Çevirmen: Dnightshade

''İlginç bir hile mi?''

Diye sordu Klein büyük bir merakla.

Yaşlı Neil kıkırdadı, ''Cephanelik, depo ve arşiv kontrollerimi yapacağım. Masadaki iki bardağı alıp iki kahve yap. Bardaklardan birine hoş olmayan bir şey koy. Ne olacağına sen karar vereceksin. Hayal gücünü kullan. Tek istediğim, kahveyi fazla harcamaman. Bunlar Feynapotter Yaylası'nda yetiştirilen ve benim tarafımdan öğütülen kahve çekirdekleri!''

''Tamamdır.'' Klein Neil'ın neyin peşinde olduğunu anlamamış olsa da söylediklerini hevesle yaptı.

Cephaneliğin demir kapısını bakır bir anahtarlar açtığını gördü ve içeride yankılanan ayak seslerini duydu. Yavaşça bardakları yerleştirdi ve ısıtıcıda sıcak su olduğundan emin oldu.

Gümüş teneke kutunun kapağını açtı ve metalik bir parlaklığa sahip ufak kaşığı kullanarak zengin aromalı kahveden iki bardağa da biraz ekledi. Sonra sıcak suyu döküp bunları karıştırdı.

Bol miktarda kaynakları olan bir çağdan gelen ruh göçmeni olarak, kahveye yabancı değildi. Ancak kahve bilgisi, hazır kahve ile sınırlıydı.

Görevi tamamladıktan sonra bir süre düşünüp oturdu. Deri botlarının altını lekeleyen çamurdan biraz almak için sağ bacağını eğdi ve çamuru soldaki bardağa ekledi.

Sonra dikkatli bir şekilde yeniden karıştırdı ve iki bardağın birbirinden ayırt edilemeyeceğinden emin oldu.

Birkaç dakika sonra Neil anahtarlarını sallayarak cephanelikten çıktı. Sonra demir kapıları kapattı.

''Bitirdin mi?'' Hafif bulanık koyu kırmızı gözlerini masanın karşısındaki Klein'a çevirdi.

''Evet,'' dedi Klein başını sallayarak.

Yaşlı Neil kıkırdadı ve bileğindeki gümüş zinciri çıkararak oturdu.

Yüz ifadesi anında sakin bir hal aldı. Zinciri tutan sol elini sağındaki kahve fincanının üzerine tuttu. Ay taşı neredeyse sıvıya temas ediyordu.

Rahatlatıcı sakinliğin ortasında, ay taşı aniden titredi. Zinciri saat yönünün tersine döndürmeye başladı.

''Bu bardakta hoş olmayan şey var," dedi Neil kendinden emin bir şekilde.

Klein'ın onaylamasını beklemeden gümüş zinciri kaldırdı ve diğer bardağı eline alıp kahveden bir yudum aldı.

''Acı kahve sever misin? Ben bir kaşık şeker ve bir kaşık sütle içmeye alışkınım.''

Klein soruya cevap vermek yerine büyük bir ilgiyle başka bir soru sordu, ''Doğru bildin. Ay taşı yüzünden mi? Ay taşı yüzünden değil mi?''

''Bu kehanette, sarkaç maden olarak bilinir. Aynı zamanda ruh maden de denir. Kristaller, mücevherler ya da özel metaller gibi doğal malzemelerin yardımıyla, ruhsal zeka ile iletişim kurmak için senin kendi Astral İzdüşümü'nün ruh dünyasıyla ve uzayla bağlantısını kullanır. Varlıkların iyi ya da kötüleri öngörülebilir... İki bardak kahveyi ele alalım. Saat yönünün tersine doğru olan hareket kötü anlamına gelir, saat yönüne olan hareket ise iyidir. Hareket etmezse ne iyi ne de kötüdür. İfadeyi bir kağıda yazabilirsin. Unutma, soru değil, ifade.'' Yaşlı Neil bardağı masaya koyup detayları açıklamaya başladı.

Klein düşünüyormuş gibi sordu, ''Bu, kişinin sorgulayıcı cümleler kullanması gerektiği anlamına mı geliyor?''

''Evet, 'nişanlım olmak için çok istekli' diyemezsin, bunun yerine 'benimle nişanlanmayı çok istiyor' demelisin. Bunu bir kağıda yaz ve masanın üzerine koy. Sonra sarkaç zincirini yazı yazdığın elinle tut. Bunu unutma, yazı yazdığın elini kullanmalısın,'' dedi yaşlı Neil gülerek. ''Bunu yaparken kolunu düz tut. Zincirin uzunluğunu ayarla da ay taşını, neredeyse kağıdın üzerindeki yazıya dokunacak şekilde kağıdın üzerinde tut. Sonra gözlerini kapat ve cümleyi zihninde tekrarla. Bitirdiğinde gözlerini aç ve ruh sarkacının dönüp dönmediğine bak. Dönmüyorsa gözlerini yeniden kapat ve sarkaç hareket edene kadar süreci tekrarla.''

Klein hafifçe başını salladı, ''Saat yönünün tersine dönerse 'hayır' saat yönünde dönerse 'evet' demek değil mi?''

''Aynı zamanda 'başarı' ya da 'başarısızlık' olarak da yorumlanabilir,'' dedi yaşlı Neil. Klein'a ruh sarkacı kehanetinin diğer kullanımlarını ve ayrıntılarını da öğretti.

Klein meseleyi bir süre düşündükten sonra bunun oldukça kullanışlı bir kehanet hilesi olduğunu fark etti Mesela bunu, alışık olmadığı bir ortamda servis edilen yemeğin zehirli olup olmadığını anlamak için hızlıca kullanabilirdi. Herhangi bir biyoloji bilgisine ihtiyacı yoktu.

Elbette bu kehanet yöntemi aşırı basitti. Alabileceği cevaplar iki ya da üçle sınırlıydı. Daha derin bir araştırma yapması mümkün değildi. Mesela, beden için zararlı olan bir şey, bazı işlemlerden sonra beden için faydalı olabilirdi. Bunun bir örneği bazı gıdalardı. Vücuda zarar veriyorlardı ancak bu önemsiz bir zarardı. Kişi açlıktan ölme noktasına geldiyse, onu yemesi büyük bir sorun olmazdı. Bunlar, ruh sarkacının belirleyemeyeceği şeylerdi.

''Bir ruh sarkacı yapmak için kristaller ya da saf gümüş almak için hemen para biriktirmeye başlamalıyım...'' Klein iç çekti.

Yaşlı Neil ona şaşkın bir şekilde baktı.

''Bunlardan almak için hemen başvurabilirsin. Bu Beyonderlar için standart bir durum, özellikle de bizim gibi destek rolü üstlenen Beyonderlar için. Cephanelikte hala bir topaz ve saf gümüş bir ruh sarkacı var.''

''Ama ben hala takımın resmi bir üyesi değilim...'' Klein'ın kalbi heyecanla çarpmaya başladı ancak bir yandan da tereddüt ediyordu.

Yaşlı Neil kıkırdadı, ''Resmi üye olsun olmasın, Beyonderlar ücret artışı almadıklarından, diğer alanlarda onlara kolaylık sağlanır.''

''Belki de 'ikramiye' kelimesi daha uygun olabilir. Kaptan'a soracağım!'' Klein kararını verirken heyecanla yumruklarını sıktı.

Denemezse Kaptan'ın bunu onaylayıp onaylamayacağını nereden bilecekti?

''Pekala,'' dedi Neil gülümseyerek. ''Mistisizm müfredatımıza resmen başlayabiliriz. Temeller, sembolizmden oluşur. Sembolizmin ne anlama geldiğini biliyor musun?''

Klein ruh dünyasında ve gri siste duyduğu ve gördüğü parçaları anımsadı. Düşünüp taşındıktan sonra, ''Ruh dünyası ya da hayali yıldız alanı fark etmeksizin, bilinmeyen diyarlar gibi bunlar da bizim duyusal alanımızın ötesindedir. Kulaklarımızla duyduğumuz, burnumuzla kokladığımız ve gözlerimizle gördüğümüz şeylerle doğru olarak tarif edilebilir şeyler değillerdir. Elde ettiğimiz veriler yalnızca tarif edilemez deneyimler ve doğrudan vahiylerdir. Aynı zamanda soyut karakterler ya da resimsel semboller olarak da görünürler. Bu semboller farklı nesneleri ve farklı anlamları temsil eder.''

''Çok doğru. Bir Kahin'den beklendiği gibi.'' Yaşlı Neil ciddi bir ifadeyle başını salladı. ''Yalnızca, sembolleri yorumlama yeteneğini kazanarak mistisizm dünyasında bir sonraki adıma gerçekten geçebilirsin. Evet, tarot kartlarındaki resimler ve resimlerdeki tüm elementler birer semboldür. Bunlar, ilkel vahiyleri anlamamıza ve yorumlamamıza yardım eden insan yapımı sembollerdir.''

Bir kağıt çıkarıp yanındaki dolma kalemi eline aldı. Kısa bir eğri çizdi.

Sonra eğrinin altına birkaç dikey çizgi ekledi. Başını kaldırıp Klein'a baktı, ''Bu sembolün neyi temsil ettiğini biliyor musun?''

Klein bir süre kağıda baktıktan sonra tereddütlü bir tonda, ''Kirpik?''

''...'' Yaşlı Neil derin bir nefes aldı. ''Bu, Bereketli Hasat takımyıldızının sembolüdür. Bu, gök gürültüsü takımyıldızı ve bu da buz takımyıldızı...''

Birkaç sembol daha çizdi.

Klein bunları ezberlemeye çalışırken bir yorum yaptı, ''Bu takımyıldızlarının isimleri gerçekten... özellikle özensiz. Evet, özensiz!''

Ne kadar zevksiz ve ilkel

Yaşlı Neil gülümsedi.

''İmparator Roselle de zamanında böyle düşünmüş. Takımyıldızlarının isimlerini Başak, Yengeç ve Akrep gibi şeylerle değiştirmeyi amaçlamış. Ne yazık ki, geleneğe karşı çıkacak kadar güçlü değildi. En azından, bu takımyıldızlarının eski isimleri ve ilgili tarihler, tarıma ve hasatlara rehberlik ediyor.''

''İmparator Roselle gerçekten de fikirleri olan bir adammış.'' Klein'ın dili tutulmuştu.

Evet, İmparator Roselle, zamanında oldukça iyi bir insandı muhtemelen...

Yaşlı Neil, takımyıldızları, güneş, kızıl ay, kahverengi yıldız, kırmızı yıldız ve mavi yıldız gibi çeşitli temel sembolleri açıklamaya devam ederken Klein'ı neyin eğlendirdiğini anlamadı.

Bunlardan bahsederken bir yandan da, Klein'a kehanet unsurlarını nasıl çizeceğini ve nelere dikkat edilmesi gerektiğini öğretiyordu. Aynı zamanda kristal topun malzemelerine, yaratılışına ve büyü seçimlerine de değinmişti. Bütün bu bilgiler Klein'ın yorgun düşmesine neden oldu.

Kahin iksiri hafızasını biraz geliştirmiş olmasa, uzun zaman önce, öğrendiklerini sindirmek için Neil'den durmasını isterdi.

''Bugünlük mistisizm dersi bu kadar. Kendinde düşünüp aklına bir soru takılırsa bana sor.'' Yaşl Neil altın bir cep saati çıkarıp saati kontrol etti. ''Senin için hazırladığım tarihi belgeleri okumayı unutma. Dürüst olmak gerekirse, onları görmekten korkuyorum.''

''Tamamdır.'' Klein, Neil'ın çizdiği sembollerle dolu olan kağıtları aldı. Unutmamak için hemen bugün öğrendiği mistisizm bilgilerini gözden geçirdi.

Yaşlı Neil yeni demlenmiş kahvesinden bir yudum aldı, ''Hafızanın kendisi işe yaramaz. Onu sık sık kullanmalısın. Böylece bilgiyi içgüdüsel hale getirebilirsin. Ayrıca, 'Transı' da her gün yapman lazım. Ancak daha fazla pratik ve kullanım, iksirin gücünü kavramana ve arkasında sakladığı gizemleri öğrenerek hoş olmayan etkilerden kaçınmanı sağlayacaktır.

Bunu duyan Klein rol yapmayı ve Kehanet Kulübü'nü anımsadı. ''İksirimin yetenekleri kehanetle ilgili. Kendi başıma pratik yapmam işe yaramayacak. Pek çok insanla iletişime geçmeli ve bunu hızla kavramak için onlar için kehanetlerde bulunmalıyım. Biraz para biriktirdikten sonra Kehanet Kulübü'ne katılmayı -kuzey Borough'daki Howes Sokağı'nda olana- ve gerçek bir Kahin olmayı düşünüyorum.''

Gelecekte bunu Gece Kuşları'ndan saklayamazdı. Onları şimdiden hazırlamak en iyisiydi.

''Daly de buna benzer düşünmüştü. Hep gerçek bir Ruh Medyumu olmak istediğini söyler.'' Yaşlı Neil başını iki yana sallayıp güldü. ''Ancak neden para biriktirmeyi bekliyorsun? Dunn'a durumu anlatıp giderler için ödenek isteyebilirsin!''

''Kehanet Kulübü gibi organizasyonlarda da tarikatçılar ya da şeytani organizasyonların üyeleri olabilir. Gece Kuşları'nın sivil bir personeli ve standart bir Beyonder olarak, onlara üye olman bizim onları izlememizi kolaylaştırır. Bu da işin bir parçası! Buraları düzenli olarak izlerdik ancak insan gücü eksiğimiz olduğundan onları uzun süre izleyemiyoruz. Şu anda bunu sen halledebilirsin.''

Bunu yapabilir miyim? Yaşlı Neil'ın ciddi yüz ifadesini gören Klein afallamıştı.

Özel meseleler için masraf talep ediyor olacaktı!

Bu meseleleri hiç bilmiyorum...

Gerçekten de tam bir klavye savaşçısıyım...

''Bunu yapmak için kendi paranı mı kullanmak istiyorsun?'' Yaşlı Neil, Klein'ın yüz ifadesini görünce gülümsedi.

Klein hemen başını iki yana salladı, ''Kaptan'a bildirmeyi planlıyorum!''

Yaşlı Neil memnun bir şekilde başını salladı ve içinde hoş olmayan şeyin bulunduğu kahve fincanına baktı. Kahveyi dökmemişlerdi.

''Bunun içine ne koydun?''

Klein utangaç bir tavırla gülümsedi.

''Botlarımın altındaki çamurdan. Çamurun rengi ve senin kahvenin rengi neredeyse aynı.''

Yaşlı Neil şaşkın bir şekilde elini ağzına götürdü, ''Neden hala dökmedin bunu?!"