Bölüm 172: “Otopsi”

avatar
2199 26

Lord Of Mysteries - Bölüm 172: “Otopsi”


Çevirmen: Dnightshade

 

“Parlamento üyesi ne zaman ölmüş?” Klein hemen ayağa kalkıp eşyalarını toplamaya başladı.

 

Eğer ölümün üzerinden on beş dakikadan uzun zaman geçtiyse, edinebileceği bilgiler pek de işe yarar olmayacaktı. Geçen süre bir saatten uzunsa, hiçbir şey elde edememe ihtimali çok yüksekti.

 

Ve eğer bir ay geçtiyse, ölünün ruhuyla iletişime geçme girişimi bütünüyle başarısız olacaktı.

 

“Ne yazık ki ilk otopsi raporu Bay Maynard’ın dün gece dokuz ila on bir arasında öldüğünü gösteriyor.” Dunn başını iki yana salladı, “Yalnızca yardım etmen gerekiyor, başka bir şey düşünme.”

 

“Pekala.” Klein ceketini alıp elinde bastonu ve şapkasıyla görev odasından çıktı. Onun vardiyasını Dunn Smith devralacaktı.

 

Teorik olarak, bir Beyonder’ın maneviyatının gelişmiş olması yeterliydi, Ruh Görü, kehanet ve ritüalistik büyü gibi şeyleri bu temel sayesinde öğrenmek kolaydı. Özellikle de Uykusuz yolunu takip eden Beyonderlar, yüksek maneviyata sahip olmalarıyla öne çıkardı.

 

Ancak aslında, çeşitli diziler arasındaki farklar oldukça belirgindi. Dunn Smith ve Leonard Mitchell Ruh Görüsü kabiliyetini öğrenmiş olmalarına rağmen, insanların auralarında yalnızca beyaz ve açık mavi renkler görebiliyorlardı. Farklı kısımların durumunu ayırt etmeleri pek olası değildi. Tabii Ruh Görüsü sayesinde ruhani varlıkları görebiliyorlardı, ancak bundan, manevi algılarını kullandıklarında aldıkları kadar verim alamıyorlardı.

 

Bu nedenle Uykusuz, Gece Yarısı Şairi ve Kabus Dizilerindeki Beyonderlar genellikle Ruh Görülerini kullanmaktan keyif almazdı.

 

Benzer şekilde, isterlerse ruh sarkaçları, rüya kehaneti ve benzeri şeyleri de kullanabilirlerdi. Ancak başarı oranlarının pek iyi olduğu söylenemezdi.

 

Aynı şeyler ritüalistik büyü için de geçerliydi.

 

Tam Klein yanından geçip kapıdan çıkacakken Dunn onu durdurdu, “Davadan Müfettiş Tolle’un sorumlu olduğunu söylemeyi unuttum. Seni güvenlik şirketinin resepsiyonunda bekliyor. Yeni üniformanı giymeyi ve yeni belgelerini almayı unutma.”

 

Klein gülümsedi, “Yeni üniforma, yeni belgeler? Tingen Polis Departmanı hiçbir şeyi geciktirmiyor.”

 

Dizi 8’e daha dün geçmişti…

 

“Çünkü dava çok önemli, yani…” Dunn nöbet odasına girip Klein’ın yerine oturdu.

 

Klein merdivenlere yöneldi. Doğrudan resepsiyon salonuna gitmek yerine önce Gece Kuşları’nın mola odasına girdi, buradaki lavaboya girip biraz toparlanmak istiyordu. İçeride bir klozet, bir su şişesi ve bir kova vardı.

 

Burada, iki gümüş yıldızlı yeni üniformasını giyip kepini başına geçirdi. Kepin üstüne ‘bir biri üstüne gelen iki kılıç ve bir taç’ işlenmişti.

 

Yanan Güneş Tılsımı’nı, Azik’in bakır düdüğünü ve ritüel malzemelerini diğer kıyafetlerinin ceplerinden aldıktan sonra kendisine bir göz atıp lavabodan çıktı.

 

Uzun boylu polis memuruyla son görüşmelerinin üzerinden uzun zaman geçmişti. O zamandan bu yana adam kilo almış gibi görünüyordu, karnı artık çok daha genişti. Gür bıyıkları ve saçlarıyla, sirkten kaçmış bir ayıyı andırıyordu.

 

“Seninle yeniden çalışacağım için mutluyum.” Tolle, karşısında tanıdığı bir Gece Kuşu’nu gördüğüne sevinmiş, rahat bir oh çekmişti. Ayağa kalkıp pençesini uzattı.

 

Hayır, elini… Klein kibar bir şekilde adamın elini sıktı.

 

“Ben de öyle.”

 

Tolle’un gözü hemen Klein’ın omuzundaki parlak gümüş yıldızlara kaydı, “Artık rütbemiz aynı ve henüz bir ay bile olmadı.”

 

Başta, Klein ciddi bir yanıt verip ‘benim karşılaştığım tehlikeler seninkinden on kat daha kötü,’ demek istemişti, ancak o anda aklına yeni kimliği geldi: Dizi 8 Palyaço.

 

Belki bir denemenin vakti gelmiştir… Maneviyatı aracılığıyla kendi yüz ifadelerinin yansımasına baktı. Dudaklarının kenarını yukarı doğru kıvırarak gülümsedi, “Belki birkaç ay sonra bana ‘Efendim,’ diye hitap etmen gerekir.”

 

“Çok esprilisin.” Tolle gülerek kapıyı işaret etti, “Gidelim mi?”

 

“Tabii.” Klein bastonunu da yanında götürüyordu. Artık bir Palyaço olduğundan, baston gerçekten işine yarayacak bir silah olabilirdi.

 

Biri ince, biri tombul olan Klein ve Tolle, Blackthorn Güvenlik Şirketi’nden çıkmış, büyük bir tezat oluşturarak yan yana yürümeye başlamışlardı.

 

“Sirk izlemeye gelmiş bir kalabalığı bile eğlendirebileceğimizi düşünüyorum,” dedi Klein aniden.

 

Tolle de onunla aynı fikirdeydi, “Evet, yan yana oluşturduğumuz büyük tezadın komik bir etki yarattığını hissediyorum. Bazı sirkler performanslarında tombul ve zayıf, uzun ve ince palyaço kombinasyonları kullanmaya çalışıyor biliyor muydun?”

 

Hayır, ben aslında hayvan terbiyecisi ve ayı ikilisini kastetmiştim… Elbette Klein bu kaba yorumunu kendine saklayacaktı. Gülümseyerek şöyle dedi, “Tingen’de hiç sabit sirk olmaması çok kötü.”

 

“Evet, ancak bizim de operalarımız, tiyatrolarımız ve müzik salonlarımız var,” dedi Müfettiş Tolle.

 

Havadan sudan sohbet ederek polis aracına binip yola koyuldular. Bu sırada Klein davanın detaylarını öğrenmek için konuya döndü.

 

“Bay Maydard’ın cinayete kurban gittiği doğrulandı mı?”

 

“Emin değiliz, ancak eşi ve iki oğlu adamın ani bir hastalıktan öldüğüne inanmıyor. Olay yerinde de bir tuhaflık vardı zaten. Maynard bulunduğunda, konuk odasındaki yatakta çıplakmış,” diye açıkladı Tolle.

 

“Eşinden ayrı mı uyuyormuş?” Klein arkasına yaslandı, kendisini dedektiflik filmlerindeki ana karakterler gibi hissediyordu.

 

Tolle başını iki yana salladı, “Hayır, eşi bir süredir Tingen’de değilmiş. Önemli bir balo için Backlund’a gitmiş. Belki bilmiyorsundur, kendisi yeni bir partinin lideri. Avam Kamarası’ndan birinin kızı. Şu anda Tingen’e dönüyor olmalı. Konu hakkında görüşlerini telgrafla bildirdi.”

 

“Maynard da yeni bir partinin üyesi. On yıldan uzun süredir Tingen Parlamento Üyesi. Önümüzdeki yılın seçimlerinde belediye başkanlığına adaylığını koymak istiyordu.”

 

“Yani, ölümü bununla bağlantılı olabilir öyle mi?” Klein adamın cevap vermesini beklemeden gülerek devam etti, “Pardon, yalnızca otopsiye yardımcı olmam gerekiyor. Geri kalan kısımlar benim alanım değil, buna cevap vermene gerek yok.”

 

Tolle iç çekti.

 

“Otopsi… Çok temkinlisin.”

 

“Tahminlerine gelince, bunun yalnızca bir olasılık olduğunu söyleyebilirim. Dün akşam Maynard’ın evinde bir davet vardı. Pek çok konuk katıldı, henüz elimizde net bir şüpheli yok. Ayrıca, bu konukların hepsi düzgün temelleri olan kimseler, bu nedenle çok dikkatli olmamız gerekiyor. Herhangi bir hata yapamayız.”

 

“Anlıyorum.” Klein hafifçe başını salladı ve olay yeriyle ilgili birkaç soru daha sordu.

 

Maynard’ın evi, Altın Indus Bölgesi’nde bulunan bir bungalovdu. Evin etrafını saran bahçede bir ahır, çeşme ve betondan yapılmış geniş bir yol vardı.

 

Klein kepini başına geçirip Müfettiş Tolle ile birlikte araçtan indi. Polis bandrolünü aşıp, oradaki tüm polislerin bakışları altında iki katlı eve girdiler.

 

Oturma odasında ikisi erkek, dördü kadın olan altı stajyer müfettiş insanlarla tek tek konuşup ifadelerini alıyordu.

 

Klein çevresine baktığında, sorgulanan hanım ve beylerin oldukça iyi giyimli olduğunu fark etti.

 

“Bunlar geceyi burada geçiren konuklar,” diye açıkladı Tolle, bu sırada Klein ile birlikte ikinci kata yönelmişlerdi.

 

O sırada evin içinde arama yapmakta olan memurlar, onları gördüklerinde saygı ve hayranlıkla bakıyorlardı. Klein bunun, müfettiş apoletlerinin etkisi olabileceğini düşündü.

 

“Maynard’ın cesedinin bulunduğu konuk odası burası.” İri yapılı Tolle, kızıl ahşap kapının önünde durdu.

 

Klein başını salladı, “Bu oda hangi konuğa tahsis edilmiş?”

 

“Kimseye. Evde bir sürü konuk odası var, burası kullanılmamış.” Tolle beyaz eldivenlerini takıp kapının kolunu çevirdi.

 

Orada nöbet tutan memuru gönderdikten sonra Klein’a dönüp başını salladı, “Müfettiş Moretti, gerisini size bırakıyorum.”

 

“Tanrıça bizi korusun, umarım bir şeyler bulabiliriz.” Klein da beyaz eldivenlerini giydi ve Tolle çıktıktan sonra kapıyı kilitledi.

 

Yatağın yanına doğru yaklaştığında kızıl çarşafların anormal derecede dağınık olduğunu fark etti. Yatağın üzerinde yatan cesedin üstüne beyaz bir kumaş örtülmüştü.

 

Bu alanda oldukça deneyimli sayılabilecek olan Klein, kumaşı kaldırıp Parlamento Üyesi Maynard’a baktı.

 

Adam kırklı yaşlarındaydı. Sarı saçları kısa kesilmişti ve yüzünde acı ve mutluluk karşımı bir ifade vardı.

 

Klein iki adım geri çekilip gerekli malzemeleri çıkardı. Hızlı bir şekilde medyumluk ritüeli hazırlıklarını tamamladı.

 

Sakinleştirici koku etrafında yayılırken, uzun zaman önce belirlediği kehanet ifadesini seslendirdi, “Maynard’ın ölüm sebebi.”

 

“Maynard’ın ölüm sebebi.”

 

 

İfadeyi tekrarlamaya devam ederken yakındaki siyah sandalyeye oturdu.

 

Gözleri kararmaya başladığında arkasına yaslanıp hızla derin bir uykuya daldı.

 

Hayali ve bulanık dünyada, az önce cesedini gördüğü beyefendinin figürü belirdi.

 

Maynard, olağanüstü bir fiziği ve pürüzsüz bir teni olan bir kadının üzerine doğru uzanmıştı. Var gücüyle kadının bedeninin üzerinde gidip geliyordu.

 

Önce yüzünde inanılmaz bir tatmin ve mutluluk ifadesi belirdi. Ancak bir anda sağ elini göğsüne götürüp ve acıyla inlemeye başladı.

 

Pa!

 

Maynard yatağa yığılırken imge aniden parçalandı. Klein rüyadan çıkıp gözünü açtı.

 

Bu şekilde porno izleyebildiğime inanamıyorum… Demek Maynard’ın bir ilişkisi varmış, ölüm sebebi aşırı heyecan… Klein gülerek şakaklarını ovuşturdu.

 

Kalem ve kağıt çıkarıp bir ritüel daha yapmaya başladı. Ritüelin yardımıyla, az önce rüyasında gördüğü kadının portresini çizdi. Tabii boyundan altını çizmemişti.

 

Kadının yaşı pek anlaşılmıyordu. Otuzlarında bir hanımefendinin olgun havasına sahipti ancak hala çocuksu bir masumluk da taşıyordu. Gözleri kristal berraklığındaydı ve çok narin bir görünüme sahipti.

 

Klein portreyi inceledikten sonra ritüel malzemelerini kaldırıp maneviyat duvarını dağıttı.

 

Gümüş kaplamalı bastonunu almak için yana doğru eğildi.

 

O anda aniden, birinin boğazını temizlemesi gibi bir ses duydu. Anında tüyleri diken diken olmuştu!

 

Başını yatağa doğru çevirdiğinde Maynard’ın kızıl çarşafları sıkıca kavradığını gördü, adam elini o kadar sıkmıştı ki damarları patlayacak gibi görünüyordu.

 

Önceki gece dokuz ila on bir arasında ölmüş olan Parlamento Üyesi bir anda doğruldu. Ağzının kenarından salya akıyordu, gözleri kocaman açılmıştı.

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr