Çevirmen: Dnightshade

Ne? Rozanne'in sorusu Klein'ı afallatmıştı. Şaşkın bir şekilde cevap verdi, "Geçen ay, Yaşlı Neil'ın evini ziyaret etmiştim. Oturma odasında bir piyano vardı, Yaşlı Neil bana, merhum eşinin müzikle ilgilendiğini söyledi..."

Klein alarma geçmişti, aklına hoş olmayan pek çok düşünce doluşmuştu.

Rozanne kaşlarını çattı, "Belki de, ben yanlış hatırlıyorumdur... Yoo, yılın ilk yarısında Bayan Orianna ile sık sık Yaşlı Neil'ı ziyarete giderdik. O zamanlar oturma odasında piyano falan yoktu. Hatta ona, neden bekar kalmayı seçtiğini sorduğumu çok net hatırlıyorum. Karşısına evlenmek istediği bir hanım çıkmadığını söylemişti..."

Yılın ilk yarısında evde piyano yoktu ve Neil bekar kalmayı seçmişti... Klein'ın kafası iyice karışmıştı, "Rozanne, Yaşlı Neil'ı en son ne zaman ziyaret ettin?"

"Kenley ekibe dahil olduğundan ve Viola katiplikten istifa ettiğinden beri ziyarete gitmiyorum. Ya gece yarısı yağı yakıp ayık kalmaya çalışıyor ya da fırsat buldukça uyuyordum, onu ziyarete gidecek vaktim hiç olmadı... Sanırım... Haziran'ın başından beri gitmedim." Rozanne de endişelenmeye başlamıştı.

Klein bu işte bir tuhaflık olduğunu hissetti.

Cebinden bir bozukluk çıkarıp baş parmağıyla orta parmağının arasına yerleştirdi.

Derin bir nefes alıp bir kehanet ifadesi belirledi.

"Yaşlı Neil'ın şu anki durumunda bir tuhaflık var.

Yaşlı Neil'ın şu anki durumunda bir tuhaflık var."

...

İfadeyi tekrarlarken gözleri kararan Klein hızla transa geçti.

Ding!

Baş parmağını bastırarak bozukluğun havaya sıçramasını sağladı.

Pak! Bozukluk Klein'ın avucuna düştü.

III. George'un portresi yukarı bakıyordu.

Yani cevap olumluydu.

Yaşlı Neil'ın durumunda gerçekten de bir tuhaflık vardı!

O anda Klein'ın aklına, onunla ilk tanıştığında Neil'ın arkasında gördüğü soğuk ve acımasız saydam gözler geldi.

Yaşlı Neil, bu gözlerin ritüalistik büyünün bir özelliği olduğunu söylemişti!

Doğru, kapının yanında, ışığın çevresinde biçimsiz bir insan figürü de görmüştüm. Aurasının rengi, çevredeki karanlıkla aynıydı... Ayrıca, Kahin iksirini tamamen sindirdiğimde gizlice Ruh Görü etkinleştirme 'düğmemi' de değiştirdim. Yaşlı Neil'ın şiddetle öksürdüğünü anımsıyorum... Gözlerinin önünde parça parça sahneler beliren Klein'ın yüz ifadesi iyice değişmişti.

Rozanne ona korku dolu gözlerle bakıyordu, "Yaşlı Neil kontrolü mü kaybetti? İmkansız, ne kadar dar görüşlü ve pinti de olsa, o hala iyi biri. Nadiren öfkelendiğini gördüm. İmkansız, kontrolü kaybetmiş olamaz..."

"Emin olamıyorum, ancak sanırım Neil kontrolü kaybetmenin eşiğinde." Klein Rozanne'i teselli etmeye çalıştı. Sonra da vakit kaybetmeden koridorda ilerleyip Kaptan'ın ofisine girdi.

Klein'ın aniden odasına daldığını gören Dunn Smith şaşkınlıktan neredeyse elindeki kahveyi döküyordu.

"Ne oldu?" Klein'a kızmamıştı, yüz ifadesi aniden ciddileşmişti.

Klein doğrudan konuya girdi, "Kaptan, kehanet sonucum bana Yaşlı Neil'ın bir sorunu olduğunu söylüyor.

Geçen ay bana, merhum eşinin müzikle ilgilendiğini söylemişti, ancak az önce Rozanne ile konuştum, söylediğine göre Yaşlı Neil hiç evlenmemiş.

Ayrıca, Beyonder olduğum ilk gün, Neil'ın arkasından her şeyi izleyen bir çift gizemli göz görmüştüm. Kapının yakınında da bizi gözetleyen saydam bir insan figürü vardı. Neil bana, bunların ritüalistik büyünün özellikleri olduğunu söylemişti.

Bir tuhaflık olduğunu hissettim, bu nedenle kehanete başvurdum."

Dunn dikkatle Klein'ı dinledikten sonra hemen ayağa fırladı. Ceket askılığına doğru yürürken şaşkın bir şekilde sordu, "Neden doğrudan Yaşlı Neil'ın kontrolü kaybedip kaybetmediğini sorgulamadın?"

"Geçen ay boyunca, Neil'ın sıradan Beyonderlardan farklı davrandığını görmedim. Hatta birlikte Swain'e yardım ettik, Manda Altındaki Cezalandırıcılar ekibinden biri kontrolü kaybetmişti. Zaman zaman aura renklerini de gözlemledim, yaşı gereği yaşadığı bazı sıkıntılar dışında oldukça sağlıklıydı. Bu nedenle, en fazla kontrolü kaybetme eşiğinde olabileceğine inanıyorum. Hala kurtarabiliriz bence," Klein gerekçesini tek nefeste açıkladı.

Dunn başını sallarken siyah şapkasını ve rüzgarlığını üzerine geçirdi.

"Mantıklı bir çıkarım... Hadi hemen gidip Yaşlı Neil'ı ziyaret edelim, ancak, onu kışkırtmamak için dikkatli olmalıyız.

Sonrasında durumu kontrol altına almaya çalışıp daha da kötüleşmesine engel olmak için ritüalistik büyü kullanabiliriz."

Kontrol... Bu kelimeyi duyan Klein'ın aklına bir fikir gelmişti.

"Kaptan, Mühürlü Eser 3-0611'i kullanabiliriz değil mi?"

Yaşlı Neil'ın sorununu nasıl çözeceğini düşünüyordu, ancak bir sonuca varamadığından çok huzursuz, telaşlı ve endişeliydi. Dunn Smith'in söyledikleri, aklına işe yarıyabilecek bir Mühürlü Eser'i getirmişti.

"Numara: 0611.

İsim: Huzurlu Saç Telleri.

Tehlike Sınıfı: 3. Oldukça tehlikeli. Dikkatli bir şekilde kullanılmalı. Yalnızca üç ya da daha fazla kişiyi içeren operasyonlarda kullanılabilir.

Güvenlik Sınıflandırması: Resmi Gece Kuşu üyesi ya da üstü.

Mühürlenme Yöntemi: Canlı organizmalarla doğrudan teması yok.

Açıklama: Pek çok siyah saç teli ile oluşturulmuş basit bir dekor.

Herhangi bir koruma olmadan bir canlı ile temasa geçerse, söz konusu canlı, açlık, öfke, acı, imrenme, kıskançlık, nefret, neşe, memnuniyet, açgözlülük vb. tüm arzularını ve duygularını yitirir.

0611'in etkisine maruz kalan canlıların, eserle temasını kesme iradesini bile kaybedeceği gözlenmiştir. Söz konusu kişiler, ölene kadar sessizce oldukları yerde otururlar.

Söz konusu kişi ile 0611 arasındaki teması kesmek için dış bir güç kullanılırsa, kişi yavaş yavaş iyileşecektir. Ancak deney verileri, bunun yalnızca eserle iki saatten kısa süre temaste bulunmuş kişiler için geçerli olduğunu gösteriyor.

Bu süreç aşıldığında, kurban sonsuza dek sessiz kalacaktır.

Test edildiği en yüksek seviye Dizi 5.

Eldiven takarak temastan kaçınılabilir.

Saç telleri canlılık özelliği göstermemektedir. Mührü kırma eğilimi yoktur.

Ek: Başarısızlıkla sonuçlanan bir ilerleme girişiminde ortaya çıkmıştır. Bir Gece Kuşları Kaptanı, Dizi 6'ya geçerken başarısız olduğunda geride bu nesneyi bırakmıştır."

Gri gözlü Dunn başını sallayarak Klein'ı onayladı.

"Harika bir öneri, 3-0611 neredeyse aklımdan çıkmış. Royale'e haber ver, mola odasında. Ben Chanis Kapısı'na gidip Mühürlü Eser'i alacağım, başvuruyu döndükten sonra hallederiz."

İşte böyle, kaybedecek vaktimiz yok! Klein başını sallayarak kaptanı onayladıktan sonra telaşla ofisten çıktı. Hemen mola odasına gidip Uykusuz Royale'e seslendi.

"Görev ne?" Diye sordu Royale oldukça sakin bir şekilde.

Klein nefes verip ciddi bir tonda cevap verdi, "Yaşlı Neil'ı ziyaret edeceğiz."

"Yaşlı Neil'ı ziyaret mi... yoksa?" Royale'in gözleri kocaman açılmıştı.

"Henüz kesin değil." Klein hafifçe başını iki yana salladı.

Royale de lafı daha fazla uzatmadı. Herkesin üstüne bir kasvet çökmüştü.

Birkaç dakika sonra Dunn bodrumdan döndü.

Siyah eldivenler takmıştı, elinde dolaşık, darmadağınık bir siyah saç yığını vardı.

Mutasyon Geçirmiş Kutsal Güneş Amblemi'ne kıyasla, Huzurlu Saç Telleri pek de tuhaf görünmüyordu. Yolun kenarına atılsa insanların ilgisini bile çekmezdi.

Şöför Cesare'e haber verdikten sonra, dört Gece Kuşu kısa süre içinde Yaşlı Neil'ın evine doğru yola koyuldu.

Aracın tekerleri, yağmurdan ıslanmış asfalt yolda hızla dönüyordu. Aracın içi ise ürkütücü bir geceden daha da sessizdi.

Bir süre sonra Dunn Smith iç çekti.

"Gençliğinde, Yaşlı Neil'ın nişanlanmak üzere olduğu bir partneri varmış, ancak kız aniden ölümcül bir hastalığa yakalanmış. Yaşlı Neil, Beyonderların sırlarını ifşa etme riskini göze alarak onu kurtarmak için ritüalistik büyü kullanmayı denemiş, ancak başarılı olamamış. O zamanlar henüz mistisizmde acemiydi.

Kayıtlara göre, Gece Kuşları'nın hepsi alarma geçmiş, bu olayın Yaşlı Neil'ın kontrolü kaybetmesine sebep olacağından endişeleniyorlarmış. Ancak neyse ki Neil kendini toparlamış, oldukça normal davranıyormuş."

Umarım bu da yanlış alarmdır... Klein göğsünde kızıl ayın sembolünü çizdi, "Tanrıça onu korusun."

Dunn ve Royale de içten bir şekilde tekrarladı.

"Tanrıça onu korusun."

...

Kara bulutlar çekilirken gökyüzü aydınlanmaya başlamıştı. Gece Kuşları Yaşlı Neil'ın tek katlı evinin önündeydi.

Dunn, şoför Cesare'e bir üst sokağa park edip beklemesini tembihledikten sonra bir elinde bastonu, diğer elinde Mühürlü Eser 3-0611 ile kapıya yaklaştı.

Klein ve Royale de onun arkasındaydı. Gül ve altın nane bahçesini geçerek kapıya ulaştılar.

Klein, binanın çanına bağlı olan halata asıldı.

Klink! Klank!

Çanın sesi ağır sessizliği bozmuş, hoş bir şekilde yankılanıyordu.

Klink! Klank! Klink! Klank! Klein halatı birkaç kez daha çektikten sonra kibar bir şekilde bir adım geri çekildi.

Üç Gece Kuşu birkaç dakika boyunca sabırla bekledi, ancak kapının ardında hiç ses yoktu.

"Belki de doktora gitmiştir, evde değildir." Diyerek zoraki bir şekilde gülümsedi Klein.

Ancak cümlesini tamamladığı anda, binanın içinden gelen bir melodi duyuldu. Biri piyano çalıyordu. Melodi insana, ay ışığının altında, ince bir sis tabakasıyla örtülü sessiz bir göldeymiş hissi veriyordu.

Dunn'ın yüz ifadesi iyice ciddileşmişti. Klein'ın da kalbi sıkışıyordu.

Tam bir kehanet daha yapacakken, kapının altından sızan sıvıyı fark etti.

Sıvı başta saydam ve berraktı, ancak kısa süre içinde kızıla boyanmıştı, kan rengine benzer bir kızıla! Sıvı giderek yoğunlaşıyordu.