Bölüm:738 Altın Zırhlı Pelerin

Çeviri ve Düzenleme: Gin

Ancak ne olursa olsun, okul müdürü onu aradığına göre onu bekletmemeliydi. Luo Yan ve diğerlerini bir kez daha Zhang Xuan'in kaçmasına izin vermemeleri için uyardıktan sonra, gelen usta hocayla birlikte okul müdürünün ofisinin yolunu tuttu.

Demircilik Okulu çok büyüktü ve birkaç bin mu'luk bir alana yayılıyordu. Demirhane, Personel Ofisi, Öğrenme Salonu ve çeşitli sınav tesislerine ayrılmıştı.

(10,000 mu = 6,666,666 m2)

Yuan Hong, Personel Ofisinin tam karşı ucunda bulunan sınav tesislerinden sorumluydu.

Yine de, Aziz aleminin inanılmaz hızıyla müdürün ofisine ulaşması uzun sürmedi.

Ofise girdiğinde, görünüşe göre okul müdürü diğer üç müdür yardımcısıyla önemli bir şeyler konuşuyordu.

Demircilik Okulunun Müdürü, On Büyük Usta Hoca'dan biri olan Zhao Bingxu!

Tüm Usta Hoca Akademisinde, konumu Eczacılık Okulunun Müdüründen hemen sonra geliyordu.

Odanın sonunda dimdik otururken, onurlu ve yetkin bir aura taşıyordu.

Şu anda okul müdürünün kaşları iyice çatılmıştı ve diğer üç müdür yardımcısının yüzlerinde de ciddi ifadeler vardı.

"Okul müdürü, beni mi arıyordun?" Yuan Hong grubun arasındaki boş koltuğa yürürken şüpheyle sordu.

"Tam zamanında geldin. Görüşünü almam gereken bir konu var!" Okul müdürü parmağını savururken başıyla onayladı.

Huala!

Odada bir düzen aktifleşerek, odayı dünyadan soyutlayan bir bariyer oluşturdu.

Bu bariyerin aktifleşmesiyle, dışarıdan birinin odada konuşulanları duyması imkansız hale gelmişti.

Tabi ki bu aynı zamanda düzen aktif olduğu sürece dışarıdan içeriye haber ulaşamayacağı anlamına da geliyordu.

Okul müdürünün gizliliği korumak için düzeni aktifleştirecek kadar ileri gittiğini gören Yuan Hong şaşırdı.

"Herkes geldiğine göre, o halde başlıyorum." Okul Müdürü Zhao Bingxu ciddi bir yüz ifadesiyle başını salladı. "Kısa süre önce Kıdemli Mo ve Köşk Efendisi Mo On Büyük Usta Hoca'yı toplayarak önemli bir duyuru yaptılar!"

Yuan Hong'un yüzü şaşkın bir ifadeye büründü.

Köşk Efendisi Mo ve Kıdemli Mo'nun On Büyük Usta Hoca'yı bir araya toplaması için büyür bir mesele olmalıydı.

"Yoksa... eski müdürle ilgili haberler mi var?" Müdür yardımcılarından biri sormadan edemedi.

Usta Hoca Akademisinin karşı karşıya olduğu en önemli mesele eski müdürün kaybolarak, akademiyi lidersiz bırakmasıydı.

Eğer onun hakkında haberler varsa harika olurdu!

"Mesele bu değil." Zhao Bingxu başını ciddi bir tavırla salladı. "Dünya Dışı Şeytani Kabile Hongyuan Şehrinde ortaya çıktı!"

"Dünya Dışı Şeytani Kabile mi?" Yuan Hong'un vücudu anında kasıldı.

6 yıldızın zirvesinde bir usta hoca olarak Dünya Dışı Şeytani Kabilenin ortaya çıkışının ne kadar önemli bir mesele olduğunu anlıyordu.

Ancak okul müdürünün gizliliği sağlamak için düzeni aktifleştirmesine bakılırsa, mesele Dünya Dışı Şeytani Kabilenin ortaya çıkışı kadar basit olamazdı.

"Bu doğru." Kıdemli Bizans Helios Leiyuan Zirvesinde onların saldırısına uğradı ve şu anda ölü mü yoksa diri mi olduğunu hala doğrulayamadık." Zhao Bingxu yavaşça konuştu.

Burada toplanan dörtlü Demircilik Okulunun yardımcı müdürleriydi ve insanlığı destekleyen önemli sütunlardı. Hepsi bu önemli bilgiyi paylaşabileceği güvenilir adamlardı.

"Kıdemli Bizans Helios kayıp mı?" Yuan Hong ve diğerlerinin gözleri şokla kocaman açıldı.

Duyduklarına inanmakta zorlanıyorlardı.

Eğer tüm bunlar doğruysa, durum gerçekten korkunçtu!

Bizans Helios Canavarı eski müdürün evcil canavarıydı ve gelişimi çoktan Aziz 1-dan'ın zirvesindeydi. Üstelik, bir aziz canavar olarak odada bulunan herkesten daha güçlüydü. Dünya Dışı İblislerin tuzağına düşmüş olsa bile... düşmanları ne kadar güçlü olmalıydı?

"Hm. Kıdemli Bizans Helios bize bir mesaj bile gönderemeden kayboldu... Dahası, Leiyuan Zirvesinde kalan dövüş izlerine bakılırsa, Dünya Dışı İblislerin arasında en az on Aziz olmalı ve içlerinden biri en az Aziz 2-dan'da!" Zhao Bingxu ciddi bir şekilde devam etti.

Müdür yardımcılarını bilgilendirmek için hızla toplamasının nedeni Demircilik Okulunu hemen harekete geçirmekti. Eğer bu konuda gecikecek olurlarsa, Bizans Helios Canavarını kurtarmak izin uygun zamanı kaçırabilirlerdi.

"En az on Aziz alemi Dünya Dışı İblis mi?"

"İçlerinden biri en az Aziz 2-dan mı?"

Haberler karşısında hepsinin dudakları titredi.

Eğer durum gerçekten buysa, mesele onları fazlasıyla aşıyordu.

"Konuyu... karargaha bildirmeli miyiz?" Yuan Hong sordu.

Bunca Dünya Dışı İblisin ortaya çıkışıyla, Usta Hoca Akademisi kendisini güçsüz konumda bulabilirdi. Bu durumda meseleyle ilgilenecek daha güçlü usta hocalar göndermesi için karargaha bilgi vermek doğru hamle olabilirdi.

"Karargahtan Usta Mu çoktan akademiye geldi ve meseleyi ona da bildirdik. Görüşü meseleyi elimizden geldiğince bizim çözmemiz ve eğer Kıdemli Bizans Helios'u kurtarabilen olursa, akademinin yeni müdürü olacak!" Zhao Bingxu karşılık verdi.

"Yeni müdür mü?" Herkesin gözleri ışıldadı.

Eğer Zhao Bingxu akademinin yeni müdürü olabilirse, Demircilik Okulu'nun akademideki konumu da kesinlikle yükselirdi. Eczacılık Okulunu geçerek akademinin bir numaralı okulu olması yalnızca zaman meselesi olurdu.

"Hm. Sizi buraya toplamamın nedeni Kıdemli Bizans Helios'un nerede olduğunu araştırmanızı istemek. Demircilik Okulumuz onu diğerlerinden önce bulmalı..." Zhao Bingxu başıyla onaylayarak niyetini açıkladı.

"Bu kesinlikle sorun olmaz!"

"Okul müdürü, rahat olun. Elimizden geleni yapacağız!"

Hong Yuan ve diğerleri başlarıyla onayladılar.

Bu yalnızca Zhao Bingxu'nun terfi etmesiyle ilgili bir durum değildi. Dünya Dışı İblislerin ortaya çıkışı tüm Usta Hoca Akademisine ve insanlığa karşı bir tehditti. Ortada müdürlük pozisyonu olmasa bile, bunu yapmak zorundaydılar.

"Güzel, şimdilik hepsi bu kadar. Geri dönün ve gerekli hazırlıkları yapın!" Zhao Bingxu başıyla onayladı.

"Okul Müdürü, bildirmem gereken bir konu var!" Okul müdürünün onları göndermek üzere olduğunu görünce, müdür yardımcılarından biri ayağa kalkarak konuştu.

"Benim de bildirmem gereken bir konu var..." Yuan Hong da aceleyle konuştu.

"Müdür Yardımcısı Xiong, önce sen anlat!" İki müdür yardımcısının bildirecek meseleleri olduğunu duyan Zhao Bingxu başıyla onayladı.

Müdür Yardımcısı Xiong Bing Öğrenme Salonundan sorumluydu ve öğrencilerle en yakın olan kişiydi.

"Pekala!" Xiong Bing başıyla onayladı. "Durum şu şekilde. Bir süre önce bir öğrenci Kıdemli Wu Yangzi ile ilgili izler bulduğunu bildirdi ve bu konuda bir görev talebinde bulundu... Böyle şeyler sıkça yaşandığından olayı fazla büyütmedim. Bu nedenle onlara ödül olarak birkaç Akademik Kredi teklif edip onu yolladım."

Wu Yangzi, Hongyuan İmparatorluğu tarihinde son on bin yıldaki en yetenekli demirciydi ve çoğu öğrenci onu idol olarak görürdü. Sonuç olarak her yıl Wu Yangzi hakkında topladıkları bilgilerle onlara gelip görev başvurusunda bulunan pek çok öğrenci olurdu, ancak çoğunun yalnızca söylenti olduğu ortaya çıkardı.

"Yoksa... başardılar mı?" Xiong Bing'in aniden bu konuyu açtığını duyunca Yuan Hong'un zihnide bu düşünce belirdi ve nefesi heyecanla hızlandı.

Eğer bu doğruysa, Demircilik Okulunda büyük bir gürültü kopacağı kesindi!

Wu Yangzi'nin ölümünden beri uzun zaman geçmiş olsa da, hala Hongyuan Şehrindeki demirciler arasında büyük bir prestije sahipti.

"Bunun doğru olup olmadığını kontrol etmek için hala çok erken, ancak görevin başarılı olduğunu bildiren... Altıncı Prenses!" Xiong Bing konuştu.

"Altıncı Prenses mi? Yani Prenses Fei-er mi?" Zhao Bingxu sordu.

Yu Fei-er kraliyet ailesinden biriydi, bu nedenle On Büyük Usta Hocadan birisi olarak bile onu duymuştu.

"Bu doğru." Yalnızca bu da değil, 2. sınıftan Luo Qiqi ve Xing Klanından Xing Yuan da onunlaydı!" Xiong Bing devam etti.

"Luo Qiqi'yi duydum, 2. sınıftan ünlü bir demircilik dehası. Eğer onu iyi yetiştirebilirsek, gelecekte büyük şeyler başaracağı kesin. Xing Yuan'a gelince, o ihtiyarın çocuğu mu?" Zhao Bingxu sordu.

"Aynen öyle!" Xiong Bing başıyla onayladı.

"Neden durduk yere Kıdemli Wu Yangzi'nin nerede olduğunu araştırmaya gittiler?" Yuan Hong şaşkın şekilde sordu.

Her yıl Wu Yangzi'nin yerini bularak, kayboluşu ardındaki sırrı açığa çıkartmak isteyen pek çok öğrenci olurdu, ancak genelde, topladıkları haberlerin yalnızca halk arasındaki bir söylenti olduğu ortaya çıkardı. Sınıflarının önde gelen öğrencileri olarak asılsız söylentileri takip etmemeleri gerektiğini biliyor olmalılardı?

"Bundan emin değilim, ancak bugün bana gelerek görevlerini tamamladıklarını bildirdiler. Üstelik, Kıdemli Wu Yangzi'nin kalıntılarını getirdiler... Meselenin öneminden dolayı kendi başıma karar vermeye cesaret edemedim. Bu nedenle umarım bunu doğrulamam için bana yardım edebilirsiniz!" Xiong Bing ciddi bir tavırla konuştu.

"Tabi ki, seve seve yardım ederiz. O öğrenciler neredeler?" Zhao Bingxu sordu.

Herkes grubun Wu Yangzi'nin kalıntıları getirdiğini duyunca şaşırmıştı. Wu Yangzi'nin yerini arama görevleri her zaman başarısız olmuştu, ancak bu gruptakiler onun cesedini bulduklarını iddia ediyorlardı.

Eğer bu doğruysa, bu gerçekten de çok büyük bir olaydı!

Zhao Bingxu da 6 yıldızın zirvesinde bir demirci olsa da, yetenekleri Wu Yangzi'ye kıyasla çok daha eksikti. Eğer grup Wu Yangzi'den kalan gizli kılavuzları yanlarında getirdiyse, bu Demircilik Okulu adına bir devrim olurdu!

"Şu anda odanın dışında bekliyorlar. Hemen çağırıyorum!" Xiong Bing aceleyle karşılık verdi.

"Pekala!" Zhao Bingxu başıyla onayladı.

Xiong Bing odadan çıktı ve bir süre sonra peşinde üç öğrenciyle geri geldi.

Bunlar Xing Yuan, Luo Qiqi ve Yu Fei-er'di.

Xing Yuan ve Ye Qian, Huanyu İmparatorluğundan Luo Qiqi ve Yu Fei-er'den daha önce ayrılmış olsalar da, bindikleri kanatlı ruh canavarı Yüce Morkanat Canavarından çok daha yavaştı. Sonuç olarak Yu Fei-er ve Luo Qiqi onlardan daha önce gelmişlerdi.

Meseleyi bildirmek için bir araya gelmeleri bu nedenle uzun sürmüştü.

"Xing Yuan (Luo Qiqi, Yu Fei-er) Okul Müdürü Zhao ve diğer müdür yardımcılarına saygılarını sunar!" Grup yumruklarını kavuşturarak selam verdi.

"Törene gerek yok!" Zhao Bingxu bakışlarıyla grubu süzerken sakalını sıvazladı. Kıdemli Wu Yangzi'nin kalıntılarını bulduğunuzu duydum. Bu doğru mu?"

"Bu doğru. Bu nedenle buradayız!" Xing Yuan başıyla onayladı. "Okul Müdürü Zhao'dan kalıntıların gerçekliğini doğrulamasını rica ederiz!"

Bu sözlerle, bileğini çevirdi ve kalabalığın önünde bir ceset belirdi.

Bu yeraltı odasında buldukları cesetti.

"Bu..."

Cesedi gördükleri anda, Zhao Bingxu, Yuan Hong ve diğerleri birbirleriyle bakıştılar ve gözleri kısıldı.

Zamanında Hongyuan Şehrinin en üstün demircilerinden biri olarak onunla ilgili pek çok resim yapılmıştı ve bu resimler nesiller boyu aktarılmıştı. Onlar da bu resimleri daha önce görmüşlerdi ve ceset biraz hırpalanmış olsa da, ayırt edici özelliklerinin resimlere bire bir uyduğunu görmek şaşırtıcıydı!

Bir başka deyişle... bu cesedin Wu Yangzi'ye ait olma ihtimali oldukça yüksekti!

Yoksa sayısız kişinin başaramadığını gerçekten başarmış olabilirler miydi?

"Kıdemli Wu Yangzi bir zamanlar sıradan zırhların aksine, birinin cildin altında gizlenebilen [Altın Zırhlı Pelerin]i üretmişti. Eğer bu ceset derisinin altında Altın Zırhlı Pelerine sahipse, hiç şüphesiz Kıdemli Wu Yangzi'dir!" Zhao Bingxu ayağa kalkarak cesedi dikkatle inceledi.

"Altın Zırhlı Pelerin mi?" Yuan Hong ve diğerleri şaşırdılar.

Bunu daha önce hiç duymamışlardı.

"Bu doğru." Zhao Bingxu başıyla onaylarken parmağının ucunda bir kılıç çi dalgası topladı ve cesedin derisinde ufak bir kesik açtı.

Si la!

Cesedin derisinde açılan bu küçük kesik pırıl pırıl bir altın zırhı ortaya çıkartmıştı.

"Bu gerçekten de Altın Zırhlı Pelerin! Buna hiç şüphe yok, bu Kıdemli Wu Yangzi'nin cesedi!" Cesedin derisinin altındaki sarı parıltıyı gören Zhao Bingxu yumruklarını heyecanla sıkarken nefesi hızlandı.

Bir ceset sahte olabilirdi, ancak Altın Zırhlı Pelerinin sahte olmasına imkan yoktu. Bunun nedeni üretim yönteminin çoktan yeryüzünden kaybolmasıydı!

Karşısındaki cesedin bu zırha sahip olmasının yalnızca tek bir olasılığı vardı - Wu Yangzi olmalıydı!