Bölüm 197: Operasyon

avatar
1891 27

Lord Of Mysteries - Bölüm 197: Operasyon


Çevirmen: Dnightshade

 

İçeride tehlike var. Çok fazla değil, ancak çok az da değil…

 

Yani Madam Sharon hala evden ayrılmamış. Henüz kaçmamış…

 

Klein bir an donup kaldı, tehlikenin sebebini şimdi anlamıştı.

 

Kasayı incelemek için kendisine çağrıda bulunmuş, o eşsiz durumda kasanın içine girmişti. Gizli bölmeyi incelerken herhangi bir kilidi kırmamış, gizli bir tuzağı aktif hale getirmemişti.

 

Bu nedenle, Madam Sharon sırrının ifşa olduğunu anlamış olamazdı. Yalnızca birinin içeri girdiğini, belki de özel bir dedektifin kendisini araştırıp eli boş döndüğünü anlamış olmalıydı.

 

Böyle bir durumda evde kalmaya devam etmesi gayet mantıklıydı.

 

Bu kadar ufak bir şey yüzünden kendini kaybedip aşırı tepki vermek Madam Sharon’un kimliğine uygun değildi. Bu kadın, korku içinde, acınacak durumda rolü yapabilecek kadar yetenekliydi ve yıllarca kimliğini gizlemeyi başarmış bir Şeytaniçe Mezhebi üyesiydi.

 


Telefon icat edilmiş olsa, Madam Sharon şimdiye çoktan aşıklarından birini arayıp Tingen Şehri’nin ne kadar tekinsiz olduğundan yakınıyor olurdu… Klein bu melodram senaryosunu zihninin bir kenarına itip Dunn ve Kenley’e kehanetinin sonuçlarını ve tahminlerini anlattı.

 

“En mantıklı çıkarım bu.” Dunn gözlerini Madam Sharon’un evinin ikinci kattaki balkonundan ayırmadan cevap verdi, “İçeriye dalmamıza gerek yok.”

 

“Neden?” Diye sordu Kenley gergin bir şekilde.

 

Elindeki Ruh Medyumu Aynası’ndan korkuyordu. Mühürlü Eser’in aniden beklenmedik bir şeye sebep olabileceğinden endişeleniyordu.

 

Dunn siyah eldivenlerini giyerken Klein’a döndü.

 

“Azmettirici Trissy’i yakalamaya çalıştığımızda olanları hatırlıyor musun?”

 

“Evet,” dedi Klein kısa bir an düşündükten sonra. “Varlığımızı fark edip gerekli adımları atarak kaçmayı başarmıştı.”

 

Bana kalsa durumu nasıl ele alacağımı sorduğunda evi bombalama fikrini öne sürdüğümü de hatırlıyorum. Bu en güvenli, en kesin yöntemdi. Ancak bu kez işler farklı…

 

Madam Sharon’un evinde pek çok masum hizmetli var. Onlara önceden haber verip evi tahliye etsek, Madam Sharon bir tuhaflık olduğunu anlayabilirdi. Leonard’a göre, Trissy görünmez olabiliyordu. Madam Sharon’un da böyle bir yeteneği olabileceğini unutmamalıyız… Klein noktaları yavaş yavaş birleştiriyordu.

 

Dunn bakışlarını gökyüzündeki kızıl aya çevirdi, “Güzel, harika bir cevap. Bu gibi durumlarda sezgilerin harika.

 

Dikkatsizce içeri dalarsak Madam Sharon alarma geçebilir. Ben onu rüyaya çekmeye çalışacağım. Başarılı olursam siz girip onu yakalarsınız… Eh… Öldürüp öldürmemek size kalmış. Kontrol edemezseniz öldürün gitsin. Güvenliğiniz her şeyden önemli.”

 

Kaptan, böyle kritik anlarda oldukça net bir düşünce yapın oluyor! Ben de tam olarak bunu söylemeni bekliyordum! Kaptanın bu sözleri Klein’ı çok mutlu etmişti.

 


Klein, aylar boyunca, ekip arkadaşlarının farklı Beyonder güçlerinin eşsiz özelliklerini büyük oranda kavramıştı. Örneğin, bir Kabus olan Dunn Smith, Blackthorn Güvenlik Şirketi’nden ya da kendi evinden, uyuyan birinin rüyasına özgürce girebiliyordu.

 

Ancak bunu nasıl yaptığı, kendi Dizisine ait bir sırdı, Klein bunu sorgulamıyordu.

 

Elbette birini rüyaya çekebilmek için, aralarındaki mesafenin belirli bir ölçütü aşmaması gerekiyordu ve bu yöntem genellikle doğrudan çatışmalarda kullanılıyordu.

 

Ancak kaptan bir keresinde, bu yöntemin yüz metre çaplık alanda da etki gösterdiğini söylemişti. Tabii bu mesafede başarılı olmak için gereken süre biraz daha uzun olabiliyordu.

 

Şu anda Dunn, Madam Sharon’un uykuya dalmasını sağlayacaktı. Kısıtlamanın ilk aşaması tamamlandıktan sonra da, Klein ve Kenley için en iyimser koşulları yaratacaktı.

 

“Pekala,” Kenley hızla başını salladı.

 

Böylece Dunn daha fazla vakit kaybetmeden duvara yaslanıp gözlerini kapattı. Ellerini birleştirip başını öne doğru eğdi. Siyah rüzgarlığı ve siyah şapkasıyla, geceyle bütünleşmişti.

 


 


Gösterişli yatak odasında.

 

Madam Sharon, tamamen çıplak bir şekilde sallanan sandalyesine oturmuştu. Açık tenli, muhteşem fiziği tamamen gözler önündeydi.

 

Zaman zaman başını çevirip boy aynasına bakıyor, hayran gözlerle bedeninin güzelliğini inceliyordu.

 

O anda, aynaya bakan gözleri yaşlarla doldu, yüzü kızarmaya başlamıştı. Yüzünde, şaşkınlıkla karışık tuhaf bir hassaslık ifadesi vardı.

 

İskelet heykel, yanındaki bir masanın üzerinde duruyordu. Heykelin kalın saç telleri, sıcak, pembe ışığın altında çok narin görünüyordu.

 

Madam Sharon’un aynaya bakma sıklığı giderek azalmaya başladı. Göz kapaklarını açık tutmakta güçlük çekiyor gibiydi.

 


 


Gergin bekleyiş sürerken, aniden Klein’ın aklına bir soru takıldı. Kaptan, Madam Sharon’u uykuya çekmeyi başardığını bize nasıl haber verecek ki?

 

Kaptan rüyadan çıkarsa Madam Sharon da uyanır ve bir tuhaflık olduğunu fark eder… Acaba kaptan uyurken elleriyle işaret verebiliyor mu… Başını kaldırıp endişeli bir şekilde volta atan Kenley’e baktı. Arkadaşının gerginliğini azaltmak için zihnini kurcalayan bu soruları ona da sormaya karar vermişti.

 

Ancak henüz ağzını açamadan, zihninin bulanıklaştığını hissetti. Devasa kızıl ayı, siyah rüzgarlıklı kaptanı ve kısa boylu Kenley’i gördü.

 

Kendisinin de rüyada olduğunu fark etmişti!

 

Kaptan beni de rüyaya sürükledi… Demek bize bu şekilde haber verecekmiş… Transta gibi, yarı sersem bir halde olan Klein şaşkın bir şekilde Dunn’a baktı, “Kaptan?”

 

Dunn hafifçe başını salladı, “Madam Sharon rüyaya girdi. Harekete geçebilirsiniz.”

 

Bir an durakladıktan sonra devam etti, “Unutmayın, çok dikkatli olmanız gerekiyor… Herhangi bir risk almaktansa fırsatı kaçırmayı tercih ederiz.”

 

Dunn cümlesini tamamladığı anda Klein’ın içinde bulunduğu dünya parçalandı. Yeniden gerçek dünyaya dönmüştü. Dunn Smith hala duvara dayanmış, başı önüne eğik bir şekilde uyuyordu. 

 

Kenley de uykudan yeni uyanmış gibiydi, Klein’la göz göze geldiler. Operasyona başlama vakti gelmişti.

 

Kenley, ilk kez bu kadar tehlikeli bir göreve katılıyor olsa da, Klein’dan daha deneyimliydi. Daha önce pek çok resmi göreve katılmıştı, bu nedenle hemen zihnini boşaltıp sakinleşti.

 

Tabii bu hali, gecenin Uykusuz yolunu takip eden Beyonderlar üzerindeki etkisine de bağlanabilirdi. Dunn’ın bu gece Frye’yi değil de Kenley’i seçmiş olmasının sebepkerinden biri de buydu zaten.

 

“Hadi gidelim.” Dizi 8’e ilerlemiş olan Klein, bu görevde lider rolünü üstlenmişti.

 

Kenley’nin buna bir itirazı yoktu. Siyah örtüyle kaplı aynayı sıkıca kavrayarak ağır adımlarla Klein’ın peşine düştü.

 


Bahçe duvarına geldiklerinde. Klein çevik bir şekilde zıplayıp duvarın üstüne çıktı.

 

İnanılmaz denge yeteneğiyle arkasını dönüp eğilerek Kenley’nin uzattığı örtülü aynayı aldı.

 

Aynaya temas ettiği anda manevi algısının sıkıştığını hissetti. Sanki örtünün içinde bir ayna değil de bilinmeyen, gizemli bir alternatif dünya varmış gibiydi.

 

Mühürlenmesi gereken her nesnenin kötücül bir yanı var demek ki… diye düşündü Kenley’nin duvara tırmanmasını beklerken. Kenley, daha rahat hareket edebilmek için bastonunu Dunn’ın yanında bırakmıştı, zaten Klein da ödünç alma fikrinden vazgeçmişti.

 

İki Gece Kuşu bahçeden geçip binaya ulaştığında, Klein daha önce de yaptığı gibi borulara tırmanıp kolayca ikinci kata ulaştı. 

 

Ayaklarını sıkıca sarıp bedeninin serbest bırakarak eğilip Mühürlü Eser’i bir kez daha Kenley’den aldı.

 

Kenley ona şaşkın bir bakış atsa da, hemen sonra anlayışla başını salladı.

 

O anda Klein da kendi eylemlerinin şaşkınlığını yaşıyordu. Belini kullanarak güç uyguladı ve sağ elinden destek alarak hızla ters döndü.

 

Az önce ne oldu tam olarak? Neden öyle hareket ettim? Yaparken çok doğal hissettirdi… Bu bir Palyaço yeteneği mi? Sonunda Palyaço yeteneklerini gerçek anlamda kullanabildiği için çok mutluydu.

 

Kenley’nin de yukarı tırmanmasını bekledikten sonra Ruh Medyumu Aynası’nı ona uzatıp kilitli olmayan balkon kapısını açtı.

 

Kenley dikkatli bir şekilde aynanın üstündeki örtüyü kaldırıp silahını çıkardı. Aynanın yere doğru dönük olmasına çok dikkat etmesi gerekiyordu.

 

Ruh Medyumu Aynası’nın kurallarından biri de, aynayı asla ekip arkadaşlarına doğrultmamaktı!

 

İki arkadaş temkinli bir şekilde koridordan geçip Madam Sharon’un yatak odasına yöneldi.

 

Klein tabancasını hazırlamış, Ruh Görüsünü de aktif hale getirmişti. Kapının önüne geldiklerinde sol elini uzatıp kolu çevirdi.

 

Kehanet sonucu tehlikeyi işaret ettiğinden, hareketlerine ekstra dikkat ediyordu.

 

Yeni bir kehanet yapmamasının sebebi, odada İlkel Şeytaniçe heykelinin olduğunu bilmesiydi. Heykele bu kadar yakınken kehanetleri doğru sonuç vermeyecekti. Ancak gri sisin üstündeki dünyaya giderek doğru bir kehanet sonucu elde edebilirdi. Tabii bunu Kenley yanındayken yapması mümkün değildi.

 


Kapı açıldığında, Gece Kuşları’nın görüş açısına ilk giren gaz lambasının sıcak ışığı oldu.

 

Hemen sonrasında sandalyeye uzanmış Madam Sharon’un çekici bedeniyle karşılaştılar.

 

Ancak Madam Sharon uyumuyordu. Sandalyesine yaslanmış, yüzünde hafif bir gülümsemeyle davetsiz misafirlerine bakıyordu.

 

Kenley içgüdüsel bir hamleyle hemen aynayı Madam Sharon’a doğrulttu.

 

Bunu fark eden Klein tüm gücüyle haykırdı, “Hayır!”

 

Sandalyenin yan tarafında bir boy aynası olduğunu çok net hatırlıyordu. Ancak ayna şu anda yerinde değildi!

 

Ruh Medyumu Aynası bir anlığına Madam Sharon’u yansıttı.

 

Ancak bu yansıma anında bulanıklaşarak bir boy aynasına dönüştü.

 

Kenley’nin aynadaki yansımasını görmesi kaçınılmazdı.

 

Ruh Medyumu Aynası’nda, ifadesiz bakan, uğursuz bir aura yayan bir Kenley vardı!

 

Klein ise, sanki görünmez ipliklerin ağına düşmüş gibi uzuvlarını hareket ettirmekte güçlük çekiyordu.

 

O sırada boy aynasının yanında, Madam Sharon’un gecelikli zarif figürü belirdi. Klein ve Kenley’e bakarak kıkırdıyordu.

 

“Heykel yanımda olmasa, şu an çoktan uykuya dalmış, beni öperek uyandırmanızı bekliyor olurdum.”

 

Klein daha fazla tereddüt etmedi, “Kızıl!”

 

Sol elini cebine ne zaman attığını, Uyku Tılsımı’nı ne zaman çıkardığını kendisi bile bilmiyordu.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr