Bölüm:830 Bizans Helios Canavarı Efendisini Kabul Ediyor!

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Eski müdür bir keresinde ona en üstün usta hocaların Semavi Usta Hocalar olduğunu söylemişti. Gökler tarafından kabul edilen Semavi Usta Hocalar, başkalarını kendilerini hoca olarak kabul etmeye zorlayan bir aura yayarlardı.

Tarihte, yalnızca Usta Kong böyle bir zirveye ulaşabilmişti. Karşısındaki bu genç adam da onlardan biri olabilir miydi?

"Bu doğru!"

Zhang Xuan başıyla onayladı. "Bir Semavi Usta Hocanın bir Dünya Dışı İblis olabileceğini mi düşünüyorsun?"

Bizans Helios Canavarı aceleyle büyük kafasını salladı. "Tabi ki hayır..."

Semavi Usta Hoca gökler tarafından bile kabul görmüş, Usta Kong'a denk bir varlıktı. Nasıl bir Dünya Dışı İblis olabilirdi?

Bu ikisi tamamen farklı dünyalara aitlerdi!

Karşı tarafın kimliğini tanıdığını gören Zhang Xuan'in yüzü anında karardı. "Gökler bile beni kabul ettiler, ancak bana hiç saygı göstermeyip, üzerine bana saldırdın... Göklerin senin için bir anlamı yok mu? Usta Kong'un senin için bir anlamı yok mu?"

Eğer karşı tarafı evcilleştirmek istiyorsa, önce ahlaki açıdan kendini haklı göstermeliydi. Bu nedenle, suçu karşı tarafa atmalıydı.

Ayrıca, ilk saldıran gerçekten de karşı taraf olmuştu. Zhang Xuan'in elinde birkaç koz olmasaydı, şu anda rolleri tam tersine olabilirdi.

"Ben..." Bizans Helios Canavarının yüzü kıpkırmızı oldu.

Daha önce, yalnızca bu kibirli çaylağı korkutarak ona alçakgönüllülük aşılamayı düşünmüştü, ancak kim... onun gerçekte bir Semavi Usta Hoca olduğunu bilebilirdi!

Tüm tarihte, yalnızca tek bir Semavi Usta Hoca olmuştu - Semavi Usta Kong! Onun has çırakları olan 72 Bilge bile böyle bir seviyeye ulaşamamıştı... Bu bir Semavi Usta Hocanın ne kadar korkunç bir varlık olduğunu gösteriyordu!

Bir başka deyişle, eski müdürden sayısız kat soylu olan bir usta hocaya saldırmıştı... Karşı tarafın ona bir ders vermesine şaşmamalıydı!

Kıymaya çevrilmemiş olması bile bir lütuf sayılırdı!

Karşı tarafın gelişimi şu anda zayıf olsa bile, yalnızca bu kimlikle, karşı taraf tüm Usta Hoca Akademisini yok etse bile, kimse onu cezalandırmaya cüret edemezdi.

Semavi Usta Hoca, Usta Kong'a denk bir varlık, hangi usta hoca onun yaptıklarına karşı çıkmaya cüret edebilirdi ki?

Karşı tarafın kalbine korku aşılamayı başardığını gören Zhang Xuan bastırmaya devam etti. "Bana gösterdiğin saygısızlık nedeniyle seni tutsak tutup, bir ders verdim. Bu nedenle bana karşı kin besliyor musun?"

Bizans Helios Canavarı hızla olumsuz anlamda kafasını salladı. "Buna cesaret edemem..."

Bir Semavi Usta Hoca insanlığın yükselişini ilerletmek için bir umuttu. Yerinde eski müdür olsa bile, karşı tarafa kin beslemeye cüret edemezdi.

Bu Semavi Usta Hocaların sahip olduğu bir ayrıcalıktı!

"Güzel! Aramızdaki yanlış anlaşılmayı düzelttiğimize göre, sana iki seçenek sunacağım. Bir, beni efendin olarak kabul et ve yaralarını tedavi edip, gelişiminde seviye atlamana yardım edeyim. İki, kimliğimi öğrendiğine göre, haberlerin yayılmasını önlemek için... seni temelli sustururum!" Zhang Xuan duygusuz bir şekilde konuşup, otoriter bakışlarıyla karşı tarafa baskı uyguladı.

Bir Semavi Usta Hoca olduğunu insanlar öyle kolayca öğrenemezlerdi. Bunu diğer usta hocaların öğrenmeleri bir şeydi, ancak eğer Dünya Dışı Şeytani Kabile bir şekilde bunu öğrenirse, bir açık hedef haline gelirdi!

Zhang Xuan bu korkuyla kimliğini herkesten, diğer usta hocalardan bile saklamayı seçmişti. Bunu öğrenenler sırrını koruyacaklarına dair yemin etmeliydiler.

"Bu..." Bizans Helios Canavarı ikilemdeydi.

Bir anlık tereddütten sonra, dişlerini sıkarak karşılık verdi, "Usta Zhang'i efendim olarak kabul edeceğim!"

Bu kararı korktuğu için vermemişti, daha çok... karşısındaki adam bir Semavi Usta Hoca olduğuna göre, ulaşabileceği yüksekler hayal edilemezdi. Belki de, efendisinin intikamını alabilirdi!

"Beni efendin olarak kabul etmeye karar verdiğine göre, o halde ben de sana söz veriyorum. Yeterli güce ulaşır ulaşmaz, eski müdürün ölümünün asıl nedenini araştırıp, intikamını alacağım!" Zhang Xuan de Bizans Helios Canavarı'nın niyetini fark edip, söz verdi.

"Teşekkür ederim... efendim!" Karşı tarafın, kendisi konuyu bile açmadan önce söz verdiğini gören Bizans Helios Canavarının gözleri heyecanla kızardı. Hemen yere diz çöktü ve kaşlarının arasından bir damla kan çıkarak, Zhang Xuan'in kaşlarının arasına doğru uçtu.

Anlaşma mühürlenmişti!

"Kalk!" Bir olası felaketi önleyen Zhang Xuan rahat bir nefes verdi.

Öne çıkarak avucunu Bizans Helios Canavarının vücuduna bastırdı ve saf Semavi Yolun zhenqisini ona aktardı.

Yalnızca birkaç dakika içinde, karşı tarafın ağır yaraları hiçbir iz bırakmadan kaybolmuştu.

"Bu..." Bizans Helios Canavarının gözleri şok içinde açıldı.

Aziz aleminde bir üstat olarak, Zhang Xuan'in zhenqisinin eşsiz doğasını açıkça hissedebilmişti. Yalnızca inanılmaz derecede saf değil, aynı zamanda tüm dünyayı gözeten bir tanrıyı andıran görkemli bir aura taşıyordu.

Demek, bu bir Semavi Usta Hoca... Bizans Helios Canavarı Zhang Xuan'e saygı duymadan edememişti.

"Tüm bu kuklaların ve seni alt eden iradenin neden Dünya Dışı İblislere ait olduğunu merak etmiş olmalısın..." Karşı tarafın düşüncelerinden habersiz olan Zhang Xuan ona hızla Dünya Dışı İblis kuklalar ve Acımasız'ı anlattı.

Bizans Helios Canavarının insanlığa gösterdiği sonsuz sadakati düşününce, Zhang Xuan'in bu konuyu ondan saklamasına gerek yoktu.

"Anlıyorum..." Detayları duyduktan sonra, Bizans Helios Canavarı, Zhang Xuan'e daha derin bir saygı duymadan edemedi.

Karşısındaki bu genç adam olmasaydı, kalp iyileşecek zaman bulup, geri dönecekti ve insanlığın başı büyük bir belada olacaktı.

Karşı tarafı alt etmek insanlığın başına gelecek büyük bir felaketi önlemek demekti ve bu büyük bir başarıydı!

Eğer bu katkıyı Usta Hoca Köşküne bildirecek olsaydı, en üst seviye Aziz silahlarla ödüllendirilirdi!

"Bana teslim olduğuna göre, sana yakınlarımdan biri gibi davranacağım. İşte bir Kadim Maymun'un iç çekirdeği. Onu özümsediğin sürece, şu anki dar boğazını aşarak daha yüksek alemlere ulaşabilirsin!"

Bileğini çeviren Zhang Xuan, Sis Bulut Bayırındaki Kadim Maymundan aldığı iç çekirdeği canavara doğru attı.

Aynı Kadim Maymun gibi, Bizans Helios Canavarı da maymun tipi bir aziz canavardı. Bünyelerindeki benzerlikler nedeniyle, Bizans Helios Canavarının iç çekirdeği özümseyerek seviyesini yükseltmesi fazla zor olamamalıydı.

"Teşekkür ederim, efendim!"

İç çekirdeği elinde tutup, yaydığı titreşen enerjiyi hisseden Bizans Helios Canavarının gözleri heyecanla kızardı.

Aynı Zhang Xuan'in tahmin ettiği gibi, iç çekirdek onun için son derece faydalıydı. Eğer onu iyi kullanırsa, Aziz alemi 2-dan'a kolayca ulaşabilirdi.

"Burada kimse yok, bu nedenle endişe etmeden eğitim yapabilirsin!"

Karşı tarafın gözlerindeki heyecanlı parıltıyı gören Zhang Xuan, Bizans Helios'u kendi haline bırakarak düzenden çıktı.

Bizans Helios Canavarı meselesi sonunda çözülmüştü.

Eski müdürün evcil canavarının desteğiyle, Usta Hoca Akademisinde ona meydan okumaya cesaret edebilecek kimse olmayacaktı.

Tam Zhang Xuan sırtını tembelce gerdiği sırada, Sun Qiang ona doğru yürüyerek bildirdi, "Genç efendi, Leydi Luo burada. Ana salonda bekliyor!"

"O burada mı?" Zhang Xuan'in gözleri ışıldadı. Hiç tereddütsün, ana salona doğru koştu.

Luo Ruoxin'le yalnızca üç kez karşılaşmış olsa da, ona karşı özel şeyler hissediyordu. Bu açıklanamaz bir histi, ancak daha önce hiçbir kıza karşı böyle şeyler hissetmemişti.

Güzellik konusunda, daha önce pek çok güzel genç kızla tanışmıştı. Zhao Ya, Wang Ying, Shen Bi Ru, Zhao Feiwu, Luo Qiqi, Yu Fei-er, Hu Yaoyao... Hepsi kendilerine has duruşları ve cazibeleri olan büyüleyici güzellerdi.

Ancak onlara karşı yalnızca bir öğrenci ya da dosta karşı hissedilebilecek sıradan duygular beslemişti.

Durumun neden böyle olduğuna dair hiçbir fikri yoktu.

Ancak Luo Ruoxin söz konusu olduğunda, onunla birlikte zaman geçirme düşüncesi bile kalbinin beklentiyle çarpmasına neden oluyordu.

Ana salona girince, beyaz cübbeli büyüleyici bir figürün arkası dönük şekilde odanın ortasında dikildiğini gördü. Figür geniş odaya kıyasla oldukça küçüktü, ancak güzel silueti birinin dikkatini tamamıyla üzerine çekiyor gibiydi ve bakışlarınızı ondan almak imkansızdı.

"Usta Luo!" Zhang Xuan bir gülümsemeyle öne çıkarak onu selamladı.

"Usta Zhang!" Usta Luo arkasını dönerek gülümsedi. Bir anda, sanki odada bir çiçek bahçesi belirmişti.

Ana salondaki koltuklara oturup, biraz hoş beş ettikten sonra, Luo Ruoxin konuştu, "Ben seni aramaya geldim çünkü yardımın gereken bir konu var!"

"Benden bir şey istemekten çekinme. Elimden geldiği sürece, kesinlikle yapacağıma emin olabilirsin!" Zhang Xuan konuştu.

"Usta Zhang gerçekten çok kibar. Ancak, senden isteyeceğim mesele gerçekten de yalnızca senin tarafından yapılabilir, çünkü İç Görü Gözüne sahipsin... Üstelik, eğer yanılmıyorsam, aynı zamanda bir Semavi Usta Hocasın, değil mi?" Luo Ruoxin sakince konuştu.

"Sen..." Zhang Xuan'in gözleri şaşkınlıkla büyüdü.

Bunca zamandır Semavi Usta Hoca kimliğini gizlemek için elinden geleni yapıyordu ve Usta Mu gibi bir 7 yıldızlı usta hoca bile bunu çözememişti. Ancak Luo Ruoxin bunu tek bir bakışta anlamış mıydı... Bu gerçek miydi?

Bu zamana kadar bunu yapmayı başaran tek kişi Acımasız olmuştu.

Ancak Acımasız, kendi zamanında Usta Kong'la eşit şartlarda savaşmış biriydi!

Bu konuda başkalarından çok daha keskin gözlere sahip olması şaşırtıcı değildi. Ancak, Usta Luo yalnızca 6 yıldızlı bir usta hoca olmalıydı. Bunu nasıl görebilmişti?

Zhang Xuan'in yaşadığı şoku fark eden Luo Ruoxin gülümsedi. "Aslında Yeşil Dağ'da ilk karşılaşmamızda fark etmiştim. Ancak, birbirimizi pek tanımadığımızdan dile getirmekten kaçındım."

Konuştuğu sırada karşı tarafın Yeşil Dağ'da yaptığı aptalca davranışları hatırlamadan edememişti ve içinden kıkırdama dürtüsü yükseldi.

Ömrü boyunca her türden sayısız dehayla tanışmıştı. Ancak, ilk kez onun kadar şapşalıyla karşılaşmıştı.

"Anlıyorum..." Zhang Xuan nasıl karşılık vereceğini bilemeden kafasını kaşıdı.

Sonuçta her ne pahasına olursa olsun Semavi Usta Hoca kimliğini gizlemek zorunda değildi. Tek korktuğu bu bilginin Dünya Dışı Şeytani Kabileye ulaşmasıydı.

Ancak karşı taraf bunu bilmesine rağmen bunca süredir sessiz kaldığına göre, güvenilir biri olmalıydı.

"Ne konuda yardımım gerektiğini öğrenebilir miyim?" Zhang Xuan sordu.

Karşı tarafın gelişimini göremediği ve kızın, onun bir Semavi Usta Hoca olduğunu görebildiği düşünülürse, Luo Ruoxin'in sıradan bir 6 yıldızlı usta hoca olmadığına hiç şüphe yoktu. En azından, büyük olasılıkla Usta Mu'ya denk bir güce sahip olmalıydı.

Böyle bir üstat yardımına ihtiyaç duyduğuna göre, mesele ne olabilirdi?

"Benimle Aziz Yükseliş Platformu'na gelmeni istiyorum!" Luo Ruoxin konuştu.

"Aziz Yükseliş Platformu mu?" Zhang Xuan kaşlarını çattı.

Daha önce böyle bir yeri hiç duymamıştı.

"Oranın Usta Kong'un zamanında Azizliğe yükseldiği yer olduğu söylenir. Bazı çıkarımlarımı doğrulamak için orayı ziyaret etmek istiyorum." Luo Ruoxin kaşlarını hafifçe çatarak konuştu.

"Usta Kong'un Azizliğe ulaştığı yer mi?" Zhang Xuan şaşırmıştı.

"Aynen öyle. Efsaneye göre Usta Kong sıradan bir Aziz değil, gökler tarafından tanınmış bir azizdi; 'yükseliş' kelimesi buradan geliyor. Aziz Yükseliş Platformu eski bir harabe değil, bir turistik bölgedir. Her yıl sayısız usta hoca, Usta Kong'a saygılarını sunmak için oraya hac yolculuğu yapar." Luo Ruoxin açıkladı.

"Turistik bir bölge mi? Eğer durum buysa, orada ne yapacağım?" Zhang Xuan şaşkınlıkla sordu.

Aziz Yükseliş Platformu bir turistik bölge olduğuna göre, orası ziyaret eden usta hocalar tarafından didik didik incelenmiş olmalıydı. Oraya gitse bile, herhangi bir katkıda bulunma ihtimali düşüktü!

"Sen aynı Usta Kong gibi bir Semavi Usta Hocasın. Üstüne, İç Görü Gözünü de kavramışsın. Belki de, başkalarının göremediği şeyler görebilirsin." Luo Ruoxin karşılık verdi.

"Ayrıca, orada Usta Kong'un el yazısıyla yazılmış kelimeler işli. Bir bakmak senin için de faydalı olacaktır!"

"Bu..." Zhang Xuan tereddüt etti. "Aziz Yükseliş Platformu buradan ne kadar uzakta?"

"Fazla uzak değil. Eğer Yüce Morkanat Canavarıyla gidersek, yolculuk altı yedi gün sürer!" Luo Ruoxin hafifçe kıkırdadı.