Bölüm:764 Hu Yaoyao

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Zhang Xuan sonunda tavuk butlarını 'incelemeyi' tamamlayarak onları yere bıraktı.

Görünüşe göre bir kitap haricindeki nesnelere yalnızca bakmak yeterli değildi. Onlarla ilgili bilgileri Semavi Yolun Kütüphanesine toplayabilmek için fiziksel temas kurmak zorundaydı.

Yine de, öncekinden daha hızlı kitap toplayabilecek ve okuyabilecek olmam yeterince iyi! Zhang Xuan memnun bir şekilde düşündü.

Onun gibi soylu bir usta hocanın geçmişte kitap toplamak için kütüphanelerin içinde koşuşturmak zorunda kalması utanç vericiydi. Yeni Semavi Yolun Kütüphanesiyle, yeni bilgiler edinirken zarafetini koruyabilecekti.

Kısa süre sonra yemeğini bitirerek ayağa kalktı. "Ben tamamım. Haydi gidelim!"

Wu Yangzi ölümünden önce hapis tutulduğu yeraltı odasında, en önemli mirasını ve hazinelerini Toprak Ejderhasının Üç Yıldızında bıraktığını söylemişti. Ancak ölümünün üzerine iki bin yıl geçmişti ve Toprak Ejderhasının Üç Yıldızının nerede olduğu bir yana, eski malikanesini bulmak bile başlı başına büyük bir sorundu.

Luo Qiqi döndüğünden beri konuyu araştırıyordu ve son iki günde baygın Zhang Xuan ile ilgilenirken, konuyla ilgili bazı ipuçları bulmuştu.

"Pekala." Luo Qiqi başıyla onayladı.

Konuttan çıktıkları sırada, kapıyı çalmak üzere gibi duran genç bir kızla karşılaştılar. Kız Zhang Xuan'i gördüğü anda yumruklarını kavuşturarak eğildi. "Usta Zhang!"

"Ran Xiaoxiao?" Zhang Xuan şüpheyle sordu.

Bu, konutunun anahtarlarını aldığında ona meydan okuyan ve aynı zamanda 1.sınıflar Yıllık Turnuvasında 2. gelen kişiydi.

Ona Göklerin İradesini Bildirmek konusunda meydan okumuş, ancak kontrolüne girerek turnuvanın birincisi Wu Chan ve üçüncüsü Xiao Nan'ı onun yerine yenmek zorunda kalmıştı.

"Evet, rehberliği için Usta Zhang'e teşekkür etmeye geldim..." Ran Xiaoxiao gülümsedi.

Başlangıçta, bir çaylağın 1. sınıflara ayrılan ilk konutu alacağını duyduğunda hoşnut kalmamıştı ve haberleri alır almaz konuta koşarak ona meydan okumasının nedeni de buydu. Ancak karşı taraf gelişimindeki birkaç kusuru doğruca işaret etmişti ve ancak o zaman karşı tarafla aralarındaki farklı anlamıştı.

Karşı tarafın rehberliğiyle dar boğazı aşarak gelişiminde uzun süredir beklediği atılımı gerçekleştirmişti. Heyecanla, minnetini dile getirmek için onun konutuna koşmuştu. Aynı zamanda bazı endişe verici haberler duymuştu ve bu konuda da bilgi vermek istemişti.

"Bu kadar resmiyete gerek yok. Hepimiz yoldaş öğrencileriz, birbirimize yardım etmemiz gerekir." Zhang Xuan elini şöyle bir salladı.

"Usta Zhang'in rehberliği olmasaydı, hala o dar boğazda takılı kalır, gelişimimi ilerletmeyi başaramazdım..." Ran Xiaoxiao tam minnetini dile getirmek için bir kez daha eğilmek üzereyken Zhang Xuan'in yanındaki figürü fark etti ve gözleri kocaman açıldı. "Kıdemli Qiqi?"

Daha önce Zhang Xuan'i gördüğü için fazla heyecanlandığından, onun arkasında duran kişiye dikkat etmemişti. Hayret verici şekilde, bu akademideki en ünlü 2. sınıf kıdemli olan Luo Qiqi'ydi!

Luo Qiqi karşılık olarak başıyla onayladı.

Ran Xiaoxiao 1. sınıf öğrencileri arasındaki en büyük beş dehadan biriydi ve doğal olarak Luo Qiqi de onun adını duymuştu.

"Siz ikiniz..." Ran Xiaoxiao şok içinde gözlerini kırpıştırdı.

Luo Qiqi Usta Hoca Akademisinde son derece ünlüydü, ancak bunun nedeni yalnızca inanılmaz yeteneği ve güzelliği değil, aynı zamanda sahip olduğu sıra dışı destekçisiydi.

Çok çalışkan olduğu bilinirdi ve zamanının çoğunu çalışarak ve eğitimle geçirirdi. Bu nedenle karşı cinsle nadiren iletişim kurardı. Neden Usta Zhang'in konutundaydı ki?

Üstelik, güneş çoktan ufukta kaybolmuş ve hava kararmıştı. Karşı cinsten iki kişinin gecenin bir vakti aynı çatı altında buluşmaları... Neyin peşinde olabilirlerdi?

"Usta Zhang'den hap üretimi öğreniyorum. O benim hocam!" Luo Qiqi karşılık verdi.

"Hoca?" Bu sözleri duyan Ran Xiaoxiao'nun gözleri şaşkınlıkla kocaman açıldı.

Usta Zhang yalnızca bir 1. sınıf öğrencisiydi ve üstelik yalnızca birkaç gün önce gelmişti. Senin gibi 2. sınıftan bir dehanın onu hocası olarak kabul etmesi...

Üstelik, okulun en güzel kızlarından biri olduğunu söylemeye gerek bile yok! Eğer bu haber yayılırsa, akademinin erkeleri arasında bir isyan başlamaz mı?

"Eğer bana teşekkür etmek için buradaysan, buna gerçekten de gerek yok. Yoldaş usta hocalar olarak, fırsatını bulduğumuzda birbirimize yardım etmeliyiz." Daha fazla gecikmek istemeyen Zhang Xuan ellerini sallayarak Luo Qiqi'yle birlikte ayrılmaya hazırlandı.

"AH!" Bu sözleri duyan Ran Xiaoxiao birden buraya gelişinin diğer sebebini hatırlayarak hızla konuştu. "Aslında Usta Zhang'le konuşmam gereken bir başka konu var."

"Ya?"

"Son birkaç gündür akademide dolaşırken bazı haberler duydum... Öğrenciler senin pek çok öğrenci grubunu kızdırdığını söylüyorlar ve görünüşe göre senin icabına bakmak için iş birliği yapacaklarmış!" Ran Xiaoxiao endişeyle konuştu.

"Öğrenci gruplarını mı kızdırmışım? Ne zaman?" Zhang Xuan şaşırmıştı.

Daha önce grupların Hoca Bilgi Formlarını satın almayı reddetmişti... ancak böyle ufak bir konu yüzünden kızgın olamazlardı, değil mi?

Ayrıca, bir şeyi satın alıp almayacağına karar vermekte özgür olmalıydı. Usta hocalardan oluşan öğrenci gruplarının böyle ufak bir mesele için bir araya gelmeleri tamamen saçmaydı.

"Onları kızdırmadın mı?" Karşı tarafın yüzündeki şaşkınlığı gören Ran Xiaoxiao başını salladı. "Bu öğrenciler tüm yıl boyunca her hoca hakkında bilgi toplayıp, çaylaklara satacak bir kitap derlemek için uğraştılar... Ancak işleri Usta Zhang tarafından engellendi ve yaptıkları için ahlakları bile sorgulandı. Kızgın olmamaları mümkün mü?"

"İşlerini mi engellemişim?" Zhang Xuan şaşkın bir şekilde kafasını kaşıdı. "Ama ben hiçbir şey yapmadım!"

Neyi engellemişim ki?

Son üç gündür baygındım, ne yapmış olabilirim ki? Ya da gerçekte uyurgezer olduğumu ve farklında olmadan bir şey yaptığımı mı söylüyorsun?

"Hiçbir şey yapmadın mı?" Ran Xiaoxiao sıkıntıyla derin bir iç çekti. "Usta Zhang, Jun Ruohuan, Song Chao ve Luo Xuan adında çaylakları tanıyor mu?"

"Evet." Zhang Xuan karşılık verdi.

"Üçü sizin adınızla kendi Hoca Bilgi Formlarını dağıtmışlar ve o belgenin içeriği diğer öğrenci grupları tarafından satılanlardan daha detaylı ve doğruymuş... Bu hem çaylaklar hem de kıdemliler arasında büyük bir kargaşaya neden oldu." Ran Xiaoxiao açıkladı.

"Kendi Hoca Bilgi Formlarını bedavaya mı dağıtmışlar?" Zhang Xuan'in göz kapakları kontrolsüzce seğirmeye başladı.

Bu her şeyi açıklıyordu!

İyi niyetiyle, hocalarını daha iyi seçebilmeleri için diğerlerinden topladığı bilgilerle bir Hoca Bilgi Formu derlemişti, ancak o herifler bunu bedavaya diğer çaylaklara dağıtmışlardı! Üstelik onun adını kullandıklarını söylemeye bile gerek yoktu!

Diğer gruplar kendi belgelerini yüz orta seviye ruh taşına satarken, onlar bunu bedavaya dağıtmışlardı ve üstelik onların belgeleri çok daha doğruydu... Bu gerçek anlamda piyasayı bozmaktı. Tabi ki de başkalarını kızdıracaklardı!

Ancak, Jun Ruohuan ve diğerlerinin onu bilinçli olarak zor duruma sokmaya çalışma ihtimalleri yoktu. Büyük olasılıkla öğrenciler arasında iyi bir itibar kazanmasını sağlamaya çalışmışlardı, yalnızca meseleyi bütünüyle düşünememişlerdi. Sonuç olarak, öğrenci gruplarının çoğunu kızdırmışlardı.

"Bir çaylak öğrenci gruplarını kızdırdığında, tüm akademide engellerle karşılaşır. Usta Zhang, dikkatli olmalısın... Eğer işler gerçekten o noktaya gelirse, koruma sağlamak için güçlü bir öğrenci grubuna katılmayı düşünmelisin." Ran Xiaoxiao tavsiyede bulundu.

O da bir öğrenci grubuna üyeydi ve haberleri duyduğunda ne yapacağını şaşırmıştı. Ancak sonunda konuyla ilgili Zhang Xuan'i bilgilendirmeye karar vermişti.

Zhang Xuan bir birey olarak öğrenci gruplarına karşı güçsüz olabilirdi, ancak daha güçlü gruplardan birinin çatısına girecek olursa, diğer grupların ona bir şey yapması zorlaşırdı.

"Teşekkür ederim!" Karşı tarafın kendi grubuyla çatışma riskine rağmen onu bilgilendirmeyi seçtiğini bilen Zhang Xuan içten bir şekilde teşekkür etti.

Dürüst olmak gerekirse, biraz sorun çıkartabilecek olsalar da öğrenci gruplarından korkmuyordu.

Ne de olsa Tianxuan Krallığından beri yaptığı yolculukta pek çok kişiyi kızdırmıştı.

Eğer kendileri için neyin iyi olduğunu biliyorlarsa, yolundan çekilmeleri gerektiğini öğrenirlerdi. Aksi halde onlara gerçek gücünü göstermekten çekinmezdi.

Bırakın bir grup öğrenciyi, Ruh Dükkanının patronu bile onun yüzünden neredeyse delirecekti.

"O halde izninizle." Gerekli her şeyi söyledikten sonra, Ran Xiaoxiao yumruklarını kavuşturarak uzaklaştı.

"O öğrenci gruplarıyla uğraşmak zor olacaktır. Hocam, dikkatli olmalısın!" Luo Qiqi, Ran Xiaoxiao'nun uzaklaşan sırtını izlerken kaşlarını çatarak konuştu.

Usta Hoca Akademisinde birkaç yıl geçirdikten sonra, o öğrenci gruplarının pek çok kirli işlerine şahit olmuştu. Eğer gerçekten de kafaya koyarlarsa, bir öğrencinin tek bir günde kendi rızasıyla akademiden ayrılmasını bile sağlayabilirlerdi.

Bu nedenle gücü ya da bir destekçisi olmayan öğrenciler bir gruba katılmak zorunda kalırlardı. Aksi halde akademide hayatta kalamazlardı.

"Anlıyorum." Karşı tarafın bu sözleri onun için söylediğini bilen Zhang Xuan başıyla onayladı.

Luo Qiqi endişeliydi, ancak Zhang Xuan'in Okul Müdürü Mo ve Okul Müdürü Zhao'nun korumasında olduğu düşünülürse, o öğrenci grupları fazla ileri gitmeye cesaret edemezlerdi. Bu nedenle konuyu fazla düşünmemeye karar verdi.

İkili sokaklarda yürüyerek kısa süre sonra gölün yanındaki bir çardağa ulaştılar.

"Burası karşı tarafla kararlaştırdığımız yer." Luo Qiqi bunu söyleyerek durdu.

"Kim o? Akademide bir öğrenci mi?" Zhang Xuan sordu.

"Ben de pek emin değilim. Yardım Kulesine bir istek gönderdim ve birileri bana yanıt verdi. Burada buluşmayı kararlaştırdık. Ne yazık ki diğer tarafın kim olduğuyla ilgili başka bir ayrıntı bilmiyorum." Luo Qiqi karşılık verdi.

"Anladım." Zhang Xuan başıyla onayladı.

Akademinin Yardım Kulesi öğrencilerin ve hatta hocaların bile emin olamadıkları belli konularda istekte bulunup, yardım talep ettikleri, karşılığında belirli ödüller vaat ettikleri bir yerdi. Genelde, ödüller Akademik Kredi cinsinden olurdu.

Bir bakıma bu sistem aynı Doktor Loncalarındaki Açmaz Duvarları gibi çalışıyordu.

Wu Yangzi ortadan kaybolalı iki bin yıl olmuştu ve Hongyuan Şehrinin haritası da bu sürede büyük ölçüde değişmişti. Dışarıdan yardım almadan eski malikaneyi bulmaları sonsuza dek sürerdi. Bu nedenle Luo Qiqi Yardım Kulesine bir istekte bulunmaya ve karşılığında Akademik Kredi sözü vermeye karar vermişti.

Bir cevap almasının uzun süreceğini düşünmesine rağmen, kim daha üçüncü günde onunla iletişime geçeceklerini düşünebilirdi ki?

Ancak, Yardım Kulesinde istek yapanların ve yanıt verenlerin kimlikleri gizli tutulurdu ve bu nedenle karşı tarafın kim olduğunu bilmesi imkansızdı. Yine de, akademide oldukları düşünülürse, karşı taraf ya bir öğrenci ya da bir hoca olmalıydı.

"O halde biraz daha bekleyelim." Zhang Xuan konuştu.

Tam o anda bir rüzgar esti ve gecenin karanlığında aniden bir figür belirdi.

Yıldızların soluk ışığı altında bir kızın silueti belli belirsiz anlaşılıyordu. Kız uzundu ancak özellikle göze çarpan, birinin tek eliyle kolayca sarabileceği beliydi.

Ancak ince beline rağmen, erkeklerin kalp atışlarını hızlandıracak kıvrımlara sahipti.

Puf!

Kısa süre sonra figür çardağa indi.

Luo Qiqi sonunda karşı tarafın kim olduğunu görebilmişti.

Bu yirmilerinin sonlarında bir genç kızdı. Aynı Yu Fei-er ve Luo Qiqi gibi güzel bir yüze sahipti, ancak ikilinin aksine, büyüleyici bir havası vardı.

"Kıdemli Yaoyao?" Şaşıran Luo Qiqi yumruklarını kavuşturarak kızı selamladı.

"Oh, demek sendin!" Luo Qiqi'yi tanıyan Hu Yaoyao merakla sordu, "Wu Yangzi'nin eski malikanesini arayan sen misin?"

"Aynen öyle." Luo Qiqi başıyla onayladı. "Bu konuda bilgin var mı?"

"Bir şeyler biliyorum!" Hu Yaoyao başıyla onayladı.

Karşı tarafın onayını duyan Luo Qiqi yumruklarını heyecanla sıktı. Ancak tam o anda, hocasının yüzündeki şaşkınlığı fark ederek onu çabucak bilgilendirdi. "Hocam, o akademimizde 5. sınıftan bir öğrenci, Kıdemli Hu Yaoyao!"

"Hu Yaoyao?" Zhang Xuan kafasını kaşıdı.

Hu Yaoyao, Luo Qiqi, Ran Xiaoxiao...

Bu akademide bir moda falan mıydı? Neden tanıştığı tüm kızların böyle isimleri vardı?

"Beni tanımıyor musun?" Genç adamın yüzündeki şaşkın ifadeyi gören Hu Yaoyao şaşırmıştı. Ona doğru yürüdü ve büyüleyici bir gülümsemeyle sordu, "Adın nedir?"

"Ben mi?" Bir sebepten ötürü, Zhang Xuan bir an tereddüt ettikten sonra dürüstçe cevap verdi, "Ben Xuanxuan!"