Bölüm 196: Ruh Medyumu Aynası

avatar
1931 24

Lord Of Mysteries - Bölüm 196: Ruh Medyumu Aynası


Çevirmen: Dnightshade

 

Klein telaşlı bir şekilde kasadan dışarı süzüldü. Her şeyin normal göründüğünü fark ettiğinde sakinleşmeye başladı.

 

Beyaz kemik heykeli çok ürkütücü… Tehlikeli olmasa da beni çok korkuttu… Acaba İlkel Şeytaniçe’nin heykeli miydi? Ya da Gizli Bilge, Evrenin Karanlık Tarafı ya da Gerçek Yaratıcı gibi bir şeytani tanrının? O sırada Klein’ın aklına Madam Sharon hakkındaki önsezileri geldi, beyaz kemik heykelin hangi varlığı temsil ediyor olabileceğini şimdi anlamıştı.

 

O anda maneviyatı sıkıştı, uğursuz bir önsezi almıştı.

 

Hızla karmaşık desenli pencereye doğru süzülüp yola baktı. Sokağın gaz lambası altında, bir aracın ön kapıya doğru yaklaştığını gördü.

 

Madam Sharon döndü mü? Uğursuz önsezinin sebebinin anladığında kalp atışları hızlandı.

 

Trissy’nin Dizi 8 Azmettirici aşamasına geçtiğinde erkeğe dönüştüğü göz önünde bulundurulursa, Madam Sharon’un Dizi 7 seviyesinde olma ihtimali kuvvetliydi. Ve Madam uzun zamandır Tingen’in sosyal çevrelerinde etkinlik gösterdiğinden, Trissy’den çok daha güçlü olma ihtimali de vardı. Azik’in bakır düdüğü ve Yanan Güneş Tılsımı yanında olsa da, Klein risk almak istemiyordu, bu nedenle hemen oradan ayrılmaya karar verdi.

 

Sınırlı sayıda tılsımı vardı. Ayrıca, Mühürlü Eser Mutasyon Geçirmiş Kutsal Güneş Sembolü’ne bir daha ne zaman erişimi olacağını da bilmiyordu. Bu nedenle, gerçekten çaresiz kalmadığı sürece en güçlü tılsımlarını kullanmak istemiyordu. Üstelik, bu tılsımları kullanacak olursa kendisini açıklaması da gerekecekti.

 

Dunn’a, bir tür uzmanın geçerken bana yardım ettiğini söyleyemem değil mi?

 

Azik’in bakır düdüğünü kullanmak istememesinin sebebi de, çağırılan elçinin dövüş gücü olup olmadığını bilmemesiydi. Elçi güçlü görünmesine rağmen tek bildiği mektup getirip götürmek olabilirdi.

 

Az önce keşfettiğim şeyler Gece Kuşları’nın harekete geçmesi için yeterli olmalı. Neden tek başıma Madam Sharon’a karşı mücadele edeyim ki? Hep birlikte onun üstesinden kolayca gelebiliriz! Klein hemen çağrıyı sonlandırdı. Kısa süre içinde gri sisin üstündeki dünyaya dönmüştü. Vakit kaybetmeden maneviyatıyla kendisini sarıp gerçek dünyaya döndü.

 

Alevi söndürüp mumları kaldırdıktan sonra maneviyat duvarını da dağıtıp Madam Sharon’un yatak odasından ayrıldı. Eve girdiği şekilde, balkondan dışarı çıktı.

 

Su borusundan aşağı kayıp evin girişinin tam karşısında olan duvara tırmandı. Başka bir sokağa ulaşana kadar fark edilmemek için gölgeleri takip etti. Güvende olduğundan emin olduğunda, pahalı bir gece aracı tutarak Zouteland Sokağı’na döndü.

 


 


Siyah elbisesi içinde oldukça güzel görünen Madam Sharon, sakin bir şekilde ikinci kata çıktı. Hizmetlisine gitme izni verdikten sonra odasının kapısını açtı.

 

Saf, berrak gözleriyle hemen odanın içindeki, neredeyse saydam ve görünmez olan iplikleri inceledi. Bu ipliklerle maneviyat parıltısı yoktu; bunlar, patolojik olarak değiştirilmiş insan saçı gibiydi. Orada var olduklarını bilmeyen, ya da çok özel gözlere sahip olmayan kimseler bu iplikleri fark edemezdi.

 

Bu ipliklerin hepsi parçalanmış ve yere düşmüştü.

 

Madam Sharon gözlerini kısıp doğrudan kalın gri metal kasaya baktı.

 


 


36 Zouteland Sokağı, Blackthorn Güvenlik Şirketi.

 

Dunn, bacak bacak üstüne atmış gazetesini okuyordu. Bir anda ofisinin kapısında beliren Klein’a, yüzünde tuhaf bir ifadeyle baktı.

 

“Senin Madam Sharon’un evini arıyor olman gerekmiyor mu? … Bir sorunla mı karşılaştın?”

 

Klein ciddi bir tavırla başını salladı, “Evet, Madam Sharon’un Şeytaniçe Mezhebi’nin bir üyesi olduğundan şüpheleniyorum.”

 

“Şeytaniçe Mezhebi’nin üyesi mi?” Dunn gazetesini masanın üstüne bıraktı, “Ne buldun?”

 

Klein hala ayaktaydı, ellerini masaya dayayıp kaptana doğru eğildi.

 

“Öncelikle, bir fotoğraf buldum. Madam Sharon’a çok benzeyen genç bir adamın fotoğrafı.”

 

Kadın kıyafetleri giyip makyaj yapsa, biraz da fotoşop yapılsa tıpatıp aynısıydı… Klein bu yorumunu kendisine saklamayı seçti.

 

“Azmettirici Trissy gibi ha?” Dunn’ın gözleri parladı.

 

Öncesinde, Trissy’nin de Şeytaniçe Mezhebi’nin üyesi olabileceğinden şüphelenmişlerdi.

 

“Evet,” Klein başını salladı, “Kehanet kullanarak, Madam Sharon’un kasasının içindeki gizli bir bölmede beyaz bir kemik heykeli olduğunu gördüm. Muhteşem bir kadının heykeliydi, saçları son derece uzundu, bileklerine kadar geliyordu. Ve her bir saç teli zehirli bir yılan kadar kalındı, bu yılanların uzunda da birer göz vardı. Oldukça ürkütücü görünüyordu. Kaptan, bu İlkel Şeytaniçe’nin heykeli olabilir mi?”

 

Klein’ın yetki alanı kısıtlı olduğundan, okuya bildiği kayıtlardan Şeytaniçe Mezhebi’yle ilgili çok az bilgi edinebilmişti.

 

Dunn ciddi bir tavırla başını salladı, “Evet, İlkel Şeytaniçe’nin heykeli.

 

Hemen harekete geçip Madam Sharon’u yakalamalıyız.”

 

Klein da aynı fikirdeydi, “Madam Sharon, Şeytaniçe Mezhebi üyesi Orta Dizi bir Beyonder ise, birinin evine gizlice girdiğini anlayacağını varsayıyorum.”

 

O anda şaşkın bir şekilde durakladı, “Kaptan, yedi Ortodoks tanrının neden yalnızca sembolleri var, neden gerçek bir imgeleri yok… Benim bildiğim şeytani tanrıların ise insan benzeri görünümleri var? Gerçek Yaratıcı ve İlkel Şeytaniçe de bunun birer örneği. Ortodoks tanrılar ile şeytani tanrıları birbirinden ayıran bir şey mi bu?

 

Neden böyle bir fark olsun ki? Ancak bu soruyu kendine saklamayı seçti.

 

“Ortodoks tanrılar ve şeytani tanrılar arasındaki farklardan biri bu.” Dunn kısa bir cevap verdikten sonra hemen ayağa kalkıp askılığa yöneldi, “Hadi daha fazla oyalanmayalım. Madam Sharon’un kaçmasından endişeleniyorum.”

 

O anda durakladı.

 

“Yukarı çıkıp Kenley’i al. Üç kişi olursak bir Mühürlü Eser’e aşvurabiliriz. Madam Sharon muhtemelen Dizi 7’den de ileride.”

 

Kaptan, bu dahiyane bir fikir! Klein bir an bile tereddüt etmeden cevap verdi “Elbette.”

 

Sonra merakla sordu, “Kaptan, hangi Mühürlü Eser’i kullanacağız?”

 

Dunn kısa bir an düşündükten sonra cevap verdi, “3-0217.”

 


Tingen Şehri’nin Chanis Kapısı’nda pek fazla Mühürlü Eser olmadığından, Klein’ın söz konusu eseri hatırlaması da zor olmamıştı.

 

“Numara: 0217.

 

İsim: Ruh Medyumunun Aynası

 

Tehlike Sınıfı: 3. Oldukça tehlikeli. Dikkatli bir şekilde kullanılması gerekiyor. Yalnızca üç ya da daha fazla Gece Kuşu’nun bulunduğu görevlerde kullanılabillir.

 

Güvenlik Sınıflandırması: Resmi Gece Kuşu üyesi ya da üzeri.

 

Mühürleme Yöntemi: Zifiri karanlıkta muhafaza edilmelidir.

 

Açıklama: Aynanın arkası cıva kaplıdır, önünde ise üç küçük çatlak vardır.

 

Aynaya bakan ilk araştırmacı, uzun saçlı, ağlayan bir kız görmüş. Sonrasında kız aynadan dışarı çıkmış.

 

Eserle yapılan pek çok deney sonucu, aynada yansıyan görüntünün çoğu zaman farklı olduğu görülmüştür. Aynaya bakan kişi aynı olsa da, farklı tehlike seviyelerinde farklı şeylerle karşılaşacaktır. 

 

En tehlikeli durum, kişinin aynada kendisini görmesidir.

 

Aynaya bakan kimse yoksa ve ortamda ışık varsa, otomatik olarak her üç saatte bir görüntü ortaya çıkar.

 

Canlılık özellikleri taşımıyor.

 

Ayna aslında bir Ruh Medyumu’na aitti, Ruh Medyumu bu aynaya bakarken intihar edene kadar da oldukça sıradan bir nesneydi.”

 

Gerçekten de Chanis Kapısı’nın ardında, bir Beyonder mücadelesinde kullanılabilecek pek fazla Mühürlü eser yok. 3-0217 iyi bir seçim… Klein hemen Gece Kuşları’nın dinlenme odasına yöneldi.

 

Bu gece Chanis Kapısı’nda Royale nöbet tutuyordu. Leonard izinliydi, Seeka Tron de Raphael Mezarlığı gibi bir yerde devriyedeydi, yeni üye ise Pazar günü gelecekti. 

 

Bu nedenle tek seçenekleri Frye ve Kenley’di. Madam Sharon’un Şeytaniçe Mezhebi’nden olduğu ve olayın ölülerle bir ilgisi olmadığı göz önünde bulundurulduğunda, Kenley daha doğru bir seçim oluyordu.

 

Dunn, birkaç dakika sonra bodrumdan çıkıp yanlarına geldi. Elinde, kalın siyah bir örtüyle sıkıca örtülmüş ayna vardı.

 

Dürüst olmak gerekirse, zaten biliyor olmasam onun bir ayna olduğunu asla anlamazdım. Hiçbir yeri görünmüyor… 

 


“Mühürlü Eser 3-0217’yi kullanmaktan sen sorumlusun.” Dunn aynayı Kenley’e uzattı.

 

O anda Klein, artık Dizi 8 seviyesinde olduğunu ve dövüş yeteneklerine sahip olduğunu fark etti. Artık destek rolünde değildi, görevlerde aktif rol alacaktı.

 

Dostum, bu insanı biraz geriyormuş… Cebindeki tılsımları yoklayarak hazırlıklı olduğundan emin oldu.

 

Tek sorun, tırmanmam kolay olsun diye bastonumu yanıma almamış olmam. Hmm, Kenley’ninkini ödünç alabilirim. Onun bir elinde ayna diğerinde de silahı var; bunlar yeterli olmalı. Bu sırada üç arkadaş çoktan araca binmiş, Osna Sokağı’na doğru yola koyulmuştu.

 

Araç ilerlemeye devam ederken, Kenley başını eğip elindeki Mühürlü Eser’e baktı. Gergin bir şekilde iç çekti, “İlk defa bu kadar tehlikeli bir operasyona katılıyorum.”

 

Normalde, Gece Kuşları Beyonder olaylarında Mühürlü Eser kullanmamayı tercih ediyordu.

 

Morse Kasabası’na giderken, Mutasyon Geçirmiş Kutsal Güneş Amblemi’ni önlem amaçlı almışlardı. Kasabanın ne kadar uzakta olduğu düşünülürse, ihtiyaç anında destek ekip gelmesi zaman alacaktı. Ancak bu kez, düşmanın Orta Dizi bir Beyonder olduğundan neredeyse eminlerdi.

 

“Endişelenme, belki de Madam Sharon çoktan kaçmıştır.” Klein arkadaşına gülümsedi.

 

Aslında, o da en az Kenley kadar gergindi.

 

Dunn ona çaresiz bir bakış attı.

 

“Madam Sharon’un kaçmasına izin vermesek iyi olur.”

 


 


Üç Gece Kuşu, yirmi dakika içinde Osna Sokağı’na vardı. Madam Sharon’un evi, karanlık gecenin içinde sessizce uyuyor gibiydi. 

 

Klein sol bileğindeki zinciri çıkarıp hızlı bir kehanet gerçekleştirdi.

 

“İçeride tehlike var. İçeride tehlike var.”

 


 


İfadeyi yedi kez tekrarladıktan sonra gözlerini açtı, topaz saat yönünde dönüyordu. Ancak ivmesi orta seviyeydi.

 

Bu da, içerideki tehlikenin orta seviyede olduğu anlamına geliyordu.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr