Bölüm:798 Toprak Damarı Ruh Özü

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Ne?"

Parmaklarıyla ezerek kolayca öldürebileceği zayıf bir insanın elinde bunca Aziz alemi kutla olmasını beklemeyen Kadim Maymun'un vücudu kasıldı. Arkasını dönüp hemen kaçmaya başladı.

Ancak onu aynı anda kovalayan bunca Aziz alemi kuklayla, kaçma şansı olabilir miydi?

Pi li pa la!

Ete gömülen yumruk ve tekmelerin sesi yankılanmaya başladı.

Kuklalar Bizans Helios Canavarını döverken edindikleri tecrübeyle, Kadim Maymun'un icabına kolay bir şekilde baktılar.

Yalnızca birkaç dakikada, Kadim Maymun'un zarar görmemiş tek bir noktası bile kalmamıştı ve çoktan ölümün eşiğindeydi.

"Beni öldürme! Senin evcil canavarın olmaya razıyım!" Kadim Maymun yalvardı. Bu noktada hayatı söz konusuydu ve bir aziz canavar olarak sahip olduğu gururu düşünemezdi.

"İhtiyacım yok!" Zhang Xuan ellerini soğuk bir tavırla salladı.

Aziz alemi 1-dan'ın zirvesinde bir Aziz canavarın ona hizmet etmesi gerçekten de işine yarayabilirdi. Ancak Wei Changfeng'i öldürdüğü için... Zhang Xuan karşılığını hayatıyla ödemesini istiyordu!

Aksi halde, Wei Changfeng'in kızının yüzüne nasıl bakabilirdi?

"Öldürün onu!"

Bakışlarını Kadim Maymundan uzaklaştıran Zhang Xuan ruhunu vücudundan ayırdı.

Eğer Semavi Yolun zhenqisi Wei Changfeng'i kurtaramıyorsa, belki ruh kahini yetenekleriyle bir şansı olabilirdi.

Ancak bir bakış attıktan sonra, başını çaresizce salladı.

Wei Changfeng çok ağır yaralanmıştı. Sis Bulut Çiçeğini elde etmek için gösterdiği kararlılık olmasaydı, saatler önce ölmüş olurdu.

Zihnindeki gerginlik kalktığı anda, ruhu hemen bilinmeyen bir boyuta doğru çekilmiş, dünyadan kaybolmuştu.

Kendisi bir yana, Usta Kong bile Wei Changfeng'i kurtaramazdı.

"Endişelenme, kızına iyi bakacağım!" Ruhu bedenine dönerken, Zhang Xuan ciddi bir ifadeyle mırıldandı.

Wei Changfeng'le tanışalı uzun zaman olmamıştı ve hatta aralarında hoş olmayan şeyler de yaşanmıştı, ancak Zhang Xuan ona yine de saygı duyuyordu. Wei Changfeng iyi bir adam değildi, ancak iyi bir babaydı. Kızı için sahip olduğu her şeyden vazgeçmeye razıydı ve bu gerçekten taktire şayandı.

Wei Changfeng'i kurtarmanın imkansız olduğunu bildiğinden, Zhang Xuan bir kez daha Kadim Maymun'a dönmeden önce adamın cesedini depolama yüzüğüne kaldırdı. Maymun çoktan son nefesini vermek üzereydi.

Aziz 1-dan'ın zirvesinde bir canavar olsa da, yorulmak ya da acı nedir bilmeyen yirmi kuklaya karşı rakip olamazdı.

"İnsan, beni öldürmediğin sürece, sana bir sır vereceğim..." Zhang Xuan'in bakışlarını üzerinde hisseden Kadim Maymun endişeyle son bir teklifte bulundu.

Hiçbir şey yapmazsa kısa süre içinde öleceğini bildiğinden, bu kumarı oynamak zorundaydı.

"Bir sır mı? Bana ne gibi bir sır verebilirsin ki?" Zhang Xuan küçümser bir tavırla sordu.

"Toprak Damarı Ruh Özünün yerini! Beni bağışladığın sürece, seni oraya götürebilirim..." Kadim Maymun aceleyle yanıt verdi.

"Toprak Damarı Ruh Özü mü?" Zhang Xuan biraz şaşırmıştı.

"Aynen öyle! Bu yalnızca büyük toprak damarlarında biriken yoğun bir ruhsal enerjidir. Toprak Damarı Ruh Özünde bulunan ruhsal enerjiyi özümsemek ruh taşlarına kıyasla çok daha kolay olduğundan Aziz alemin altındaki üstatlar için çok faydalıdır!" Zhang Xuan'in bu konuda bilgisiz olmasından endişelenen Kadim Maymun aceleyle açıkladı.

Teklif Zhang Xuan'in ilgisini çekmişti.

Şu anda en çok eksikliğini hissettiği şey gelişimini destekleyecek ruhsal enerjiyi alacağı ruh taşlarıydı. Eğer Toprak Damarı Ruh Özünü elde edebilirse, çaba harcamaktan kurtulabilirdi.

Daha önce Toprak Damarı Ruh Özünü hiç duymamış olsa da, yalnızca büyük damarlarda biriken bir ruhsal enerji yoğunluğu olduğu düşünülürse, inanılmaz derecede değerli olmalıydı.

"Sis Bulut Bayırındaki aziz canavarların insanların dağa girmelerini engellemelerinin nedeni Toprak Damarı Ruh Özünü korumaktır. Beni öldürmediğin sürece, seni oraya götürebilirim..." Kadim Maymun teklif etti.

"Sen olmadan da onu bilebilirim!" Zhang Xuan soğuk bir tavırla karşılık vererek elini kaldırdı ve kuklalar Kadim Maymun'a darbeler yağdırmaya devam ettiler.

Aynı zamanda, Zhang Xuan ruhunu bedeninden çıkararak bir dizi el mührü oluşturdu.

Ruh Sanatı, Ruh Arama!

Wei Changfeng'i öldüren suçlu olarak, Kadim Maymun ölmeliydi. Bu konuda pazarlığa yer yoktu.

Normal koşullarda, Zhang Xuan'in şu anki ruh gelişimi düşünüldüğünde, Aziz aleminde bir üstat üzerinde Ruh Arama kullanması imkansız olmalıydı. Ancak, bir Aziz canavarın ruhu genelde Aziz alemindeki bir insan üstattan daha zayıf olurdu ve bu canavar çoktan ölümün eşiğine gelene kadar dövülmüştü.

Üstüne, Acımasız da ona yardım ediyordu.

Sonuç olarak Kadim Maymun hızla Ruh Aramaya yenik düştü.

Tzzzzzzz!

Kadim Maymun'un ruhunu çekince, anıları ve bildikleri Zhang Xuan'in zihnine akmaya başladı.

"Burada gerçekten de bir Toprak Damarı Ruh Özü gölü varmış!"

Kadim Maymun'un anılarına göz atan Zhang Xuan'in gözleri ışıldadı.

Karşı taraf ona yalan söylememişti, Sis Bulut Bayırında gerçekten de Toprak Damarı Ruh Özü vardı. İnsanların onu keşfetmesinden korkarak, bölgeyi sıkıca koruyorlardı.

Dürüst olmak gerekirse, Kadim Maymun da bu kadar şanssız olmayı beklemiyordu. Eğer bir başkası olsaydı, Toprak Damarı Ruh Özünü düşünerek onu bağışlamayı seçerdi. Ancak rüyalarında bile karşısındaki genç adamın Ruh Arama yeteneğine sahip bir ruh kahini olduğunu düşünemezdi!

Toprak Damarı Ruh Özünün yerini bilsem de, onu elde etmem kolay olmayacak. Kadim Maymun seviyesinde dört aziz canavar tarafından korunuyor... Eğer bu canavarı gerçekten takip etseydim, kuklalarımla bile oradan sağ kurtulamayabilirdim!

Toprak Damarı Ruh Özünün varlığı gerçek olabilirdi, ancak Kadim Maymun gerçeği tamamen söylememişti.

Eğer Zhang Xuan onu gerçekten dinlemiş ve takip etmiş olsaydı, Aziz 1-dan'ın zirvesindeki dört aziz canavar, sayısız Yarı-Aziz ve Nasent Aziz canavarın kıskacında kalacaktı. Elindeki Dünya Dışı İblis kuklalarla bile, oradan kurtulması son derece zor olurdu.

Ne de olsa kuklalar acı duymasalar ve korkusuzca savaşabilseler bile, güçleri taşıdıkları ruhsal enerjiyle sınırlıydı.

Son birkaç kullanımdan sonra enerjilerinin yarısı çoktan tükenmişti. Dünya Dışı İblis kuklaları şarj etmek için ruhsal enerjiyle dolu bir nehrin bulunduğu yeraltı odasının aksine, onları burada şarj etmek o kadar kolay değildi.

Kuklaların enerjileri tükendiğinde, Zhang Xuan'in şu anki gücüyle onu bekleyen tek son ölümdü.

Kadim Maymun ölümü pahasına onu da peşinde sürüklemeye çalışmıştı.

Ruh Aramanın ezici gücü altında, Kadim Maymun'un ruhu hiçliğe dağıldı. Canavarın iç çekirdeğini ve diğer işe yarar parçalarını toplayıp, depolama yüzüğüne kaldıran Zhang Xuan derin düşüncelere daldı.

Canavarın söylediğine göre, Toprak Damarı Ruh Özü ruhsal enerjiden oluşuyordu. Saflığı yüksek seviye ruh taşlarına denk olmasa da, özümsemek çok daha kolaydı ve bitkiler bile Toprak Damarı Ruh Özünün ruhsal enerjisini özümseyebilirlerdi. Eğer onu On Yapraklı Çiçeğe verirsem, bir gün içinde açmasını sağlayabilirim!

Kadim Maymun'un bildikleriyle, Toprak Damarı Ruh Özünün özelliklerini inceledikten sonra Zhang Xuan'in gözleri ışıldadı.

Ruh taşlarını içlerinde inanılmaz miktarda ruhsal enerji taşısalar da, katı formları nedeniyle özümseme hızı açısından Toprak Damarı Ruh Özüne kıyasla daha etkisiz ve yavaşlardı.

Eğer ruh taşları kömürse, Toprak Damarı Ruh Özünün benzin olduğu söylenebilirdi.

Kömür daha uzun süre ve daha yüksek ısı verebilse de, yanma hızı ve yararlılık açısından çok daha üstündü.

Eğer Zhang Xuan onu elde edebilirse, Aziz alemine ulaşabilmek için yüzlerce yüksek seviye ruh taşı bulma zorunluluğundan kurtulabilirdi!

Toprak Damarı Ruh Özü Sis Bulut Bayırının merkezinde bulunuyor. Buradan fazla uzakta değil, ancak... onu koruyan dört Aziz alemi 1-dan canavar var. Üstüne, bölgede pek çok Nasent Aziz ve Yarı-Aziz canavar dolu... Onları atlatmam kolay olmayacak!

Toprak Damarı Ruh Özünün varlığını öğrendikten sonra, Zhang Xuan'in onu elde etmek istemesi doğaldı. Ancak şu anki gücüyle, oraya düşüncesizce koşacak olursa öleceği kesindi.

Acımasız, tek bir Aziz alemi 1-dan canavarı kolaylıkla baskı altına alabilirdi, ancak bu kadar çoğuna karşı yapabileceği hiçbir şey yoktu.

Ne de olsa daha yeni uyanmıştı ve şu anda yalnızca bir kalpti. Doğal olarak gücü eskiye kıyasla çok daha azdı.

Ayrıca, yalnızca Acımasız'a bel bağlamak güvenli olmazdı. Eğer Acımasız karşılıklı bir yıkımı göze alarak ona yardım etmeyi reddederse hayatını kaybedebilirdi.

Bu nedenle mümkün olduğunca kendi gücüne güvenmesi en iyisi olurdu.

"Görünüşe göre hala ruhuma güvenmeliyim!" Bir an düşündükten sonra Zhang Xuan'in aklına bir fikir geldi.

Fiziksel vücudunu kullanarak Sis Bulut Bayırının merkezine ulaşabilmesi imkansızdı. İzini ne kadar iyi gizlerse gizlesin, bölgedeki ruh canavarları ve aziz canavarların sayısı düşünüldüğünde, kolaylıkla yakalanacağı kesindi. Ancak, yalnızca ruhuyla giderse durum farklı oldurdu.

Aziz alemindeki üstatların aksine, aziz canavarların ruhları çok daha zayıftı. Bir ruhun varlığını hissetmeleri daha zor olurdu.

Eğer Zhang Xuan kartlarını iyi oynarsa, sessizce içeri sızıp, Toprak Damarı Ruh Özünü kaçırabilirdi.

"Pekala, o halde karar verilmiştir!"

Zhang Xuan hiç tereddüt etmeden yere oturup, ruhunu bedeninden ayırdı.

Küçük bir el hareketiyle fiziksel vücudunu depolama yüzüğüne kaldırdı.

Bizans Helios Canavarı ve Sonsuz Karınca Kovan Kraliçesi içindeyken, Sonsuz Karınca Kovanı zaten son derece sıkışıktı. Depolama yüzükleri canlı bir bedeni barındırmak için sert koşullara sahip olsalar da, Zhang Xuan'in şu anki gelişimi ve dayanıklı vücudu düşünüldüğünde, birkaç saat sorun olmamalıydı.

"Yüzüğü ne yapmalıyım..."

Fiziksel vücudunu ve klonunu depolama yüzüğünde tuttuğuna göre, onu yanında taşıması daha güvenli olurdu. Aksi halde ruh canavarları depolama yüzüğünü bulup götürecek olurlarsa, pişman olmak için çok geç olurdu.

Ancak eğer ruhunun üzerinde somut bir şey taşıyacak olursa, bu Sis Bulut Bayırının merkezine soyut bir ruh olarak sızma planıyla çelişirdi. Düşmanlarına yerini belli etmiş olurdu!

"Dur biraz... peki ya Sonsuz Karıncalar?" Zhang Xuan'in aklına bir fikir geldi.

Depolama yüzüğünü yanında götüremeyebilirdi, ancak Sonsuz Karıncalara bırakabilirdi!

Küçük boyutlarına rağmen, o karıncalar yine de vahşi canavarlardı. Bir yüzükle birlikte uçmaları zor olmazdı.

Dahası, paylaştıkları istihbarat ağı sayesinde bölgedeki ruh canavarları ve aziz canavarlardan kaçınabilirlerdi. Ruhu sessizce takip ederek depolama yüzüğünü istediği yere taşıyabilirlerdi.

Bir canavar depolama yüzüğünü onlardan almayı başarsa bile, Sonsuz Karıncalar yüzüğün yerini takip ettikleri sürece onu geri almanın bir yolunu bulabilirdi.

"O halde karar verilmiştir!"

Zhang Xuan Sonsuz Karınca Kovan Kraliçesine bir telepatik mesaj gönderip, planını bildirdi ve bir Sonsuz Karınca hemen depolama yüzüğünü taşımak için o tarafa uçtu. Tahmin ettiği gibi, yüzüğün ağırlığını taşıyarak uçmasında sorun yoktu.

"Güzel. Peşimde ve çalılara yakın uç..."

Planının uygulanabilir olduğunu gören Zhang Xuan, Sis Bulut Bayırının merkezine doğru ilerlemeden önce birkaç talimat verdi.

Kadim Maymun'a uyguladığı Ruh Aramadan sonra, canavarların Sis Bulut Bayırına nasıl dağıldıklarına dair bir fikir edinmişti. Bölgeyi gözetleyen Sonsuz Karıncaların da desteğiyle, Zhang Xuan'in ruhu ruh canavarları ve aziz canavarlardan kaçınmayı başardı.

Bir saat sonra, yüksek bir tepeye ulaştı.

Tepenin altında, zirveden dökülerek gök gürültüsünü andıran bir gümbürtü çıkartan devasa bir şelale vardı. Su sonunda kıvrılarak ufukta kaybolan bir nehre dönüşüyordu.

"Burada olmalı..."

Zhang Xuan bakışlarını kaldırarak şelaleye baktı. Dökülen suyun ardında gizli olsa da, biri dikkatle bakarsa şelalenin ardındaki bir mağaranın ana hatlarını görebiliyordu. Önceden bilmediğiniz sürece bunu fark etmek imkansız olurdu.

Kadim Maymun'un hafızasına göre, Toprak Damarı Ruh Özü bu mağarada olmalıydı.

Zhang Xuan mağaraya koşmak yerine önce etrafı taradı ve bekleneceği gibi, gücü Kadim Maymun'a denk bir çift aziz canavarın çevrede kamp kurduklarını buldu. Biraz daha ileride, Aziz alemi temel kademe, orta kademe ve ileri kademedeki en az bir düzine canavarın varlığını hissetti.

"Buraya fiziksel vücudumla gelmediğim için şanslıyım..."

Manzarayı gören Zhang Xuan rahat bir nefes verdi.

Eğer fiziksel vücuduyla gelmiş olsaydı, kesinlikle kuşatılır ve öldürülürdü.

Öte yandan ruh soyut bir varlıktı ve neredeyse ayırt edilemezdi. Güç kullanmadığı sürece, düşmanların varlığını hissetmesi zor olurdu.