Bölüm:779 Bir Öğrenci Grubu Kurmak

Çeviri ve Düzenleme: Gin

"Ç-ç-çırak mı?"

"Zhang Xuan'in çırağı mı?"

Xue Zhenyang ve diğerleri duydukları karşısında bir anlığına aptala döndüler.

Neler oluyor?

Zhang Xuan'e bir ders vereceğini söylemedin mi? Nasıl onun çırağı oluverdin?

İki tür çırak vardı. Biri mesleğe yeni başlamış ve henüz 1 yıldız nişanını almamış kişilere denirdi. Mesleğin resmi üyelerinden birini takip ederek mesleği öğrenirdi.

Diğeri meslekteki yüksek rütbeli bir üyeye özel çırak olarak hizmet eden düşük rütbeli üyeye denirdi.

Bu iki tür çıraklığı ayırmak için, ikincisi genellikle özel çıraklık olarak anılırdı.

Bir özel çırağın hedefi ustasından öğrenmek olsa da, gerçekte konumu bir öğrencinin bile altındaydı ve ustaları için her tür angarya işi çözmeleri beklenirdi.

Akademinin en üstün öğrencileri olarak, her birinin kendi özel çırakları vardı. Örneğin Xinru, Hu Yaoyao'nun özel çırağıydı.

Ancak Usta Zhang'in sana teslim olmasını sağlamayacak mıydın?

Neden bunun yerine onun özel çırağı oldun?

"Başaramadım. Usta Zhang'in dengi değildim... Şimdi gidebilirsiniz." Hu Yaoyao kendisini tekrar tanıttıktan sonra, daha fazla konuşmak istemediği için eliyle gitmelerini işaret etti.

"Bu..."

Zaferlerini kutlamak için buraya gelmişlerdi, ancak bu sözleri duyan Dong Xin, Xue Zhenyang ve Long Cangyue'nin şaşkın bakışlarla oradan ayrılmaktan başka şansları yoktu.

"Neler oluyor?"

Konuttan çıktıktan sonra, üçlü birbirlerine bakakaldılar.

"Görünüşe göre... planı başarısız olmuş ve üstüne ona ders veren Zhang Xuan olmuş!" Dong Xin karşılık verdi.

Hu Yaoyao hakkında bildikleriyle, düşünebildiği tek ihtimal buydu.

"Öyle görünüyor..." Xue Zhenyang kafasını kaşıdı. "Ama bu Hu Yaoyao! Onunla birkaç kez dövüştüm ve sıra dışı yöntemleri yüzünden epey sıkıntı çektim. Bir çaylak karşısında böyle ezici bir yenilgi alması..."

"Görünüşe göre o çaylakta tekin olmayan bir şeyler var... ancak ne kadar tekinsizse, ona olan ilgim o kadar artıyor!" Gözlerinden keskin bir parıltı geçen Long Cangyue konuştu.

Hepsi Usta Hoca Akademisinin en üstün dehalarıydı, ne zaman bir başkasıyla mücadele etmekten korkmuşlardı ki?

Bir çaylak gelir gelmez işlerini arsızca bozduğuna göre, otoritelerini korumak için karşılık vermeleri gerekiyordu.

"Dürüst olmam gerekirse, karakteri benim de ilgimi çekti." Dong Xin kıkırdadı.

Bu noktada bir şey hatırlayarak Xue Zhenyang'e döndü. "Ona yardım eden çaylakların icabına bakmak için adamlarını göndermemiş miydin?"

"Hu Yaoyao'nun başarılı olacağını düşünüyordum, bu nedenle buraya gelmeden önce sorun çıkaran o çaylaklara hadlerini bildirmek için adamlarımı gönderdim... Zamana bakılırsa, işleri çoktan bitmiş olmalı!" Xue Zhenyang karşılık verdi.

Dong Xin bir süre düşündükten sonra başını salladı. "Adamlarının güçleri düşünülürse, o çaylakların icabına bakarken sorun yaşamamalılar. Ancak... o çaylakların arkasında Zhang Xuan var ve henüz onu indirmeyi başaramadık. Fazla acele etmişsin; önce Hu Yaoyao'nun başardığından emin olmalıydın. Sonuçta köşeye sıkışan köpek ısırır derler. Eğer ona fazla yüklenirsek, sonunda kendimizi de yakabiliriz."

"Öyleyse ne olmuş? İşlerimizi bozduğu andan itibaren düşman olacağımız kesindi. Düşmanına merhametli davranmak istiyorsan bile, onun aynı şeyi yapacağını düşünüyor musun? Şaka yapıyor olmalısın! Ayrıca, adamlarım onlara okul kurallarına uygun şekilde meydan okudular. Zhang Xuan bu konuda bana saldırmak istese bile, ne yapabilir ki? Adamlarım kuralları çiğnemedikleri sürece, Okul Müdürü Mo ya da Okul Müdürü Zhao bile bu konuda bir şey söyleyemezler!" Xue Zhenyang hafifçe kıkırdayarak kendinden emin bir şekilde konuştu.

"Eğer... adamlarımı savaş teknikleri konusunda geçemezse, durumu kabullenmekten başka çaresi yok!"

"Adamların onlara savaş teknikleri alanında mı meydan okudular?" Long Cangyue kahkahalara boğuldu. "Aynen öyle, sen Dövüş Sanatları Okulunun büyük kıdemlisisin, okul müdürünün gururu. Mızrak konusundaki anlayışın çoktan kavranamaz bir seviyeye ulaştı. Senden rehberlik alan adamlarının da dövüş sanatları konusundaki kavrayışları birinci sınıf olmalı. Savaş tekniklerinde birinin form ve niyetini kusursuzluğa ulaştırabilmesi ve aralarında uyumu yakalayabilmesi için yıllarca pratik yapması gerekir. Usta Zhang ne kadar yetenekli olursa olsun, hala çok tecrübesiz. Dövüş sanatları konusunda da üstün başarılı olabilmesine imkan yok."

Birinin hızla yükselebileceği çoğu yardımcı mesleğin aksine, savaş tekniklerinde adım adım ilerlemek gerekirdi. Yalnızca uzun süreye yayılan sürekli çaba ile bir şeyler başarabilmek mümkündü.

Xue Zhenyang ateşli ve aceleci bir kişiliğe sahipti, ancak savaş teknikleri konusundaki anlayışı, özellikle de mızrak konusunda, Usta Hoca Akademisindeki öğrenciler arasında rakipsizdi.

Söylentiye göre çoktan Silahların Kalbini kavramış, mızrakta kusursuz uyuma ulaşmıştı.

"Aynen öyle. Usta hocalar olsak da, aynı zamanda birer üstadız. Eğer biz kıdemlilerin neler yapabildiğimizi onlara göstermezsek, Usta Hoca Akademisinde geçirdiğimiz yıllarda hiçbir şey başaramadığımızı düşünebilirler!" Sırtı bir mızrak kadar dik duran Xue Zhenyang mutlak bir öz güvenle konuştu.

Entrikalar konusunda Hu Yaoyao'ya rakip olamazdı - hatta her seferinde zekasına mağlup olmuştu - ancak karşı taraf ona dövüş gücü konusunda rakip olamazdı.

Mızrağı bir ejderhanın gücüne sahip gibi görünüyordu. Akademideki 5. sınıf öğrencileri arasında bile, dövüşte ona rakip olabilecek kişilerin sayısı bir elin parmaklarını geçmezdi.

"Haklısın. Yardımcı meslekler önemliler, ancak bir üstadın en önemli özelliği her şekilde gücüdür. Oraya gidip adamlarının o çaylaklara derslerini verişlerini izleyelim!" Long Cangyue hafifçe kıkırdadı.

"Pekala!" Xue Zhenyang başıyla onayladı.

Bunun üzerine üçlü çaylakların yaşadıkları yere doğru yürümeye başladılar.

…

Hu Yaoyao'nun konutundan Luo Qiqi'yle birlikte ayrıldıktan kısa süre sonra, Zhang Xuan Seçkin Kısımdaki konutuna ulaşınca Ruohuan gongzinin endişeyle kapıda dikildiğini gördü.

"Usta Zhang, Kıdemli Qiqi!" İkisini gören Ruohuan gongzi'nin gözleri ışıldadı ve onlara doğru koştu.

"Ben de sizi arıyordum!" Zhang Xuan soğuk bir şekilde homurdandı.

"Beni mi arıyordun?" Ruohuan gongzi şaşırdı.

"Hoca Bilgi Formunu diğer çaylaklara bedavaya dağıtan sendin, değil mi?" Zhang Xuan soğuk bir tavırla sorguladı.

Bu herif onlar için derlediği kitabı onun bilgisi olmadan diğer çaylaklara dağıtmış ve üstüne bunu yaparken onun adını kullanmıştı. Bu olay nedeniyle tüm öğrenci gruplarının gözüne batmıştı.

Hiçbir şey yapmamasına rağmen bu öfke onun üzerine dönmüştü ve pek çok sorun çıkmıştı... Henüz bunun hesabını sormak için Ruohuan gongziyle yüzleşmemişti bile, ancak karşı taraf çoktan kapısını çalıyordu.

Gerçekten de arsız biriydi!

"En azından bu kadarını yapmalıydım; Usta Zhang, bunun için bana teşekkür etmene gerek yok!" Bu sözleri duyan Ruohuan gongzi yalnızca yapması gerekeni yapmış gibi, ellerini cömertçe salladı.

En azından bu kadarını mı yapmalıydın?

Bunun için sana teşekkür etmeme gerek yok mu?

Zhang Xuan neredeyse tükürüğünde boğulacaktı.

Karşı taraf ona çok kötü bir şekilde ihanet etmişti, peki neden adını vermeden iyilik yapmış biri gibi davranıyordu?

Zhang Xuan'in canı o anda ne kadar sıkılırsa sıkılsın, Ruohuan gongzi'nin yüzündeki ciddi ifadeye bakılırsa, yardımı gereken acil bir mesele vardı. Bu nedenle meseleyi şimdilik unutmaya karar vererek sordu, "Bir şey mi oldu?"

"Hoca Bilgi Formu meselesi nedeniyle son birkaç günde bize meydan okumaya gelen pek çok kıdemli oldu. Bugün, çaylak yaşam alanına üç üstat geldi ve sarf ettikleri sözler son derece sinir bozucuydu. Öfkeyle düello tekliflerini kabul ettik, ancak sonunda... trajik bir şekilde yenildik ve bir kaçımız ağır yaralandı." Ruohuan gongzi açıkladı.

Çaylakların çoğu Yüce Ölümlü 4-dan'ın zirvesindeydiler ve yalnızca çok az Yüce Ölümlü 5-dan ve 6-dan'a ulaşabilmişti. Öte yandan, kıdemlilerin en zayıfları bile Evren Köprüsü alemindeydi. Onlara nasıl rakip olabilirlerdi?

Zhang Xuan'in şüphelerini anlamış gibi görünen Ruohuan gongzi karşılık verdi, "Gelişim alemlerini bizim seviyemize baskılayarak, bize saf dövüş sanatları üzerine meydan okudular..."

"Dövüş sanatları mı?" Zhang Xuan durumu fark edip başıyla onaylamadan önce bir anlığına şaşırmıştı.

Eğer kıdemliler gelişim alemlerini çaylaklarla aynı seviyeye baskılayacak olurlarsa, dövüş temel olarak ustalıklarına ve dövüş sanatlarını ne kadar yetenekle kullandıklarına göre sonuçlanırdı. Durum buysa, bu en azından adil bir dövüş sayılabilirdi.

"Aynen öyle. Konutumuzun dışında dikilip, ancak birisi onları yenmeyi başarırsa gideceklerini söylüyorlar. Aksi halde, bizi odalarımızdan dışarıya tek adım atmaya cesaret edemeyinceye kadar döveceklermiş!"

Bu sözleri söyledikten sonra, Ruohuan gongzi bakışlarını kaldırdı ve kararsız bir ifadeyle devam etti, "Üstelik... eğer bugünün sonuna kadar onları yenmeyi başaran olmazsa, Usta Zhang'in herkesin önünde özür dilemesini ve tüm çaylakların birer Hoca Bilgi Formu satın almalarını istediklerini söylediler!"

"Herkesin önünde özür dilemek mi? Ben mi? Bunun benimle ne ilgisi var?" Zhang Xuan ne diyeceğini şaşırmıştı.

Kıdemliler çaylaklara meydan okudularsa ne olacaktı? Bunun kendisiyle ne ilgisi vardı?

Herkesin önünde özür dilemesi... bu kez onları nasıl kızdırmıştı?

"Bu..." Ruohuan gongzi devam ederken kafasını utançla kaşıdı, "Kıdemliler tarafından kurulan gruplara katılan öğrencilerin her yıl yüklü bir miktar üyelik ücreti ödediklerini sen de biliyorsun. Ancak bir çaylak olarak, üyelik ücreti ödeyecek parayı nereden bulabiliriz? Bu nedenle... hepimiz senin kurduğun bir öğrenci grubuna katılmaya karar verdik..."

"Benim kurduğum öğrenci grubu mu? Ne zaman bir öğrenci grubu kurmuşum?" Zhang Xuan karşı tarafın sözlerini dinledikçe daha çok şaşırıyordu.

Gerçekten de kendisi hakkında mı konuşuyorlardı? Tam olarak ne zaman bir öğrenci grubu kurmuştu?

"Şey... Usta Zhang'in giriş sınavında puanlarını bedavadan dağıtma amacının onları kendi bayrağın altında toplamak olduğunu düşündüm, bu nedenle kendine bir öğrenci grubu kuracağını varsaydım. Üstelik tüm çaylakların hayranlık duyduğu tek kişi sensin ve hepimiz senin emirlerini dinlemeye hazırız. Bu nedenle biraz konuştuktan sonra, senin lideri olduğun bir öğrenci grubu başlatmaya karar verdik." Ruohuan gongzi konuştu.

"Lider ben miyim?" Zhang Xuan dünyanın çıldırdığını düşündü.

Haberi bile olmadan bir öğrenci grubunun lideri olmuştu... Resmen onu ateşin içine atıyorlardı!

"Aynen öyle. Usta Zhang, bu mevkiyi geri çevirmemeni umuyoruz. Bir öğrenci grubuna bağlı olmayan bir çaylağın akademide güçlenebilmesi çok zor. Hatta, attığı her bir adımda engellerle karşılaşıyor. Otuz bin çaylak içinde herkesin saygısını ve hayranlığı kazanan tek kişi sensin. Eğer sen lider olarak öne çıkmazsan, bunu başka kim yapabilir?" Ruohuan gongzi telaşla konuştu.

"Ayrıca, kıdemliler sırf akademide daha uzun süre oldukları için kafalarına eseni yapıp, çaylaklara zorbalık ediyorlar. Eğer onlara karşı koymak için bir araya gelmezsek, bu zulmü asla durduramayız."

"Bu..." Bu sözleri duyan Zhang Xuan tereddüt etti.

Hiçbir şey yapmadığı halde çatışmanın ortasına atıldığı için hoşnutsuzdu, ancak Ruohuan gongzi'nin sözleri bir ölçüde doğruydu.

Bir öğrenci grubuna dahil olmayan bir çaylağın akademide hayatta kalabilmesi zordu.

Bedava Hoca Bilgi Formu meselesi nedeniyle, kıdemlilerin çoğu şu anki çaylak grubuna düşmandı. Eğer karşı koymak için bir araya gelmezlerse, hayatları son derece zorlaşabilirdi.

"Hoca Bilgi Formunu bedavaya dağıtırken böyle bir şey yaşanabileceğini tahmin etmedin mi?" Zhang Xuan, Ruohuan gongzi'ye soğuk bir bakış attı.

Bilgi sahibi usta hocalar olarak, Song Chao, Luo Xuan ve diğerleri yaptıklarının kıdemlileri rahatsız edeceğini nasıl düşünemezlerdi.

"Daha önce bunu yalnızca öfkeyle yaptık. Kıdemliler satın almaktan başka şansımızın olmadığını bildiklerinden, Hoca Bilgi Formunun fiyatını bilerek yükselttiler. Üstüne, bizi satın almaya zorlayıp, karşı çıkan öğrencileri diğerlerine örnek olması için dövdüler.

Dahası, öğrenci gruplarından birinden satın alsak bile, bu sefer diğer bir grubu kızdıracaktık ve bu durumda kimi seçersek seçelim zorbalık görecektik...

Bu nedenle, diğerleriyle biraz tartıştıktan sonra, bu baskı altında acınası şekilde yaşamaktansa, karşı koyarak bir darbe vurmalıydık. Sonuç olarak, bize verdiği kitabı diğer çaylaklara dağıtmaya karar verdik."

Ruohuan gongzi yüzü kızararak ekledi, "Bunun için Usta Zhang'den özür dilerim. Yalnızca köşeye sıkıştığımız için bunu yaptık!"

"Pff..." Zhang Xuan iç çekti.

Açık ders etkinliğine katıldığı için, durum hakkında kabaca bir fikri vardı.

Gerçek Helios Grubunun bir üyesi tarafından durdurulmuştu ve karşı taraf onlara karşı son derece kibirli yaklaşmış, 'Eğer Hoca Bilgi Formumu satın almazsanız, tüm Gerçek Helios Grubunu düşman edinirsiniz.' diyerek tehdit etmişti.

Akademiye yeni katılan çaylakların öğrenciler arasında en zayıf grup olduğu ve hiçbir bağlantılarının olmadığı düşünülürse, herhangi bir öğrenci grubunu kızdırmaya cesaret edemezlerdi.

Zhang Xuan sınav sırasında Kıdemli Mo'nun gözüne girebildiği için bir anlamda şanslıydı. Sonuç olarak çoğu kıdemli, Kıdemli Mo'yu kızdırma korkusuyla ona yaklaşmaya cesaret edememişti.

Bunu fark eden Zhang Xuan kabullenerek iç çekti, "Pekala. Benim adıma bir öğrenci grubu kurduğunuza göre, adı neymiş? En azından bu kadarını bilmeliyim, değil mi?"

Zhang Xuan'in durumu kabul ettiğini gören Ruohuan gongzi rahat bir nefes alarak karşılık verdi, "Öğrenci grupları genellikle liderlerinden isim alıyorlar. Örneğin, Gerçek Helios Grubunun adı Xue Zhenyang'dan, Kül Rengi Ay Grubunun adı Long Cangyue'den geliyor... Bu nedenle gruba isim verirken, liderimizin kim olduğu açık olsun diye senin adını dikkate aldık!"

"Benim adım mı? Yani grubumuzun adı Zhang Xuan Grubu mu?" Zhang Xuan sordu.

"Hayır, grubun adı..."

Bu noktada Ruohuan gongzi'nin yüzünde heyecanlı bir ifade belirdi ve konuştu, "Xuanxuan Grubu!"