Bölüm 186: Yakışıklı Kaptan

avatar
2251 23

Lord Of Mysteries - Bölüm 186: Yakışıklı Kaptan


Çevirmen: Dnightshade

 

Klein, milyonlarca insanın uğultusu eşliğinde parlak ışınlarla mücadele etti. Ancak o, bu duruma hiç aldırış etmiyordu. Palyaço yetenekleri ona, ruhunun sürekli olarak genişleyen kara bir gölge tarafından yutulduğunu zaten göstermişti.

 

Bu kara gölge, devasa bir haçtı ve üzerinde, baş aşağı asılmış bir insan varmış gibi görünüyordu!

 

Kaça!

 

Kaotik düşünce hortumu dışarı doğru boşaldı. Hood Eugen’in manevi dünyası yavaş yavaş parçalanıyordu.

 

O anda Klein, önceki denemesinde elde ettiği en yüksek uçuş hızını aştığını fark etti; gri sisin üstündeki dünyadan gelen gücün bir kısmı ile kaynaşması, ruhunu önemli ölçüde güçlendirmişti.

 

Haçın gölgesi onu tamamen yutmak üzereyken, bulanık ‘dünyadan’ dışarı fırladı, yeniden vücudunu hissetmeye başlamıştı.

 

Aşina olduğu düşüş hissini kafasında canlandırarak bu dünyadan geri çekildi, kısa süre içinde, Hood Eugen’in sıska suratı, dağınık sarı saçları ve pencerenin kenarındaki üç yanan mum yeniden görüş açısına girdi.

 

Medyumluk durumundan vaktinde çıkmayı başarmıştı!

 

O sırada, Hood Eugen’in yüzünde siyah pullar oluşmaya başladığını fark etti. Adamın boş bakan gözleri yarıklara dönüşmüştü, bakışları son derece soğuk ve acımasızdı.

 

Kahretsin! Kontrolü kaybedecek! Klein gözlerini kıstı, henüz tepki vermeye bile fırsat bulamamıştı ki, siyah rüzgarlıklı, şapkalı bir figürün iki adımda Hood Eugen’in önüne atıldığını gördü. Figür tabancasını kaldırıp adamın başına dayadı.

 

Bang! Bang! Bang! Bang!

 

Dunn Smith arka arkaya beş el ateş etti. Hood Eugen’in başı bir karpuz gibi parçalanmış, etrafa saçılmıştı. Kırmızı ve beyaz parçacıklar odanın her köşesine bulaşmıştı.

 

Dunn, onun tamamen kontrolü kaybetmesine fırsat vermeden Hood’un işini bitirmişti!

 

Elli santimetre ileride olan Klein’ın üstü başı kan ve kirle kaplanmıştı. Şaşkın bir şekilde Dunn’a baktı, şu anda tek aklından geçen, Kaptan’ın ne kadar yakışıklı olduğuydu.

 

Hafıza sorunlarını görmezden gelirsek, Kaptan oldukça güvenilir… diye düşündü içinden.

 

 

“Bir kaza mı oldu?” Dunn tabancasını kılıfına koyarken Hood’un neredeyse başsız kalan bedeninin yavaşça yere yığılmasını izledi.

 

O sırada kelimelerini toparlamaya çalışan Klein, Hood’un bedeninin saniyeler içinde kanlı bir et yığınına dönüştüğünü, akıl hastanesi üniformasının delik deşik olduğunu fark etti.

 

Hood’un üzerinde hasar görmemiş olan çok az şey kalmıştı. Bedeninde, siyah bir parıltıya sahip onlarca pul vardı.

 

Kristalize, açık mavi bir renge bürünen kalbi büyülü bir şekilde parlıyor, bir elması andırıyordu.

 

Bu görüntü insanı hem sakinleştirebilir, hem de huzursuzluğa sürükleyebilirdi. Gerginlik yaratabilir, kaos meydana getirebilirdi. Ancak bunun dışında, kayda değer hiçbir şey yoktu.

 

“Bu nesne kontrol edilebilir olmalı.” Dunn siyah eldivenini sağ eline geçirdikten sonra eğilip kristalize kalbi yerden aldı.

 

Kontrol edilebilir bir nesne… Kaptan’ın önceden söylediklerine göre, bu kalp Dizi 7 Psikiyatrist formülünde ana malzeme olarak kullanılabilir… Peki bu, malzemeyi kullanan Beyonder’ın kontrolü kaybetme riskinin daha yüksek olmasına yol açmaz mı? Klein elindeki ve yüzündeki kanları silmek için bir mendil çıkardı. Hemen sonra tarot kartlarını alıp özenle temizledi.

 

Bütün bunlar bittiğinde bakışlarını yere çevirdi, “Bu siyah pullar ne tür nesneler olarak sınıflandırılıyor?”

 

“Bunlar Beyonder gücüyle dolu malzemeler. Uzun süreli etkileri olan nesnelere dönüştürülebilirler. Mesela bizim iblis avlama mermilerimizin ölü ruhları ya da canavarları yaralama yeteneği, üç ay sonra hızla zayıflamaya başlıyor. Bu noktadan sonra etkisi oldukça düşmüş oluyor. Kullanılan materyal siyah pullar gibi olsa, etki süresi bir ya da iki yıla çıkabilir. Tabii sahip oldukları özellikler sebebiyle, siyah pullar iblis avlama mermisi yapımı için uygun değil.” Dunn, Klein’ın uzattığı kağıdı alıp mavi kalbi ve siyah pulları özenle sardı.

 

“İksir yapımında kullandığımız ek malzemeler gibi mi?” diye sordu Klein.

 

Dunn ayağa kalkıp hafifçe başını salladı, “Evet.”

 

Kontrolü kaybeden kişi gerçekten de canavara dönüşüyor… Klein iç çekti. Maneviyat duvarını hala dağıtmadığından içeride rahatlardı, hemen Dunn’a olan biteni anlatmaya başladı.

 

“Hood Eugen’in ruhuyla iletişim kurarken, zihninde Gerçek Yaratıcı gibi bir figür gördüm. Ancak ana akım olanlardan farklıydı. Zincirle bağlanmış bir Asılan Dev ya da gölge perdeler arkasında bir göz yoktu. Tıpkı Hanass Vincent’ın rüyasında senin gördüğün figür gibiydi.”

 

Hanass Vincent, Aurora Düzeni’nin bir üyesiydi. Melissa’nın arkadaşı Selena onun gizli büyülerini okuyup büyülü ayna kehanetini yapmış, bu da Gece Kuşları’nın adamı araştırmaya başlamasına sebep olmuştu.

 

Dunn Smith, Hanass’ın rüyasında Gerçek Yaratıcı’ya benzer bir şey görmüştü, ancak gördüğü imge, ortalıkta dolaşan ana akım imgeden farklıydı. Sonunda Hanass yaralanmış ve tuhaf bir şekilde yaşamını kaybetmişti.

 

Aslında Klein, Hood Eugen Asılan Adam kartını açtığında bunun olacağını tahmin etmişti. Ancak olayın bu şekilde gerçekleşmesini beklemiyordu. Tabii yalnızca dolaylı bir şekilde temas kurabilmişti. Ebedi Yanan Güneş’i gördüğü zamanki deneyimiyle bu kıyaslanamazdı. En kötü sonuç, ağır yaralanma ya da ufak çaplı yozlaşmaydı.

 

Klein olan biteni anlattıkça, Dunn’ın yüzündeki ifade giderek ciddileşiyordu.

 

 

Sonunda kaşlarını çattı, “Dev bir haç, siyah tırnaklar, baş aşağı duran, üzerinden kanlar akan çıplak bir adam?”

 

Net bir şekilde göremedim. Yaralanmamış olmamın sebebi de bu. Yalnızca dev bir haç ve bir adama benzer bir figürün baş aşağı asıldığını gördüm,” diyerek açıkladı Klein hemen.

 

O anda umurunda olan tek şey ‘kaçmaktı’…

 

Dunn düşünceli bir şekilde başını salladı, “Lanevus’un Hood’u ziyaret etmesinin Gerçek Yaratıcı’yla bir bağlantısı var? O halde bu işin altında Aurora Düzeni var?”

 

“Lanevus, Hood’un dikkatini ‘rol yapma yöntemiyle’ ve sözde tanrısallıkla çekmiş. Ancak söylediği bir şeye anlam veremedim, ‘bu çağların en kötüsü ve aynı zamanda da en iyisi’ dedi. Belki de bir Dolandırıcı olarak seçtiği konuşma tarzı budur?

 

… Hood Eugen’e, ona nasıl yardım ettiğini sorduğumda uğursuz ve karanlık bir sunak belirdi… Lanevus’un korkunç bir şeyler planladığından şüpheleniyorum…”

 

Klein aniden durakladı, içine kötü bir his doğmuştu.

 

“Kaptan, Bay Z’ye yazılan mektubu hatırlıyor musun? Öldürdüğüm Aurora Düzeni üyesinin üstünden çıkan mektup!

 

Mektupta, uygun bir fırsatı, günlerin sonuyla ilgili bir şeyi beklediğini, Tingen’deki tüm kuzuları tanrısına kurban edeceğini yazmıştı. Bunun, Lanevus’un planıyla bir ilgisi olabilir mi?

 

Lanevus, Aurora Düzeni’ndeki Bay Z olabilir mi?”

 

Dunn Smith dikkatli bir şekilde düşündükten sonra şöyle cevap verdi, “Sanmıyorum. Lanevus Bay Z olamaz. Aksi halde, Aurora Düzeni bir şeylerin peşinde koşarken gidip de sahte bir çelik fabrikası kurarak insanları dolandırmazdı. Ana görevine bu kadar değişken dahil etmesi mantıklı olmaz. Dümeninde bir terslik olsa, polisin ve bizim dikkatimizi çekecekti. Bu nedenle de Tingen’den kaçıp planını yarıda bırakması gerekirdi.

 

Tabii delirdiyse, bu kadar mantıksız davranması çok makul olurdu.

 

Ancak çevirdiği dümene bakılırsa, sakinliği ve kurnazlığı onun bir deli olmadığına işaret ediyor.

 

Yani ben onun Bay Z olduğunu düşünmüyorum. Tabii, mektupta bahsedildiği gibi meseleye gerçekten karışmış olabilir. Tingen’deki tüm kuzuları Tanrı’ya kurban etmek…”

 

Dunn durakladı, odanın içinde bir ileri bir geri volta atıyordu, “Bu olayın oldukça ciddi sonuçları olabilir. Lanevus’u yeniden araştırmalı ve ipuçları bulmalıyız. Hmm, hadi şuraları temizleyelim, geride kanıt bırakmamalıyız. Hood Eugen’in ardında hiçbir iz bırakmadan öldüğünü düşünmeleri gerekiyor. Böylece Psikoloji Simyacıları ve hastaneyi gözetim altında tutan diğer Beyonderların harekete geçmesine sebep olur. Belki onlar bir şeyler biliyordur.

 

Lanevus’un dolandırıcılık davası ya hala polis departmanındadır ya da Manda Altındaki Cezalandırıcılar’a devredilmiştir. Aurora Düzeni’ni araştırırken ipuçları bulduğumuzu söyleyerek soruşturmaya dahil olabiliriz. Manda Altındaki Cezalandırıcılar ve Makinecilik Kolektif Zihni ile birlikte çalışır, Lanevus’la bağlantılı olan herkesi ve her şeyi araştırırız. Gerekirse Backlund diyakozluğundan ve Kutsal Katedral’den yardım da isteriz!”

 

Dunn sonunda durum Klein’a baktı, “Eklemek istediğin bir şey var mı?”

 

Kaptan, her şeyi söyledin… Klein ciddi bir tavırla başını iki yana salladı, “Hayır!”

 

 

Hood’u kimin öldürdüğünün anlaşılmaması için, henüz temizlemediği sade sunağın yardımıyla hızlı bir ritüalistik büyü yaptı.

 

Her şey bittiğinde malzemeleri kaldırıp mumları söndürdü. Maneviyat duvarını da dağıttıktan sonra, Dunn Smith ile birlikte sessizce odadan çıktılar. Geldikleri gibi duvardan atlayarak akıl hastanesinden uzaklaştılar.

 

“Eve gidip dinlen.” Dunn, sokak lambasının olmadığı bir köşede aniden durdu. “Yapacak çok şey var ancak bunları yarından önce yapamayız.”

 

“Tamamdır.” Klein, günde yalnızca iki-üç saatlik uykuyla enerjik olabilen bir Uykusuz değildi. Hemen kaptana veda edip, evine gitmek için Gece Kuşları’nın aracına yöneldi.

 

Araca binmeden önce arkasına dönüp bir bakış attı. Kaptan’ın hala, ay ışığının bile ulaşmadığı karanlık köşede durduğunu, sessizce düşündüğünü gördü.

 

Henüz şafak sökmediğinden sokaklar boş ve sessizdi. Araç kimi zaman düz gidip, kimi zaman sapaklardan dönerek hızla ilerliyordu.

 

Klein’ın kafasında Lanevus’la ilgili pek çok soru işareti dönüp duruyordu, ancak bir anda düşünmeyi bıraktı, transa girmiş gibi hissediyordu.

 

Gördüğü renklerin daha doygun hale geldiğini fark etti. Tıpkı bir empresyonistin tablosu gibi, kırmızılar daha kırmızı, siyahlar daha siyahtı.

 

Çevredeki hareket hızı düşmüştü, araç tuhaf bir dünyaya giriş yapmış gibiydi.

 

Klein hemen bir eliyle Yanan Güneş Tılsımı’na uzanıp diğer eliyle tabancasını çekti.

 

O anda, aracın penceresinden devasa, beyaz, kemikli bir el uzandı ve düzgünce katlanmış bir kağıdı aracın penceresinden içeri fırlattı.

 

Sonra hızla geri çekilip kayboldu. Görüntü normale dönmüştü, araç hala monoton bir şekilde normal yolunda ilerliyordu.

 

… Bu gerçekten de çok gizli bir yöntem… Klein ayağının kenarında duran mektuba baktı, dudaklarının kenarı seğirmeye başlamıştı.






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr