradaki evlerden yalnızca biraz daha iyiydi. Bu, hem Klein'ın bizzat deneyimlediği bir şeydi, hem de asıl Klein'ın anılarından geliyordu.

Klein şapkasını iyice bastırıp başını öne eğerek sakince gıcırtılı merdivenleri tırmanmaya başladı.

Akşam yaşanan talihsiz karşılaşma sebebiyle artık bir tabancası yoktu, bu nedenle, herhangi bir sorun çıkması durumunda kullanabileceği tek şey cebindeki birkaç tarot kartıydı.

Üçüncü katın koridorunda, cılız bir şekilde içeri sızan ay ışığı dışında hiç ışık kaynağı yoktu. Acelesi olmayan Klein dikkatle binanın düzenini inceliyordu.

Doğrudan olay yerini gören nokta sol tarafta. Gözetleme için en iyi manzaraya sahip olan soldan üçüncü daire olmalı... Klein yavaş ve dikkatli bir şekilde o tarafa yöneldi.

İki odayı geçtikten sonra bir elini cebine atıp yavaşça demir sigara kutusunu açtı.

Bir saniye içinde, parmakları Kara Göze temas etmiş ve o korkunç fısıltılar zihninde yankılanmaya başlamıştı.

Aynı zamanda, bu yozlaşmış nesne sayesinde pek çok tuhaf siyah iplik de görünür hale gelmişti.

Bu ince iplikler, birbirlerine dolaşmış bir şekilde havada süzülse de, Klein onların kime ait olduklarını ayırt edebiliyordu.

İpliklerin kaynağı olan figürler, birer birer Klein'ın zihninde yansımaya başlamıştı. Ranzalarda yatan kadın, erkek ve çocuklar, yer yataklarında uyuyan kiracılar...

Bunun dışında, özel bir nokta ya da gizli bir figür yoktu.

Klein, elini Kara Göz'den çektiğinde gördüğü hayali imgeler ve kulaklarındaki uğultu yavaşça kayboldu.

Acıya karşı koymaya çalışırken sessizce ilerlemeye devam ediyordu. Biraz daha rahatlayabildiğinde diğer odayı da hemen inceleyecekti.

Ancak ne yazık ki, tüm binayı arasa da olay yerini düzgünce gözlemleyebileceği bir yer bulamamıştı.

Huhh. Huhh... Klein bir balkonun köşesine doğru kıvrıldı, elleri dizlerinde, ağır ağır nefes alıyordu.

Gözlerinin kenarından yaşlar akıyor, zaman zaman da burnunu çekiyordu.

Bu, kısa süre içinde pek çok kez Kara Göz'e temas etmenin sonucuydu. Klein'ın bu alandaki direnci bile onu bu nesneden tam olarak koruyamamıştı.

Onu sevindiren tek şey, nesnenin kendisini tamamen yoldan çıkarmaması, yalnızca acı vermesiydi. Aksi halde uzun zaman önce bundan vazgeçip bir daha denemeye kalkmazdı. Bu, onu doğrudan deliliğe sürüklerdi.

Klein bir süre dinlendikten sonra sonunda sakinleşmiş, farklı bir daireye geçmişti, ancak buranın manzarası da yeterince iyi değildi.

Yanlış mı yorumladım acaba? İpuçları olay yerinde mi? Klein yeniden sokağa dönüp patlamanın gerçekleştiği binaya doğru şüpheli bir bakış attı.

Hemen sonrasında elini cebine sokup metal sigara kutusunu yeniden açtı.

Olay yerinde saklanan biri olup olmadığını görmek istiyordu.

Uğultular yeniden zihnini doldururken, Klein vücudu dev bir traktör tarafından eziliyormuş gibi hissetti.

Bir sarhoş gibi hafifçe öne doğru sendeledi ve başını kaldırıp patlamanın gerçekleştiği daireye doğru baktı.

Çok uzakta olduğundan siyah iplikleri net bir şekilde göremiyor, kaynaklarını tespit edemiyordu. Yalnızca toplanmış, karmaşık siyah iplikler görebiliyordu ve bu da orada biri olduğu anlamına geliyordu.

Hayır, hayır, hayır... Klein hızla bölgeyi taradı, kalbi ağzında atıyor gibi hissediyordu.

Aniden, üçüncü kattaki olay yerinden dışarı doğru süzülüp havaya karışan bir siyah çizgi olduğunu fark etti!

Bu... İstemsizce gözleri kısılan Klein hemen elini Kara Göz'den çekti.

Patlamanın gerçekleştiği odada biri var!

O katil, araştırmacıların olay yerine gelmesini bekleyecek kadar delirmiş!

Davanın resmi Beyonder ekiplerine devredilmesinden de mi korkmuyor?

Yanlış bir yargıda bulundum ve onu bulamadım, çünkü bir deli gibi düşünmem mümkün değildi...

Klein derin derin nefesler alıp vererek kendisini sakinleştirmeye çalıştı, sonra da hiçbir şey olmamış gibi bir daire çizip binanın girişine yaklaştı.

Bu süreçte Kara Göz'ün tüm negatif etkileri de dinmişti.

Klein, yüz ifadelerini ve beden dilini kontrol altında tutmaya çalışarak, evine gidiyormuş gibi bir tavırla üçüncü kata yöneldi.

Koridorun karanlığında, kapısı olmayan, duvarlarının yarısı yıkılmış olan daireyi gördü. Sonra da oldukça sakin bir şekilde ortak tuvalete yöneldi.

Daireye yaklaşırken yeniden elini cebine atıp Kara Göz'e dokundu.

Bir kez daha o korkunç fısıltılarla mücadele etmeye başlamıştı. Birkaç saniye sonra ise, olay yerinden yayılan hayali, siyah bir iplik olduğunu gördü.

Kaynağını takip ettiğinde siyah ipliğin tamamen gölgelere karışmış bir adamdan yayıldığını fark etti. Adamın aurası da aynı renkteydi.

 

 

 

 

Boyu ise neredeyse iki metreydi. Dudaklarının kenarı hafifçe aşağı doğru sarkık olduğundan oldukça eksantrik görünüyordu.

Buz gibi bakışları vahşi bir hayvanın bakışlarından farksızdı.

Bu Lanevus değil...  Klein elini cebinden çıkarıp başını çevirdi. Sakin kalmaya çalışarak koridorun sonundaki ortak tuvalete girdi. Adamı alarma geçirmemişti.

Zaten ortak tuvalet ve olay yeri de aynı tarafta değildi. Klein alnındaki soğuk terleri silip negatif etkilerin geçmesini bekledikten sonra pencereden dışarı çıkıp çevik bir şekilde aşağı doğru süzüldü. Bir saniye bile oyalanmaması gerekiyordu.

Birkaç dakika içinde, banyoya giden kişinin kaybolması sebebiyle adamın alarma geçeceğini bildiğinden en hızlı şekilde sokaktan uzaklaşması gerekiyordu.

Geldiği yoldan geri dönmesi mümkün değildi, hangi odaya gideceğini bilmediğinden bu eylemi muhakkak adamın dikkatini çekecekti.

Bu nedenle Klein, hızlı adımlarla ara sokaklardan dolanarak Doğu Bölgesi'ndeki tek odalı evine yöneldi. Eve girdiğinde ilk işi, gri sisin üstündeki dünyaya gidip yakalanma tehlikesi olmadığını doğrular.

O adamın Lanevus'la önemli bir bağlantısı olmalı... Klein hızla adamın bir portresini yaratıp maneviyatıyla Bayan Adalet'i temsil eden kızıl yıldıza dokundu.

Otorite dolu ses tonuyla yalnızca iki kelime söyledi, "İpucu bu."

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43989 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr