Bölüm:828 Bizans Helios Canavarı, Bulundu

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Grup lideri, Usta Zhang, Okul Müdürü Jiang'ın konutundan ayrıldıktan sonra, doğruca Kral Huai'nin ona verdiği malikaneye döndü. Ardından, Usta Luo'nun konutuna gitti, ancak kısa süre sonra geri döndü. O zamandan beri malikanesinden ayrılmadı!"

Düzen Ustalığı Okulunun tam merkezindeki büyük bir konağın avlusunda, genç bir kız karşısındaki güzel siluete bildirdi.

Dong Xin arkasını dönerek sordu, "Malikanesinden ayrılmadı mı?"

Doktorluk Okulundaki olaylardan sonra, zayıflığını öğrenmek için Zhang Xuan'in peşine adamlarını takmıştı, ancak karşı taraf o kadar meşguldü ki, onu görmek bile zordu. Şu ana kadar ona karşı kullanabileceği hiçbir şey elde edememişti.

"Evet!" Diğerleri genç kız karşılık olarak başıyla onayladı.

"Pekala, artık gidebilirsin." Dong Xin ellerini şöyle bir salladıktan sonra arkasında bağladı.

Hafif bir bahar meltemi cübbesini gererek büyüleyici figürünü ortaya koydu.

Akademinin en güzel kızlarından biri olma unvanını hak ediyordu. Duruşu ve jestleri eşsiz bir cazibe taşıyordu.

Eğer Hu Yaoyao dikenli bir gülse, o soğuk ama çekici, zarif bir zambak olurdu.

"Bir yavru bulmak isteyen biri kaplanın inine girmek zorundadır. Eğer o herifin zayıf yönünü keşfetmek istiyorsam, muhtemelen kendim harekete geçmeliyim!" Dong Xin'in kaşları yukarı kalktı.

Son derece dikkatli ve titiz birisiydi ve başkalarından duyduğu haberlere göre hareket etmeyi sevmezdi. Hu Yaoyao ve diğerlerinden Zhang Xuan hakkında pek çok şey öğrenmiş olsa da, bunların doğruluğuna dair çekinceleri vardı ve onu bizzat araştırmak için önemli kaynaklar harcamayı seçmişti.

Ancak, belki de Zhang Xuan fazla dikkatli davrandığından, kızın gönderdiği adamlar onunla ilgili işe yarar bir bilgi getirememişlerdi. Görünüşe göre işe yarar bir şey bulmak istiyorsa bizzat harekete geçmek zorunda kalacaktı.

"Pekala, gidip bir bakalım!"

Sıradan bir cübbe giyerek, konutundan ayrıldı.

Birilerini Kral Huai'nin Zhang Xuan'e verdiği malikanenin yerini öğrenmekle görevlendirdiğinden, tam yerini biliyordu. Malikane Usta Hoca Akademisinden fazla uzakta değildi, bu nedenle hedefine ulaşması birkaç dakika sürmüştü.

Görünüşe göre burada pek çok düzen kurulmuş... Ancak, bunun beni durduracağını sanıyorsan, fazla saflık ediyorsun! Hafifçe kıkırdayan Dong Xin malikaneye sızdı.

O, Usta Hoca Akademisindeki en üstün 5. sınıf öğrencilerden biriydi, Yüce Ölümlü 9-dan Koza aleminde bir üstat. Üstüne, Düzen Ustalığı Okulunun müdürü olan Chen Chengxun'un has çırağıydı.

Malikanedeki düzenler 4 ve 5 yıldızlı düzen ustalarını durdurabilirdi, ancak onun geçişini engellemek mi? Rüyanda görürsün!

Malikanenin içinde dikkatle ilerleyen Dong Xin kısa süre sonra kendisini büyük bir avlunun karşısında buldu.

Avlunun içinde aktif bir düzen vardı. Düzen avlunun çevresinde kalın bir sis tabakası yaratmıştı ve birinin içerde olanları görmesini engelliyordu.

Dong Xin bunu tek bir bakışla tanımıştı. Bu... 4 yıldızın zirvesindeki Aura Mühürleme Düzeni mi?

Bu düzenin amacı birinin aurasını gizlemekti... Yoksa o herifin zayıf noktası burada mı gizliydi?

Dong Xin'in gözleri heyecanla ışıldadı.

Aura Mühürleme Düzeni birinin aurasını gizlemek dışında pek bir işe yaramazdı. Karşı taraf malikanesine böyle bir düzen kurduğuna göre, bir şeyler gizlemeye çalıştığına hiç şüphe yoktu!

İçeri bir bakmak için Aura Mühürleme Düzenini aşmanın bir yolunu bulmalıyım... Dong Xin yumruklarını heyecanla sıktı.

Düşmanının sırrı ve muhtemelen en büyük zaafı karşısında duruyordu. Bu fırsatın parmaklarının arasından kaçıp gitmesine izin veremezdi. Dişlerini sert bir şekilde sıkarak boncuk gözleriyle düzeni dikkatle incelemeye başladı.

4. seviye bir Aura Mühürleme Düzenini çözmek çok zor değil, ancak yanlış bir hamle yaparsam düzen bayraklarını kaydırıp, düzende beklenmedik bir değişimi tetikleyebilirim...

Dong Xin 6 yıldızlı bir düzen ustası olarak bir Aura Mühürleme Düzenini kolayca alt edebilirdi. Ancak zor olan şey karşı tarafa fark ettirmeden içeri sızmaktı.

Bunu yapabilmek için düzeni tamamıyla incelemeli ve hamlelerini dikkatlice planlamalıydı.

Hızlı bir hareketle, kendisini gizlemek için avlunun bir köşesinde bulunan bir ağacın üzerine sıçradı. Ardından, bir geomanyetik pusula çıkartarak çevredeki ruhsal enerji akışına göre hesaplamalar yapmaya başladı.

Li San, Xun Wu... (*)

Dong Xin hızla hesaplarını yaptı ve hesaplamaları derinleştikçe daha çok etkilendi.

Bu Aura Mühürleme Düzenini kuran kişi büyük yeteneklere sahipti. Düzeni tüm malikaneyle kusursuz bir şekilde hizalayarak, ikisini tek bir varlığa dönüştürmüştü. Ben bile böyle bir şeyi başaramam...

Karşısındaki düzen yalnızca 4. seviyenin zirvesinde olsa da, çevreyle kusursuz bir uyum sağlamıştı ve yalnızca 5. seviye düzenlerin sahip olabileceği bir güce ulaşmıştı.

4. seviye bir düzenle böyle bir güce ulaşabildiğine göre, karşı tarafın düzen ustalığı konusundaki yetenekleri ondan daha üstün olmalıydı.

Ancak yine de, bir 4. seviye düzenin ulaşabileceği güç sınırlıydı. Düzen ne kadar iyi kurulmuş olursa olsun, Yaşam Kapısını bulduğum sürece kolayca içeri girebilirim... Dong Xin kendinden emin şekilde hafifçe kıkırdadı.

Düzenler konusundaki yetenekleri olağanüstüydü ve Düzen Ustalığı okulunun müdürü de bu yüzden onu has çırağı olarak almıştı.

Bu düzen sıradan bir 4. seviye düzeni aşmış olabilirdi, ancak temel sınırlarından dolayı, yine de kolaylıkla çözülebilirdi.

Derin bir nefes aldı ve tam Yaşam Kapısının yerini bulup, içeri sızacağı anda yer şiddetle sarsıldı. Düzenden şiddetli bir enerji yükseldi.

Sanki içerdeki güçlü bir üstat düzeni kırarak kaçmaya çalışıyordu.

Bom! Bom! Bom!

Dong Xin hızla gizlenirken bir başka güç dalgasının Aura Mühürleme Düzenine vurdu. Bu muazzam güç karşısında düzen çökmeye başladı.

5. seviye gücünde bir düzeni kaba güçle yok etmek... Düzenin içindeki kişi en azından Aziz aleminde bir üstat olmalıydı! Dong Xin şaşkınlıkla gözlerini kıstı.

Aura Mühürleme Düzeni 4. seviyenin zirvesinde bir düzen olmasına rağmen onu kuran kişi bunu öyle kusursuzca yapıp, çevreyle uyumlu hale getirmişti ki, topladığı güce yalnızca 5. seviye düzenler sahip olabilirlerdi.

5. seviye bir düzenin kaba güç karşısında çökmesinin tek anlamı, içeride tutsak kalan kişinin inanılmaz güçte bir üstat olmasıydı.

Bom!

Yaşadığı şokun ortasında, Dong Xin çöken düzenin ardında devasa bir figürün belirdiğini gördü.

Bu... Kıdemli Bizans Helios?!

Yaşadığı büyük şaşkınlıkla vücudu donup kaldı.

Bir 5. seviye öğrencisi olarak, eski müdürün evcil canavarını birkaç kez görecek kadar şanslıydı... Ancak o Dünya Dışı İblisler tarafından kaçırılmamış mıydı?

Nasıl burada olabilirdi?

Yoksa...

Dong Xin aklına gelen ihtimalle eşi görülmemiş bir korkuya kapıldı.

"Kaçmayı mı düşünüyorsun? Acımasız, indir onu!"

Bir sonraki an avluda umursamaz bir ses duyuldu ve ezici bir öldürme arzusu bölgeye yayıldı.

Tak!

Kıdemli Bizans Helios tepki bile veremeden önce yere düşerek kontrolsüzce sarsılmaya başladı.

Bu... Dünya Dışı Şeytani Kabile! Dong Xin o kadar korkmuştu ki en ufak bir hareket yapmaya bilece cesaret edemedi.

"Geri kalanının, yakalayın onu! Gebertene kadar dövün!"

Hemen ardından umursamaz ses bir kez daha duyuldu ve yirmi Aziz alemi Dünya Dışı İblis aniden ortaya çıkarak öfkeyle Kıdemli Bizans Helios'a saldırdılar.

Pili pala!

Yumruklar ve tekmeler çaresiz Kıdemli Bizans Helios'un etine gömülürken, göz açıp kapayıncaya kadar canavarın her yeri morarmıştı. Yerde kontrolsüzce seğiriyordu ve her an son nefesini verebilecek gibi görünüyordu.

Nefesini bastırmak için ağzını sıkıca kapatan Dong Xin kanının donduğunu hissetti. O anda fark edilmek korkusuyla en ufak bir hareket yapmaya ya da ses çıkartmaya cesaret edemiyordu.

Düşmanın saflarında yirmi Aziz alemi Dünya Dışı İblis vardı ve Kıdemli Bizans Helios bile onlara rakip olamıyordu. Eğer fark edilirse, anında katledileceğine hiç şüphe yoktu.

"Yine bayıldı..."

Yaprakların arasından, Zhang Xuan'in tembelce Kıdemli Bizans Helios'a doğru yürüdüğünü ve soğuk bir şekilde dudak büktüğünü gördü. Bileğini çevirdi ve devasa Kıdemli Bizans Helios aniden gözden kayboldu. Ardından, çöken düzene bakıp derin düşüncelere daldı.

"Bu düzen fazla zayıf... Görünüşe göre daha güçlü bir düzen öğrenmek için Düzen Ustalığı Okuluna gitmeliyim..." Zhang Xuan odasına dönmeden önce kendi kendine mırıldandı.

Zhang Xuan gözden kaybolduktan sonra bile, Dong Xin karşı tarafın aniden geri dönmesinden korkarak hareket etmeye cesaret edemedi. Altı saat sonra, sonunda alacakaranlık çöktüğünde gergin bedenini hareket ettirmeye cesaret etti ve malikaneden hızla kaçtı.

Gördüğü şey gerçekten de çok büyük bir olaydı!

O kadar büyüktü ki daha önce böyle bir korku yaşamamıştı!

Zhang Xuan'in bu kadar üstün olmasına ve her alanda yetenekli olmasına şaşmamalıydı... Onun gerçekte bir insan olmadığı ortaya çıkmıştı!

Dünya Dışı Şeytani Kabilenin kraliyet üyelerinin kendilerini insan olarak gösterme yeteneğine sahip oldukları ve Aziz aleminde usta hocaların bile farkı anlayamayacakları söylenirdi. Bunu ilk duyduğunda, tamamen saçmalık olduğunu düşünmüştü - dünyada nasıl böyle işe yarar bir yetenek olabilirdi? - ancak... gerçekten doğru olacağı kimin aklına gelirdi!

Bir Dünya Dışı İblisin kendisini usta hoca kılığına sokması ve başarıyla Usta Hoca Akademisine sızması... Bu haber yalnızca Usta Hoca Akademisinde değil, Usta Hoca Köşkünde de büyük bir kaos yaratacaktı!

Bu meselenin olası etkilerini fark eden Dong Xin olabildiğince hızlı şekilde Usta Hoca Akademisine koştu. Bu olamaz, planının başarıya ulaşmasına izin veremem! Bu meseleyi hemen akademiye bildirmeliyim...

Bu artık onun, bir öğrencinin gücüyle başa çıkılacak bir durum değildi. En kısa sürede Usta Hoca Akademisinin yetkililerini bilgilendirmek zorundaydı.

Ancak... meselenin ne kadar şaşırtıcı olduğu düşünülürse, insanlar ona inanırlar mıydı?

Ne de olsa Zhang Xuan Okul Müdürü Mo, Okul Müdürü Zhao, Okul Müdürü Wei ve birkaç saat önce Okul Müdürü Jaing'ın bile güvenini kazanmıştı! Üstüne, Köşk Efendisi Mo'nun da yakın dostuydu ve karargahtan gelen Usta Luo ile de dostane bir ilişkisi var gibi görünüyordu...

Eğer sağlam kanıtları olmadan onu bir Dünya Dışı İblis olmakla suçlarsa, diğerleri ona inanmadıkları gibi, yoldaşlarına suç attığı için usta hoca lisansını bile kaybedebilirdi!

Bu meseleyi önce hocamla konuşmalıyım... Dong Xin düşündü.

Dong Xin Grubunu kuran ve onu akademideki en büyük öğrenci gruplarından biri haline getiren kişi olarak, hiçbir şekilde düşüncesiz ya da aptal biri değildi.

Zhang Xuan akademiye gireli yalnızca birkaç gün olmasına rağmen dört okul müdürünün ve Köşk Efendisi Mo'nun yanında on binlerce öğrencinin güvenini kazanmıştı... Şu anki itibarı kesinlikle ona denk değildi.

Bu koşullarda, sözlerini destekleyecek somut kanıtları olmadığından, kesinlikle dezavantajlı konumdaydı. Ağzını açarsa oklar büyük olasılıkla ona dönerdi ve belki de... hayatı bile tehlikeye girebilirdi!

Bu nedenle bu konuda dikkatle ilerleyip, daha bile temkinli olması gerekiyordu.

Ancak hocam bana güvense bile, itibarı Okul Müdürü Zhao'nun altında. Bu Zhang Xuan'i devirmek için yeterli olmayacaktır...

Dong Xin'in zihninde birden bir figür belirdi. Dur biraz, Okul Müdürü Lu Feng'e gidebilirim!

Hocası Chen Chengxun'un Düzen Ustalığı Okulunun müdürü olarak Usta Hoca Akademisinde büyük bir itibara sahip olduğu doğru olsa da, konum olarak yine de Zhao Bingxu'nun altındaydı. Eğer Zhao Bingxu hocasının gündeme getirdiği konuya karşı çıkarsa, büyük olasılıkla konu kapatılırdı.

Ancak... eğer vekil müdür olan Lu Feng'i kendi tarafına çekebilirse sonuç farklı olurdu!

Lu Feng ve Zhang Xuan'in düşmanca bir ilişkileri vardı, bu nedenle Lu Feng onu dinleyebilirdi.

Önce hocamı bulup, beni Okul Müdürü Lu Feng'e götürmesini sağlamalıyım... Dong Xin kararlı bir ifadeyle dişlerini sıktı.

Bu meselenin olası sonuçları aşırı büyüktü. Yalnızca gördüklerini anlatarak çözülebilecek bir mesele değildi. Önce kendi saflarına yeterince güç toplamalıydılar.

Ve şu anda, akademide en büyük söz sahibi olan kişi hiç şüphesiz Okul Müdürü Lu Feng'ti.

Üstelik, karşı taraf Zhang Xuan'e kin güdüyordu, bu durumla haberleri ona götürürse, karşı taraf büyük olasılıkla onun tarafını tutacaktı.

Hu!

Kararını veren kız hiç tereddüt etmeden doğruca Düzen Ustalığı Okulunun okul müdürünün ofisine yöneldi.

ÇN: Herkesin bayramını kutlarım! İyi okumalar!