Çevirmen: Dnightshade

Huh, sonunda geçtim... Bu kadarmış demek...

Crestet Cesimir'in sözlerini duyan Klein sonunda rahat bir oh çekti. Rüyadaymış gibi hissediyordu.

Teftişin daha uzun ve zorlu olacağını sanmıştı, ancak dikkatli bir şekilde düşündüğünde, zaten sürecin bu şekilde olması gerektiğini fark etti. Kahin iksirini bir ayda değil de üç yılda sindirseydi, Kutsal Katedral onu teste tabi tutmayacaktı bile. Gerekli prosedürü Tingen Gece Kuşları kaptanı uygulayacaktı.

Ailemi ve arkadaşlarımı da araştırırlar sanmıştım... Hmm, belki de Cesimir Tingen'e iki gün erken gelip bunu gizlice yapmıştır... Ayrıca, testi tamamlamak için bana bir görev falan verirler diye düşünmüştüm. Heh, gerçekten fazla kafa yormuşum. Teftişin amacı yalnızca, iksiri sindirme seviyemi belirlemek, herhangi bir tehlike arz edip etmediğimi kontrol etmek ve 'rol yapma yöntemine' ne kadar hakim olduğumu, deneyimlerimi diğerleriyle paylaşıp paylaşmadığımı öğrenmekmiş... Klein içten bir şekilde gülümsedi.

"Teşekkürler Majesteleri. Tanrıça'ya şükürler olsun!"

Crestet hafifçe başını salladı, "Tanrıça'ya daha iyi hizmet etmek, seninle aynı inancı takip edenleri korumak için bir sonraki aşamaya geçiyorsun. Bunu aklından çıkarma, inan bana, bu, kontrolü kaybetme riskine karşı savaşmana yardımcı olacak."

Klein hafifçe başını salladı.

Crestet yeşil gözlerini Klein'dan ayırmadan devam etti, "'Rol yapma yöntemi' iksiri sindirmene ve kontrolü kaybetme riskini azaltmana yardımcı olabilir, ancak en önemli etmen değildir. Belli bir dereceye kadar, hangisinin rol, hangisinin kendi benliğin olduğunu bile karıştırabilirsin. Biliyorsun, tiyatroda ağır psikolojik rahatsızlıklar yaşayan pek çok oyuncu var. Bir noktada, gerçekten delirebilirsin."

Yalnızca rol yaptığını unutma... Gümüş Şehir'in bu konuda altını çizdiği tek nokta, Cesimir'in söyledikleriyle aynı... Klein düşünceli bir şekilde başını salladı.

"Buna ek olarak," Crestet kısa bir süre durakladıktan sonra kelimelerin üstüne bastırarak devam etti, "Kontrol kaybı yalnızca iksirle ilgili değildir, duyguların ve mental sağlığın da kontrol kaybıyla yakından ilgilidir. Bir Beyonder için en önemli şey, kendini kontrol etmektir. Ancak o zaman şeytani tanrıların ve iblislerin baştan çıkarma girişimlerine, açgözlülük, kıskançlık gibi duygulara direnebilirsin. Elbette tüm duygularını, arzularını bastırman gerektiğini söylemiyorum, bunu hiçbir insan yapamaz, yarı tanrılar bile bunu yapamaz. Evet, belki de yalnızca bazı özel Diziler bunu başarabiliyordur."

O anda Klein'ın aklına Yaşlı Neil gelmişti. Saygılı bir şekilde şöyle sordu, "Duygu ve arzularımızı makul bir seviyede tutmalı, bizi mantık dışı ya da anormal şeyler yapmaya sürüklemelerine izin vermemeliyiz değil mi?"

Crestet ciddi bir tavırla başını salladı.

"Evet."

Gözlerinin kenarlarında belirgin çizgiler vardı.

"Benim yapacağım tüm uyarılar bu kadar. Şimdi sana Palyaço iksirinin formülünü ve gerekli malzemeleri ereceğim."

Crestet eğilip gümüş bavulu yerden aldı ve uzun masanın üstüne yerleştirdi. Arkasını dönüp birkaç adım atarak, Klein'ın görüşünü engelledi.

Çevredeki ışık bir kez daha tuhaf bir şekilde kaybolduğunda, Klein iksirin ve malzemelerin kutsal eserin bulunduğu bavulda olduğunu anladı. Önceden, dikkatini yalnızca kemik kılıcına verdiğinden bavulun içindeki diğer nesneleri fark edememişti.

Birkaç dakika sonra, simya odasındaki ışıklar yeniden normale döndü. Crestet bavulu yere indirdi ve çıkardığı malzemeleri Klein'ın da görmesi için önünden çekildi.

Malzemeler arasından en göz alıcı olanı avuç büyüklüğündeki gri keçi boynuzuydu. Normal bir keçi boynuzunun minyatürü gibi görünüyordu ve kristal berraklığının üzerinde renkler yanıp sönüyordu. Eşsiz desen katmanlarıyla sarılıydı.

Keçi boynuzunun yanında mavi bir gül vardı. Gülün yaprakları kırmızı damarlıydı. Üzerinde gülümseyen bir insan yüzü görünüyordu.

Hahaha, vovovo, haahhaha, voovovo... Klein hayali kahkaha ve ağlama sesleri duydu, gülün üstünde, havada gri haleler süzülüyordu.

Mutasyon geçirmiş Hornacis gri dağ keçisinin kristal boynuzu ve insan suratlı gül sapı. Palyaço iksirinin ana malzemeleri! Klein hafifçe başını sallayıp birkaç adım geri çekildi.

"80 mililitre saf su, 5 damla tatula suyu, 7 gram ay çiçeği tozu, 10 gram altın otu tozu, 3 damla zehirli baldıran..." Klein masada duran keçi derisi parşömene bakıp yazılanları ezberlediği formülle karşılaştırdı.

Herhangi bir terslik olmadığından artık emindi, o anda aklına Old Neil ile ilk iksirini hazırladıkları zaman geldi.

Derin bir nefes alıp yavaşça vererek kendisini toplamaya çalıştı. Simya odasında bulunan ekipman ile biraz saf su damıttı.

İksir formülündeki saf su, defalarca damıtılmış su anlamına geliyordu.

Daha sonra, siyah metal bir kap alıp dikkatle temizledi ve ek malzemeleri birer birer içine koydu. Lisede kimya deneyleri yaparken olduğu kadar yetenekliydi.

Beyonder malzemeleri henüz katalize olmadığından, metal kabın içindeki sıvıda herhangi bir değişim yoktu. Yalnızca tozlar sıvının yüzeyinde süzülüyordu.

İlk hazırlıkları tamamlamış olan Klein, iki ana malzemeye döndü, formülde bu iki malzeme için tam bir ölçüt verilmemişti. Belki de tamamını kullanmam gerekiyordur, boyutları önemli değildir... Evet, gizemli Beyonder dünyasında böyle olması akla çok yatkın...

Eğer öyleyse, ana malzemelerden aşırı miktarda kullanacağım konusunda endişelenmeme gerek yok!

Birkaç saniye sonra insan suratlı gülü alıp metal kabın içine attı.

Tuhaf çiçek sıvıya temas ettiği anda bir cızırtı duyuldu. Klein'ın kulaklarında yankılanan hayali kahkaha daha da kulak tırmalayıcı bir hal almıştı.

Hahaha, hahaha!

Klein daha fazla beklemeden kristalize boynuzu da alıp kabın içine bıraktı.

Puf!

Korkunç kahkaha aniden kaybolmuştu, çevredeki gri haleler de yavaşça metal kabın içine doğru çekiliyordu.

Kabın içindeki sıvı altın, sarı ve kırmızı karışımı bir renk aldı. Ancak üç renk birbirinden ayrıydı, sınırları net bir şekilde belliydi.

Sıvı köpürdükçe kabın içinde irili ufaklı baloncuklar fokurduyordu.

Bu sahne Klein'a, önceki yaşamında televizyonda izlediği Sprite reklamlarını hatırlattı.

Oldukça lezzetli bir içecek gibi görünüyor... diye düşünse de bu konuda bir yorum yapmamaya karar verdi.

Gerginliğini ve heyecanını bastırmaya çalışarak sıvıyı cam bir şişeye boşalttı.

Metal kapta iksirden tek bir damla bile kalmamış olması tuhafına gitmişti.

Gerçekten de insana doğaüstü güçler kazandıracak bir iksir... Klein sağ elini kaldırıp güzel renkli sıvıya baktı.

Bu süreç boyunca hiçbir şey söylememiş olan Crestet Cesimir aniden gülümsedi, "Endişelenme. En azından ben iksir yapımında herhangi bir sorun görmedim.

İksiri tükettikten sonra herhangi bir sorun olmaması için ben buradayım. Endişelenmene hiç gerek yok, ciddi bir şey olmadığı sürece seni kurtarabilirim."

Pekala. Klein başını salladı, Palyaço iksirini dikkatli bir şekilde uzun masanın üzerine koydu.

Bileğindeki gümüş zinciri çıkarıp topazın şişenin üstünde doğal bir şekilde sallanmasına izin verdi.

Başka dizilerden olan Beyonderlar, sarkaç kehanetleri yöntemiyle yalnızca evet ya da hayır cevabı alabilirdi. Elbette ellerinde yeterli bilgi yoksa, kehanet sonucunda da işe yarar bir şey elde edemezlerdi. Sarkaç dönmüyorsa, kehanet başarısız olmuş demekti.

Klein ise, bir Kahin olduğundan evet-hayır cevaplarının derecesini de aşağı yukarı kestirebilirdi.

"Bu iksir zararlı.

Bu iksir zararlı." 

...

Klein kehanet ifadesini yedi kez tekrarladıktan sonra gözlerini kapattı, kısa süre içinde gözlerini yeniden açtığında sarkacın saat yönünde, oldukça yavaş bir şekilde sallandığını gördü.

Yani cevap pozitifti. İksir zararlı... Ancak, ivmesi çok yavaş, yani iksir yalnızca biraz zararlı... Evet, iksirler kontrol kaybına sebep olabilir, bu nedenle bu sonuç gayet normal. Sarkacın bu kadar yavaş sallanması, iksirde bir terslik olmadığı anlamına geliyor... Klein rahat bir oh çekip zinciri yeniden bileğine taktı.

O sırada Crestet iç çekerek araya girdi.

"... Gerçekten de profesyonel bir Kahinsin."

"Avantajımı sonuna kadar kullanmalıyım, ancak sırtımı tamamen buna yaslayıp kehanetle her şeyi yapabileceğime inanmam da doğru olmaz," dedi Klein saygılı bir şekilde.

Masanın üstünde duran Palyaço iksirini eline aldı, bunu içtiğimde, Dizi 8 bir Beyonder olacağım...

Daha fazla beklemek istemiyordu. Şişeyi kaldırıp sonuna kadar içti.

Acı! Çok acı!

İğrenç!

Dışı seni içi beni yakar derken ne kast edildiğini şimdi anlamıştı. Tiksintiyle yüzünü buruşturdu. Kusmak istiyordu, ancak bunu yapamazdı.

O anda yüzünün kıpkırmızı olduğunu fark etti. Bedeninin geri kalanı da yüzünden farklı değildi.

Haşlanmış bir ıstakoz gibi göründüğüne oldukça emindi. Ruhu ve zihnine gelince, sanki her bir hücresine birer iğne batırılıyormuş gibi hissediyordu.

Bu öyle bir histi ki, Klein her şeyi bırakıp oracıkta bayılmak istiyordu. Ancak olduğu yerde kalıp sakinleşmeye çalıştı.

Birkaç saniye boyunca, parçaları ve elektrik devreleri değiştirilmiş bir robot gibi hissetti.

Bir süre sonra, zihninde kendi figürü belirdi, kendi şarkı söyleyişini dinliyor gibi hissediyordu.

Bu tuhaf görüntü sayesinde, mimiklerini ve bedensel hareketlerini kusursuz bir şekilde kontrol edebildiğini fark etti.

O anda kulaklarında bir uğultu oluştu. Uzun süredir duymadığı mırıltılar ve çığlık sesleri yeniden canlanmıştı.

Hornacis... Flegrea... Hornacis... Flegrea... Hornacis... Flegrea...

Huh. Hemen katmanlı küresel ışığı hayal ederek yavaş yavaş transa girdi. Böylece adım adım, hafif bir kontrol kaybı yaşadığı bu maneviyat sızması durumundan kendini kurtardı.

O anda, başarılı bir şekilde ilerlemesini tamamladığını anlamıştı. Artık Dizi 8 Palyaço olduğunu biliyordu.