Bölüm 238: Hayal Gücü Ejderhası

avatar
1891 32

Lord Of Mysteries - Bölüm 238: Hayal Gücü Ejderhası


Çevirmen: Dnightshade

Güneş'in talebi Audrey'i şaşırtmamıştı. 'Rol yapma yöntemi' Gümüş Şehir'de yaygın olarak bilindiğinden ve Güneş'in ilk iksiri içişinin üstünden yeterli zaman geçtiğinden, sindirme sürecinin tamamlanmaya yakın olması gayet doğaldı. Bir sonraki Dizinin formülü şu anda onun için oldukça önem taşıyordu.

Acaba Ozan rolü nasıl yapılır? Her gün şiirler okuyarak mı? Dövüşmen gerektiğinde hamleni yaparken yoldaşlarını yüreklendirmek, onlara güç vermek için şarkı söylemen mi gerekiyor? Ya da belki de önce kendisini kutsayıp sonra da bir çekiç, ya da bir kılıçla falan saldırıyordur? Acaba ilerledikten sonra şarkı söyleme yeteneği kazanacak mı... Bu mümkünse, Güneş kesinlikle olağanüstü bir şarkıcı ya da opera sanatçısı olabilir... Audrey düşüncelere dalmıştı. Duruşunu hemen belli etmemesinin sebebi, Güneş'i ücreti yükseltmek için yüreklendirmek istememesiydi.

Bu, eğitmeninden ya da katıldığı Beyonder toplantılarından öğrendiği bir şey değildi. Dizi 8'e geçtikten sonra kendi başına geliştirdiği bir teknikti.

"Dizi 8 iksir formülünü bulmak için elimden geleni yapacağım, ancak ne zaman bulabilirim emin değilim. Bu koşullar sizin için uygun mu?" O sırada Audrey başını antik masanın başındaki onur koltuğuna çevirdi. "Anlaşmamıza Bay Aptal tanıklık edebilir."

Klein gülümsedi, "Bayan Adalet, belki de Işık dileyen formülünü sizin yerinize ben bulabilirim."

Audrey'nin gözleri parlamıştı, zarafetinden ödün vermeden hafifçe başını salladı.

"Tabii! O halde, ben karşılığında size ne vermeliyim?"

Hiç düşünmedim... Klein gülümsedi, "Endişelenmeyin; belki gelecekte takipçilerimden biri yardımınıza ihtiyaç duyar."

Aslında düşünce çizgisi oldukça basitti. Bayan Adalet'in Işık Dileyen formülünü kendi Beyonder çevrelerinden bulmasına izin verirse, ebedi Yanan Güneş'ten hırsızlık yaparak hayatını boşuna tehlikeye atmış olacaktı.

 

 

 

 

Ancak bu şekilde, aldığı riskten fayda sağlayabilirdi!

"Pekala, yardım etmem gereken bir durum olduğunda elimden geleni yaparım!" Dedi Audrey neşeli bir şekilde.

O sırada Klein'ın önünde sarımsı-kahverengi bir keçi derisi parşömen belirdi. Parşömenin üzerinde Işık Dileyen iksirinin formülü yazıyordu, muadil malzemeler ve malzemelerin eski isimleri de açıklanmıştı. Dahası, hepsi Jotuncaya çevrilmişti.

"Ana malzemeler: bir parça Parlaklık Kayası ya da Göz Kamaştırıcı Ruh tozu; Ayna Kirpisinin kanı ya da Mağma Devinin kalbi; Ek malzemeler: Altın Çerçeveli Ay Çiçeği, üç damla bıldırcın otu..."

Saniyeler içinde parşömen Güneş'in önünde belirmişti.

Derrick, formülü unutursa Bay Aptal'a dua ederek hatırlayabileceğini bilse de, işini şansa bırakmak istemediğinden satırları özenle hafızasına kazıdı. Bir süre sonra başını kaldırıp Audrey'e baktı, "Bayan Adalet, ejderhalar konusundan bahsedebiliriz."

O sırada Audrey hemen Bay Aptal'a döndü. "Bay Aptal, Bay Güneş'le yalnız konuşmak isterim."

Aslında Güneş'in ilgili içeriği kağıda yazıp kendisine iletebileceğini düşünmüştü, ancak bu şekilde kafasına takılan soruları sorması zor olurdu. Sorularını tek tek yazıp kağıdı yeniden Güneş'e iletmesi gerekirdi. Bu da oldukça zahmetli bir iletişim şekliydi.

Yalnız konuşmak mı? Ama bu şekilde ne Güneş seni, ne de sen Güneş'i anlayamazsın... Klein sakin bir şekilde başını salladı.

"Tamam."

Beyonder çevrelerinde olan kişilerin, Hermes dilini iyi bilmesi gerekiyordu. Eski Hermes dili, herkesin öğrenebileceği, oldukça popüler bir dildi. Jotunca, Ejderhaca ve Elfçe ise o kadar yaygın değildi, çok az kişi bu dilleri biliyordu.

Klein, Audrey'nin talebi üzerine Asılan Adam'ı görüşmeden izole etti, konuşulanları yalnızca üçü duyacaktı.

Alger ejderhalar hakkında bilgi edinmek istemiyor değildi, ancak bu konuya bir bedel ödeyecek kadar ilgi duymadığından sessiz kalıp beklemeyi seçmişti.

Bay Aptal'ın konuşmaya başlamaları için işaret ettiğini gören Güneş, birkaç saniye sessiz kalıp kelimelerini toparladıktan sonra konuya girdi, "Ejderhalar, Dev Kral'ın ezeli düşmanıdır. Hepsi devasa kertenkelelere benzer, tüm bedenleri farklı renklerde pullarla kaplıdır. Dört kalın ve güçlü uzuvları vardır, kanatları ise devasa bedenlerini uçurabilecek kadar güçlüdür. Onlar, gökyüzünün hükümdarlarıdır.

Ayrıca pek çok yetenekleri vardır, kimileri ateş üfleyebilir, kimileri ise yıldırımlara hükmeder... Hatta korozyona ya da dona sebep olabilenler bile vardır. Ancak bunlara pek sık rastlanmaz. Sayıca en çok olanlar Zihin Ejderhalarıdır, bunların temsilcisi Ejderha Kral Ankewelt'tir. Ejderha Zihni'nin Beyonder yolu Seyirci yoludur. Biz Gümüş Şehir'de buna Ejderha yolu diyoruz."

Aslında Güneş, tarihi metinlerin bir özetini anlatmak üzere hazırlanmıştı, ancak bir süre önce, Bayan Adalet ve Bay Asılan Adam'ın kendisiyle aynı 'dünyadan' olmadığını anlamış ve Gümüş Şehir tarihinin ne kadar değerli olduğunu fark etmişti. Bu nedenle şu anda, yalnızca ejderhalardan bahsediyordu, devler, elfler, mutantlar, anka kuşları ya da vampirler hakkında sorulmadıkça bilgi vermeyecekti.

Ejderhalar Kralı Ankewelt... Kilisenin kayıtlarıyla tutarlı... Audrey hafifçe başını salladı, Güneş'in anlatısını bölmemek için hiçbir şey söylememeyi tercih etmişti.

Derrick yeniden kelimelerini toparlayıp devam etti, "O zamanlar, en güçlü ve en korkunç ejderha, aynı zamanda Hayal Gücü Ejderhası olarak da bilinen Ejderhalar Kralı Ankewelt'ti. Oğlu Alzuhod da, göklerin hakimi, karada ve denizdeki ünlü ve güçlü figürlere tepeden bakan biriydi. Adı Kabus Ejderhası'ydı.

Hayal Gücü Ejderhası Ankewelt ile ilgili bir efsane de var, söylenene göre, onun hayal ettiği her şey gerçeğe dönüşürmüş. Hayal ettiği krallık kesinlikle gerçekleşirmiş. Gelecekte olacağını söylediği her şey muhakkak olurmuş."

Bu...Aniden Klein'ın kaşları çatıldı. Audrey, kendisini Güneş'in anlattıklarına kaptırmış olmasa, Klein'daki tuhaflığı kalın sis tabakasının ardından bile muhakkak fark ederdi.

Güneş'in bu sözleri Klein'ın aklına Mühürlü Eser 0-08'i getirmişti!

Gelecekte olacağını söylediği şeyler kesinlikle olur ha... Benzer özellikler paylaşıyorlar! Klein arkasına yaslandı; rahatlamış gibi görünmesine rağmen aslında heyecanla konuşmayı dinliyordu.

Hayal Gücü Ejderhası, ne kadar havalı...  Audrey'nin dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı, aşırı derecede heyecanlanmıştı.

Derrick birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra devam etti, "Oğlu, Kabus Ejderhası da onun kadar korkunç. Her canlının kalbini kontrol edebiliyor, iradelerini ellerinden alarak onlara kendi istediklerini yaptırabiliyor. Ve kontrol altına alınan canlılar bunun farkına bile varmıyor, kendilerine yaptırılan şeyleri kendi iradeleriyle yaptıklarını sanıyorlar. Alzuhod ayrıca kabusları da gerçeğe dönüştürebiliyor, insanların farkında olmadan bu kabuslara dahil olmasını sağlıyor. Sonra da onları en acımasız, en şok edici sonlarla karşılaştırıyor.

Söylentiye göre en sevdiği şey de fesatlıkmış, bir seferinde bir prensin, çoktan ölmüş bir prensesin çürümüş cesedini öpmesini sağlamış. Sıradan kızlara, dans ayakkabıları giyip prensin önünde yorgunluktan ölene kadar dans ettirmiş. Türlü türlü tesadüfler yaratarak pek çok insanın kaderini trajediye sürüklemiş."

Tesadüfler... Tıpkı 0-08 gibi... Tabii bu Mühürlü Eser'le ilgili pek bir şey bilmiyorum... Klein, ilgisiz görünmeye devam edebilmek için elinden geleni yapıyordu.

"Ne aşağılık bir ejderha... Ancak, yetenekleri çok ilginç," dedi Audrey heyecanla.

Seyirci yolunun geleceği bu mu? Hayır, Ejderha yolu demeliyim! Başka bir Diziye geçmek istemiyorum! Audrey, hızlı bir şekilde ilerlemeye devam etmek, bir an önce Dizi 7 Psikiyatrist'e geçmek istiyordu.

Güneş içten bir tavırla cevap verdi, "Ejderha ve Dev Kral'ın zamanından bu yana iki-üç bin yıl geçti. Benim bildiğim her şey ders kitaplarından ve efsanelerden, bu nedenle gerçekliklerini garanti edemem."

"En azından el değmemiş bir tarihiniz var." Audrey oldukça iyi bir ruh hali içindeydi. "Peki sonra?"

"Sonra? Yaratıcı uyandı ve Hayal Gücü Ejderhası, Kabus Ejderhası ve diğer ünlü ejderhalar gökten düşüp her şeyi kaybettiler, hayatları da dahil her şeyi... Bunun sonucunda 49 gün boyunca güneş doğmadı, onlarca volkan patladı, gelgitler her şeyi yıktı. Ejderhalar geri çekildi, çeşitli tehlikeli bölgelerde saklanmaktan başka seçenekleri kalmamıştı. Sonrasında, Yaratıcı Dev Kral'ı da yok etti," dedi Derrick ağır ağır.

Bu, benim bildiğim tarihten farklı... Fırtınalar Lordu, Ebedi Yanan Güneş ve Bilgi ve Bilgelik Tanrısı güçlerini birleştirip insanlıkla birlikte ejderhalara ve devlere karşı savaşıp onların kralını öldürmemiş miydi? Audrey'nin kafası karışmıştı, sanki Güneş'in anlattıklarıyla kendi bildikleri farklı dünyaların tarihleri gibiydi.

Bu durum Klein'ı da şaşırtmıştı, gerçek tarihin hala gizemlerle dolu olduğunu hissediyordu, özellikle de İkinci Çağ tarihinin...

Kilisenin eski kitaplarında yazan çoğu efsane sahte olmalı, ancak Gümüş Şehir tarihi de tam olarak güvenilir değil... Acaba gerçekte neler oldu? Klein birkaç saniye içinde düşüncelerini toparlayıp gülümsedi, "Her şey tamam mı?"

"Bildiklerimin hepsini anlattım," dedi Derrick mahçup bir tonda.

Verdiği bilgilerin Işık Dileyen iksir formülü kadar değerli olmadığını düşünüyordu.

Audrey derin bir nefes aldı.

"Ben gayet memnunum."

Artık gelecekteki yönümü biliyorum... Bu düşünceyle dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldı.

Böylece kısa bir süre sonra Klein toplantının sona erdiğini duyurdu.

Herkesin bağlantısını kesip kendisi de hemen gerçek dünyaya döndü.

...

Kont Hall'ın İmparatoriçe Bölgesi'ndeki lüks evinde.

Audrey neşeli bir şekilde odasında dolaşıyordu, Susie'yi birkaç köpek bisküvisiyle ödüllendirmeye niyetlenmişti.

Tam o sırada kapısının tıklatıldığını duydu.

 

 

 

 

Ayak seslerinden, kapıdakinin özel hizmetlisi Annie olduğunu anlamıştı.

"Buyurun." Audrey aynaya bakarak saçlarını düzeltip duruşunu dikleştirdi.

Annie, elinde bir kağıtla gülümseyerek içeri girdi.

"Hanımefendi, Güney Kıtası'ndan bir telgraf geldi."

Güney Kıtası? Alfred? Hemen aklına abisi gelmişti, neşeli bir şekilde uzanıp kağıdı aldı.

Gerçekten de, telgraf abisi Alfred Hall'dan geliyordu. ...

"İstediğin Gökkuşağı Semenderi'ni buldum. Toplamda iki tane. Yakında sana ulaşır."

Ama, artık ihtiyacım kalmadı ki... Audrey donup kalmıştı, o sırada bakışları Susie'ye takıldı.

Golden retriever yüzünde şaşkın bir ifadeyle kuyruğunu sallıyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr