Bölüm 195: ‘Maymuncuk Uzmanı’ Klein

avatar
1896 24

Lord Of Mysteries - Bölüm 195: ‘Maymuncuk Uzmanı’ Klein


Çevirmen: Dnightshade

 

Birkaç saniye sonra kendisini toparlayan Klein, hemen Ruh Görüsünü aktif hale getirip odayı inceledi. Madam Sharon’un odası oldukça abartılı bir şekilde dekore edilmişti.

 

Bir vestiyer, kalın bir halı, kaz tüyünden battaniye, cilt bakım ve kozmetik ürünleriyle dolu bir makyaj masası, göz kamaştırıcı takılar, sallanan sandalyenin üzerine atılmış ince giysi ve çoraplar ve altın ipekle süslenmiş çok sayıda dekoratif eşya…

 

Bunca şeyin içinde, Klein’ın en çok dikkatini çeken tamamlanmamış bir yağlı tablo olmuştu. Resimde Madam Sharon’un çıplak figürü vardı, burada da masum bir geyik gibi bakmayı ihmal etmemişti.

 

Ancak kavisli kaşları, keskin burnu ve dolgun dudakları, onun olgun bir kadın olduğunu vurgular nitelikteydi. Bu çelişkiye rağmen kadın endişe verici derecede baştan çıkarıcıydı.

 

Klein, kadının boyundan altına üstünkörü, kaçamak bir bakış attı. Centilmenlik etmeye çalışmıyordu, sonuçta kadını sevişirken bile görmüştü, resimden neden çekinecekti ki?

 

Daha sonra bakışlarını, tablonun yanında duran paletlere, fırçalara ve gümüş kaplı aynaya çevirdi.

 

Bu nesnelerin yan yana oluşu, Klein’a ressamın Madam Sharon’un ta kendisi olduğunu hissettirmişti.

 

Harika bir fiziğe sahip, flörtöz ama masum bir kadın, soyunup aynada kendini izleyerek resmini çiziyor… Biraz tuhaf görünüyor. Madam Sharon narsist mi? Klein bu düşünceleri zihninin bir kenarına itip kanıt olabilecek şeyleri aramaya başladı.

 

Leonard ve Frye’nin talimatlarını uygulayarak siyah eldivenlerini hiç çıkarmamıştı. Tüm eşyaların yerini hafızasına kazıyordu, işi bittiğinde her şeyi yerli yerine bırakacaktı.

 

Tabii bu, bir sonraki seviyeye ilerlemiş bir Kahin için oldukça kolaydı, eşyaların yerini hatırlayamadığında rüya kehanetini kullanabilirdi.

 

Ayrıca, bu akşam evden ayrılmadan önce bir kehanet yapmayı da atlamamıştı. Buraya gelmenin tehlikeli olmayacağından emindi.

 

Ben artık bir Palyaço olsam da… İyi bir şarlatan tam olarak böyle yapardı… Klein yirmi dakika boyunca Madam Sharon’un odasını aramış ancak kayda değer bir şey bulamamıştı.

 


Sonunda her şeyi bırakıp odanın bir köşesindeki kasanın önünde durdu.

 

Çelik kasa bir metre uzunluğunda, kalın ve ağırdı. Alışılmadık derecede sağlam olduğu, ancak patlayıcılarla açılabileceği hissi veriyordu.

 

Buhar Çağı özellikleri taşıyor. Kasanın içinde karmaşık bir makinecilik işi olmalı… Klein’ın kasayı açma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

 

Bu nedenle onu sona bırakmaya karar verdi. Sol elindeki eldiveni çıkarıp bileğindeki zinciri eline aldı.

 

Sarkacın sallanmasına izin verirken odadaki kokunun onda uyandırdığı heyecanı bastırmaya çalışarak transa girdi.

 

Gözleri kararmaya başladığında kehanet ifadesini fısıldadı, “Bu odada gizli bir oda ya da bölme var.

 

Bu odada gizli bir oda ya da bölme var.”

 


 


İfadeyi yedi kez tekrarlayan Klein’ın gözleri normal rengine döndü. Başını eğip baktığında, topazın saat yönünün tersine döndüğünü gördü.

 

Cevap negatifti.

 

Klein hafifçe başını sallayıp Madam Sharon’un odasından ayrıldı. Çalışma odasını, oturma odasını, kış bahçesini ve evin diğer kısımlarını da aradı ancak herhangi bir ipucu bulamamıştı.

 

Tam olarak ne aradığını bilmediğinden kehanet yöntemi de kullanmamıştı.

 

Her yeri aramayı bitirdiğinde cep saatini çıkarıp zamanı kontrol etti. Madam Sharon’un odasına geri dönme vakti gelmişti. 

 

Ahşap kapıyı dikkatli bir şekilde kapattıktan sonra gümüş ritüel hançerini çıkardı, maneviyatını yayıp doğanın güçleriyle karışmasına izin vererek bir maneviyat duvarı oluşturdu.

 

Çağrı ritüeli yaparak kendisini çağıracaktı!

 

Ruh bedeniyle kasanın içine girmeyi planlıyordu!

 

Maymuncuğu nasıl kullanacağımı bilmeme gerek yok ki! Bu olağanüstü yöntemden bu şekilde faydalanabilecek olmak onu çok mutlu etmişti.

 

Kendisine dua ettiğinden süreç oldukça basitti. Çok detaylı olmasına gerek yoktu.

 

Sandal ağacı aromalı mumu çıkarıp maneviyatıyla yaktı. “Ben!

 

Kendi adımla çağırıyorum:

 

Bu çağa ait olmayan Aptal, gri sisin üstündeki gizemli hükümdar, Sarı ve Siyahın şanslı kralı.”

 

Dua Madam Sharon’un odasında yankılanmaya devam etti. Klein’ın bedeninden akan maneviyat mum ışığıyla kaynaştığında alevden gri, avuç büyüklüğünde bir yumru yükseldi.

 

Daha sonra Klein saat yönünün tersine dört adım atarak gri sisin üstündeki dünyaya ulaştı.

 

Çağrı Kapısı, bronz masanın başındaki onur koltuğunun arkasındaydı. Klein tam harekete geçmek üzereydi ki aniden donup kaldı.

 

Madem geldim, herhangi bir ipucu elde edip edemeyeceğimi görmek için bir kehanet yapsam iyi olur. Müdahaleleri de etkisiz kılan bu yerde, güçlerim büyük oranda kuvvetleniyor…

 

Ayrıca, Madam Sharon’un her gün yanında taşıdığı bir nesneyi kullanmama da gerek yok, zaten kadının odasındayım… Klein onur koltuğuna oturduğunda önünde bir dolma kalem ve keçi derisi parşömen belirdi.

 

Hmm, kehanet ifadesi ne olmalı? Madam Sharon’da bir tuhaflık var mı?

 

Hayır, herkes hata yapar, herkeste bir tuhaflık vardır…

 

Madam Sharon bir suça karıştı mı?

 

… Hayır, bu da yeterince spesifik değil. Politik çevreyle bağlantıları olan bir sosyete mensubu olarak, kirli bir şeylere bulaşıp hüküm giymemiş olması beklenilecek bir şey… Zaten suçun tanımı ne ki? Kehanet Loen Krallığı’nın yasalarını mı, Intis Cumhuriyeti’nin yasalarını mı baz alacak… Yoksa benim adalet terazimi mi?

 


 


Kafası karışık olsa da, Klein bu meseleyi daha fazla geciktirmek istemiyordu. Sonuçta fiziksel bedeni hala gerçek dünyadaydı. Bu nedenle, meseleyle alakalı önceki kehanetlerini doğrulamaya karar verdi.

 

“John Maynard’ın ölümünde doğaüstü güçlerin etkisi vardı.”

 

Polise yardım etmek için Maynard’ın evine gittiğinde de bu kehanet ifadesini kullanmıştı. Oradayken aldığı cevap negatifti.

 

Gümüş zinciri eline alıp topazın parşömenin üzerinde sallanmasına izin verdi. Gözleri yarı kapalı bir halde, sessizce ifadeyi tekrarladı, “John Maynard’ın ölümünde doğaüstü güçlerin etkisi vardı.

 

John Maynard’ın ölümünde doğaüstü güçlerin etkisi vardı.”

 


 


İfadeyi yedi kez tekrarladıktan sonra gözlerini açıp topaza baktı. Gözleri aniden kısılmıştı.

 

Topaz saat yönünde dönüyordu! Yani cevap olumluydu!

 

Maynard’ın ölümünde gerçekten de doğaüstü güçlerin etkisi vardı!

 

Topazın hareketleri yavaşlarken, Klein’ın kalp atışları hızlanıyordu.

 

Oradayken yaptığım kehanete müdahale edilmiş…

 

Madam Sharon bir Beyonder mı yani? Hem de güçlü bir Beyonder… Yoksa arkasında bir başkası mı var, Maynard’ın ölümünü planlamasına o kişi mi yardımcı oldu?

 

Başkanlık koltuğunun güçlü bir rakibini, ümit vaat eden bir Parlamento Üyesini ortadan kaldırmak için mi bunu yaptılar?

 

Klein hemen düşüncelerini dizginleyip yeni bir kehanet ifadesi yazdı: “Madam Sharon bir Beyonder.”

 

İfadeyi yedi kez tekrarladıktan sonra gözlerini açtı, topaz saat yönünde dönüyordu, yani cevap olumluydu!

 

Madam Sharon bir Beyonder… Klein giderek daha da gerilmeye başlamıştı. Daha fazla bekleyecek sabrı kalmamıştı, hemen kendi duasına cevap vererek gizemli kapıyı açtı.

 

Bir anlık kaos ve mücadeleden sonra, Madam Sharon’un yatak odasını ve kendi fiziksel bedenini gördü.

 


Hızla ağır kasanın önüne doğru süzülüp sağ elini dikkatle kasaya doğru uzattı.

 

Madam Sharon bir Beyonder olduğundan, kasanın içinde tuzaklar olabilirdi.

 

Ruhunun, gizemli alanın güçleri ve maneviyatıyla kuvvetlendirildiği bu durumda, Klein’ın artık kehanete ihtiyacı yoktu. Tehlikeli bir şeyle karşılaştığında bir uyarı alacaktı – zaten kehanetin büyük bir kısmı, kişinin Astral İzdüşümünün ruh dünyasında dolaşmasına izin vererek vahiyler almasıyla elde ediliyordu. Yani kişinin maneviyatından kaynaklanıyordu.

 

Neredeyse saydam olan eli, kalın metal kapıdan geçtiğinde Klein olağandışı bir şey fark etmedi. Yine de temkini elden bırakmadan öne doğru eğilip kasanın içine girdi.

 

Kasanın içi üç kısma ayrılmıştı. Birinci kısımda altın külçeler, kalın para desteleri ve daha değerli mücevherler vardı. Diğer bir kısımda mühürlü belgeler duruyordu. Klein belgeleri açıp incelemek için kağıtlara üflese de başarılı olamadı.

 

Evet, Bay Azik’in bakır düdüğüyle tekrar denemem gerekecek… Daha önceki deneyinden elde ettiği sonuçlara göre, Yanan Güneş Tılsımı’nı ya da Azik’in bakır düdüğünü ruhuyla sardığında, iki nesne de engelleri aşabiliyordu.

 

Kasanın en alttaki kısmı oldukça tuhaftı. Buraya yalnızca siyah beyaz bir fotoğraf bırakılmıştı. Fotoğrafta hoş, genç bir adam vardı.

 

Madam Sharon’un eski aşığı mı? Belki de birbirlerinden kopmak zorunda kaldılar ve Madam Sharon’un yaşlı baronla evlenmekten başka seçeneği kalmadı, böylece birden fazla erkeğin yatağına girerek ahlaksızlık yoluna saptı… Ancak kalbinin derinliklerinde hala saf olan bir yer var. Her gece, herkes köşesine çekildiğinde bu fotoğrafı çıkarıp göz yaşlarıyla izliyor… 

 

Klein aniden duygusal bir havaya bürünmüştü. Fotoğrafa baktıkça, bu işte bir tuhaflık olduğu hissi daha da kuvvetleniyordu. Fotoğraftaki genç adam, belki de, Madam Sharon’a biraz fazla benziyordu…

 

Madam Sharon’un kardeşi olabilir mi? O bir Beyonder… Siktir! O da Şeytaniçe yolundan olabilir mi?! Azmettirici Trissy gibi! Klein dehşete kapılmıştı.

 

Trissy’nin Tingen’de o kadar uzun kalmasının sebebi belki de partnerinin burada olmasıydı? Klein fotoğrafı daha yakından incelemeye başladı, bu adam Madam Sharon’a gerçekten de çok benziyordu.

 

Klein’ın saydam yüzü acıyla buruştu. Artık önceden gördüğü ‘porno’ ona daha farklı bir his veriyordu.

 


Kısa süre içinde kendisini toparlayıp kasanın köşelerini yoklamaya başladı.

 

Şu anki halinde eline bir şey alamayacak olsa da, nesnelerin içinden geçmek, havada süzülmekten çok daha farklı bir histi. Farklı yoğunluklardaki nesnelerin içinden geçmek de farklı hissettiriyordu.

 

Aramaya devam ederken aniden donup kaldı.

 

Kasanın duvara bakan tarafında boş bir alan bulmuştu – gizli bir bölme!

 

Herhangi bir tehlike olmadığını doğruladıktan sonra temkinli bir şekilde içeri doğru süzüldü. İçeride merhemler, kokular, bitki tozları gibi şeyler vardı. Tam ortada da, iskelet formu almış bir tanrı heykeli duruyordu.

 

Heykel avuç büyüklüğündeydi. Topuklarına kadar uzanan saç tellerinin her biri, zehirli bir yılan kadar kalın ve berraktı.

 

Saç tellerinin uçlarında ise, kimisi açık kimisi kapalı olan gözler vardı.

 

Klein şok olmuştu. Şeytani bir koku aldığında hemen gizli bölmeden dışarı yöneldi.

 

Odanın içinde gizli bir oda ya da bölme olup olmadığıyla ilgili kehanetinin neden başarısız olduğunu şimdi anlamıştı!






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44239 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr